ATALANTE 3 [TAMAMLANDI]

Par eliftturan

524K 54.8K 22.7K

"Bitiş noktasındayız belki lakin bu nokta bizim başka yoldaki başlangıcımız." | Seri 3 kitaptan oluşmaktadır... Plus

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
AÇIKLAMA
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Final

Bölüm 26

9.3K 1K 330
Par eliftturan

Azrail, Elka ve ben Maes ve Paul'un sohbetini bölerek yanlarına yaklaşmıştık. Bizi gördüklerinde duraksamışlardı elbette. Paul tek kaşını kaldırarak beni baştan aşağıya süzdüğünde alayla gülmüştü. Köylerin yakılmasından ötürü fazlasıyla gergin ve sinirli olduğum için bu tavırlara şu an asla taviz veremezdim.

Azrail kaşlarını çattığında sert bir tonda konuştu.

"Köylerde çıkan yangından dolayı tüm özeller sorguya alınacak. Hükümet binasına geliyorsunuz."

Maes kaşlarını çattığında 'bizimle ne alakası var' demişti. Hepsi elbette aynı şeyi söyleyecekti.

Haberimiz yok. Bizimle ne alakası var.

Paul gülümseyerek ellerini birleştirdiğinde 'Atalante bu demek' demişti aşağılayıcı bir tonda. Özellikle bana bakarak 'bu' demesi sinirlerimi daha fazla germişti. Azrail'in de gerildiğini hissettiğimde hemen söze girdim. Paul'a iğrenirmiş gibi baktıktan sonra Elkaya döndüm.

"Paul bu mu?"

Onu elbette görmüştüm kesitlerimde. Ancak beni küçük düşürmeye çalışmasından hoşlanmamıştım. Elka tavrıma karşılık güldüğünde 'bu' demişti. Azrail de alayla gülerken 'fazla çelimsiz görünüyor' demişti.

Paul fazlasıyla sinirlendiğinde tek kaşımı kaldırarak ona doğru bir adım atmıştım.

"Tanışma faslını sonra gerçekleştiririz. Şimdi tüm özeller hükümet binasına gelecek."

Maes tekrar onunla bir ilgisi olmadığını söylediğinde son kez söze girdim. Zaten bakışlarını da Elkadan ayıramıyordu. Elka'nın bu durumdan rahatsızlığını görebiliyordum.

"Bir ilginiz olup olmadığını sormuyorum. Herkes hükümet binasında olacak diyorum. Şimdi kendi iradenizle mi gelirsiniz yoksa biz mi götürelim?"

Paul'un yardımcısı Yolande hırlamaya başladığında Azrail bakışlarını ona çevirerek 'sözlerine dikkat etsen iyi olur' demişti. Biz duyamasak da bir şey demiş olmalıydı. Paul ve Yolande buna şaşırdığında Azrail öne çıkarak Maes'i ve Paul'u aniden tuttu. Ortadan kaybolduklarında Yolande daha fazla şaşırdı. Atağa geçmeye hazırlandığında Elka elini kaldırdı.

"Deneme bile Yolande. Senin zararına olur. Kişisel bir durum yok. Herkes sorgu için alınıyor."

Yolande öfkeli tavrına devam etse de geri adım atmıştı. Madora'nın bakışları Elkada iken ondan hoşlanmadığını çok rahat görebiliyordum. Maes'in yardımcısı olduğu için bu durum beni şaşırtmıyordu.

Azrail kısa bir süre sonra geldiğinde Yolande ve Madoraya kendisine yaklaşmalarını söylemişti. İkisinin de yapabileceği bir şey yoktu. Özelleri oradayken gelmemeleri de saçma olurdu zaten. Azrail'e yaklaştıklarında Azrail tekrar kısa bir süre ortadan kayboldu.

Aklım bir yandan Azelyadaydı. Öyle aniden gitmekte haklıydı belki de. Azrail'in geçmişte nasıl biri olduğunu duyduğumda her ne kadar gitmek istesem de geçmişti. Geçmiş yüzünden ona bunu yapmak çok zalimce olurdu. Yine de anlatılanları sindirmekte zorlanıyordum. Bunu dışa ne kadar yansıtmıyor olsam da içten içe rahatsız olmuştum. Kendime sürekli geçmişi kurcalama diyordum. O seninle değişti ve önemli olan bu. Biz birdik. Başından beri bağlıydık. Kutudan çıktığı ilk vakitte bile aramızdaki bağı hissediyordum. Özeller ve yardımcıları ölene kadar birlikte kalırdı. Biz bundan çok daha fazlası olmuştuk. Geçmiş yüzünden bunu parçalayamazdım. Azrail'e de yapamazdım bunu. Ona büyük bir haksızlık olurdu.

Azrail kısa bir süre sonra geldiğinde 'tüm özeller toplandı' demişti. Başımı olumlu anlamda salladığımda 'gidelim' demiştim.

"Sorguyu dinlemek istiyorum."

Azrail derin bir nefes aldığında 'hiçbiri zihinlerini izlememe müsaade etmedi' demişti.

"Yangından dolayı değildir Azrail. Herkesin özel yaşantısı var. Zihinlere girmen çoğu şeyi görmeni sağlar."

Elka'nın sözlerine karşılık Azrail başını olumlu anlamda sallamıştı. Sorgulamak yetmeyecekti eminim. Yine de denemeliydik.

Azrail Elka ve beni tuttuktan sonra hükümet binasına gelmiştik. Özeller'in hepsi bekliyordu ve fazlasıyla huzursuzlardı. Bu huzursuzluk sorguya girecekleri için miydi yoksa yangınla alakaları olduğu için miydi bilmiyordum. Sorgu odasının bulunduğu odayı izleyebileceğim diğer odaya girdiğimde sorguyu yapanlar arasında Hermia da vardı. Hükümet binası koruyucularından bir kişi daha sorguya girmişti. Azrail sorgu odasına girdiğinde onları izliyor ve dinliyordum. Sorguda Moneta vardı.

Hermia 'yangından önce neredeydin' diye sorduğunda Moneta söze girdi. Azrail sadece dinliyordu. Tepkileri ölçecek ve bazen de kendisi soracaktı.

"Birkaç büyücü ile birlikte tarlaları kontrol ediyorduk. Biliyorsunuz ekimleri büyücüler de yapıyor."

Hermia başını olumlu anlamda salladığında kollarını göğsünde bağlamıştı. Moneta o sırada tekrar söze girdi.

"Büyücülere sorabilirsiniz."

Hermia 'büyücüler' demiş ve sözlerine devam etmişti.

"Sana bağlı oldukları için yalan söyleyebilirler."

Moneta bir süre duraksadığında aniden kahkaha atmıştı.

"Hermia Louis'i sorgulamıyorsun. Hey ben Moneta."

Moneta elini Hermia'nın yüzüne doğru salladığında Hermia dayanamayarak gülmüştü.

"İşimde her zaman ciddiyimdir Moneta. Ayak uydur işte."

Azrail de güldüğünde odadaki diğer hükümet bina koruyucusuna döndü.

"Moneta ile beraber olan büyücüleri bulun ve sorgulayın. Kesin kayıt girin."

Hermia Monetaya gidebileceğini söylediğinde Moneta gülmeye devam ediyordu.

"Gerçekten biraz gerildiğimi hissettim. Louis, Maes ve Leon'u ağır sorgula."

Hermia başını olumlu anlamda salladığında 'o iş bende' demişti. Moneta odadan ayrılırken ben de odadan çıkmıştım. Moneta beni görerek duraksadığında yanıma gelmişti.

"Sorguyu ben de izleyebilir miyim?"

Başımı olumlu anlamda salladığımda 'tabii' demiştim.

"Benimle gel."

Monetaya sorgu için kusura bakmamasını söyleyecektim ancak zaten bakmamış gibiydi. Özeller kendilerini halktan üstün görüyordu ancak hükümete bağlı olduklarını bilmelilerdi. Bu sorgu da bunun için biçilmiş kaftandı. Zorunlu olarak buradaydılar ve bunun farkındalardı.

Odaya Moneta ile birlikte girdiğimizde kapıyı örterek camın önüne geçmiştim. Hermia odaya Esyayı aldığında Esya bu durumdan fazlasıyla rahatsız bir şekilde gözlerini devirdi ve oturdu. İyice yayıldığında Hermia Esyaya doğru eğilerek konuştu.

"Yangın çıkan bölge büyük savaşta yetim kalan cin çocukları çoğunlukla evlatlık alan bölgeydi. Senin de cinleri huzuruna bile kabul etmediğini biliyoruz. Nefretin tarih kitaplarına kadar düştü. Bölgeyi yaktırman için müthiş bir sebep ne dersin?"

Bölgenin cin çocuklarının çoğunu evlat edinen bölge olduğunu bilmiyordum. Esya alayla güldüğünde söze girdi.

"Çocuk öldürmem ben. Hem üzerinden çok zaman geçti. Yapmak isteseydim savaştan sonra yakardım orayı."

Hermia tek kaşını kaldırdığında 'hiç öldürmedin mi' diye sordu. Esya Hermiaya bir süre baktığında tekrar söze girdi.

"Çocuklar gazabıma uğramak için çok küçük ve masumlar. Gücümü hak edenlere saklarım."

Hermia gözlerini kısarak Esyaya baktığında 'yani yangınla hiçbir ilgim yok mu diyorsun' demişti. Esya başını olumlu anlamda salladığında 'yok' demişti.

"Louis ile birlikteydim. Bölgede olmadığımın kanıtı."

Hayatta kalanlar bölgede özellerden birkaçını gördüğünü söylemişlerdi. 

Hermia komik bir şey duymuş gibi güldüğünde 'Louis mi' dedi.

"Louis"in nasıl bir özel olduğunu biliyoruz. Belki de o bunu planladı ve sen de üzerini örtüyorsun. Louis ile olman bunu kanıtlamaz."

Esya bir süre düşündüğünde 'öyleyse sağlık binasını yöneten kadın bizi görmüştü' dedi. Hermia'nın Louis hakkında bu şekilde konuşmasına ses çıkarmamıştı. Bu beni şaşırtmıştı. Louis için bir şey dendiğinde Esya hemen kükrüyordu.

"O bölgede dolaşıyorduk. O bizi gördü. Ona sorabilirsiniz. Yangının olduğu vakit bölgede değildik."

Azrail başını olumlu anlamda salladığında kapıyı açarak dışarıdaki adama 'Jinayı sorgu için çağırın' dedi. Bir şahit varsa Esya doğruyu söylüyor olmalıydı. Esya ayaklandığında 'sanırım bitti' demişti. Hermia başını olumlu anlamda salladığında Esya odadan ayrıldı. Hermia ve Azrail bakıştıklarında Hermia odaya Chen'i aldı. Louis'i sanırım sorguya almayacaklardı. Jina Esya ve Louis'i gördüğüne dair şahit olursa Louis'i sorguya almaya gerek kalmazdı.

Chen oturduğunda Hermia Chen'e bir süre baktı ve anlamsız bir soru sordu.

"Şayayı hala seviyor musun?"

Chen şaşırdığında bir süre bekledi.

"Evet"

Hermia güldüğünde 'geçen seni sorduruyordu' dedi.

"O da seviyor da kırgınlığından belli etmiyor. Peşini bırakma bence."

Chen sesli bir şekilde güldüğünde Azrail 'Hermia' dedi uyarıcı bir ses tonuyla. Moneta ve ben de dayanamayarak gülmüştük. Moneta o sırada söze girdi.

"Şaya duymasın."

Bakışlarım Monetaya döndüğünde 'Chen'i sorduruyormuş' dedim. Gülmeye devam ederken Hermia'nın  sesiyle bakışlarımız tekrar odaya dönmüştü.

"Yangın vakti ve öncesi neredeydin?"

Chen 'bugün bütün gün evimdeydim' demişti.

"Evinde olduğuna şahit olabilecek biri var mı?"

Chen bir süre düşündüğünde başını iki yana salladı. 

"Yok sanırım. Bütün gün evden çıkmadığım için şahit olabilecek biri yok. Sadece Kolle var. O da yardımcım olduğu için kabul etmeyeceksiniz."

Hermia Chen'e bakarak kollarını bağladığında bakışlarını Azrail'e çevirdi. Azrail söze girdi.

"Zihnine girmeme izin verirsen bunu onaylarız."

Chen bir süre düşündüğünde 'buna izin veremem' dedi.

"Kimse böyle bir şeye izin vermez."

"Sadece yangın zamanı ve öncesini izleyeceğime söz veriyorum."

Chen tedirgin olduğunda 'bunu bilemem ama' demişti Herkesin geçmişinde yaptıkları ve zihninde kalan anıları vardı. Kimse zihnine girilmesini istemiyordu. Azrail zorla bakmak istese bile büyü yolu ile engelleyebilirlerdi. Azrail derin bir nefes aldığında 'şüpheli konumunda kalacaksın' dedi.

"Seni bir süre tutmak zorunda kalacağız."

Chen başını olumlu anlamda 'bir süre tutulacağım o vakit' demişti. Bu durumdan hiç hoşnut olmamıştım. Moneta derin bir nefes aldığında 'Chen yapmamıştır' dedi.

"Onu tanıyoruz. Böyle bir şeyi asla yapmaz."

Başımı olumlu anlamda sallarken bakışlarımı Monetaya çevirerek söze girdim.

"Yanan bir bölge var ve tüm halk özellerden birkaçının orada olduğunu duydu bile. Sorgu olmalı ve kesin orada olmadıklarına dair kanıt tutulmalı. Chen bir süre burada misafir olmak zorunda."

Moneta başını salladığında bakışlarını tekrar o yöne çevirdi. Odaya giren iki kişi Chen'i tutarak götürdüğünde Hermia derin bir nefes almıştı sıkıntıyla. Azrail odaya Denver aldığında Moneta söze girdi.

"Denver'in nasıl biri olduğunu asla anlayamıyorum. Kötülük yapmaktan çekinmeyen biri ancak sanki iyi biriymiş gibi de görünüyor."

"Orman özelleri olarak anlaştığımız için Denver'in yanlış bir şey yapacağını düşünmüyorum. En azından öyle umuyorum."

Azrail Denver'e tüm gün nerede olduğunu ve ona şahit olabilecek biri var mı diye sorduğunda Denver güldü.

"Tüm gün ormandaydım. Şahitlerim de Azelya ve Lacey."

Azrail'in kaşları havalandığında 'onlar sabah bizimleydi' demişti.

"Öyle olabilir ancak yangından hemen önce ormana gelmişlerdi. Yangın zamanı bölgede olmadığımın kanıtı budur."

Hermia 'niye ormana gelmişler' diye sorduğunda Azrail Denver'e bakarak kaşlarını çattı. Denver dudaklarını büzdüğünde 'bilmiyorum' dedi.

"Bunu sorduğumda Lacey bir daha konuşursam dilimi keseceğini söyledi."

Hermia kendini tutamayarak güldüğünde Azrail Denver'e bakmaya devam ediyordu.

"Azelya üzgün görünüyordu. Ormanda geziyorlardı. Benim bölgemde oldukları için yardımcım Akantha bana haber verdi. Neden burada olduklarını sorduğumda Lacey Azelya'nın istediği her yerde olabileceğini konuşursam dilimi keseceğini söyledi."

Denver anlatırken sinirlenmiş gibi değildi. Cümlesini bitirdiğinde gülmüş ve bakışlarını yere çevirmişti. Azrail başını olumlu anlamda salladığında Denver'e çıkabileceğini söyledi. Odadaki diğer hükümet bina koruyucusuna Lacey ve Azelya'ya Denver'i görüp görmediklerini sorulmasını istedi. Hükümet koruyucusu dışarı çıkarken Hermia Azrail'e döndü.

"Bir şey mi oldu?"

Azrail Hermiaya baktığında Moneta bakışlarını bana çevirdi.

"Ne oldu Atalante?"

Bunu tabii ki kimseye anlatamazdım. Bu Hermia ve Moneta olsa bile. Başımı iki yana salladığımda 'bir şey olmadı' dedim.

"Azelya biraz gergin sadece. Ufak bir tartışma oldu o kadar."

Azrail büyü yolu ile bulunduğumuz odayı dinlemiş olacak ki Hermiaya aynı şeyleri söyledi. Derin bir nefes alırken bakışlarım Hermiaya dönmüştü. Hermia söylenilenlere pek inanmamıştı. Azrail'e kısık gözlerle baktıktan sonra söze girdi.

"Diğer özeli çağırın."

Odaya Leon alındığında aynı sorulara maruz kalmıştı. 

"Şahit mi? Fiona sayılır mı?"

Hermia'nın kaşları havalanırken Azrail kaşlarını çatmıştı. Leon ise sırıtmıştı. Hermia 'Fiona derken' diye sorduğunda Leon başını olumlu anlamda salladı.

"Yangından önce onun yanındaydım. Corentinden ayrıldığını duyduğumda konuşmak istedim. Doğru karar için tebrik etmeliydim. Birlikteydik."

Hermia sesini yükselttiğinde sert çımıştı.

"Corentin ile ayrılmadılar aptal sülük. Hala evliler."

Leon Hermia'nın hakaretine karşılık afalladığında kaşlarını çatmıştı. Omuzlarımı dikleştirirken gerildiğimi hissediyordum.

"Öyle mi cılız hükümet koruyucusu? Dostun Corentin mi söylüyor ayrılmadıklarını?"

Hermia çenesini sıktığında Leon'u yakasından tuttu.

"Bana bak Corentin hakkında doğru konuşacaksın. Yoksa Despina ve ben senin o dilini koparırız anladın mı?"

Leon yüzünü buruşturduğunda 'Despina' dedi sorarcasına. Özeller adımı bilmiyordu.

"Namı diğer Atalante."

Odanın dışındaki koruyuculara seslendiğinde 'alın bunu' demişti Hermia. Azrail bunu engellememişti.

"Fiona seni gördüğünü doğrulayana kadar tutuklu kalacaksın. Umarım bunu doğrulamaz."

Leon onu tutan iki adama baktıktan sonra sert bakışlarını Hermiaya çevirdi.

"Seni aklıma çizdim hükümet koruyucusu."

Hermia ellerini beline koyduğunda 'elbette çizeceksin' dedi.

"Kolay unutulmam."

Leon'u tutan diğer iki adama baktığında 'götürün' dedi saçlarını geriye doğru savururken. Leon buna engel olmadı. Odadan çıkarılana kadar Hermiaya baktı. Azrail Hermia'ya sakin kalmasını söylüyordu.

"Fiona ile olduğunu söylüyor."

Hermia derin bir nefes alarak sakinleştiğinde diğer özelin getirilmesini söyledi. Moneta fısıltıyla konuştu.

"Fiona ne yapmaya çalışıyor?"

Başımı iki yana salladığımda 'bilmiyorum' dedim.

"Leon beraberdik derken uyduruyor olmalı."

Moneta önüne dönerken fısıltıyla 'umarım öyledir' demişti. Fiona benim ilk tanıştığım özel olsa bile eğer Corentin'i üzecek bir şey yapıyorsa tepkimi koyacaktım. Onunla ilk savaşıma girmiş, ilk özeller arası ittifakı kurmuştum. Bunun bozulmasını asla istemezdim ancak Corentin herkesten önce vardı. Bunu da hak etmiyordu.

Odaya Holt alındığında Moneta'nın belli belirsiz gülümsediğini yakalamıştım. Hermia Holt'a yangın öncesi nerede olduğunu ve yangın zamanı  bölgede olmadığını kanıtlayabilecek bir şahidinin olup olmadığını sormuştu. Holt derin bir nefes alırken söze girmişti.

"Bölgenin yanmasından dolayı çok üzgünüm. Ben ormandaydım. "

Holt bir süre düşündüğünde 'çok kısa bir süre Azelya ve Lacey ile karşılaştık' demişti.

"Kısa bir süre olsa bile yangından önceydi. Bu yeterli olur mu?"

Azrail başını olumlu anlamda sallamış ve Azelya ile Lacey'e sorulacağını söylemişti. Holt odadan çıkarken Moneta 'hemen geliyorum' diyerek odadan ayrılmıştı. Bu beni biraz olsun şaşırtırken Moneta ile Holt arasında olan ilişkiyi çok kısa bir süre sorgulamıştım. Önceden ikisi hakkında bir şey duymamıştım. Sadece Moneta'nın lanetli olduğu zamanlarda ormana bitki almak için gittiğini ve sürekli Holt ile karşılaştıklarını biliyordum. Holt Moneta ile diğer özellere kıyasla çok çatıştığını söylemişti. Belki de Moneta bu durumdan ötürü Holt'a karşı mahçup hissediyordu. Bu yüzden olmalıydı.

Odaya Şaya alındığında sorgusu kısa sürmüştü. Çünkü ordu ile birlikteydi ve binlerce şahit'i vardı. Sormaya bile gerek yoktu. 

"Şimdi orduya dönmeliyim. Kapatılan bölge ile Dimitri ilgileniyor. Yapılacak çok iş var."

Azrail başını olumlu anlamda sallarken çıkabileceğini söylemişti. Şaya odadan çıkmadan Hermia konuşarak onu durdurmuştu.

"Chen tutuklu."

Şaya anlık duraksayarak Hermiaya döndüğünde kaşlarını çatmıştı. Anlamamış gibi bakıyordu. Hermia tekrar söze girdi.

"Şahidi yok. Zihnine girilmesine de izin vermedi. Tutuklanmayı kabul etti. "

Şaya telaşlandığında 'tüm gün evindeydi ama' dedi aniden. Hermia tuhaf bir şekilde bakarken 'evet o da öyle söyledi' dedi. Şaya kırdığı pottan dolayı rahastız olsa da Chenden önemli değildi. Derin bir nefes alırken 'ben şahidiyim' dedi. Hermia başını iki yana sallarken söze girdi.

"Sen ordu ile birlikteydin. Şahitliğin kabul olmaz."

Şaya önce Azrail'e sonra Hermiaya baktığında yerinde kıpırdandı. Bir şey söylemek istiyor gibiydi. Daha fazla dayanamamış olacak ki söze girdi.

"Ben onu takip ettiriyorum. Şahidi var."

Azrail kaşlarını çattığında 'nasıl yani' diye sordu.

"Bir büyücüyü tuttum. Tüm gün onu izliyor. O büyücü şahit olacaktır."

Hermia dayanamayarak sesli bir şekilde güldüğünde 'niye böyle bir şey yaptın' diye sormuştu. Şaya Hermia'nın gülmesinden rahatsız olurken söze girmişti.

"Louis ona zarar vermeye çalışabilir diye. Büyücü bana bir durum olursa hemen haber verecek çünkü."

Hermia Şaya'nın üzerine daha fazla gitti.

"Niye sana haber veriyor ki? Siz ayrı değil misiniz?"

Şaya tek kaşını kaldırdığında Hermia sırıtmaya devam ediyordu. Şaya'nın açıkça itiraf etmesini bekliyordu.

"Ne önemi var? Şahit var işte. Büyücüyü çağırtayım."

Azrail başını olumlu anlamda salladığında Şaya hızla odadan ayrıldı. Hermia odaya başka özel alınmadan önce Azrail'e dönerek konuştu.

"Belki de yalandan şahit tutacaklar. Nerden bilelim?"

Hermia gözlerini devirdiğinde 'özellere güven olmaz diye hep Despinaya söylemişimdir' dedi.

"Hepsinin peşine adam takacağım."

Azrail sessiz olmasını işaret ettiğinde odaya Abel alındı. Abel odaya alınırken Elka da girmek istediğini söylemişti. Benim Elkayı çağırdığım süreye kadar birlikte olduklarını söylemişti. Hermia ise yine kollarını bağlayarak gözlerini kısmış ve söze girmişti.

"Annesi olduğun için koruyor olabilirsin. Aileden olmayan şahitlere ihtiyacımız var."

Elka derin bir nefes aldığında Abel yerinde kıpırdandı ve söze girdi.

"Hector ile karşılaştım ama şahit olmayacaktır."

Hermia Elkaya döndüğünde 'sen de orada mıydın' diye sordu. Elka Abel'e baktığında 'hayır' dedi.

"Hani seninleydi?"

Abel araya girdi.

"Egeria'nın yanına gittiğimiz vakitti."

Abel derin bir nefes alırken tekrar söze girdi.

"Egeria ve Dennis ayrı bir eve yerleşmişler. Annem Egeriaya bir ihtiyacı olup olmadığını sormak için evine gitti. Dışarıda Hector ile karşılaştım. Etrafta halktan kişiler de vardı ama tanımıyorum. Kim şahit olur bilmiyorum ancak anneme Egeria şahit olacaktır. Ardından yangın haberi geldi ve annem yangın bölgesine gitti. Yangından önce oradaydık. Yani bölgede falan değildik."

Azrail başını salladığında 'tamam sorduracağım' dedi. Odadan ayrıldıklarında bulunduğum odaya Moneta girmişti. Gülümseyerek girdiğinde tek kaşımı kaldırarak gülmüştüm.

"Holt ile aranda ne var?"

Moneta şaşırdığında 'hiçbir şey' demişti.

"Öyle mi? Holt hiçbir özelle bir bağının olmadığını sadece seninle konuştuğunu söylemişti. Lanetli zamanlarında hep ormana gidermişsin."

Moneta dudaklarını büzdüğünde 'ona konuşmak denmez' dedi.

"O bölgesini savunurdu ben bitkileri alabilmek için ona saldırırdım. Lanetli zamanlarım yine karşıma çıkıyor."

Moneta güldüğünde 'sadece mahçup hissediyorum' dedi.

"Onu bir keresinde ağır yaralamıştım. Lanetli olduğum için bana zarar vermemeye çalışıyordu her seferinde. Bu durumdan dolayı fazlasıyla üzgünüm
Özür dilemekte biraz geç kaldım. O yüzden onu yemeğe davet ettim."

İki kaşım da havalanırken 'yemeğe mi' demiştim.

"Baş başa mı?"

Moneta güldüğünde 'baş başa' dedi.

"Dostça bir yemek."

Bu söylediğine gülerken bakışlarımı sorgu odasına çevirmiştim. Odaya Egeria alınmıştı. Egeria Elkayı gördüğünü doğruladığında Azrail Hector'ün sorgulanması için birini görevlendirmişti. Burada sadece özeller sorgulanıyordu.

Egeria konudan bağımsız bir şekilde Azrail'e dönerek konuştu.

"Okyanusta olan şeyle ilgili henüz bir şey öğrenemedik değil mi? Okyanusa ne zaman dönebileceğim?"

Azrail başını iki yana salladığında 'okyanusta ne olduğunu bilmiyorum' dedi.

"Öğrenene kadar dönmemelisin."

Egeria sıkıntıyla yüzünü sıvazladığında 'belki de okyanusta olan şeyden sorumlu olan kişi bu yangını çıkarmıştır' dedi.

"Birileri bir şey yapıyor ama kim olduğunu bilmiyoruz. Bu ne ilk ne de son. Devamı gelecektir. Yakalayamazsak başka kayıplar da verilecek."

Azrail başını olumlu anlamda salladığında 'çabalıyoruz' dedi.

"Her kim veya her kimseler bulacağız."

Egeria odadan ayrılırken Hermia derin bir nefes almıştı. Diğer Hükümet koruyucusu odaya girdiğinde söze girdi.

"Sağlık binasının lideri Jina Louis ve Esyayı gördüğünü doğruladı. Azelya ve Lacey de sorgu için bekliyor. Ayrıca Şaya'nın getirdiği büyücü şahit de Chen'in tüm gün evde olduğunu doğruladı."

Hermia başını salladığında 'Azelya ve Lacey'i odaya alın' demişti. Diğer hükümet koruyucusu olumlu anlamda başını salladığında odadan çıkmış ve kısa bir süre sonra odaya Azelya ve Lacey alınmıştı. Azelya Azrail'e bakmayarak sinirle oturduğunda Hermia şaşırmıştı.

"Ne bu sinir acaba?"

Azelya kollarını bağladığında Hermia Azelyaya doğru eğildi.

"Sorgudasın güzellik. Masum görünmen lazım. Duygu sömürüsü yapmalısın falan. Öğretemedik bir türlü bu işleri ya."

Azelya yüz ifadesini düzelttiğinde 'ben ailemleydim olayla ilgim yok' dedi.

"Bittiyse çıkacağım."

Hermia Azrail'e baktığında bakışlarını tekrar Azelyaya çevirdi. Büyücülerden biri Monetayı çağırdığında Moneta odadan ayrılmak zorunda kalmıştı. Azelya'nın bu tavrını sorgulayacaktı ki çağrılmıştı.

Hermia Lacey'e bakışlarını çevirdiğinde kaş göz işareti yapmıştı ne olduğumu sorarcasına. Lacey Hermiaya bakmayarak bakışlarını Azrail'e çevirdiğinde Azrail derin bir nefes aldı.

"Yangından hemen önce ormanda Holt ve Denver ile karşılaştınız mı?"

Azelya sesli soluk alıp verdiğinde 'evet' dedi. Hermia başını olumlu anlamda salladığında kapıyı açarak Holt ve Denver'in şahitlerinin ifadelerini doğruladığını söyledi. Azrail bir şey duymuş gibi bakışlarını diğer yöne çevirerek kaşlarını çattığında odaya bir büyücü daldı.

"Hükümet binasının girişinde tuhaf bir şey oluyor. Tüm özeller binada ama."

Aniden gelen bir patlama sesiyle Azrail hızla odadan çıktığında Hermia afallamıştı. Odadan çıkarak sorgu odasına girdiğimde Hermia 'gitmeliyim' demiş ve koşarak odadan ayrılmıştı. Azelya, ben ve Lacey odada kalırken Azelya endişeyle ayaklanmıştı.

"Bu da neydi?"

Başımı iki yana sallarken 'bilmiyorum' demiştim. Lacey'e dönerken söze girdim.

"Azelyayı binadan uzaklaştır."

Lacey başını olumlu anlamda salladığında Azelyayı tutmuştu. Yanımdan ayrılmadıklarında 'neyi bekliyorsun' diye sormuştum.

"Gidemiyorum."

Kaşlarımı çatarken odadan dışarıya çevirmiştim bakışlarımı.

"Nasıl gidemiyorsun? Bu mümkün mü ki?"

Lacey telaşlandığında 'bina kısıtlanmış olmalı' dedi.

"Bilmiyorum."

Tekrar bir patlama sesi duyulduğunda bina sallanmıştı. Hepimiz telaşlanırken Abel koşarak bulunduğumuz odaya gelmişti. Azelyayı kontrol ettiğinde derin bir nefes almıştı.

Abel aniden geriye doğru savrulduğunda maskeli giren kişiler görüş alanıma girmişti. Elimi kaldırarak büyü uygulamak istesem de hiçbir şey olmamıştı. Bina gerçekten de bir şekilde kısıtlanmaya alınmış gibiydi. Kılıcımı çekerken odaya birkaç kişi girmişti bile. Lacey de büyüsünü uygulayamıyordu. Üzerime savrulan hançerden hızlı bir şekilde kaçarken kılıcımı savurmuştum. Karşıdaki adam zincirle bacağıma vurduğunda geriye doğru düşmüştüm. Üzerime çıktığında Lacey ve Azelya da etkisiz hale getirilmişti. Yüzüme savrulan birkaç yumruk sonrası gözüm kararırken bilincim yavaşça kapanmıştı. Yüzümün dağıldığına adım kadar emindim.

Bu maskeler bana bu kadar tanıdık gelirken zihnimi yoklamıştım. Bu maskeli adamları kesitlerimde görmüştüm.

Kaçırıldığım zamanki kesitlerimde.

.............

Herkese merhaba!

Bu bir bahane değil biliyorum ama neden bu kadar geç geliyor bölümler bilmiyorum. Yazdığım bölümleri beğenmemeye başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden de yazıp yazıp siliyorum. Bölümler nasıl lütfen bir şey söyleyin.

Okullar başladığı zaman da çok yoğun olacağım bölümümden ötürü. Beni takip edenler bilir tıp fakültesine yerleştim. Bölüm fazlasıyla zor ve çalışmam gerekecek. O yüzden okullar başlamadan bitirmek istiyorum Atalante serisini. Kurgu aklımda hazır ama istediğim şekilde yazamıyorum sanki. Sizi bekletmek istemediğim için de sürekli yazmaya çalışıyorum. Belki de bölümler acele ettiğim için iyi gelmiyor bana. Lütfen fikirlerinizi yazın. Gerçekten de iyi gitmiyorsa sizden biraz zaman isteyip kurguya biraz daha odaklanmaya çalışacağım. 

Sizi seviyorum. Çok öpüldünüz. ❤️
.......

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

1.4K 239 6
Wattys Büyük Ödül Kazananı "Bir Zamanların Krallığı" serisinin ikinci kitabıdır. Aris, Gharzul'u yenmesinin ardından lanetli olarak görülen çocuktan...
217K 3.6K 27
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı.Bir an kalbim duracak gibi oldu. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açt...
117K 10K 35
Gölgemin beni terk etmesinden korkuyordum. Asıl planlarının beni bu hale getirmek olduğunu öğrendikten sonra kendini göstermişti bu korkum. Gölgem fa...
Canlanma (3) Par Büşra

Science-Fiction

154K 12.9K 42
Helen ondan intikam istememişti. Helen asla ölümüne sebep olan kişinin sonunu istememişti. Bu David'in isteğiydi. Travis ve Luthor'un ölümü David'in...