GIVE IT TO ME | yoonmin

Par bluemoldyj

128K 12.2K 5.5K

Kraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulu... Plus

1- Kraliyet parası ile ücret ödeyen zengin müşteri
2- Yeni eğlencesini daha şimdiden bulmuş olan omega
3- Kızgınlıktaki omega ve geç gelen kurtarıcısı
4- Güzel geçen birkaç saat ve yanlış giden olaylar (M)
5- Birbirinden farklı iki geçmiş
6- Yaşlı kadının taze yemekleri
7- Saraya girecek olan omega ve hediye edilen hançer
8- Saraya ulaşan minik adımlar
9- Saatler geçmeden omeganın yarattığı küçük karmaşa
10- İlk eğitim günü: Yakın dövüş
11- Öğrenilmesi gereken gerçekler
12- Komutanın ardındaki sır
13- Bir bebeği kabullenmek
14- Duygularını hiçbir şekilde kontrol edememek
15- Biraz çilek ve fazlasıyla Baekhyun
16- Bir papatya kadar güzel olmak
17- Ormanların sanıldığından daha masum olması
18- Kraliyet ailesi ile öğle yemeği yemek
19- Baekhyun'u kurtarmak için dakikalarca konuşmak
20- Sarayın altındaki büyük tüneller ve çıkış yolu
21- Küçük bir şeyi kazanmak için bile uğraşmak
22- Biraz kavga ve çalınması gereken anahtarlar
23- Görevin ilk aşaması: Başarılı
25- Aradığın kişiyi hiç beklemediğin bir anda bulmak
26- Baekhyun'un bebek meselesi
27- Gelecek hakkında duyulan korkular
28- Verilen sözleri tutmadan gitmek yok
29- Bir bebeğin ilk oyuncağı
30- Fırtına öncesi sessizlik
31- Tanımadığın biri tarafından kaçırılmak
32- Bir tabak yemek ve birden fazla kişi
33- Eskiye dönmek
34- Saraya geri dönme fikri
35- Artık daha iyi hissediyorlar
36- Bir kızının olmasını istemek
37- Saray yolunda Jimin'i rahatsız eden konuları açmak
38- Başka bir kraliyet ailesinin prensesi ile evlilik durumu
39- Yanlarında kimse kalmayacak olsa bile birbirlerine sahipler
40- Gidilecek olan davet ve bir takım belirsizlikler
41- Gereksiz davet ve yapılan can sıkıcı sohbetler
42- Bekleyişin sonu
43- Tek çocuklu mutlu bir aile (FİNAL)

24- Kötü şeyler ile karşılaşmak

1.8K 210 68
Par bluemoldyj

"Yani anahtarları öylece aldın ve çıktın öyle mi?"

Yoongi masada bulunan ve kullanılmayan kağıt parçasını buruşturarak Sehun'un ağzına sokarak onun artık susmasını sağlarken derin bir nefes almış ve oturduğu masada geriye kayarak Baekhyun'a biraz daha yaklaşmıştı.

Güvenli evde buluştuklarından bu yana Sehun defalarca kez aynı soruyu sorup cevap beklediği için artık yeterince sıkılmıştı, zaten başı dönüyor ve hâlâ bir şey yemediği halde midesi bulanıyorken birileri ile uğraşmak her şeyden daha yorucu geliyordu. Tüm kemikleri sızlıyormuş gibi hissetmesi ise en az diğerleri kadar beterdi.

"Yarın gece gideceğiz oraya değil mi?" diyerek konuşan bu sefer Yoongi olurken Jimin başını sallayarak "Diğerleri ile buluşup her şeyin üzerinden tekrar geçmemiz gerekiyor" dediğinde Yoongi Baekhyun'un elini tutarak masanın üzerinden inmiş ve onu da kendi ile beraber çekerken odanın içerisinde bulunan koltuklara ilerlemişti.

"Beraberiz ama doğru düzgün sohbet edemiyoruz." Ne zaman yan yana gelerek tanıdıkları kişilerin arkasından atıp tutmaya başlasalar ya Jimin yanlarında bitiyordu ya da bir şekilde bir şeyler oluyor ve konuşmaları engelleniyordu. "Ne konuşacağız ki Yoongi?"

"Şu anda bir şey aklıma gelmiyor ama eskisi gibi seninle yalnız kalalım istiyorum" diye sızlanan Yoongi'nin yüz ifadesine Baekhyun gülmeye başladığında kendilerine yaklaşan Jimin'e ve diğerlerine baktıktan sonra gülümsemesini bozmadan arkadaşına dönerken "Alfan bunu beğenmedi" dediğinde Yoongi başını iki yana sallayarak oturduğu yere yayılırken ayaklarını Baekhyun'un bacaklarının üzerine yerleştirmiş ve "O benim abim" dedikten sonra bir anda gülmeye başlamıştı.

⚔⚔⚔

"Hepiniz iyice anladınız mı beni?" Jimin'in sorusu ile beraber herkes yüzlerini gizleyebilmek için kıyafetlerinin ek yerlerini çektiklerinde Yoongi ayağa kalkmış ve yere oturduğu için kirlenen arkasını temizlerken gerisinde kalan askerken uzaklaşmıştı. "Dışarıda neden kimse yok?" Bir süredir düşündüğü şeyi dile getirirken bakışları evlerin çatılarında dolanıyordu çünkü olur da orada birileri varsa boş yere ölmek istemiyordu.

"Bizi bekliyorlarsa bile muhtemelen içeridelerdir" diyen Jimin'in sesini duyduğunda bakışlarını diğer tarafa çekerek biraz sonra içerisinde olacakları yere bakmıştı. Korkmadığını söylese yalan olurdu bu yüzden kendini kandırmasına gerek yoktu, Baekhyun da yanında olmadığı için kimse onun neler hissettiğini bir bakışıyla anlamıyor ve iyi olacağını söylemek için yanına gelmiyordu. Bu yüzden kendini daha çok gergin hissediyor ve bir an önce her şeyi hallederek gitmek istiyordu.

Birazdan harekete geçecekleri için ceplerindeki bıçakları kontrol etmiş ve onları sapladığı kişinin bedeninde bırakacak olsa bile Jimin'in kendisine verdiği hançeri asla bir yerlerde bırakmayacağı için onu sağ eline almıştı. Birinin öldüğünden emin değilse asla bıçağı geride bırakmaması gerekiyordu bu yüzden karşısına çıkan kişi olursa hemen boğazına doğru sert hamleler yapmalıydı. Eğer karşısındaki kişi kendinden çok daha hızlıysa onu yavaşlatmak için önce karnına hemen sonra da açığını yakaladığı için gözlerine veya boynuna saldırması gerekiyordu. Her şey aklındaydı.

Babasının ve Jimin'in öğrettiği her şeyi güzelce zihnine kazımıştı.

"Gidiyoruz, herkes yerlerini alsın."

Jimin'in komutuyla beraber Sehun ve Kihyun öne geçtiğinde onların hemen ardından Yoongi ilerlemiş ve Jimin'in yanına yaklaşmasını beklemeden yürürken etrafına bakınmaya devam etmişti.

Nedense ters giden bir şeyler varmış gibi hissediyordu.

Pencereleri olmayan büyük yapının önüne geldiklerinde Jimin hepsinin göreceği şekilde elini kaldırarak kapıyı işaret etmiş ve Yoongi'ye bakarak anahtarları Kihyun'a vermesini izlemişti.

Kihyun anahtarlara göz attığı sırada kapının arkasında biri varsa açtığında hemen zarar görmemek için yere eğilmişti. Hem böyle olursa oradaki kişiyi bacağından yaralayabilir ve onu bir süre boyunca etkisiz hale getirebilirdi.

Sessiz olmaya çalışarak biraz uğraştıktan sonra geceye karışan küçük bir sesle kapıyı açtığında kimsenin kapının ardında olmadığını görünce ayağa kalkmış ve arkasındaki Yoongi'yi tutarak kenara çekerken kapıyı tam anlamı ile aralamıştı.

"Kimse yok." Kihyun'un fısıltıyla konuşması ile beraber Yoongi ilerlemeye başladığında hançerini sol eline almış ve diğer bıçaklarından birini sağ eli ile kavrayarak içeriye girmişti.

Karanlık olan girişte kimseyi görmemiş olması yüzünden rahatlamak yerine gerilirken önüne geçmiş olan Sehun'un arkasından ilerliyordu fakat bunun bir amacı olmadığını fark edince en köşeye kadar gitmiş ve sırtı duvara çarptığında el yordamı ile duvara dokunarak yürümeye başlamıştı.

Burada kimsenin olmaması saçmalık gibi geliyordu bu yüzden her an bu odanın gizli olan yerlerinden birinden eli silahlı birinin çıkarak birini yaralayacağını falan düşünüyordu.

Küçük bir ses çıkarmasını sağlayarak bir şeye bastığında ayağını kaldırmadan yere eğilmiş ve üzerine basarak kırdığı şeyin ne olduğunu anlayabilmek için botlarının altında ezilen şeyi eline almıştı. Ne olduğunu anlayamayarak tekrar ayağa kalktığında ise sırtını vererek ilerlediği duvarın bitmiş olduğunu sırtında hissettiği boşluk sayesinde anlarken diğer tarafa dönmüş ve orada olduğunu hissettiği kişinin ağzını kapattığı gibi hançerini onun boğazına dayamıştı.

Parmak uçlarında yükselerek elindeki hançeri o kişinin boğazına biraz daha bastırdığında kıyafetinin üzerinden olsa bile tam karnında hissettiği başka bir bıçağın baskısı yüzünden bir saniye bile düşünmeden sol elinde tuttuğu hançeri tanımadığı alfanın boynundan hızla çektiğinde eşyalarına bulaşan kanın kokusunu alırken diğerlerinin de sesleri duyduğunu bildiği için ellerini boğazına götürmeye çalışan alfayı üzerine çekerek sırtını duvara verirken bir şeyler söylemeye çalışan alfanın bedeninin arkasına saklanmış ve "Buradalar!" diye bağırarak diğerlerini çağırmıştı.

Odada kaç kişi olduğunu bilmiyordu bu yüzden tek başına ne kadar ileriye gidebileğinden emin değildi.

Kapının diğer tarafında kalan yere üzerindeki alfanın bacağını uzatmadan hemen önce yere eğilmiş ve olası bir saldırıdan kaçınmaya çalışmıştı. Etraftaki ayak seslerini dinlediği sırada biri yerde uzanan alfanın bacağına takılarak tökezlediğinde elindeki bıçak veya hançer her neyse onun yere düşme sesi de Yoongi'nin kulaklarına ulaştığı için üzerindeki alfayı iterek karanlıkta hiçbir şey görmüyor olsa da tökezleyen alfanın üzerine atlayarak onu yere düşürdükten sonra o alfanın beline oturmuş ve saçlarının arasına elini sokarak onları kavrarken başını geriye çekmişti.

Daha çok ayak sesi, tehditler ve beraberinde gelen acı dolu inlemeleri duyabiliyordu bu yüzden onlara bir tanesini daha ekleyebilmek için hançerini beline oturduğu alfanın boynuna dayadığı gibi geriye çekerken oradan delicesi akan kanlardan birazı eline bulaştığı için ellerini alfanın tişörtüyle silerek tekrar ayağa kalkmış ve sırtını duvara vermişti.

Herhangi bir ışık gerekliydi yoksa farkına varmadan birbirlerini öldüreceklerdi.

Duvardan destek alarak herhangi bir şey aradığı sırada odanın eşya bakımından tamamen boş olduğunu da fark etmişti.

İlerlemeye devam ettiği sırada birine çarptığında nefesini tutmuş ve çarptığı kişinin hızla belini kavrayarak ağzını kapatmasına istemese bile izin vermek zorunda kalmıştı çünkü belini saran el kollarını da arasına aldığı için haraket edemiyor, bir de ağzından inerek boğazına sarılan soğuk parmaklar yüzünden de kalbi hızlanıyordu.

Kendilerinden biri olmadığı kesindi çünkü bu alfanın kokusunu da ilk kez almıştı yani eğer kendi bir şeyler yapmaz veya biri ona yardım etmeye gelmezse büyük sıçmıştı.

"Hamile olduğunu kokundan anlayabiliyorum" diyen fısıltılı sesin nefesini boynunda hissettiğinde geriye çekilmeye çalışsa bile hareket edememişti. Bu zamana kadar diğerlerinin de bu durumu fark ettiğini biliyordu fakat kimse gelerek bunları dile getirmemişti bu yüzden tanımadığı başka birinden duyması yüzünden nasıl bir tepki vereceğini bilememişti. "Ama şuna bakın ki sanırım bir eşin yok" diyerek sözlerine devam etmesi ile beraber Yoongi elindeki hançeri kullanabilmeyi çok isterdi fakat şu anda kollarını bile hareket ettiremiyordu.

"Mühürlü de değilsin öyle değil mi?"

Yoongi bu soruya cevap vermemeyi seçtiğinde "Alfa.." diyerek söze başlamıştı, biraz yüksek sesle konuşuyordu çünkü eğer etraflarında olan kargaşadan sıyrılan biri kendisini duyarsa gelip yardım edebilirdi çünkü Yoongi şu anda kendisinden oldukça güçlü olan alfanın kollarından kurtulamıyordu.

"Böyle tutman değil öldürmen gerekiyor."

"Biliyorum."

Omega gülümseyerek elini hareket ettirdiği sırada hançerini alfanın bacağına dayamış ve kurtulmaya çalışıyormuş ve geriye kaçmaya çalışırken kendini tutan alfayı bacağından yaralayarak onun boşluğuna denk geldiği için geriye kaçmış ve hızla ters bir şekilde ilerlerken yine birine çarptığında dudaklarının arasından sesli bir küfür mırıldanmıştı. Bu ne berbat bir şanstı böyle.

"Az önce sesini duydum iyi misin?" Çarptığı kişinin Jimin olduğunu anladığında ona biraz daha yaklaşarak şansı hakkında dediklerini geri alırken "İyiyim ama burada kaç kişi olduklarını bilmiyoruz, hepimiz zarar görmeden aradığımız odayı bulmalıyız" dediğinde Jimin omeganın elini tutarak onu biraz daha kendine çekmiş ve diğerlerinin sesleri kendilerinden daha uzakta geldiği için yavaşça karşıya ilerlemişlerdi.

Bir süre boyunca herhangi kilitli bir kapı bulmaya çalıştıklarında Jimin iki kişiyi daha yaralamak zorunda kalmıştı, en sonunda Yoongi bir yere takıldığında Jimin'e tutunarak düşmekten kurtulmuş ve cebinde kalan diğer anahtarları eline alırken yere eğilmişti.

"Sen beni koru ben burayı halledeceğim" diye mırıldandığında Jimin başını sallamış ve Yoongi'nin önüne geçerek birinin gelip gelmediğini kontrol etmeye başlamıştı.

Yoongi ise elindeki geri kalan anahtarlarla yere doğru açılan kapı ile uğraşmaya başladığında bir süre sonra doğru anahtarı bularak kapıyı kaldırdığında tahmin ettiğinden daha çok gürültü çıktığı için herkesin sesi kesildiğinde Yoongi aşağıda ne olduğunu bilmiyor olsa dahi bir kez daha düşünmeden atladığında içerisinde olduğu yerin çok yüksek olmaması tamamen şanstı.

"Acele et alfa" diyerek geriye çekildiğinde Jimin de içeriye atlamış ve diğerlerinin girmesini en azından biraz da olsa engellemek için kapıyı arkalarından çekerek kapatmıştı.

Yoongi çoktan ilerleyerek koridorun sonunda bulunan tek odanın önüne ulaştığında öncelikle kapının açık olup olmadığına bakmış ve hemen sonrasında elinde kalan diğer anahtarları denemeye başlamıştı.

Odanın içerisinde ne olduğunu veya kapıyı açtığında ne ile karşılaşacağını bilmiyordu bu yüzden heyecandan titreyen elleri ile işi daha çok zorlaşırken yere eğilerek derin birkaç nefesi içine çekmiş ve nefesini bir süre tutarken son iki anahtarı da denemeye çalışmıştı.

"Ben hallederim sen biraz otur" diyen Jimin görmeyecek olsa bile başını iki yana sallarken "Hayır, ben yapıyorum. Sen sadece odadan birinin çıkması ihtimaline karşı hazırlıklı ol" dediğinde kapıyı açabilmiş olması ile gülümserken içeriye girmiş ve karşılaştığı kötü koku yüzünden burnunu kapatırken duvarda bulunan aleti bulduğunda onu çevirerek içerisinin biraz aydınlanmasını sağlamıştı.

İçeride neler olduğuna bakmak için arkasını döndüğünde karşılaştığı şey yüzünden geriye çekilirken gözlerini odanın her bir köşesinde gezdirmiş ve elleri ile ağzı ve burnuna daha çok baskı yaparken arkasında kalan Jimin'in yanından hızla geçerek dışarıya çıkmıştı.

İçerideki berbat koku ve gördükleri yüzünden pek iyi hissettiği söylenemezdi bu yüzden bir süre boyunca oradan uzakta kalarak otursa çok iyi olurdu.




Artık Chanyeol'u bulsunlar da Baek ve Yeol tanışsın istiyorum

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

2.9K 338 23
Min Yoongi matematikten ve özel derslerden nefret eden bir insandı Babası ve annesi ona özel ders vermesi için matematik öğretmeni tutmuştu Min Yoong...
5.6K 547 18
"Siz Bay Park Jimin, Min Yoongi ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz? " "Evet..." Evet demiştim. Evet demek zorundaydım, şartlar bunu gerektiriyordu çü...
18.5K 3K 29
Park Jimin, yeni ayrıldığı sevgilisinin akıl hastası olduğunu öğrenir ve durumu iyice kötüye gittiği için, nefret ettiği Min Yoongi ile bir araya gel...
63K 8.8K 31
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.