Multi'de 'DAM'
Bölümü hızlıca yazıp attım. İnşallah beğenirsiniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar😊
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
Ne kadar burada oturduğumu ve düşündüğümü bilmiyorum . Zaman hızla geçerken arkadan gelen ayak sesleriyle arkamı döndüm.
Burası benim hep kafa dinlemek için geldiğim yerdi ve kimse burayı pek bilmezdi.
Gelen'e baktığımda şaşırdım. Barış burayı nerden biliyordu ki ?
"Selam" diyip yanıma oturdu.
Ben şaşkınca ona bakarken o tam karşıya manzaraya bakıyordu.
"Üzülme "
Ne dediğini anlamadan ona bakıyordum. O benim üzüldüğümü nerden biliyordu ki ?
"Geçer. Onu birinin yanında görürsün kalbin sıkışır için içini yer ya , merak etme oda birgün geçer "
"Geçmez " dedim bende manzaraya dönerek "onu gerçekten sevdiysen birinin yanında görmek istemezsin zaten ve bu içinde hep ukte olarak kalır . Hep acı çekersin o anı hatırladığın her an ağlamak istersin . Onun başkasına sarılışı bile içini yakar " diye ekledim.
"Ama sevdiğinin mutlu olmasını istersin ve canının yanmaması için vazgeçmek zorundasın ozaman ne olacak?" Diye sordu.
"Bana neden bu soruyu soruyorsun ki ? sevdiğinin yanındasın onu tüm okulun önünde benim diye sahiplendin daha ne istiyorsun ?"
"Mutlu olmanı " diyerek bana döndü. Bende ona döndüm. Göz göze geldik.
"Benim mutlu olup olmamam seni ilgilendirmiyor . Sen kafanı yorma ben mutluyum " dedim sinirle gelip bana geçimiş olsun demeyen çocuk karşıma geçmiş mutlu olmanı istiyorum diyor.
Allahım sen bana akıl fikir ver.
"Hayır yalan söylüyorsun. Mutlu değilsin. Çocukken hep sinirlendiğinde üzüldüğünde kafana birşey takıldığında buraya kafa dinlemeye , düşümeye gelirdin ."
Kaşlarımı çatıp ayağa kalktım.
"Sen bunu nerden biliyorsun?!"
"Ben bilirim "
En nefret ettiğim laf !
"Seni anlayamıyorum barış" titreşimde olan telefonuma baktığımda abimin aradığını gördüm. "Anlamak ta istemiyorum " diyip ayağa kalktım. Ve hızla oradan uzaklaştım. Mahalleye girdiğimde esnaflar bana selam veriyrodu. Yoldan geçen teyzeler nasıl olduğumu soruyordu bende onlara soruyordum.
Kafeye yaklaştığımda kalbim sıkışmaya başladı. O kızla Uraz'ı o hâlde görünce kalbim çok acımıştı.
Peki ya şimdi ne olaacaktı?
Yüzüme sahte bir gülümseme kondurup
Kafeye " seelaaaamm" şakıyarak girdim.
Kafede birkaç gurup vardı. Hepside bana bakınca utandım.
Abim , Uraz , Onur abi , Meryem ve Melih abi masada oturuyorlardı.
Onur abi kolunu Meryemin omzuna atmış bir şekilde oturduğunu görünce içten bir şekilde Meryem'e gülüp göz kırptım.
Arya ve Helen tezgahın arkasında müşterilerin istediklerini hazırlıyorlardı.
Abimler hep bir ağızdan selam dedi . Ama abim bana bakan birkaç gurubu görünce 'seninle görüşeceğiz ' adlı bakışını attı.
Hemen oyalanmamak ve Uraz'a bakmamak adına bende tezgahın arkasına geçtim. Helen yanıma gelip
"Nerde kaldın kanka ?"
"Geldim yengecim biraz işim vardı."
Arya müşteriye istediğini verip yanımıza geldi.
"He tabi işin vardı. İşleri bize atmak için kaçtın demi hayin kuzu geldiğimizden beri iş yapıyorum burda ayaklarıma kara sular indi "
"Senin ayaklarına kurban"tezgahın diğer tarafındaki Celile döndük.
Arya'ya baktığımda Celil'i hiç takmıyordu. Celile bakmadı.
"Of sus sen be " diye cırladı Arya
"Arya biraz konuşalım mı?"
"Gördüğün gibi işim var "
"Ben senin yerine bakarım kuzu siz konuşun "dedim . Hayır anlamıyorum Arya neden bu çocuğa tirip atıyor ki ?
"Abim?" Dedi Arya . Onur abiye bakarak ama Meryem bizi anlamış olucakki 'o iş bende ' der gibi göz kırptı.
Arya ve Celil arka tarafa geçince Helen'le ben müşteriler'le ilgilenmeye başladık.
"Abinden korkmuyormusun?" Diye birden sordum.
Helen derin bir nefes alıp konuştu.
"Valla ne yalan söyliyim korkuyorum ama Mete bana güven veriyor . Yani abim bizi dinler diye düşünüyorum. Biz birbirimizi çok seviyoruz. "
"Abimin birine bu kadar bağlanacağı aklıma gelmezdi. Sem onu çok değiştiriyorsun." Diyip gelen müşteriye döndüm.
20 yaşlarında esmer uzun boylu çocuk sırıtarak bana bakıyordu.
"Buyrun ne istersiniz?"
"Hımmm. Sizden birtane alabilirmiyim?"
Gevşek gevşek konuşunca kaşlarımı çatarak ona baktım . Olay fazla uzamasın diye uğraşmadım. Mazallah abim duyarsa bu çocuğu deşerdi.
"Ne içecek alırsınız?"diye ona bakmadan sordum.
Yavşak herif!
"Vişne suyu alayım bari " dedi sırıtarak .
Bir bardak alıp dolapdan aldığım vişne suyunu boşaltıp bardağı tezgaha bıraktım.
"Teşekürler canım " diyip göz kırptı. İğrenerek çocuğa baktım.
"Canım?"
"Ah. Evet canım "
Bu çocuk neden sürekli sırıtıyordu ki? Deli gönül ağzının ortasına birtane geçir diyor da!! Neysee
"Bas git bela arama!"
"Belaları severim . Özellikle senin gibi güzel bir kızdan gelecek belayı-"
"Haddini bil bas geri uğraştırma beni !"
"Uğraşsana benimle "
"Defol!"
"Sende amma nazlı çıktın güzelim "
"Ne diyorsun lan sen !"
Arkadan hızla gelen Uraz'a korku dolu gözlerle baktım. Kesin olay çıkacaktı.
"Sen kimsin birader?" Diyen çocuğa öldürecekmiş gibi bakıyordu.
"Ben Uraz kervancıoğlu buranın sahibiyim asıl sen kimsin koçum?"
Ayy böyle diyince pek bi havalı oldu he.
Aman neyse ne o gitsin o Su denilen şırfıntıya sarılsın . Pis şeytan .
"Bende bu güzel hanfendiyle tanışayım demiştim de "
Acaba vişne suyunun içinde alkol mü vardı? Yoksa bir insan bile bile neden ölme gitmek istesin ki ?
"Ne diyorsun lan sen! " diye Uraz bağırınca Abim ve tayfa soluğu Uraz'ın yanında aldı.
Meryem ve Helen bana ne olduğunu sorarken ben dikkatli bir şekilde Uraz'a bakıyordum.
"Ne oldu kardeşim? " diye sordu abim.
"Bu şerefsiz Miray'a sulanıyormuş" diye Uraz açıklayınca Abim sinirle bana döndü. Benim ne suçum var yahu . Güzel olmak suçmu ; ) dermişimm.
"Miray bu doğrumu ? "
Diye abim bana sorunca çocuk sırıtarak öne atılıp konuşmaya başladı.
"Doğrudur ama ne yapalım. Analar neler doğuru-"
Uraz'ın çocuğa attığı yumrukla ağzımdan bir çığlık koptu. Korku dolu gözlerle Uraz'a bakmaya başladım.
Defalarca yumruk atıyordu. Kafedeki kimse ayıramıyordu. Abim bile tutamıyordu. Ne vardı ki bu kadar sinirlenecek ?
Ben, sen o kıza sarıldın diyip kızın çakma sarı saçlarını yolup yüzünü asvalta sürmek istedim mi ? Ee yani birazcık istemiş olabilirim ama olacak o kadar.
Çocuğun yüzü kandan gözükmezken Uraz hâlâ yumruk atıyordu. Gözleri kırmızı görmüş boğa gibi çocuğa bakıyordu.
"YETER!" diye bağırınca tüm kafe bana baktı. Uraz yumruğu havada kalmış bir şekilde bana bakıyordu.
Abimi umursamadan Uraz'ın yanına gidip gözlerine bakarak konuşmaya başladım.
"Yeter , yapma artık . Öldüreceksin çocuğu "
"Ölürse ölsün it kim lan bu senin hakkında ileri geri konuşuyor! "Sert sesi ile konuşunca korkudan irkildim.
"Sana ne oluyor. hayırdır?" diyen abime korkuya baktım.
"Abiciğim ,ş-şey Uraz abi şeyden dolayı öyle -" ben olayı toplarlamaya çalışırken Uraz 'abi' dediğim için sinirle bana bakıyordu. Hemen abime dönüp lafımı kesti.
"Mete kardeşim biraz konuşallım mı?" Diyince gözlerim korkuyla büyüdü.
Yok yok abime demeyecekti demi ? Abime beni sevdiğini söylemezdi. Yani? Allahım ne olur söylemesin .
Abisi olanlar bilir. Yanlarında biri yan gözle baktığında bile sinirle kudururlar. Eğen abime söylerse kıyamet kopar kesin!
"Ne konuşacağız kardeşim? " diye sordu abim.
Uraz gözlerimin içine bakınca 'hayır ' anlamında kafamı sağa sola salladım.
"Çok önemli bir konu Mete "
"Olur kardeşim. Konuşalım"
"Abiciğim sen biraz gelirmisin " diyen Helen kolundan tutup Uraz'ı mutfağa doğru sürüklemeye başladı.
Bende kenardan sıvışarak mutfağa girdim.
"Saçmalama abi ne diyeceksin ona . Ben Miray'ı seviyorum mu ? Peki ne olacak ha sinirlenecek ikinizi birbirirnizden uzak tutacak . Sana o senin kardeşindi diyecek ." Diye hiddetle konuştu Helen.
"Ne olursa olsun umrumda değil" dedi Uraz
İkiside beni görünce bana döndüler. Vay be demek Helen'de biliyormuş ve bana söylememiş.
Saçmalama miray ne deseydi kız abim seni seviyor mu ? Diyecekti . Sen abinin onu sevdiğini Helen'e söyledin mi ? Gerçekten bazen saçmalıyorsun.
Off tamsm be sus..!
Sinirle Uraz'a döndüm .
"Abime birşey demeyeceksin"
"Diyeceğim"
"Demeyceksin"
"Diyeceğim dedim Miray! Ne olacaksa olsun artık seni seviyorum anladınmı? "
"Anlamadım . Bumu sevmek ya bu mu ? 2 hafta önce seni seviyorum diyorsun 2 hafta sonra bi bakıyorum başka kızla sarılıyorsun hayırdır sen . Sevme beni duydunmu böyle seveceksen sevme Uraz Reis!"
Helen şaşkınca " başka kızla mı?" Diye sorunca ona döndüm " evet abin şu çakma sarışın su ile sarılırken bastım da" diye cevap verdim.
"Ohaaaa"
"Bak Miray sen yanlı-"
"Yeter duymak istemiyorum. Abime birşey anlatmayacaksın ben bile beni sevdoğine inanmazken abim inanırmı sanıyorsun. Sen beni sevmiyorsun"
Hızla yanıma gelip kolumu sıkıca tuttu. Canımı acıtacak kadar sıkıyordu. Kolumu çekmeye çalıştım ama kurtaramadım. Helen'inde beni kurtarma çabaları boşaydı. Çok sıkı tutmuş ateş saçan gözlerle gözlerimin içine bakıyordu.
Sıktığı dişlerinin arasından"Seni seviyorum "diye tısıladı.
"Bırakk "
"Abi bıraksana " diye Uraz'ın kolunu kolumun üzerinden çekmeye çalıştı Helen . Ama başarısız oldu.
"Seni seviyorum ve hepte seveceğim . Duydun mu? Sen inansanda inanmasanda seveceğim . " kolumu sert bir şekilde çekince bedenim onun bedenine sert bir şekilde çarptı. Kulağıma doğru eğildi. Nefesi kulağımı yakarkem kalbim maratona koşuyordu.
"Vermem seni ellere . Sadece benimsin " diye fısıldadı.
Dediği şeyi yeni yeni idrak edince gözlerim kocaman açıldı. Zorlada olsa onu ittim.
N-ne dedi o ?
'Sadece benimsin '
'Vermem seni ellere'
Gözlerimi onun sinirden kırmızıya dönmüş gözleriyle buruşturdum ve hemen gözlerimi kaçırdım.
"Şaçmalık. Hah! Saçmalıyorsun. Sadece seninmişim tam bir saçmalık" diye söylene söylene mutfaktan çıkmak için kapıya yöneldim.
Kapının önünde durup hızla ona dönüp" Sakın abime birşey söyleme!" diye uyardıktan sonra mutfaktan çıktım .
Telefonumun zil sesini duyunca cebimden çıkartıp arayana baktım. Gediz abim arıyordu.
Hemen açıp telefonu kulağıma dayadım.
"Gediz aşkım?"
"Cimcimem nasılsın? "
"İyiyim abiciğim sen nasılsın iyimisin yarın geliyormusun ? Kesin geleceksin demi ? "
"Sakin ol cimcime geleceğim komutanla konuştum. Abimleri ve Babamı da aradım. Merak etme geleceğim" diyince "oleyy be" diyerek havaya zıpladım.
"Neyse cimcime benim kapatmam lazım yarın görüşürüz "
"Görüşürüz yakışıklım seni çok seviyorum öptüm. "
"Hadi baybay" diyip kapattı.
Askerlik Gediz abimi biraz öküzleştirmiş galiba.
Hemen içeriye gittim.
Herkes eski düzenini almış. Müşteriler tekrar yerlerine oturmuş Yavşak çocuk ve gurubu yoktu. Tabi onca dayağı yedikten sonra kaçmıştır tayfanın oturuduğu koltuklara bakınca hepsinin gergin olduğunu anladım ne ara geldiğini bilmediğim Arya abisine sarılmış Onur abinin bir kolunun altında Arya diğer kolunun altında Meryem vardı. Celil Onur abiden korktuğundan çaktırmadan Arya'ya bakmaya çalışıyordu. Abim sinirden sol elini yumruk yapıp ağzına götürmüş saş bacağını sallıyordu-herzaman sinirlendiğindr yaptığı şey - . Barış la melih abi de yan yana oturuyordu . Gidip abimin yanına oturdum ve sarıldım. Bana sarılıp saçlarımı öptü.
"Nerdeydin küçük cadı? "
"Lavaboya gitmiştim abiciğim" diye yalan söyledim. Abime yalan söylemekten nefret ediyorum.
Uraz ve Helen 'de yanımıza gelip oturdular.
"Ne konuşacaktın benimle kardeşim? "Diye abim sorunca ışık hızıyla Uraz'a döndüm. Bana sinsice sırıtıp abime döndü.
"Dam'ın gelir gideri hakkında konuşacaktım kardeşim sonra konuşuruz." Dedi .
Tekrar bana dönüp sinsice sırıttı.
Tövbe bismillah ne oldu buna böyle yahu . Değişen ruh hali beni korkutmsya başladı.
Biraz önce kolumu sıkıp Canimi acıtan ve tabiri caizse ' ya benimsin yada benim ' diyen adam şimdi bana sırıtıyordu.
Ruh hastası felan olmasın?
Saçmalama iç ses bilemedin şizofren töbe tövbe allah göstermesin.
İşler aynı hızıyla devam ederken Arya ve Celil markete birkaç eksik malzeme
Almaya gittiler . Helen , Meryem ve ben yine içecek felan servis ediyorduk. Tabi yanımıza bir erkek geldimi abimler hemen yanimizda damlıyorlardı.
Celil ve Arya marketten dönünce Celil kendini koltuğa bıraktı.
"Ben bu Arya ile birdaha markete gitmem."
Onur abi sırıtarak Celil'e baktı . " niye ne oldu koçum?"
"Abi markete gitmeden Arya zorla parka gidelim dedi . Gittik bu salıncağa bindi bende boraz ötede banklara oturdum. Kuçük bir kız bunun yanına geldi . Arya kalkmamk bilmiyo kız da 'yeter artık biraz'da ben biniyim' dedi. Bu hemen kıza ' banane be ilk ben geldim . Git abini falan çağır küçük çocuklar gibi ' dedi." diyip solukalandı hepimiz gülerek Celile baktık.
"Neyse kız gitti . Bir geldi gerçketen de abisini çağırmış hemde iki tane çocuklar Arya'ya doğru gidince hemen bende Aryanın yanına gittim. Neyse çocuklar'la biraz konuştuk. Tabi arya çocuklara çırlıyor 'ilk ben geldim salıncak benim' diye çocuklar öyle bir baktı ki . engelli koşu yarışlarında türkiye birincisi olup . Başka ülkelerde de türkiyeyi temsil ederdim yani. Az kalsın döveceklerdi zor kaçtık. Neyse markete girdik birkaç birşey aldık bunun sevdiği cipsten bir tane kalmış bu Cipsi almaya süzüle süzüle gidiyor. Birden bir kız cipsi bundan önce gidip aldı. Tahmin edin o kız da kim ?"
Hepimiz kahkaha atarken Uraz'a baktım oda gülüyordu. Vay anasını bir insan gülerken bu kadar tatlı olurmu yahu . Eşşek. Aman neyse gitsin su'ya sarılsın o .
Melih abi gülerek konuştu
"Yok artık parktaki kız deme"
Celil derin bir nefes alıp tekarar anlatmaya başladı.
"Ta kendisi. Geldi Arya'nın alacağı cipsi aldı. Arya hemen kızla kavgaya başladı. Ama dediklerini bir duysanız ' sen parktayken benim salıncağımı aldın şimdide ben senin cipsini alacağım' diyip kızın elindeki cipsi alıp kaçtı. Birde marketten dışarı kaçınca herkes bunu hırsız sandı. Bizim mahallelerdeki gibi oralarda tanımıyorlar bizi. Tüm esnaf Arya'nın peşinden koşmaya başladı. 'Abi yapmayın o onu çalmadı hırsız değil ' diyorum beni dinleyen yok Neyse Arya sonunda durdu. Bu defada esnfalarla kavga ediyor . ' ordan bakılınca hırsız gibi mi duruyorum ' diye esnaflara cırlıyor . Aldım arya'yla marketin sahibini geri döndük markete adamı konuşup ikna ettim. Yoksa polis'i arayacağim diyor. Bende ikna edince aramadı . Sonra alacağımızı alıp çıktık gelinceye kadar söylendi ' benim hırsıza benzer bir halim mi var ' diye "
Hepimiz kahkahalarla boğulurken arya kollarını göğüsünün altında birleştirmiş sinirle bizi izliyordu.
"Yani anlayacağınız ben birdaha Arya ile parka veya markete gitmem " diye son noktayı koydu celil.
Arya'ya döndüğümde Celile sinirle bakıp " gelmezsen gelme be " diye cırladı.
Yeni yeni gelen müşterilerle kızlarla ilgilenmeye başladık .
'DAM' herkes tarafından seviliyordu.
Çok müşteri oluyordu bazen dolup taşıyordu.
Akşam'a doğru bizim tayfanın aileleri geldi. Annemle babamı öpüp diğerlerine hoşgeldin dedim. Uraz'ın annesi Aycan teyzeyi öptüm. Celil kendini Durdane teyzeye-aryanın annesine- sevdirmeye çalışıyordu. Durdane teyze Meryem'e alıcı gözle bakıyordu . Tabi bakar oğlunun sevgilisi sonuçta.
Ama benim en çokta dikkatimi çeken Uraz ve Barış birbirine öldürecekmiş gibi bakıyorlardı. Tüm kadınlar bir olmuş kafeyi beğeniyle süzerken Barış ikide bir yanıma geliyordu tam birşey söyleyecekken Uraz yanımızda bitiyordu.
Ne oluyor bunlara yahu ?
Aycan teyze oğlunun yanaklarını sulu sulu öpüp "oğlum duydum ki şarkı söyluyormuşsun bize ds birşeyler söylersin artık " dedi.
Babam'da Ayncan teyzeyi onayladı.
"Aynen Uraz oğlum bizde duyalım bakalım senin sesini "
"Aynen kardeşim hadi " diye destek çıktı abim.
"Tamam bakalım söyleyelim çdiyup sahaneye çıktı. Müşteriler de sahneye bakmaya başladı.
Uraz biraz mikrofonla oynadıktan sonra çalacağı şarkıyı bilgisayardan ayarladı ve mikrofonla konuşmaya başladı.
"Öncelikle hoşgeldiniz. Bu şarkı benim için çok önemli bir şarkı. " diyip duraksadı. Bana bakıp hemen gözlerini kacirdi. Bana baktığını biri gördünmü diye kontrol etmek için etrafa baktım kimse farketmemişti.
"Diyeceğim tek şey imkansız diye birşey yoktur . O imkansızlığı insan kendi eliyle yok edebilir . Diyip bilgisayara dokundu ve müzik başladı.
(Cem özkan -olmayacak bir hayal)
Olmayacakbir hayale kapatırdım kendimi ,
Sonra kuşkular sardı bedenimi.
Kocaman bir aşkın içinde kayboldum bulamam yolumu sen olmayınca ,
yanımda kalsan hep yanımda olsan , gitmesen dursan öylece baksan bana söz versen sözünden hiç dönmesen ömrüm boyunca hep beni sevsen .
Ama çok zor bırakmazlar
Aşkımızı yaşatmazlar.
Birbirimize kalkan olamazsak eğer.
Kocaman bir aşkın içinde kayboldum bulamam yolumu sen olmayınca.
Bu şarkıyı bize mi söylüyordu? Bana ? Bize?
Tekrar bana baktığında göz göze geldik tekrar gözlerini kaçırdı.
Olmayacak bir hayale kapatırdım kendimi sorna kuşkular sardı bedenimi.
Kocaman bir aşkın içinde kayboldum bulamam yolumu sen olmayınca
Yanımda kalsan , hep yanımda olsan , gitmesen dursan öylece baksan bana söz versen , sözünden hiç dönmesen ömrüm boyunca hep beni sevsen .
Ama çok zor bırakmazlar aşkımızı yaşatmazlar birbirimize kalkan olamazsak eğer.
Kocaman bir aşkın içinde kayboldum bulamam yolumu sen olmayınca.
Kafede alkış sesleri yükselirken helenin kulağımın dibinde fısıldamasıyla ona döndüm.
"Abim sseni çok seviyor"
Gülümseyerek Uraz'a döndüğümde gözleri birkaç saniye gülümsememe takıldı . Gözlerinin içi parlayarak bana bakıyordu.
Ama tabikide bu su ile sarıldıkları gerçeğini değiştirmiyor. Biraz burnu sürtsün.
Seni sürüm sürüm süründüreceğim URAZ REİS ....!
Reis'in kardeşi- HATİCE AHRAZ
-BÖLÜM SONU -
OY SINIRLAMASI
90 OY
SINIRI GEÇMEZSE BÖLÜM ATMAYACAĞIM.