"Çok tuhaf bir şey oldu" diyerek gözlerini açan Yoongi'nin sesini duyan alfa elindeki bardağın içerisinde bulunanları içmeden küçük masaya bırakırken gömleğini düzelterek yatağının üzerinde uzanan omegaya doğru bakmıştı. "Uykunda en fazla ne olmuş olabilir" dediği sırada kısa adımlar ile yatağına ulaşarak dün gece uyuduğu tarafa oturduğunda Yoongi de oturur pozisyona geçerken sırtını da yatağın işlemeli başlığına yaslamıştı. "Bir süredir ilk kez mide bulantısı ile uyanmadım ve bu bence çok tuhaf bir şey tamam mı." Sinir bozucu bir şekilde uyanmadığı için şu anda kendisini oldukça mutlu hissediyordu ve bu güne puanı kesinlikle oldukça yüksek bir şekilde başlamıştı.
"Anlayabiliyorum."
"Yalan söyleme. Gereksiz yere de duyarlıymış gibi davranmana gerek yok" diyerek ayaklarının altına doğru toplanmış olan örtüyü kendine çekerek omuzlarına kadar tüm vücudunu kapatmıştı. Askerlere verdikleri yatak örtüleri ile diğerlerinin kullandıkları aynı değildi ve Yoongi kesinlikle bu odada bulunanı daha çok seviyordu çünkü hem yumuşaktı hem de oldukça güzel kokuyordu ve tabii ki daha sıcak tutuyordu. "Sana asla bir şey söylenmiyor gerçekten."
"Neyse Jimin sen neden beni daha erken uyandırmadın ki, bugün güneş doğmadan ormana gitmeyecek miydik?" Omeganın bildiği üzere bugün ormanda diğer askerler ile beraber kendi aralarında bıçakları ile çalışacak ve kim neler yapabiliyor herkese göstermeye çalışacaklardı. Yoongi bunu duyduğu ilk an çok kişinin yaralanacağı hakkında bir şeyler söylemişti fakat bu gerçekten de umurunda olan bir şey değildi çünkü birilerinin canını yakmak hiçbir zaman çekindiği bir şey olmamıştı.
Bu dünyada eğer siz birilerinin canını yakmaya başlamazsanız onlar ilk olarak sizin canınızı yakmaya başlarlardı, sonuçta bilinenin aksine güçlü olan değil de ilk hamleyi yaparak en çok hasarı veren kişi her zaman kazanırdı. Dünya artık bu şekilde işliyordu ve hızlı adapte olamayan kimsenin de bu dünyada artık pek bir yeri yoktu.
"Başka bir yere gideceğiz." Jimin de belindeki kemeri düzeltirken geriye giderek sırtını yatağın başlığına yasladığı sırada omeganın konuşmasına izin vermeyerek "Hiçbir şey olmadan buraya nasıl sırtını yaslıyorsun" dediği an kendi yastığını sırtına çekerken Yoongi'nin üzerine oturduğu yastığı da kaldırmak için tuttuğunda omega yastığın üzerinden kalksa bile "Her zaman rahatımı bozuyorsun" diye söylenmekten de çekinmemişti. Jimin aldığı yastığı kendine yaptığı gibi Yoongi'nin sırtına koyarken bacaklarını ileriye uzatarak normalde yapmayacağı şekilde sabahın bu saatinde yatağına girmişti.
"Nereye gideceğimizi sormayı unuttum."
Jimin başını sallayarak konuşacağı sırada Yoongi tamamını üzerine çektiği örtünün bir kısmını alfaya doğru ittiğinde Jimin üşüyor olmasa dahi omeganın istediği yaparak kendine uzatılan tarafı üzerine doğru örtmüş ve "Dün gece nereye gideceğimizi söylemiştim" diyerek gülümsemişti çünkü Yoongi'nin dün gece uyuduğu için kendisini duymadığını biliyordu yani bu tamamiyle ona sürpriz olacaktı.
"Hayır söylemedin."
"Söyledim Yoongi ama sen uyuyordun" diyerek kendisine doğru bakan omegaya döndüğünde Yoongi gözlerini devirerek ona bakarken dayanamayarak konuşmaya başlamıştı. "O zaman konuşmak için kendini yormasaymışsın çünkü biz insanlar uyurken etrafımızda konuşulan şeyleri duyamıyoruz maalesef."
"Sakin ol hoşuna gidecek bir yere gidiyoruz."
Yoongi tam başka bir şey söyleyeceği sırada aklına gelen yer ile gülümseyerek tam anlamı ile Jimin'e doğru döndüğü sırada onun kolunu tutarak bedenine biraz daha yakınlaşmış ve "Baekhyun'un yanına mı gideceğiz?" diye sorarken alfanın vereceği tepkiyi dikkatlice izlemeye çalışmıştı. "En çok hoşuna giden yer onun yanı mı?" Bunun cevabını biliyordu tabii ki fakat yine de sormak istemişti. Kendisi de abisini çok seviyordu fakat defalarca kez ayrı kalsalar dahi onu göreceği zamanlarda hiç bu kadar heyecanlanmamıştı ama Yoongi ve Baekhyun gerçekten kardeş olmasalar dahi çoğu kardeşten daha yakınlardı ve bu konu Jimin'in oldukça hoşuna gidiyordu. Bunu inkar edemezdi.
"Evet çünkü beni en iyi anlayan tek kişi o."
"Oraya gidiyoruz."
"Sahiden mi? Jimin şu anda ciddisin değil mi?" Bunun ile beraber art arda birkaç şey daha sorduğu sırada Jimin kolunu omeganın ellerinden kurtarırken uzanarak ağzını kapatmıştı, eğer cevap almak istiyorsa biraz susması gerekiyordu sonuçta. "Sence ciddi miyim?" diye sorduğu sırada omeganın gözlerine bakarken Yoongi ağzını kapatan eli tutarak aşağıya doğru indirmiş ve hafif bir şekilde dönen başını umursamamaya çalışmıştı, bugün hiçbir şey kötü gitmesin istiyordu. "Ciddi olmasan bile umurumda değil çünkü gitmeyecektiysek bile şimdi gitmek zorundayız. Baştan aklıma böyle bir konuyu sokmasaydın her şey senin açından daha kolay olurdu."
Jimin tam gülerek zaten bugün gerçekten oraya gideceklerini söyleyeceği sırada bulundukları odanın kapısı tıklatıldığında Jimin ayağa kalkma gereği duymadan aynı şekilde durmaya devam ederek "Söyleyebilirsin" demişti. Normalde de pek kimseyi odasına almadığı için her kim geldiyse bu durumu tuhaf karşılayacağını sanmıyordu. Odanın dışında bulunan asker aldığı emirle beraber elini kapı kolundan çekerken "Sizin gözetiminiz altındaki omega ortalarda olmadığı için bunu size haber vermem söylendi" dediğinde Yoongi seslice gülmemek için kendini tutarken ellerini birleştirerek ağzını kapattığı sırada Jimin sabit tutmaya çalıştığı sesi ile konuşmaya başlamıştı.
"Nerede olduğunu biliyorum bu yüzden endişe etmenize gerek yok. Bunlar ile uğraşmak yerine benim için bir at arabası hazırlamalarını söyle, yarım saat içerisinde saraydan ayrılacağım."
"Size eşlik etmesi için askerlerden birini çağırmamızı ister misiniz?"
Jimin en sonunda kendisini tutamayarak gülen Yoongi'ye sessiz olmasını ifade eden bir şekilde bakarken tüm bunların aksine farklı bir şekilde "Hayır bu sefer eğitiminden sorumlu olduğum omegayı yanıma alacağım" dediğinde Yoongi de alfanın gülümsemesini sağlayacak şekilde başını sallamıştı.
"Tamam efendim ben her şeyi hazırlatacağım. Omeganın bundan haberi yoksa ona haber vermesi için birilerini de gönderebilirim."
"Beraber gideceğimiz konusunda bir süredir haberi var, sen sadece dediklerimi hallet" diyen Jimin ile beraber Yoongi bu sefer başını iki yana sallarken kapıya doğru kısaca bakmış ve "Yeni haberim oldu" fısıldamıştı. Kapıda bulunan asker bir şeyler söyledikten sonra oradan ayrıldığında Yoongi hiçbir şey söylemeden yatağın üzerinden kalkmış ve gayet rahat bir şekilde alfanın kıyafet dolabını açarken içerisinde neler olduğuna bakınmıştı.
"Bakalım komutanımızın ne gibi kıyafetleri varmış" diyerek birkaç gömleği kenara ittiğinde diğer birkaç eşyaya daha bakmış ve askeri kıyafetlere ikinci defa dahi bakmadan onları kenara ayırırken en çok hoşuma giden kıyafetleri alarak yatağın üzerine bırakmıştı. "Bunları mı seçtin?" diyerek hâlâ olduğu yerde uzanmaya devam eden Jimin'in sorusu kısa bir baş sallama ile yanıtlandığı sırada Yoongi üzerindekileri çıkararak seçtiklerini hızlıca giyerek iyice uzamış olan saçlarını geriye atmıştı.
"Artık Baekhyun'un yanına gidelim mi?"
⚔⚔⚔
Eğitim gören tüm askerler şu anda ormanda bir yerlerde birbirleri ile güç gösterisi yaptıkları sırada Yoongi üzerindeki alfanın kıyafetleri ile özel olarak hazırlanmış at arabasına binmişken üzerinden geçtikleri taşlar yüzünden sallanan at arabasının içerisinde gayet sakince oturuyor ve arada sırada yanında oturan Jimin'in kendisine baktığını hissettiği için ona doğru dönüyordu. Gözlerine dökülen saçları üfleyerek geriye atarken bozuk olan bir yolda ilerledikleri için midesi yine kötü olduğundan dolayı dudaklarını birbirine bastırarak gözlerini de bir süreliğine kapalı tutmaya çalışmıştı.
Sabah üzerinde olan rahatlık şu anda Yoongi'den oldukça uzaklarda bir yerde olmalıydı çünkü sabah hissettiklerinin aksine omega şu anda kendini pek iyi hissetmiyordu.
"Su ister misin?" Yoongi gözlerini açarken yavaşça başını salladığında Jimin yanında duran matarayı omegaya uzatarak biraz içmesine yardımcı olduğu sırada Yoongi bir süre sonra geriye çekilerek başını yanında oturan alfanın omuzuna yaslamıştı.
"Biraz çilek yiyemez miyiz?" diye sorarken bir elini de Jimin'in kolunun altından geçirmiş ve uyumayacak olsa bile gözlerini tekrar kapatmıştı. "Halkın sattıklarının arasında varsa alabiliriz." Bu sözlerden sonra yol boyunca başka kimse konuşmadığında şehre girdikleri an Jimin at arabasını süren görevliye pazardan almasını istediği birkaç şeyden bahsetmiş tekrar sessiz kalarak dışarıdan içerisi görünmediği için başını omeganın saçlarının arasına yaslamıştı.
At arabası bir süre için durduktan sonra tekrar ilerlediğinde bir daha binanın bahçesine girdiklerinde durmuştu. Bu yüzden Yoongi başını kaldırarak etrafına bakınırken arabadan inmiş ve bahçede dolaşan birkaç kişide gözlerini gezdirmişti fakat aralarında samimi olarak tanıdığı kimseyi göremediği için ardından yavaşça kendisine yaklaşan Jimin ile beraber içeriye girmişlerdi.
Engelleyemediği heyecanı ile ortak salona ilerlerken koltuklardan birinde arkadaşları ile oturan Minho'yu gördüğümde gülerek ilk ona doğru yaklaşmış ve koltuğun yanında durarak alfanın kulağına eğilirken sessiz olmaları için diğerlerine bakmıştı. "Rüyalarında hep beni gördüğün ve özlemimden geceleri saatlerce ağladığın için seni görmeye geldim" diyerek kulağına fısıldayan omegayı duyan Minho kaşlarını çatarak ona döndüğünde Yoongi geriye çekilerek arkasında duran Jimin'in yanına geçmişti.
"Senin burada ne işin var?"
"Söyledim ya az önce! Beni çok özlediğin için geldim diyorum." Jimin'in elinde duran çileklere uzanırken konuştuğunda bir tanesini dişlerken etrafına bakınmaya devam etmiş ve "Baekhyun nerede?" diyerek genelde yaptığı gibi yine ortaya konuşmuştu. "Senin eski odanda kalıyor artık" diyen Minho'yu duyduğunda elindeki çilekleri yemeye devam ederken Jimin'e doğru dönmüştü. "Sen de benimle gel" dedikten sonra yürümeye başlayınca Jimin son kez etrafına bakındıktan sonra omeganın ardından ilerlerken "Burada kalmazdım zaten" diyerek elinde kalan çileklerden birini de kendi ağzına atmıştı.
Yoongi eski odasının kapısını çaldıktan sonra bir adım geriye çekildiği için Jimin'in göğsüne doğru çarpınca tepki vermeyerek olduğu yerde kalmaya devam etmişti.
"Ne zamandan beri kapı çalıyorsunuz siz?"
Yoongi kapı koluna uzanarak bir anda içeriye dalarken gülerek masasında oturan Baekhyun'a yaklaşmış ve "Sarayda yaşamaya başlayınca insan alışıyor işte" diyerek dalga geçerken kendisine dönen arkadaşının şaşkın suratına bakmıştı. Baekhyun karşısında olan omeganın ismini seslenirken öylece yerinde kalarak durmaya devam ettiği için Yoongi onun şaşkınlığına gülerek ileriye atılmış ve elindeki başka bir çileği Baekhyun'un hafifçe aralık olan dudaklarının arasına bırakırken kollarını onun boynuna sarmıştı.
Belinin hemen üzerine yerleşen kollar ile beraber gülümsemesi büyürken Baekhyun arkadaşının arkasında kalan alfaya doğru baktığında Jimin onların bu haline gülerek elindeki diğer bir çileği ağzına atmıştı. Yoongi bir süre sonra geriye çekildiği sırada alfanın çilekleri yediğini fark edince ona doğru kaşlarını çatarak bakmış ve "Seviyorduysan kendine almalısın, benim için alınmış şeyleri yiyemezsin" demişti.
"Bunları sana ben aldım Yoongi, izin ver de yiyebileyim."
Baekhyun gülmeye başladığında ikisi de ona döndüğü için omega yatağın üzerine oturmuş ve "Koskoca komutanı bile kendine benzettin ya ben sana daha başka hiçbir şey söylemiyorum" diyerek yanına oturan Yoongi'nin saçlarını karıştırmıştı. "Herkes bir gün doğru yolu bulacak Baek."
"Haberler nasıl peki?" diyerek başka bir konuya atlayan Baekhyun ile birlikte Yoongi onun neden bahsettiğini bildiği için gözlerini devirmiş ve "Haberler senin beni çok sinir edeceğini söylüyor keşke yanına gelmeseydim" diyerek kendini geriye itmiş ve Jimin masanın önündeki sandalyeye otururken Yoongi sırtını duvara yaslamıştı.
"Ben seni rahatsız etmeden önce sen bana başka bir şeyler anlat o zaman" dediğinde Yoongi bu oldukça hoşuna gideceği için başını sallamış ve konuşmak için dudaklarını aralamıştı. Sarayda pek önemli olmasa da birçok şey olduğu için anlatmaya bir yerden başlaması gerekiyordu fakat zaman sıkıntısı olduğunu düşünmüyordu sonuçta tüm gün burada olacakları için Baekhyun ile doya doya konuşabilirdi.
Devamı da diğer bölüme kaldı artık