GIVE IT TO ME | yoonmin

By bluemoldyj

128K 12.2K 5.5K

Kraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulu... More

1- Kraliyet parası ile ücret ödeyen zengin müşteri
2- Yeni eğlencesini daha şimdiden bulmuş olan omega
3- Kızgınlıktaki omega ve geç gelen kurtarıcısı
4- Güzel geçen birkaç saat ve yanlış giden olaylar (M)
5- Birbirinden farklı iki geçmiş
6- Yaşlı kadının taze yemekleri
8- Saraya ulaşan minik adımlar
9- Saatler geçmeden omeganın yarattığı küçük karmaşa
10- İlk eğitim günü: Yakın dövüş
11- Öğrenilmesi gereken gerçekler
12- Komutanın ardındaki sır
13- Bir bebeği kabullenmek
14- Duygularını hiçbir şekilde kontrol edememek
15- Biraz çilek ve fazlasıyla Baekhyun
16- Bir papatya kadar güzel olmak
17- Ormanların sanıldığından daha masum olması
18- Kraliyet ailesi ile öğle yemeği yemek
19- Baekhyun'u kurtarmak için dakikalarca konuşmak
20- Sarayın altındaki büyük tüneller ve çıkış yolu
21- Küçük bir şeyi kazanmak için bile uğraşmak
22- Biraz kavga ve çalınması gereken anahtarlar
23- Görevin ilk aşaması: Başarılı
24- Kötü şeyler ile karşılaşmak
25- Aradığın kişiyi hiç beklemediğin bir anda bulmak
26- Baekhyun'un bebek meselesi
27- Gelecek hakkında duyulan korkular
28- Verilen sözleri tutmadan gitmek yok
29- Bir bebeğin ilk oyuncağı
30- Fırtına öncesi sessizlik
31- Tanımadığın biri tarafından kaçırılmak
32- Bir tabak yemek ve birden fazla kişi
33- Eskiye dönmek
34- Saraya geri dönme fikri
35- Artık daha iyi hissediyorlar
36- Bir kızının olmasını istemek
37- Saray yolunda Jimin'i rahatsız eden konuları açmak
38- Başka bir kraliyet ailesinin prensesi ile evlilik durumu
39- Yanlarında kimse kalmayacak olsa bile birbirlerine sahipler
40- Gidilecek olan davet ve bir takım belirsizlikler
41- Gereksiz davet ve yapılan can sıkıcı sohbetler
42- Bekleyişin sonu
43- Tek çocuklu mutlu bir aile (FİNAL)

7- Saraya girecek olan omega ve hediye edilen hançer

4.7K 414 233
By bluemoldyj

Masasının başında oturarak önündeki kağıtlara bir şeyler karaladığı sırada odasının kapısı çalındığında böyle şeylere pek alışık olmadığı için ilk başta oldukça şaşırmış olsa da bunu belli etmemeye çalışarak yaptığı işe geri dönerken "Önemli değilse sonra gel" dediğinde kapısı yavaşça açılmış ve üzerindeki resmi kıyafetler ile beraber içeriye biri girmişti.

Kokusundan kim olduğunu anlayabildiği için geriye dönmeden ne yapıyorsa ona devam ettiği sırada alfa yakınına yaklaşırken "Neler yapıyorsun?" diye sorduğu sırada bir elini Yoongi'nin masanın üzerindeki eline yakın bir yerlere doğru koyarken üzerine eğildiğinde Yoongi başının değiyor olduğu bedenden uzaklaşmayarak önündeki kağıdı gösterebilmek için ileriye itmişti. "Ufkumu açarak yeni şeyler deneyebilmek için sanatsal çalışmalar yapıyorum."

"Fakat bana biraz zaman ayırman gerekiyor."

"Tabii ki. Bolca var nasıl olsa. Ne istersen konuşabiliriz" derken başını kaldırarak Jimin'e baktığında alfa bir süre için diğerinin yüzüne bakmış ve hemen ardından da geriye çekilerek önünde durduğu masaya doğru yaslanmıştı.

"Benim ile gelir misin?"

"Nereye gelir miyim?" Konu ilk andan ilgisini çekmeyi başardığı için çizimler ile dolu olan kağıdı biraz daha kendinden uzaklaştırırken tüm dikkatini alfaya verdiğinde Jimin göğsünde duran rozetleri düzelttiği sırada "Ben nereye gidiyorsam oraya" demişti. Yoongi eğer o daha fazla bu tarz şekilde gizemli konuşmaya devam ederse bu konuşmanın çok daha uzayacağını düşünüyordu bu yüzden "Sen nereye gidiyorsun peki?" diye sorarak artık neler olduğunu tam anlamı ile bilmek istediğini belirtmeye çalışmıştı.

"Sabit bir yerde yaşamıyorum. Bugün buradayım ama birkaç saat sonra ülkenin diğer bir ucuna gitmek için atımı hazırlıyor bile olabilirim."

"Neden senin ile bu şekilede sürüklenmemi istiyorsun? Bir çıkarın mı var yoksa sadece seyahatlerine heyecan katacak birilerini mi istiyorsun?" diye sorarken Jimin'in vereceği tepkiyi iyice görebilmek için gözlerini onun yüzüne dikmişti. "Aslında gayet güzel bir fikir fakat asıl istediğim şey o değil maalesef ki. Benim istediğim eski seni yanıma alarak tekrar o zamanlardaki konumuna getirebilmek."

Yoongi bu konuşmanın nereye gittiğini işte şimdi anlayabiliyordu fakat şu anda karşısında duran alfanın kendi eski hayatını nereden bildiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. "Eski Yoongi mi? Ben hiçbir zaman eski Yoongi olmadım, her zaman aynı bir şekilde yaşıyorum." Yoongi'nin alaylı bir şekilde gülmesinin üzerine Jimin de ifadesini korusa dahi minik bir şekilde gülümseyerek "O zaman buraya gelmeden önce yaşadığın gibi bir hayat sunuyorum önüne" dediğinde Yoongi'nin kaşları havalanırken bozulan saçlarını toplayabilmek için kendi bileğindeki tokayı çekiştirmişti.

"Birileri dersine gayet iyi çalışıp gelmiş." Saçlarını geriye atarak topladığı sırada birkaç saç teli parmaklarının arasından sıyrılarak gözlerinin önüne düştüğünde Yoongi onu bir daha geriye almak için uğraşmamış ve Jimin'in konuşmayacağını da anladığında aklına gelen düşünceler yüzünden yine gerilmişti. "Geçen gün olanları bildiğin halde mi beni yanında istiyorsun alfa. Çünkü eğer bir hastalığın yoksa o günü hatırladığını düşünüyorum." Jimin duydukları karşısında başını sallarken "Emin ol hiçbir hastalığım yok ve gayet de ayık bir kafa ile sana bu teklifleri sunuyorum. Bahsettiğin olay şu noktada benim işlerimi zorlaştırmıyor, onun senin vücudunda bir takım değişiklikler göstereceği zamana kadar elimizde oldukca uzun bir süre var ve sen zaten gayet iyi bir eğitim aldığın için sadece birkaç ay çalışma yapacağız" dediğinde Yoongi düşündüğü şeylerin tam tersi kelimeler duyduğu için biraz afallamış olsa dahi bunu karşısındaki alfaya belli etmemek için oldukça çaba gösteriyordu.

Daha öncesinde kimse ona böyle bir teklif ile gelmediğinden dolayı bu durum Yoongi'nin oldukça hoşuna gitmişti.

"Tekrar keskin bıçaklar kullanabilecek miyim? Ya da o ağır kılıçları?"

"Onları kullanmadan öldürebileceğine inanıyorsan kullanmak zorunda değilsin" cevabını aldığında Yoongi'nin dudakları büyük bir gülümseme ile kıvrılırken elini kalbine doğru götürerek tişörtünün üzerine avuç içini bastırmış ve "Hayatımda duyduğum en harika teklifti. Aşık oluyorum sanırım" diyerek derin bir nefes almıştı çünkü bu dünyada en çok değer verdiği alfa hayata gözlerini yumduğundan bu yana kadar asla bu tarz kesici aletlere elini bile sürmemişti.

"Kabul ediyorsun o zaman."

Yoongi gülümseyerek başını salladığı sırada "Genelde bana yapılan teklifleri geri çevirmem bu yüzden seninleyim tabii ki fakat benim de senden istediğim bir şart var" dediğinde Jimin'in gözlerinin karnına doğru kaydığını fark edince yüzünü buruşturarak işaret parmağını iki yana sallamış ve alfanın yüzüne bakmasını sağlamıştı.

"Bana Chan diye birini bulmanı istiyorum." Tek istediği buydu çünkü eğer buradan gider de arkadaşını geride bırakması gerekirse yine de Baekhyun'u unutacak değildi tabii ki de.

"İsmi bu mu?" diyen Jimin'in sözlerinden anladığı kadarıyla bu kişiyi bulmaya çalışacağını söylemeye çalışıyordu bu yüzden Yoongi heyacanlı bir şekilde omuzlarını kaldırıp indirirken "Bilemiyorum olabilir. Lakabı veya isminin bir kısmı hatta soyadı bile olabilir" dediğinde Jimin başını sallamış ve bu kadar bilgi ile ne yapacağımı bilemediği için "Nasıl biri?" diye sormuştu çünkü biraz daha detaylı bir şekilde öğrenmesi her açıdan daha iyi olurdu.

"Koreli olduğunu ve yakışıklı bir erkek olduğunu biliyorum. Muhtemelen erkeksi bir yüzü vardır. Barlarda takılan bir tip olduğuna ve ilgisini daha çok sevimli erkeklerin çektiğine de yemin edebilirim ve tüm bildiklerim bu kadar." Araya kendi yorumlarını katmış olsa da Yoongi'nin kafasında canlanan kişi bu olduğu için aklındaki alfa tipini söylemek istemişti.

"Neden bu kişiyi bulmak istiyorsun?"

"Kardeşimin o adamla konuşması gerekiyor."

"Kardeşin yok." Jimin'in söyledikleri ile beraber Yoongi gülmeye başlayarak oturduğu yerden kalkarken alfanın karşısına geçmiş ve onun özenle yapılmış el işi ayakkabılarının üzerine basarken alfanın tişörtüne tutunmuştu. "Dün gece neler yaptığımı da söylesene" derken bir an için karşısındaki alfanın bunu bile bildiğine neredeyse emindi.

Jimin'in ısrarla "Kardeşin yok Yoongi" diyerek diretmesi üzerine Yoongi onun tişörtünü bırakarak geriye çekilmiş ve Jimin'in yaslandığı masanın üzerine çıkarak oturmadan önce kağıtlarını kenara atmıştı. "Ama kardeşim kadar çok sevdiğim biri var. Bunu bilmemene şaşırdım doğrusu."

"Byun Baekhyun."

"Beni çok etkiliyorsun alfa. Bu gidişle bebeğimizin ismini senin koymana izin vereceğim" diyen Yoongi açıkça dalga geçtiğinde diğerinin buna sinirlenmesini bekliyordu fakat ondan böyle bir tepki almadığında Jimin'in çoktan şu bebek saçmalığına kendini alıştırmış olmasını fark etmiş olmuştu. "Beraber karar veririz buna."

"Ne yani bu çocuğa gerçekten sahip mi çıkmayı düşünüyorsun?"

"Ne yapmamı istiyorsun?" Jimin gayet açık bir şekilde sorduğunda Yoongi başını eğerek hafifçe sallamaya başladığı ayaklarına baktığı sırada istemsizce omuz silkmişti çünkü böyle bir şeyi beklemiyordu ve kendisini bu fikrin tam olarak tersine hazırlamıştı bu yüzden de ne söylemesi gerektiğini bilemeyerek kaşlarını çatmış ve "Herkeste korunmuş olup bana gelince bunu yapmamış olmana gerçekten çok sinirlendim şu an" diyerek seslice solumuştu.

Kötü şansı sayesinde ancak böyle bir durumu en sonunda kendisi de yaşamış olmuştu. İlk kez kendi standartlarından çıkarak hiçbir şeyini araştırmadan biri ile beraber olmuş ve eğer muhteşem bir şansa denk gelmeyecekse bu sayede daha önce hiç üzerinde bile düşünmek istemediği bir şeye sahip olacaktı. Üzerine düşününce çıldırmamak elde değildi çünkü senelerce asla riskli zamanlarda yapacaksa bile korunmadan yapmadığı işi şu anda odasında bulunan alfa bir anda bozmuştu.

"Eşyalarını burada bırakabilirsin veya yanına al, hiç fark etmez. Muhtemelen yarın yanıma geleceksin ama yine de bir aksilik çıkma ihtimaline karşı da hazırlıklı ol."

"Baekhyun'u da yanımıza alamaz mıyız?" Kardeşim dediği hatta bu dünyada kalan tek ailesi bildiği kişiyi geride bırakmaya içi el vermiyordu. Tek başına buradan giderse gittiği yerde kiminle geceleri gizlice çatıya çıkarak sabahlara kadar gereksiz birçok konudan konuşarak ertesi sabah patrondan azar yiyecekti ya da sıkıldığı anlarda kim onunla oturarak kendisini güldürmeye çalışacaktı ki.

"Gelebileceğini sanmıyorum" cevabını alınca bir an için o yaşlı alfanın öldüğü gün hissettiklerinin aynısı hissediyor olmaktan oldukça nefret etmişti. Yine birilerinden ayrılması gerekiyordu ve Yoongi bu ayrılıklardan zorunlu olsa da olmasa da iyice nefret etmeye başlamıştı.

"Yine de bu konuyu biraz düşünsen olur mu?"

Uzun süre sonra ilk kez karşısındaki birine böyle bir konuda bu kadar muhtaç hissediyordu ve ne olursa olsun Baekhyun'u da yanına almak için elinden geleni yapmaya çalışacaktı. Belki bugün veya yarın olmayacaktı ama bir gün bunu yapabileceğini çok iyi biliyordu.

"Onu kraliyet askeri olarak saraya alabilirim ama bizim gideceğimiz yerlere gelmesi imkansız ve sarayda kalacaksa da hayatı eskisi gibi olacak sanma. Şehirde çıkan öylesine bir isyanda asker olduğu için arkadaşını kaybetmeyi mi istersin yoksa bu şehre geri döndüğün her an onun güvende olduğunu bilerek Baekhyun'u burada mı ziyaret etmek istersin?" Zordu, gerçekten bu hayatta seçimler yapmak her açıdan oldukça zordu. Alfanın haklı olduğunu biliyordu fakat yine de artık geride bıraktığı kimse olmasın istiyordu. Bunları istese dahi yapamayacağı için Baekhyun'un burada kalma fikrini kendi kafasında onaylamıştı, hem belki de onun bahsettiği şu gizemli adamı bulursa Chan dedikleri kişi onu yanına alır ve her şey daha güzel olurdu.

Ayrılacak olmayı düşünmek kalbine iyi gelmediği için bakışlarını yerden kaldırarak kendi için sonradan yarattığı kişiliğe en çok uyacak olan soruyu dudaklarının arasında tutamamış ve "Gideceğimiz yerde de en az senin kadar yakışıklı alafalar olacak değil mi?" diyerek burnunu kaşındıran saç tellerine üfleyerek onları geriye savurmuştu. Sonradan yarattığı Yoongi hüzünlü şeylerden kaçabilmek için her zaman en iyi yöntemleri bulurdu.

"Elbette."

"Çok eğleneceğim o zaman" diyerek güldüğünde Jimin onunla dalga geçer gibi başını yavaşça sallarken "Ama sana dokunurlarsa başlarına gelecekleri şimdiden biliyorlar" diyerek omeganın içerisinde olan tüm o hevesi alıp götürürken pencerenin önüne konmuş olan küçük serçeye doğru bakmıştı. Yoongi ellerini sallayarak dinlenmeye çalışan kuşu kaçırdığı sırada "Bak işte bu hiç olmadı, neden böyle bir kural var ki? Alfaları özgür bırak ve biraz eğlenelim lütfen" diyerek aynen aklından geçenleri dile getirirken bir yandan da homurdanarak bakışlarını etrafta gezdirirken yatağının üzerinde özenle katlanmış olan kıyafetleri daha yeni görüyordu. Muhtemelen Jimin içeriye girdiğinde onları oraya bırakmış olmalıydı.

"Onlar için pek zamanının olacağını düşünmüyorum."

"Yanılıyorsun alfa, benim herkese ayıracak zamanım vardır."

"Olmayacak Yoongi çünkü birçok şeyi bilsen dahi neredeyse iki ay içinde geri kalan tüm askerlerden daha sıkı eğitimler alacaksın ve uzun saatler boyunca ağır eğitimlerde de seni çalıştıracak kişi ben olacağım." Yoongi özel olarak bir komutandan eğitim alacağı konusunda sevinse mi üzülse mi bilemiyordu bu yüzden bunu da geçerek yatağının üzerindeki geleneksel kıyafetleri gösterirken "Onlar ne için gerekli?" diye sorduğunda Jimin de oraya doğru baktıktan sonra kendi yaslandığı masanın üzerinde oturarak kendisine bakan omegaya çevirmişti bakışlarını. "Saraya şu üzerindeki kıyafetler ile gelirsen kimse senin asker olarak yanımda kalacağına inanmaz."

"Kesinlikle bu kıyafetlerim ile geleceğim o zaman" dediği sırada masanın üzerinden atlamış ve yatağına ilerleyerek sade ama oldukça hoş görünen kıyafetleri eline almıştı. Görüş hizasına getirerek elindekileri inceledikten sonra gülümseyerek onları yatağına geri bırakmış ve başını kendinden emin bir şekilde sallarken "Evet, ben kesinlikle kendi kıyafetlerim ile geleceğim ama eğer şu üzerindekileri bana vereceksen buna hayır demem" dediğinde Jimin gülümseyerek üzerine bakmış ve ellerini masanın köşesinden çekerek üzerindeki ağır kıyafetin altında kalan işlenmiş bezi çıkarırken omegaya doğru yaklaşmış ve ellerini uzatması için beklemişti.

Yoongi o sarılı bezin içerisinde ne olduğunu bilmiyordu fakat yine de ellerini düz bir şekilde birleştirerek hafifçe havaya kaldırdığında Jimin bir elinde tuttuğu orta boylu işlemeli bezi kendisine ellerini açan omeganın avucuna bıraktıktan sonra kendisi yavaşça açmışken içerisinde bulunan ve oldukça değerli olan hançeri gözler önüne sermişti.

Hançerin etrafını saran değerli taşlar Yoongi'nin avuçlarında bulunan hançeri daha da güzel gösteriyordu bu yüzden omega kesinlikle bu işe hayran kalmış olabilirdi.

"Senin için özel yapıldı."

"Bu çok değerli bu yüzden kabul edemem saçmalıklarına gerek yok çünkü bu hançer hayatımda gördüğüm en hoş şey ve kesinlikle geri çevirmeyeceğim" diyerek avucunu kapatırken hançeri kendine çekmiş ve gülümseyerek alfaya bakarken bir de "Teşekkür ederim" diye mırıldanmıştı.

"Her neyse seni almaya ben gelmeyeceğim ama saraya geldiğinde beraber olacağız, benim getirdiklerimi giyerek gelmeni istesem dahi kararı sana bırakıyorum ve sana verdiğim hediyeye de iyi bak." Alfanın gitmeden önce söylediği son şeyler bunlar olmuştu ve Yoongi de kesinlikle bu isteklere gayet güzel bir şekilde uyacaktı ama öncesinde bu geceden ertesi sabaha kadar Baekhyun ile oturması gereken bir çatı ve içmeleri gereken sıcak çayları vardı.




Hepinize iyi bayramlar🍬

Continue Reading

You'll Also Like

787 17 1
"İhanetin bedeli ölümdür, sevgili..." [DÜZENLENİYOR]
49.5K 2.6K 41
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
35.2K 2.7K 10
Min Yoongi'nin beni, onun yaptığı şeyi yanlışlıkla gördüğüm için cezalandıracağını hiç düşünmemiştim. Asıl sorun bu cezayı sevmemdi.
189K 7.7K 36
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!