GIVE IT TO ME | yoonmin

By bluemoldyj

128K 12.2K 5.5K

Kraliyet ailesinin varlığından bu yana şehri ve geri kalan birçok şeyi koruyan kıdemli ordusunun başında bulu... More

1- Kraliyet parası ile ücret ödeyen zengin müşteri
2- Yeni eğlencesini daha şimdiden bulmuş olan omega
4- Güzel geçen birkaç saat ve yanlış giden olaylar (M)
5- Birbirinden farklı iki geçmiş
6- Yaşlı kadının taze yemekleri
7- Saraya girecek olan omega ve hediye edilen hançer
8- Saraya ulaşan minik adımlar
9- Saatler geçmeden omeganın yarattığı küçük karmaşa
10- İlk eğitim günü: Yakın dövüş
11- Öğrenilmesi gereken gerçekler
12- Komutanın ardındaki sır
13- Bir bebeği kabullenmek
14- Duygularını hiçbir şekilde kontrol edememek
15- Biraz çilek ve fazlasıyla Baekhyun
16- Bir papatya kadar güzel olmak
17- Ormanların sanıldığından daha masum olması
18- Kraliyet ailesi ile öğle yemeği yemek
19- Baekhyun'u kurtarmak için dakikalarca konuşmak
20- Sarayın altındaki büyük tüneller ve çıkış yolu
21- Küçük bir şeyi kazanmak için bile uğraşmak
22- Biraz kavga ve çalınması gereken anahtarlar
23- Görevin ilk aşaması: Başarılı
24- Kötü şeyler ile karşılaşmak
25- Aradığın kişiyi hiç beklemediğin bir anda bulmak
26- Baekhyun'un bebek meselesi
27- Gelecek hakkında duyulan korkular
28- Verilen sözleri tutmadan gitmek yok
29- Bir bebeğin ilk oyuncağı
30- Fırtına öncesi sessizlik
31- Tanımadığın biri tarafından kaçırılmak
32- Bir tabak yemek ve birden fazla kişi
33- Eskiye dönmek
34- Saraya geri dönme fikri
35- Artık daha iyi hissediyorlar
36- Bir kızının olmasını istemek
37- Saray yolunda Jimin'i rahatsız eden konuları açmak
38- Başka bir kraliyet ailesinin prensesi ile evlilik durumu
39- Yanlarında kimse kalmayacak olsa bile birbirlerine sahipler
40- Gidilecek olan davet ve bir takım belirsizlikler
41- Gereksiz davet ve yapılan can sıkıcı sohbetler
42- Bekleyişin sonu
43- Tek çocuklu mutlu bir aile (FİNAL)

3- Kızgınlıktaki omega ve geç gelen kurtarıcısı

6.6K 541 285
By bluemoldyj

"Minho nerede kaldı?"

"En son şu omegaya patrondan haber vermeye gitmişti" diyerek göz ucuyla Yoongi'ye bakarak konuşan arkadaş grubuna doğru bakarken bir elini saçlarına çıkararak etrafa dağılmış saçlarını biraz da kendisi karıştırmıştı. "Şu dediğin omega Min Yoongi yalnız. Öyle basit biri değil, düzgün bahset ondan." Az önce konuşan ikilinin arasında oturan genç alfa heyecanlı ve biraz da tehditkar bir şekilde konuştuğunda söylediği şeyler tekli koltuklardan birine yayılmış olan omeganın dikkatini çektiği için bakışlarını onun üzerinde tutarken üçlü grup onu fark etmemiş olmalıydı.

"Ne önemi var ki omega değil mi işte."

"Normal bir omega değil. Gayet güzel ve mükemmel biri. Diğerleri ile karıştırılacak en son kişi bile değil o." Aralarında en genç olanın her bir sözü ile Yoongi biraz daha gülümserken onun sağ tarafında kalan diğer alfa başını iki yana sallayarak "Sadece abartıyorsun" demesi bile Yoongi'nin şu anda moralini bozamazdı bu yüzden sırtları kendisine dönük olan gruba küçük adımları ile yaklaşmış ve az önce konuşan alfa ve kendisini savunan alfanın arasına başını sokarak az önce kendisine sallayan alfaya bakmıştı.

"Aslında hiç abarttığını düşünmüyordum" dediğinde bir anda omegayı bu kadar yakınında gördüğü için irkilen alfa hafifçe geriye çekilirken "Bizi dinlediğini bilmiyorduk" dediğinde Yoongi omuz silkerken güzel bir şekilde gülerek "Sorun değil, hakkımda konuşulması hoşuma gidiyor ama sen" dedikten sonra diğer tarafında kalan alfaya yüzünü çevirerek bakmış ve onun heyecanlı bir şekilde geriye çekilmesi ile az öncekine oranla biraz daha fazla gülmüştü. "İstersen imzamı verebilirim." Muhtemelen gayet iyi bir ailede omegalara da alfalara olduğu kadar saygı gösterilmesinin öğretildiği bir ortamda büyümüş olduğu için Yoongi'ye bu kadar hayranlık duyuyordu. Ve tabii ki bu yüzden de duyduğu şey karşısında masumca başını sallamıştı.

"Sen bayağı ciddisin" diyerek tekrar başını sallayan alfaya bakarken hâlâ yer yüzünde bu kadar masum olan alfaların olabilmesi Yoongi'yi acayip derecede tuhaf hissettirmişti ama Yoongi imza meselesini tamamiyle dalgaya aldığı için söylemiş olduğunda şu anda bir miktar mahçup hissediyor olabilirdi. "Patronla bir sıkıntı yaşarsan ya da herhangi bir şeye ihtiyacın olursa yanıma gelebilirsin, odamı zaten biliyorsundun muhtemelen. İmza konusuna gelecek olursak ise bir daha kimseden böyle bir şey isteme çünkü çok gereksiz."

"Teşekkür ederim."

"Vay be, rica ederim ama bir ara bana yemek falan ısmarla olur mu? Biraz kültürlü insanlar ile arkadaşlık etmek en iyisi çünkü."

"Olur tabi."

"Kendimi harika bir bok gibi hissediyorum şu anda size iyi eğlenceler." Ölmeden önce her söylediğini kabul eden bir alfa bulmuş olmasına şaşırırken odasına dönebilmek için alfaların yanından uzaklaştığı sırada diğer alfanın "Aslında ben de seni çok seviyorum güzel bir kişiliğin var bence" dediğini duyunca ellerini karnına yaslayarak seslice gülmüştü çünkü o, ne sikim saçmalıyordu öyle? "Birincisi düşündüğün gibi bir gerizekalı değilim, ikincisi ise kişiliğim Minho'nun becerilerinden bile daha berbat."

Yoongi'nin sadece saniyeler öncesinde ismini dile getirdiği beden yanlarına yaklaştığında "Radar var bunda kesin bak, Yoongi söyledi dersiniz ileride" diyerek sırıtmıştı. Bu kadar uzun süre nerede sürttüğünü sadece kendisi bildiği için gayet mutluydu bu durumdan. "Sen ilk önce kendi götünde radar ara."

"O götü göremeyecek olmanın seni üzüyor olduğunu bu kadar belli etme lütfen. Sonra üzülüyorum sana ama her neyse ben odamda hazırlanırken sen burada arkamdan konuşmaya devam et. Nasıl olsa şu yakışıklı bana laf kondurmaz zaten." El sallayarak yanlarından uzaklaştığı sırada hepsinin başının o genç alfaya döndüğünü gördüğünde durmuş ve "O çocuğa bir şey yaparsanız buradaki herkes sizi elden geçirir, tek bir laf bile atmayın ona" diyerek kendisine sanki mükemmel bir şeyler yapıyormuş gibi bakan genç alfaya gülümseyerek göz kırparken ortak salondan ayrılarak odasına ilerlemişti.

⚔⚔⚔

Sabaha karşı sanki biri onu uçurumdan atmış da öylece kayalıklara çarparak yuvarlanırken tüm kemikleri kırılıyormuş gibi bir acı ile gözlerini araladığında kendini koklayamasa bile feromonlarının odaya yoğun bir şekilde salgılandığını hissedebiliyordu ve müşterisi gelmeden başka bir alfa ile işini gidermek istemiyorsa yatağından kalkarak kapısını kilitlemeliydi. En son salonda alfalar ile muhabbet etmesinin üzerinden geçen bir günün ardından o lanet kızgınlık gelip kendisini bulduğu için şu anda oldukça sinirli ve ihtiyaçlı bir omegaydı.

Vücudunun ısısının giderek yükseldiğini ve her saniyede kasıklarından tüm vücuduna deli gibi bir acının yayıldığını hissedebiliyordu. Her zaman yaşadığı bir durum olsa bile asla alışamayacağı kadar acılı bir olaydı. Öyle ki omegalar bu durumda kendilerinu kaybediyor ve bazı anlarda bilinçlerini yitirdikleri ve tüm bu acılı süreç bittikten sonra o gün yaşadıklarını hatırlamadıkları bile oluyordu.

Acıdan bacakları bile tutmazken uzandığı yatağından zorla da olsa doğrulurken sıcaktan bunaldığı için camları açmayı delice istese dahi bu hareketi sadece diğer tüm alfaları uyandırmasını sağlamaktan başka bir işe yaramazdı.

Yatağına tutunarak kapıya yavaş hareketleri ile ulaştığında üzerindeki kilidi çevirerek kapının önüne çökmüştü. Daha geçen gün pis olduğunu söylediği yer şimdi soğuk olduğu için biraz da olsa içini rahatlatıyordu fakat Yoongi'nin içerisindeki kurdu şu anda bu odadan çıkarak ilk gördüğü alfanın odasına girmesi için resmen yalvarıyordu. Her kızgınlık döneminde aynısı olsa da bu zaman kadar Yoongi'nin onu dinlediği ise pek söylenemezdi. Diğer birkaç odadaki inleme sesleri yavaşça kesilirken herkesin neler olduğunu anlamaya çalıştığı belliydi.

"Sadece o alfa gelene kadar Yoongi, sonrasında bu seferlik her şey bitecek." Kendi kendini teselli etmeye çalışırken oturduğu yerde bir türlü sabit kalamıyor ve sızlanarak kaşlarını çatıyordu çünkü acı eşiği her ne kadar yüksek olsa bile şu anda hissettiği ağrılar daha önce yaşadığı hiçbir fiziksel acıya benzemediği için oturduğu pis yerde kıvranıyordu.

"Odaya birini ister misin?" Kapıyı tıklatarak sorduklarında dışarıda kaç kişi olduğunu bile bilemiyordu çünkü birçok alfanın feromonu birbirine karışmıştı ve bu kadar alfanın kızgınlıkta olan bir omeganın bu denli yakınında olmaları omegaya eziyetten başka bir şey değildi. "O siktiğimin patronunu çağırın buraya!"

"Yoongi! Baekhyun ben, içeriye gelebilir miyim? Rahatlaman için kasıklarına masaj falan yaparım en azından ya da ne bileyim sıcak bezler koyarız. Geçirmez ama kaslarını gevşettiği için daha iyi hissedersin."

"Kapıda o kadar alfa dururken açamam! Patronu çağırın sadece ve sen de yardım etmek istiyorsan önce o kıçı kırıkları uzaklaştır buradan."

"Tamam halledip geleceğim, söz veriyorum."

Yoongi dudaklarını dişleyerek başını ardındaki kapıya vururken Baekhyun'un söylediği şeyleri düşünüyordun da ne kadar saçmalamıştı o az önce. Sıcak bezler ya da masaj falan hiçbir işine yaramazdı sadece herkesten uzaklaşması ve yanına gelecek olan alfayı beklerken kendinde kalması gerekiyordu.

"Burada kimse yok şu anda ama sıcak bir bez istiyorsan biraz daha beklemelisin."

"İşe yaramıyor o, gelmene de gerek yok. Sadece patronu arayarak o alfayı daha erken göndermesini iste, bu kadar alfanın içerisinde canım daha çok yanıyor Baek."

"Biliyorum Yoongi, istediğini yapacağım tamam mı? Bekle beni sadece." Böyle berbat bir ağrı sahiden gerçek olamazdı. Dakikalar içerisinde Yoongi'yi öyle güçsüz düşürmüştü ve vücudundaki su oranını da o kadar çok düşürmüştü ki tüm her şey bittikten sonra günlerce uyumaya ihtiyacı olacaktı muhtemelen. İğrençti her şey ve ilk kez çıkış yolunu bildiği için o alfayı şu anda yanında istiyordu, bu noktadan sonra kim olduğu bile önemli değildi. Kendisi bu haldeyken onun kim olduğunun umurunda olması saçma olurdu zaten çünkü Yoongi'nin şu anda sadece iyi hissetmeye ihtiyacı vardı ve hepsi buydu.

"Patrona haber verdim, en yakın zamanda gelmeye çalışacak ve bahsettiğin kişiye de bir şekilde ulaşmaya çalışacağını söyledi. Ben senin için biraz su getirdim onları yanına almalısın çok ihtiyacın olacak." Bir an bile düşünmeden kolunu kaldırarak anahtarı çevirmeye çalıştığında birkaç seferinde yapamamıştı çünkü parmakları gerçekten tutmuyordu fakat bir süre sonra başararak kapıyı açmış ve elindeki eski bir sürahi ile odaya giren Baekhyun'un ardından kapıyı tekrar kilitlemeye çalışmıştı.

"İç bunu, çok sıvı kaybediyorsun. Üzerini de çıkaralım."

Kolunu kaldıracak gücü bulamazken ilk dalganın sancılarının yavaş yavaş sönmeye başlandığını hissederek derin nefesler almaya başlamış ve titreyen elleri ile Baekhyun'un kendisine uzattığı bardağı tutarak tek nefeste yarısını midesine göndermiş ve geri kalanını bitirine kadar da elinden bırakmamıştı.

"İkinci dalga gelmeden yardımcı ol bana."

Şimdiden bitkin düşmüş olan vücudu göz kapaklarını açacak kadar bile enerji üretemediği için hiçbir tepki vermediğinde Baekhyun arkadaşının üzerindeki tüm eşyaları çıkararak ayağa kalkmasına yardımcı olmuş ve çıplak bedenini yatağa yatırmıştı. İlk dalga her zaman en iyisi olurdu, saatler geçerken bu dalgaların şiddeti artarken gelme sıraları git gide sıklaşacaktı ve Yoongi'nin en nefret ettiği şey de bu durumdu.

"Su." Dakikalar geçmeden kurumuş olan boğazı için konuştuğunda Baekhyun boşalmış olan bardağa biraz daha soğuk su koyarak Yoongi'nin dudaklarına yasladığında suyun yarısı yatağına dökülerek boşa gidiyordu fakat şu anda ikisi de bunu düşünecek zamanda değildi. Onun yerine kasıklarını ihtiyaçla altındaki çarşafa sürterken "Keşke şu anda bir alfa olsaydın Baek" diyerek gülmeye çalışmıştı. İkinci dalga çok yakındı çünkü daha rahatlamamış olan kasıklarındaki yanmayı yavaş yavaş daha çok hissedebiliyordu.

"Üzgünüm dostum, böyle doğdum."

O gün sabaha karşı ikinci ve üçüncü hatta belki de daha birçok sancı gelip giderken bir süre sonra bitkinlikten ve acıdan güçsüz düşerek bayıldığında bile tüm o acıları ve kasılmaları hissetmeye devam ediyordu. Kapalı olan gözleri kırışıyor, yanakları kızarıyor ve kendini altındaki çarşaflara bastırarak daha soğuk bir yer aramaya çalışıyordu.

"Ne zamandır böyle?"

"Çok olmadı aslında ama vücudu çok dirençsiz bu sefer. Sabah kahvaltıya inemedi, akşam ise uyuyarak yemeği kaçırmış bu yüzden daha çok güçsüz düştü."

"Bir saat sonra beklediğimiz alfa geliyor o zamana kadar kaç dalga var ve kaç dakika aralığındalar."

"Şu anda vücudu gevşemiş ama bir sonraki dalga belki de dört dakika sonra vurabilir. Acısı şu ana kadarki en yüksek olacak muhtemelen ve bu onu ayıltacaktır."

"En azından yarım bir hap vermeyi dene." Yoongi patronunun dudaklarından çıkmış olan bu sözleri duyduğunda yanında oturan kişi her kimse elini ona uzatarak dokunduğu ilk yeri hafifçe sıkmış ve "Olmaz" diyerek kurumuş bir boğazla konuşmuştu.

"Tamam sana hiç hap vermeyeceğim sakin ol."

Yoongi tepki vermediği sırada sancılar tekrar bastırdığında ellerini kasıklarına doğru bastırırken bu sefer neredeyse bir saat süren ağrılar yerini nedense bir saat sonra da azaltmamış hatta inat gibi daha da arttırmıştı. Çektiği acı yüzünden birazdan son güçlerini de kullanarak bileklerini kesip öbür tarafı boylarsa hiç şaşırmazdı.

Ne zaman odadan çıktığını bile fark etmediği patronu elindeki kağıt ile içeriye daldığında kapalı gözleriyle ona bakmaya çalışmıştı. "Adam geliyor."

"Aman ne güzel! Çok erken geldi ya!" Dişlerini sıkarken inleyerek konuştuğunda patron tekrar odadan çıkarak yanlarından ayrılmıştı çünkü sonuçta o da bir alfaydı ve istemese dahi ortamda bulunan yoğun feromonlardan etkileniyordu.

"Bu seni iyi hissettirecek eminim? Beni her zaman iyi hissettirdi bu zamana kadar çünkü."

"En sonunda hamile kaldığında göreceğim ben seni gerizekalı!" diyerek arkadaşına sinirli bir şekilde bağıran Yoongi ile beraber Baekhyun onun terlemesi yüzünden alnına yapışan saçlarını geriye atarken buruk bir şekilde gülümseyerek "Daha önce hiç olmadığını nereden biliyorsun" dediğinde Yoongi gözlerini açmaya çalışırken başını altındaki yastığa bastırarak boğuk bir şekilde tekrar inlemiş ve "Ne sikim saçmalıyorsun!" diyerek Baekhyun'un yüzüne bakmaya çalışmıştı.

"Boşver Yoongi başka bir gün konuşuruz." Baekhyun mırıldandıktan sonra başka bir su dolu bardağı arkadaşının eline tutuştururken bir şeyler daha söyleyerek odadan ayrıldığında binaya girmiş olan yeni bir alfa kokusunu almak bile Yoongi'nin içindeki kurdu delicesine heyecanlandırmıştı.

Çıplak bedenini altındaki çarşaflara iterken ağırlaşan başına birileri iki eliyle beraber baskı uyguluyormuş gibi hissederek tırnaklarını avuç içlerine geçirdiği sırada arkadaşının odadan ayrılmasının üzerinden çok geçmeden odasının kapı kolunun çevrilerek açıldığını fark edince gözlerini açmayı deneyerek içeriye giren alfaya bakmak istemişti.

Hayatı boyunca ilk kez kızgınlığını bir başkası ile geçireceği için o kişiyi görmeyi gerçekten çok istiyordu doğrusu.




Bir sonraki bölüm yarın akşam saat yedi veya en geç sekizde gelir

Continue Reading

You'll Also Like

346K 32K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
626 67 19
"Gitmek isteyeni durduramam..." dedi genç kız, ağlamamak için alt dudağını ısırdı. "Ama seni hep beklerim..." Genç adam dilini damağına vurdu. "Bekl...
118K 13.1K 51
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
336K 42.8K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️