Park krallığının geniş sınırları içerisinde, şehrin tam da göbeğinde bulunan eski bir yetimhanenin bulunduğu yer birkaç senedir yakınlardaki, hatta çevre şehirlerdeki alfaların bile sıkça uğradığı bir mekâna dönüşmüştü. Yetimhanenin eski, saf ve masum havası seneler öncesinde tarihin tozlu sayfalarına bir daha asla açılmayacak şekilde gömülürken o bina birçok kişinin hâlâ hoş bulmadığı bir yere dönüşmüştü.
Hiçbir gece seslerin kesilmediği, sabahlara kadar ışıkların pek sönmediği, hatta bazı zamanlarda çevredeki evlerde yaşayan insanların yine pek hoşuna gitmeyen gürültülü partilerin yapıldığı en iyi, hatta tek adresiydi. Bu binanın birçok resmi izinlerinin bizzat kral ile görüşülerek alınmış olması ise yerli halkın ağızlarını bağlayarak kendi hallerinde yaşamaya devam etmelerine neden oluyordu fakat yine de halk bu durumdan hoşnut değildi.
Kimse çocuklarının yaşadığı mahallede tam ortalarında dikilen koca binanın içerisinde yaşananları bilmesini istemiyordu fakat her zaman olduğu gibi bu sefer de bilmedikleri çok şey vardı.
Min Yoongi, yaşadığı krallığın sınırlarının içerisinde yaşayan birçok alfa tarafından en güzel şekilde tanınırdı. Farklı kişiliği ve hünerleri sayesinde bu şehre gelerek orada çalışmaya başlamasının üzerinden çok geçmeden kendini herkese tanıtmayı gayet güzelce başarmıştı fakat her isteyenin de ulaşabileceği kadar kolay bir omega asla olmamıştı.
Patronun en gözdelerinden biri olarak yaşadığı binadaki yaşamının eski hayatının yanından bile geçemeyeceğini düşünse dahi buraya geldikten sonra da gayet mutlu bir hayat sürmeye başlamıştı çünkü eğleniyor, hoşuna giden tüm şeyleri her gününe sığdırıyor ve yine eğleniyordu. Şehirdeki birçok zengin soyludan bile daha güzel bir hayat sürdüğünü söyleyenler bile vardı fakat bunu bilebilmeleri için öncelikle onu yakından tanıyabilmeleri gerekliydi.
"Patron seni odasına çağırıyor." Hiçbir şekilde uyarıda bulunmadan odasına dalarak kendisine söylenenleri yerine getiren alfaya göz ucuyla bile bakmadan ellerini bileklerine kadar sarma işine devam ederken en sonuna geldiğinde tek eli ile yapabileceği en güzel düğümü atmış ve giydiği kısa şortunun açıkta bıraktığı bacaklarını oturduğu masanın üzerinden sallandırırken hâlâ kapısının önünde dikilen alfaya doğru bakmaya başlamıştı.
İri yarı vücudunda kollarını ve boynundan göğsünü boydan boya saran Çin motifleri ve ejderha dövmeleri ile karşısında duran alfaya dudağının köşesini hafifçe kaldırarak gülümsemiş ve odasının bir köşesinde bulunan masasının üzerindeki makası arka cebine atarken oturduğu masadan atlayarak üzerinde çizimlerinin olduğu birkaç kağıt parçasının da yere düşmesine sebep olmuştu.
"Patrona gittiğini biliyorsun heralde değil mi, başka bir yere değil." Yoongi umursamazca başını sallarken alfaların aslında ne kadar siktiri boktan yaratıklar olduğunu düşünmeden edemiyordu. "Belki patronun yanına uğradıktan sonra başka bir yere gideceğimdir ya da peşimde dolanmandan sıkılarak bu makası boynuna saplayacağımdır" dedikten sonra alfanın yanından geçerken tam gözlerine doğru bakarak "Neler yapacağımı nereden bilebilirsin ki?" demişti.
"Böyle bir şey yapamayacağını ikimiz de biliyoruz bence."
"Böyle bir şeyi en iyi benim yapabileceğimi sen ve diğer yeni gelenler hariç buradaki herkes biliyor. Buraya yeni geldiğin ve beni tanımadığın için bu hallerini anlayabiliyorum ama sen de yakında bunun boş bir uğraş olduğunu anlayacaksın alfa." Karşısındaki alfanın bakışlarından bile aklındaki asıl düşünceleri görebilmek kolaydı çünkü senelerdir bu tarz bakışlara öylesine çok alışmıştı ki tek bir bakışlarından bile içlerinden geçenleri anlayabiliyordu. "Böyle bir yerde çalışıyorum diye her isteyen ile yatmıyorum sonuçta" diyerek yine sözlerini devam ettirdiği sırada iki yanındaki odalarından sesler yükselen koridoru kendisini çağırmaya gelen alfa hemen arkasından ilerlerken yavaşça geçiyordu.
Herkes ile durduk yere yatmadığı konusunda sahiden ciddiydi çünkü kendi müşterilerini kendi seçiyor, bazen haftalar boyunca bile kimse ile birkaç saatini paylaşmıyordu. Burada çalışan diğer tüm omegalara bu hak tanınmış mıydı hiçbir fikri yoktu fakat Yoongi burada kendi istediği gibi güzel ve özgürce yaşıyordu.
"İstemediğin kişiler ile yatmıyorsun yani öyle mi?" Alfanın gülerek konuşuyor olması omeganın sözlerine zerre kadar inanmadığını belli etse dahi Yoongi alaycılığını koruyarak omuzunun üzerinden kendinden iri olan alfanın bedenini süzmüştü. "Mesela senin ile yatmazdım, bedeninin aksine bir birliktelik için bok gibi olduğunu söyleyebilirim. Kim bilir belki de hâlâ uyurken ayıcılık pijamalarını giyiyorsundur." Konuşmasının üzerine arkasında kalan alfanın boğazından yükselen tehdit dolu ses kulaklarına ulaştığında onun beraberinde ortak salonda aylak aylak dolaşan diğer birkaç omeganın da duyduğunu biliyordu.
Yoongi sakin bir şekilde yürümeye devam ederken sırıtmaya başlarken biraz daha yavaşlayarak "Eğer senin ile yatsaydım baskın olan taraf bile ben olurdum" dediğinde sırtı ani bir hareketle sert bir şekilde patronun odasının renksiz kapısının hemen yanındaki duvara çarptığında önünde olan sinirli alfanın parmakları Yoongi'nin boynunu sarıyordu.
"Gururun mu kırıldı? Tüh, şu işe bakın ne kadar da üzüldüm" derken boğazının acıyor olması onun konuşmaktan geri kalacağı anlamına gelmiyordu çünkü buraya gelmeden önce öğrendiği şeyler ona üstünlük kurmaya çalışanları alt edebilsin diyeydi kendi köşesine çekilerek ağlamaya başlasın diye değil.
"Eğer bir omegaysan, omega gibi davran. Kendi kişiliğinden böyle yaparak kaçamazsın."
"Üzgünüm alfa ama ortada bu kadar çok kıçı kırık varken bile ben zaten kendim gibi davranıyorum ama istersen omegalığımı kullanabilmen için sana bahşedebilirim. Sana daha uygun sanki, bana öyle gibi geldi de."
"Onun yerine sen arkasına saklandığın kimliğinin gölgesinden çıkarak diğer omegalar gibi davran" diyerek can yakmaya çalışan alfa bundan keyif alır gibi sırıttığında alfanın beklediğinin aksine Yoongi de sırıtarak ona bakmış ve boğazını sıkmaya devam eden parmakların sahibinin kolunun eklem yerlerine doğru iki dirseğini de sert bir şekilde vurarak alfanın ellerini hızlıca itmiş ve saniyeler içerisinde az önce boğazımı sıkan alfanın dizlerinin üzerinde yere kapaklanmasını izlerken ters bir şekilde tuttuğu kolunu biraz daha geriye çekerek onun bağırmasını dinlerken sırıtmaya devam etmişti.
"Ben buradan patronun odasına giderken sen ağlayarak odana dönebilirsin alfa bir seferlik sana bu konuda izin veriyorum."
Yoongi onun kolunu serbest bıraktığı gibi alfa sendeleyerek yerden kalkmış ve oldukça tuhaf bir ifade ile Yoongi'ye bakarken "Sen aklını kaçırmışsın" diyerek yapabildiği en iyi şekilde bağırmıştı fakat gelin görün ki çoktan patronun kapısını çalarak içeriye girmiş olan Yoongi onu birazcık bile umursamamıştı.
Aklını kaçırmış olan Yoongi olurken onun bu kadar rahatsız olması ise tam anlamı ile mantıksızdı.
"Yine rahat duramadın değil mi?"
"Sen de her zaman eğlenceli adamları işe alıyorsun patron. Ne yapabilirim ki, hepsi ile uğraşmak birbirinden zevkli." Patronun masasının önündeki deri koltuklardan birine otururken odanın içerisinde bir köşeye doğru sinmiş olan kişiye baktığında omega bakışlarını çekerek yere indirmiş olsa da Yoongi onun gözlerindeki şaşkınlığı tam zamanında yakalayabilmişti. "Yeni birini daha mı getirdin? Odalarımızın hepsi dolu sanıyordum" derken hâlâ üstü kirlenmiş olan omegaya doğru bakıyordu. Yoongi onun korktuğunun ve buradan kaçmak istediğinin farkındaydı ama birkaç gün burada kaldıktan sonra aslında korkmasının gereksiz olduğunu anlayacaktı çünkü burası daha önce duyduğu yerlere benzemezdi.
"Odalarımızın hepsi doluydu ama bu sabah hamile olan omegalardan biri kan kaybından öldüğü için yeni birini yanımıza aldık." Bu sabah ölmüş olduğunu öğrendiği omega için kalbi hiç sızlamıyordu bile. Hamile bir şekilde işe çıkmayı kendileri istedikleri için öldüklerinde veya bebeklerini kaybettiklerinde üzüldüğü tek kişi ise daha hayata gözlerini açamadan o iki gerizekalı yüzünden hayattan koparılan bebekler oluyordu.
Hamile omegaların çalıştırılma izni her bölgede verildiği gibi bu işletmeye de verilmişti ve onlar da bu izni kullanıyordu fakaf patron kimseyi bu konuda zorlamıyordu. Aksine hamile omegalara burada sanki eşsiz bir görev yapıyormuşlar gibi bakılıyor ve el üstünde tutuluyorlardı fakat bazıları daha fazla para kazanmak uğruna değişik fantezileri olan alfalar ile hamileyken birlikte oluyor ve bu işten gerçekten güzel paralar kırıyorlardı. Buna midelerinin nasıl izin verdiği hakkında Yoongi'nin en ufak bir fikri bile yoktu fakat onların bu işten zevk alıyor olmaları yüzünden ona hiçbir söz düşmüyor bu yüzden de öldüklerinde o omegalara hiç üzülmüyordu.
Yerleri her zaman başka biri ile dolardı sonuçta, umurunda bile degillerdi.
"Yeni gelen omegaya yanımdaki odayı verirseniz sevinirim patron çünkü buralarda neler olup bittiğini ben onunla konuşacağım ve istemediği sürece hiçbir çalışan da yanına girmesin. Eğer o salak çalışanlarından birini bile bu omeganın izni olmadan o odanın yakınında görürsem o alfa artık burada çalışamaz. Dahası yaşamayacağı için hiçbir yerde çalışamaz."
"Şimdi bu omegayı bırak Yoongi de asıl konumuza dönelim ne dersin?"
Yoongi gayet sakince başını salladıktan sonra ona döndüğü sırada patron önündeki viski bardağını parmakları ile ileriye doğru ittiğinde Yoongi itiraz etmeden uzanarak bardağı almış ve asıl konuyu konuşmalarından hemen önce bir yudum alarak boğazını bir güzel yakmasına izin vermişti. "Aslında yarın için konuşmuştuk biz fakat adamın daha önemli bir işi çıktığı için bir sonraki güne erteledik. Her zaman olan müşterilerinden falan değil, hatta buralı bile değil sanırım ama adamın bok gibi parası var. Daha şimdiden elime tomarlarca kraliyet parası saydı, gerisini sen düşün."
"O gün olmaz patron."
"Adam bu iş için elime avans olarak tomarlarca para saydı diyorum ve sen o gün olmaz mı diyorsun bana? Delirtme beni istersen, bu verdiği ve iş bittikten sonra vereceğini söylediği paralar ile buradaki herkes bir sene hiç işe çıkmadan yaşayabilir." Elindeki bardağın dibinde kalan son birkaç damlayı da boğazına gönderen Yoongi kendinden gayet emin bir şekilde başını iki yana sallarken "Muhtemelen o günden hemen önceki gece kızgınlığa gireceğim ve izinliyim, unuttun mu?" diyerek daha önceden yaptıkları anlaşmaya atıfta bulunurken patron bu konuda diretirse sahiden ne yapacağını hiç bilmiyordu.
"Bu adam burada misafir edebileceğimiz en iyi müşteri. Onu odana sen almak zorundasın. O paraları geri adamın eline saymak istemiyorum ve diğer kimseye de senin kadar güvenmiyorum. O adamın karşısına bir sik bilmeyen omegaları çıkarırsam burayı başımıza yıkar." Patronun dedikleri ile Yoongi bacağını gergince sallarken seneler önce kızgınlıkla olan bir omeganın başına gelenleri düşündüğünde bu işi tekrar tekrar elinin tersiyle itmek istiyordu. "Sikeyim asla olmaz. En son olanları hatırlamıyor musun?" diyerek en sonunda endişesini dile getirdiğinde patron pahalı yüzükler ile dolu olan elini masasının üzerine koymuş ve "Artık elimizde tasmalarımız var Yoongi. Hem sen de seni mühürlemesine izin vermezsin" diyerek son sözlerinden birini şimdiden söylemişti.
"Kızgınlıktayken her şeye izin veririm patron bunu bilmiyormuş gibi konuşma. Kendimi tutamayabilirim ve o tasmalar hiçbir işe yaramıyor." Pekala bu konu hakkında pek bilgi sahibi değildi çünkü daha önce hiç kullanan biri ile neler olduğunu özel olarak konuşmamıştı ve kendisi de her kızgınlığını şehirden uzak bir yerde tek başına geçirmeye çalışırdı. "İşe yarıyorlar Yoongi ve son sözüm de o işi senin alacağın. Şimdi çıkabilirsin." Patron konuştuktan sonra omegaların isim ve kimlikleri ile dolu olan dosyayı açtığında Yoongi bunun üzerine hiçbir söz söyleyemeyeceğini bildiği için deri koltuktan sesli bir şekilde kalktıktan sonra odanın içerisindeki diğer omegaya bakmış ve "Ona da başka biri anlatsın her şeyi yoksa sinirden ben birini geberteceğim" diyerek patrona sert bir bakış atarken odadan ayrılmıştı.
Her ne kadar burada kendi düşünceleri de genelde düşünülüyor olsa dahi o müşteri acayip derecede iyi para kazandıracağı için patron Yoongi'nin istemiyorum demesi hakkında düşünmezdi bile.
"Sırf siktiğimin bir adamı eline dünya kadar para saydı diye ben zevkten kendimi kaybederek mühürlenmek istemiyorum ve beni terk ederek dünyanın başka bir köşesine giderek beni burada ondan ayrı kaldığım için zayıflatarak öldürecek birini de istemiyorum" diyerek kendi düşünceleri arasında boğulurken belki de düşüncelerinde oldukça haklıydı çünkü en son böyle bir şey yaşayan omegaya aynen bunlar olmuştu ve kimse aksi hiç bir şey yapamamıştı. Onun o halini görmüşken patronun kendisinden böyle bir şey istemesi sinirlerine dokunuyordu.
"Ağlayarak odana döneceğini söylemiştim." Fakat şu anda ilgilenmesi gereken beyinsiz bir alfa olduğu için bunu düşünmeyi sadece birazcık da olsa erteleyebilirdi muhtemelen.
omega yoongi ve alfa jimin bir başyapıttır aksini iddia eden kesinlikle etmesin