Asgarte 2.Kitap
Bölüm 26 - Yol Ayrımı
Tron yarım yıldan biraz fazlasını geçirdiği kulübeye bakarken yavaştan ayrılma zamanı da geliyordu.Tamamen iyileşmesinin üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti ve vücudu biraz güç kazanmıştı.En azından artık uzun yürüyüşler ve basit hareketler yapabiliyordu.Eski haline kavuşması için birkaç ay gerekebileceğini zaten Leila söylemişti.
"Ayrılma zamanımızın geldiğini söylemek isterim."
Tron arkasından gelen ses ile birlikte bakışlarını Leila'ya çevirdi.Sonunda kulübeden ayrılacaktı.
"Tamam."
Tron biraz buruk bir sesle anladığını belirtti.Bu burukluğun sebebi artık Tron'un kendisi için oluşturulmuş yolculuğa devam edemeyecek olmasıydı.
"Düşündüğün şeyin kız arkadaşın mı sormak isterim."
Leila'nın sorusuna hazırlıksız yakalanmıştı ama bunu inkar etmek kendisi için o kadar zor olmamalıydı.
"Kendi işine bak."
Yine de inkar etmekle uğraşmaya değecek bir konu da değildi.Emilia ve Tron şu ana kadar yoldaştı ancak Tron bu yolculuğa devam edemeyeceği için Emilia tek başına bu yolculuğunu sürdürecekti.Tron ise daha farklı bir yoldan gidip önce kendini toplayacak.Kendini topladıktan sonra ise sıkı bir eğitimden geçecekti.
"Beni takip et o zaman demek isterim!"
Tron bu sese şaşırmıştı.Demek ki Leila kızınca böyle kızıyordu.
"Yapacak bir şey yok."
Tron elinde tuttuğu bez ile saçları tamamen kesilmiş başına bir şapka yapmıştı.Güneşin altında yolculuk edecekleri için bunun kendisini korumasını bekliyordu.Bünyesi şu an oldukça güçsüz olmalıydı.Kendini toparlayana kadar dikkatli olmalıydı.
Başına bağladığı beyaz bez ile birlikte Leila'nın yanına geçti ve hiçbir şey demeden onu takip etmeye başladı.İkisi de sessiz bir şekilde yolculuk etmeye karar vermişlerdi.Leila ona tarafsız bir bölge olan ve bütün krallıkların oraya dokunmaktan çekindiği Shaela Tapınağına kadar eşlik edecekti.Bu tapınak Trakai İmparatorluğu ile Dortzak Krallığı arasında bulunan bir dağın eteklerine kurulmuş kadim bir tapınaktı.
Tron burasının ayrıca tanrıların mabedi olduğunu da biliyordu.Asırlar önce dört krallık birbiriyle kaos içindeyken kurulmuş olan ve hepsinin tarafsızlık yeminini almış olan bir yerdi.O zamandan beri varlığını sürdürüyor ve yardıma muhtaç insanlara umut ışığı oluyorlardı.
Tron bunları zaten biliyordu ama bilmediği şeyler de vardı.Ayrıca yardıma muhtaç insanlara umut ışığı olmakta neydi.Tron için bu zorda kalmış insanlara yardım etmekti.Onları beslemek ve kalacak bir yer sağlamak gibi basit şeyler yapıyor olmalıydılar.Bu yüzden Tron kendisine nasıl yardım edeceklerini anlayamıyordu.
"Çok düşündüğünü söylemek isterim.Akışına bırakman gerektiğini de söylemek isterim."
Leila düşünceli görünen Tron'u sakinleştirmek için sessizliği bozan ilk kişi oldu.
"Akışına bırakmak?"
Uzun zamandır bir şeyleri akışına bırakmıyordu.Zaten en son bir şeyleri akışına bıraktığı zaman zindana atılmış ve idama gitmek üzere olduğu bir durumla karşı karşıya kalmıştı.
"Gereksiz tedirginlik gerekli boşvermişlikten iyidir."
En azından Tron için böyleydi.Tedirgin olmak onu tetikte tutuyordu.
"Güzel bir bakış açısı olduğunu söylemek isterim.Ancak yanında ben varken tedirgin olmaman gerektiğini de söylemek isterim."
Leila kendinden emin bir şekilde konuşunca Tron'a bir miktar güven vermişti.Yine de tedirginliğini tamamen bırakması mümkün değildi.
"Oraya bir an önce varırsak tedirginliğim kendiliğinden geçer, değil mi?Neden hızlı olmuyoruz?"
Tron adım atmak yerine koşmaya başlayınca Leila da ona uyarak koşmaya başladı.Sonuçta ikisi de hala gençti.
13 Gün Sonra...
Shaela Tapınağı...
Tron iki haftalık yolculuğunun ardından karşısında gördüğü tapınak ile rahatladı.Sonunda yolculuk bitmişti ve bir süre dinlenebilecekti.Gece vakti olduğu için Shaela Tapınağı nasıl bir yerdi göremiyordu.Bu yüzden sabahı beklemek zorundaydı.
Leila ile birlikte tapınağın önüne geldikleri zaman bile tapınağı göremiyorlardı.Ay bulutların arkasında kaldığı için hem ay ışığı yoktu hem de tapınakta meşaleler yanmadığı için tapınağı aydınlatan bir kaynak yoktu.Leila bir süre etrafa bakındıktan sonra gölgelerin arasından birinin kendilerine doğru geldiğini gördü.
Gölgelerden çıkan kişi tapınağın rahiplerinden biriydi.Leila burayı bildiği için rahiplerini de tanıyordu.Kendilerine doğru gelen kişi Shing Tzu olmalıydı.Tapınağın en önemli şahsiyetlerinden olmasına rağmen buradaki çoğu rahipten daha gençti.Herkes bir sonraki başrahip olarak Shing Tzu'yu düşünüyordu.Bu da onun omuzlarına büyük bir yük yüklüyordu.Yine de doğduğundan beri olduğu bu tapınağın durumunu ondan başkası daha iyi bilemezdi.Bu yüzden sıradaki başrahip olmaya en uygun kişinin kendisi olduğunun farkındaydı.
Shing Tzu henüz kırklı yaşlarının başında bilgili ve yetenekli biriydi.Tapınaktakilerin testlere girmesi yasak olduğu için güç seviyesi bilinmiyor olsa bile İmparator Seviyesi olduğu rahatça söylenebilirdi.Yine de asıl seviyesi Ejderha Seviyesi'ydi.
"Hiç değişmemiş olduğunu söylemek isterim."
Leila birkaç yıldır onu görmemişti ama hala hatırladığı gibiydi.Kel,sert bakışlı,somurtkan ve hala aynı beyaz kimono'yu giyen bir rahipti.
"Çocuk mu?"
Shing Tzu sözü fazla uzatmadan direk konuyu Tron'a getirmişti.Tron'un başı kazınmış olduğu için onu rahip olması için mi getirdiğini merak ediyordu.
"Senden beklenmedik bir hareket Leila."
Leila gülerek elini beline koydu.Daha konuşamadan her şeyi açığa vurmuştu.
"Sezgilerinin hala kuvvetli olduğunu da söylemek isterim."
Shing Tzu sıkılmışçasına bir nefes çekti.
"Çocuğu bize bırak ve git."
Shing Tzu'nun bir görevi de buraya yeni getirilen çocukların bakımlarını üstlenmek ve eğitimlerini vermekti.
"Her şeyin bu kadar basit olmadığını söylemek isterim.Bu çocuğun normal biri olmadığını da söylemek isterim."
Shing Tzu bakışlarını Tron'a çevirerek bir süre onu süzdü.Rahip olduğu için insanların güçlerini anlayabilirdi.
Bir dakikanın ardından Shing Tzu bakışlarını sertleştirdi.
"Bu çocuğu buraya neden getirdin!"
Leila bu ani çıkıştan sonra afallamıştı.Ne diyeceğini biliyordu ama diyemiyordu.Shing Tzu bunu farkedince eliyle sağ taraftaki kapıyı gösterdi.
"Çocuk sen burada kalıyorsun!"
Shing Tzu ve Leila kapıya doğru ilerlerken Tron arkalarından bağırdı.
"Benim adım Tron!"
Shing Tzu umursamadan devam ederken Leila sadece Tron'a bakıp gülümsedi.
Sonunda kapıdan geçip odaya girdikleri zaman Shing Tzu bağırmaya başladı.
"BİR GEKİES'İN BURADA NE İŞİ VAR!"
Leila ne tepki vereceğini bilemiyordu.Shaela Tapınağı Gekies savaşlarına müdahale etmesi yasak olan bir tapınaktı.Bu yüzden bir Gekies'in burada olması onların hem itibarına leke sürer hem de Tanrıların gazabına uğramalarına neden olurdu.
"Eğer birkaç saniye içinde bir şey demezsen önce seni sonra da o çocuğu öldürürüm!"
Shing Tzu sağ elinin yumruğunu sıktı.Yumruğunu çok yoğun kırmızı bir aura sarmaya başlamıştı.
"Gregor demek isterim."
Shing Tzu bu ismi duyduktan sonra şok içinde kaldı.Bu tapınağı yıllar önce kurduran kişi Güney'in Büyük Kralı Gregor'un kendisiydi.Şimdi Leila Gregor demekle neyi kastediyordu.
"Ne demek istiyorsun?"
Leila sonunda bir nebze sakinleşen Shing Tzu'yu görünce rahatlamıştı.Artık olan biteni rahatça anlatabilirdi.
"Bu çocuğun Ulukurt ailesinden biri olduğunu söylemek isterim.Trion'u tanıyıp tanımadığını sormak isterim."
Shing Tzu özel olarak Ulukurt ailesini bilmiyordu ama Trion'u tanıyordu.
"Bakışlarından tanıyor olduğunu anladığımı söylemek isterim.Bu çocuğun Trion'un oğlu olduğunu söylemek isterim."
Shing Tzu bir miktar anlamıştı.Bu çocuk Gregor'un soyundan gelen bir aileye mensuptu.
"Her ne kadar Yüce Gregor'un soyundan geliyor olsa bile ona burada bakmamızın bir yolu yok."
Shing Tzu yapacağı bir şey olmadığını söyledikten sonra elini kapıya götürdü ama Leila hala bırakmamıştı.
"Annesinin Liss olduğunu bilip bilmediğini sormak isterim."
Shing Tzu aniden duyduğu bu isimle şaşırdı.Hangi Liss olduğunu tahmin edebiliyordu.
"Helia'nın soyundan gelen aileden olan Liss mi?"
Leila başını onaylar anlamda salladıktan sonra Shing Tzu kapıyı açtı ve koşarak oradan çıktı.Leila arkasından baktığı zaman tapınağın ana köşküne doğru gittiğini gördü.Olay düşündüğünden daha ciddi olmalıydı.
Tron birden koşmaya başlayan Shing Tzu'nun arkasından öylece bakakalmıştı.Bir dakika geçmeden Leila yanına gelmişti.Neler olduğunu duymak için beklemeye başlamıştı ancak Leila bir şey anlatacak gibi durmuyordu.
"Bir şey demeyecek misin?"
Tron neler olduğunu öğrenebileceğini umarak sordu.
"Endişelenmemen gerektiğini söylemek isterim."
Leila gülerek bunları söyleyince endişeli olmayan Tron endişelenmeye başlamıştı.
O sırada...
Shing Tzu tapınağın en büyük olan kısmı yani Ana Salon'un kapısına gelince kapıdaki rahipler ne olduğunu anlamadan içeri daldı.
Ana Salon'un içerisindeki Başrahip ve diğer birkaç rahip şaşkınlık içerisinde kalmıştı.Shing Tzu aceleyle içeri dalınca önemli bir şey olduğunu anlamışlardı.
"Bu ne hadsizlik böyle!"
Bu acelenin sebebini anlamayan Lord Druna öfkeyle çıkıştı.Lord Druna bu bölgenin etrafındaki toprakların sahibiydi.Tapınağa sahip değildi ama etrafındaki alanlar onun olduğu için bu bölgede olacak olan her şey onun da ilgi alanına giriyordu.
"Sakin olun Lord Druna."
Yaşlı başrahip rahatlatıcı bir ses tonuyla konuşarak Lord Druna'yı durdurduktan sonra bakışlarını Shing Tzu'ya çevirdi.
"Bir sorun mu var Shing?"
Yaşlı başrahip uzun beyaz sakalını okşamaya başladı.Shing gibi kurallara bağlı ve disiplinli birinin çok önemli bir şey olmasaydı böyle bir şey yapmayacağına emindi.
"Çok önemli bir konu Başrahip Jin Tzu."
Lord Druna öfkeli bakışlarını bir kez daha göstererek Shing Tzu'ya baktı.
"Eğer bu kadar önemliyse beni de ilgilendirir!"
Shing daha fazla dayanamayarak öldürme isteğiyle dolu aurasını Lord Druna'ya gönderdi.Aura'yı hisseden Lord'un nefesi kesilmişti.
"Senin gibi tek derdi altın ve toprak olan biri tanrısal işlere karışmamalı Lord Druna!"
Lord Druna önceki hareketten sonra daha fazla üsteleyemezdi.Bu tapınakta ne söz hakkı vardı ne de bir gücü.Ayrıca burayı ele geçirmesi veya saldırması da mümkün değildi.Sessizce Başrahip Jin'in sözlerini beklemeye başlamıştı.
"Tanrısal işler mi dedin?Bir Gekies mi?"
Başrahip şaşırarak sordu.Tapınağa bir Gekies gelmiş olmalıydı.Aksi halde tanrılar yüzyıllar önce tapınaklarla iletişime geçmeyi bırakmıştı.
"İki kişi geldi.Biri kızınız Leila diğeri ise bir çocuk.Leila çocuğun Tron Ulukurt adında bir Gekies olduğunu söyledi."
Başrahip Jin oldukça şaşırmıştı.Kızı yanında bir Gekies ile buraya neden gelmiş olabilirdi?
"Tüm sorun buysa Leila ile ben konuşurum."
Başrahip meseleyi çok büyümeden çözebileceğini düşünmüştü ama Shing Tzu yeniden araya girdi.
"Bu Gekies hem Kadim Kral Gregor hem de Kadim Bakire Helia'nın soyundan geliyor!"
Başrahip bu sözlerden sonra şaşkınlıktan öylece kalakaldı.
"Ne dedin?"
Lord Druna dahil herkes ağzı açık bir şekilde Shing Tzu'ya bakıyordu.Orada bulunan kimse aptal değildi.İki Kadim'in soyundan gelen bir Gekies daha önce görülmemiş bir şeydi.Üstelik şu an atasının tapınağındaydı.
"Leila böyle bir şey yapacak kadar sorumluluk sahibi miydi?"
Ana Salon'un içindeki rahiplerden biri yanındaki diğer rahibe fısıldadı ama Lord Druna dışında herkes bunu duymuştu.
"Öyle ya da böyle şu anlığına Leila yapılabilecek en iyi şeyi yaptı.Ne yapmamız gerektiğini bulana kadar Gekies'e iyi bakın."
Başrahip bunları dedikten sonra arkasına döndü ve duvara doğru yürümeye başladı.
"Siz ne yapacaksınız Başrahip?"
Shing telaşla sordu.
"Ne yapmam gerektiğini bulmam için kendimi içeriye kapatacağım.Birkaç ay içinde ne yapmam gerektiğini bulursak şanslı sayılırız."
Başrahip bunu dedikten sonra duvarda bir yere dokundu.Duvar gürültülü bir şekilde açılınca içeri doğru bir adım attı.Arkasına bakınca hala telaşlı duran Shing'e baktı.
"Sen sakin olmazsan bu krizi atlatamayız.Sakin ol ve gidip Gekies ile ilgilen."
Başrahip bunları dedikten sonra içeri girdi ve duvar arkasından kapandı.Şimdi hem Başrahip Jin hem de Shing Tzu üzerlerine düşen görevi iyi bir şekilde yerine getirmelilerdi.
"Artık gitseniz iyi olur Lord Druna.Burada sizi muhatap alacak kimse yok."
Lord Druna yeterince şok olmuştu.İki Kadim'in soyundan gelen bir Gekies'in ne anlama geldiğini bütün krallar,önemli soylular ve bütün rahipler biliyordu.Bu Tanrılar tarafından bildirilmiş Kıyametin Başlangıcıydı.
---------------------------------------------------------
Bundan sonraki bölüm özel bölüm olacak ve yaklaşık 3k kelime olacaktır.
Bölümler sık sık gelmiyor ama en azından düzenli olarak her perşembe geliyor.
*****
1629
*****