KARANLIK SIRLAR

By KarTanemm06

133K 10.2K 2.3K

"Kaşınıyorsun kızıl!!" "Kaşısana" "Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!" Söyledikleri... More

..TANITIM..
1.Bölüm《Kaçış》
2.Bölüm《Boncuk göz》
3.Bölüm《Arkadaş》
4.Bölüm《Yarasa》
5.Bölüm《İşkence》
6.Bölüm《İntikam》
7.Bölüm《Hare》
8.Bölüm《Izdırap》
9.Bölüm《Geçmiş》
10.Bölüm《Dengesiz》
...Karakterler...
11.Bölüm《Ölüm》
12.Bölüm《Bahadır》
13.Bölüm《Vaveyla》
14.Bölüm《Doğu》
15.Bölüm《Katil》
16.Bölüm《Sessiz Çığlık》
17.Bölüm《Özgürlük》
18.Bölüm《Savaş》
20.Bölüm《Kaza》
21.Bölüm《Anne》
22.Bölüm《Belirsizlik》
23.Bölüm《İlk adım》
24.Bölüm《İlk aşk》
25.Bölüm《Affetmek》
26.Bölüm《Gözler》
27.Bölüm《Helena》
28.Bölüm《Biz Kimiz? 》
29.Bölüm《Hayal kırıklığı》
30.Bölüm《Lanet》
31.Bölüm《Heyecan》
32.Bölüm《Davetsiz misafir》
33.Bölüm《Cehennem》
34.Bölüm《Örümcek》
35.Bölüm《Kaçırılma》
36.Bölüm《Ameliyathane》
37.Bölüm《Terör》
38.Bölüm<<Yolculuk>>
39.Bölüm<<Teslim oluş>>
40.Bölüm<<Batak>>
41.Bölüm<<Silüet>>
42.Bölüm<<Ölüm Haberi>>
43.Bölüm <<Kargaşa>>
44.Bölüm<<Geçmişin izleri>>
45.Bölüm<<Kızıl Gelin>>
46.Bölüm<<Uyanış>>
47.Bölüm<<Yeşiller>>
48.Bölüm<<Mutlu saatler>>
49.Bölüm<<Tugay>>
50.Bölüm<<Küçük umutlar>>
51.Bölüm<<Soğuk>>
52.Bölüm<<Göz Yaşları>>
53.Bölüm<<İntihar>>
54.Bölüm<<11 Çocuk>>
55.Bölüm<<Ölüm Kokusu>>
56.Bölüm<<Annemiz...>>
57.Bölüm<<Seni Seviyorum>>
58.Bölüm<<Saf canilik>>
59.Bölüm{Korku}
60.Bölüm{Eray}
61.Bölüm{Utku}

19.Bölüm《Nefret》

2.1K 190 32
By KarTanemm06

Bölüm ithafı

NisanErolu

Keyifli okumalar

"İleri de ne olacağını kimse bilemez Savaş ama sana şuan söyleyebileceğim tek şey hayatımdan defol!"

Verdiği tepkiye bakmadan önüme döndüm.Neler yaşamış olursa olsun bu beni kullandığı gerçeğini değiştirmiyordu.Bir süre sussa da bir şey demeyeceğimi anlayıp arabayı çalıştırdı.Ağaçların bir görünüp bir kaybolması gözlerimi yormaya başlarken gözlerimi kapatıp nefesimi verdim.Bedenimin yorulduğunu her geçen gün fark ederken sabret dedim kendime.Sabret,bir gün bitecek bu sancılar..

Araba bizim evin önünde dururken Savaşa bakmadan inip eve doğru ilerledim.Sırtımdaki bakışlar yerinde dursa da umursamadan yanına geldiğim kapıya tıklattım.Kollarım kendiliğinden kalkıp bedenime sarılınca ürperdiğimi hissettim.İki gündür aynı kıyafetin içinde ve vücudumun bazı yerlerine sıçrayan kanlar kendimi inanılmaz derecede tiksinç hissettiriyordu.

Kapı yavaşça açıldığında kızarık mavişler gözlerimle buluştu.Öyle bitkin duruyordu ki içimden kendime sövmeden edemedim.Benim yüzümden oda ne hallere düşmüştü.Gözleri beni gördüğünde mavilerine sıçrayan ışığı fark ettim.Dudakları kıvrılırken elini sırtıma götürüp kendine çekti.Kollarım kendiliğinden beline sarıldığında daha sıkı sarıldı bana.Özlemiştim onu..Kardeş kokusunu ciğerlerimde hissederken içimdeki bağıran o kızın sesi beynimde yankılandı.

'Yalnız değilsin!'

Evet değildim.Doğu ne kadar bana yanlış yapsa da Sefa hala hayatımda olan tek umuttu.Bir şeyler düzelebilir. Eğer gerçekten mutlu hayat yolunda bir adım atarsam her şeye yeniden başlayabilirdik.  

"Ablamm.. Özlemişim.."

Mırıldanması beni güldürürken dediği lafa gerçek tebessümle karşılık verdim.Çok önemli anlar olmasa abla kelimesini asla dedirtemezdim ona.Ona daha sıkı sarılırken kokusunu içime çektim.

"Bende ufaklık bende.."

Başıma bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde gözleri arkama kaydı.Kaşları bir anda çatılırken tekrar o öfkeli haline bürünmüştü.Bir anda atılıp yanımda geçecekken kolundan sıkıca tutup ilerlemesine engel oldum.Olanlara haklı olarak sinirli olmasına hak veriyordum ama bu olaylara yeteri kadar karışmışken artık onu uzak tutmak istiyordum bu olaylardan.

"Boş ver Sefa, içeri  girelim"

 Başını bana çevirdiğinde gözlerindeki öfke hala yerli yerindeydi.Başımla evi işaret ettiğimde bir an tereddüt edecek olduysa da bakışlarımla onu susturup eve girmesini sağladım.

Sefa eve geçerken başımı döndürüp Savaşa baktım.Bir eli direksiyonda kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.Ne kadar nefret içimi sömürse de kinimin gözlerimi kör etmesine izin vermedim.Bazı hatalar asla geri alınamazdı.O yüzden geri dönülemeyecek bir iş yapmamak için olabildiğince sakinliğimi korumaya çalıştım.

Üzerimdeki bakışları önemsemeden ben de dönüp kapıdan içeri girdim.Sefa koltuklarda oturmuş bacaklarını stresle sallıyordu.İlerleyip yanına oturdum.Kafasını bana çevirdiğinde gözlerindeki özlem ve nefreti görememek imkansızdı.

"Yakışmıyor.."Gözleri anlamamış gibi bakarken derin nefes alıp verdim."Nefretin o mavişleri kirletmesine izin verme ufaklık!"

Gözlerini benden kaçırsa da bakışlarını korudu.Oda yorulmuştu artık olanlardan.Eğer benim yüzümden ona bir şey olursa kendimi asla affetmem. 

"Hayatımız kirletilmişken gözlerimizdeki bakışların saflığını korumasını bekleme kızıl cadı"

Başımla onu onaylasam da bir yerde hata olduğunun farkındaydım.Elimi uzatıp tek elini avucumun içine alıp sıktım. Mavişler tekrar bana dönerken sıcak tebessümümü ona sundum.

"Haklı olduğunu inkar edemem ufaklık ama ufak bir ayrıntıyı gözden kaçırıyorsun."

Neymiş o der gibi kaşını kaldırdığın gülerek başımı sağa sola salladım.

"Bakışlar ruhumuzun aynasıdır derler.Hayatın ne kadar çıkmaza batsa da sen ruhunu koruyabiliyorsan eğer seni kimse yıldıramaz.Ve ben senin ruhunu koruyabildiğini görmüşken nefret denen illetle onu lekeleme ufaklık."

Gözlerimi kapatıp nefesimi verdiğimde tekrar araladım göz kapaklarımı.

"Sen güçlüsün Sefa... Bakışlarını karalamalarına izin verme!!"

Gözlerine giderek yayılan sıcaklıkla benim içim ısındı sanki.Elini tuttuğum elimi daha sıkı sararak elimin üstüne küçük bir öpücük kondurdu.

"Cadısın falan ama ağzın bazen mantıklı şeyler de söyleyebiliyormuş"

Bana takıldığını bildiğim halde kaşlarımı çatarken arkamdaki minderi alıp hızla yüzüne indirdim. Minderi yüzünden indirirken kahkahaları salonu dolduruyordu.

"Sensin cadı.. Boş konuşuyormuşum da vıdı vıdıda vıdı vıdı."

Sefa homurdanmalarıma daha fazla gülerken elini uzatıp saçlarımı karıştırdı.Kuş yuvasına dönmeye başlayan saçlarımı ellerinden kurtarıp ayağa kalktım.

"Kızınca daha bir çekici olduğunu söyleyen oldu mu kızıl cadı?"

Üstten gözlerine bakarken benimle uğraşmasına ses çıkarmadım.Arkamı dönerken elimi havada salladım.

"Ben her zaman çekiciyim bir kere!! Şimdi boş konuşmada gel bir şeyler yiyelim"

Mutfağa girerken arkamdan güldüğünü hissetsem de adım seslerinden yanıma geldiğini anladım. Aperatiflerden sandviç hazırlamaya başladım.Sefada bardaklara limonata doldururken hazırladığım tabakları masaya yerleştirdim.

Son günlerde neredeyse hiçbir şey yemediğim için  karnım isyan bayrağını kaldırmıştı.Sandviçin hepsini büyük lokmalarla tüketirken sonunun nasıl geldiğini anlamamıştım bile.Sefanın hala yemeğe devam ettiğini fark edince bir şey demeden tabağımı masadan kaldırıp tezgahın üzerine koydum.Üzerimdeki tulum ikinci bir deri gibi üzerime yapışmıştı.Artık çıkarmamın vakti geldi de geçiyordu bile.Odama çıktığımda gerekli malzemeleri yanıma alıp banyoya geçtim.Üzerimi çıkarıp suyun sıcaklığına kavuşturdum kendimi.Bedenim giderek gevşerken beynimdeki düşünceleri hızla uzaklaştırdım kendimden.Her kötü günün sonunda duş almak o günün izlerini silip atarmış gibi hissettiriyordu.

İşlerimi halledip üzerime mor eşofman takımımı geçirdim.Saçlarıma sardığım havluyu iyice kurulayarak çıkardığımda tarağımı alıp Sefanın yanına gittim.Koltuğa oturmuş televizyon izliyordu.Yanına giderek tam önünde arkamı dönerek oturdum.Suratını göremesem de istediğimi anlamış gibi elini uzatarak isteğini belli etti.Güldüğümde elimdeki tarağı eline bıraktım.Bir eliyle saçlarımı tutarken diğeriyle taramaya başladı.Unutmuştum.. Şuan için yaşadığım her şeyi unutmuş saçımda gezinen elin hissine kendimi kaptırmıştım.Tarağın saçımla buluştuğu her darbede rahatlayan hücrelerim sevinç çığlıkları atıyordu.

"Ne yapmayı planlıyorsun"

Sefa bir yandan saçımı tararken diğer yandan sorduğu soruyla bir an unutmak istediğim düşünceler yerle bir oldu.Sorusunu düşünmeme bile gerek yoktu.Çünkü ne yapacağımı bende bilmiyordum.

"Bilmiyorum"

Mırıldanmam kulağına giderken tarağı tutan elini durdurdu."Doğuyu affedecek misin?"Gerçekten merak ettiği için sormuş gibiydi.

"Sen olsan affeder miydin?"

"Sanırım hayır"

Eli tekrar saçıma giderken gözlerimi kapatıp sıkıntıyla nefesimi verdim.Her şey Arap saçına dönmüşken olayları düzeltmek için düşünmek beynimin devrelerini yakıyordu.Hayatı akışına göre yaşamak mı iyi yoksa planlı yaşamak mı iyi diye sorsalar direk planlı derdim.Artık sürprizlerle dolu bir hayat istemiyordum.Her şey düzeldi derken her an bunun bozulması durumu, içimi kemiren şeylerden biriydi.

Kapının zili çalmaya başlarken düşüncelerimden sıyrılıp saçımı taramayı bitiren Sefanın kapıyı açmaya gidişini seyrettim.Oturduğum yerden ayağa kalkıp tarağı sehpanın üzerine bıraktım.

İçeri girenlerle bir an tepkisiz kaldığımda onlara karşı nasıl davranacağımı kestiremedim.Belki bu olanları bana onlar yapmamıştı ama bunu bildiği halde durdurmamışlardı bile.Giray, Serkan, Ela ve Utku içeri girip karşımda dikildiklerinde yüzlerindeki çekimserliğe boş gözlerle karşılık verdim.Hepsinde teker teker göz gezdirdiğimde Utkunun soğuk grileri yerli yerindeydi. Bu olanlardan sonra bile hala nasıl tepkisini koruyabildiği anlayamıyordum.

"Evet??"

Konuşmayacaklarını anladığımda ilk soruyu ben sordum.Sefada kapıyı kapatmış yanımdaki yerini almıştı.

"Biraz konuşabilir miyiz Buğlem?"

Elimle oturmaları için koltukları işaret ettim.Hepsi teker teker koltuklara otururken bizde Sefayla ikili koltuğa geçip oturduk.

"Tekrar tekrar özür dileriz Buğlem. Bize kızdığının farkındayım ama Savaşın Doğuyu önemsediği ve özlediğini bildiğimiz için başka bir yol düşünemedik.Savaşta böyle bir şeye başvurunca tereddüt etsek de kabul ettik."

Giray susup nefesini düzene soktuğunda tekrar yaptığı şeyleri kendi ağzıyla itiraf etmeye devam etti.

"Ama gerçekten de sadece ufak hasarlar verecekti.Bunu onlara defalarca söyledik ama şimdi yaptıkları hatanın bedelini misliyle çektiler zaten."

Affetmem için yalvaran gözlerine ifadesizce bakmakla yetindim. Affedemiyordum.Ne kadar kötü şey yaşamı olursa olsun beni bir kukla gibi kullandığı gerçeğini içimden atamıyordum.

"Diyecekleriniz bu kadarsa kapının yerini biliyorsunuz"

"Buğlem.."

Serkan tereddüt ederek adımı telaffuz ettiğinde ona bakmadım bile.Her şey çok kolaymış gibi bunları anlatıp özür dilemeleri daha çok sinirlendiriyordu beni.Ne sanıyorlardı karşıma çıkıp olanlar için özür dilemelerine karşı onları affedeceği mimi. 

"Ne sanıyorsunuz"

Ayağa kalkıp karşılarında dikildiğimde alttan bakışlarını bana gönderdiler.Arkamı dönüp tişörtümün eteklerinden tutup hafifçe kaldırdım.Sırtımdaki kemer izlerini gördüklerini biliyordum.

"İki çift özür, bu kemer darbelerinin varlığını yalanlıyor mu."

Tişörtümü indirip tekrar onlara döndüğümde pişmanlıkla parlayan gözlerini umursamadan bu seferde eşofmanımın paçalarını tutup yukarıya çekiştirdim.Aynı kemer darbeleri bacaklarımda da vardı.

"Peki bu bacaklarımdaki kemer darbelerini yalanlıyor mu."

Üzerimi düzeltip eski halime döndüğümde gözlerime bile bakamayan gözleri yerdeydi.Dudağım kıvrılırken soğukluğun gözlerime dolmasına müsaade ettim.

"Bana bunları yalanlayacak tek bir şey söyleyin.İşte o zaman sizi affedeyim.."

Hepsi sus pus olmuş cevap veremezlerken "Tamda tahmin ettiğim gibi" diye söylenip arkamı döndüğümde şuana kadar konuşmayan Utku lafa atladı.

"Bu izlerinin sebebinin bizim olmadığımızı Giray söyledi.Olayı çığrığından çıkaranlar o adamlardı!!"

Olduğum yerde durup hareket edemezken gülmeme engel olamadım.Utkuya dönerken hala gülüyordum.

"Zaten o adamaların ayağına da bile isteye gitmiştim değil mi Utku!!"

Ufak adımlarla yanına kadar gidip dibinde durduğumda oda ayağa kalkıp karşıma dikildi.Bakışları ne kadar soğuk baksa da artık umursamıyordum bile.Eskisi gibi üzerimdeki etkisini yitirmişti.

"Çok abartıyorsun kızıl"

Kaşlarım havalanırken şaşkınlıkla suratına baka kaldım.Ben mi abartıyordum şimdi.

"Ben mi abartıyorum.Saçmalamayı kes istersen Utku.Ben kaçırılmasaydım başıma bu durumlar da gelmeyecekti!!"

Sesim giderek yükselmeye başladığında işaret parmağımı kaldırıp yüzüne doğru salladım.

"Sakın bana abartıyormuşum gibi davranma.Bu davranışları siz çoktan hak ettiniz bile."

Bu sefer dönüp sinir dolu gözlerimi Giraya çevirdim.

"Sen bana bundan böyle bacımsın demiştin.Sen kız kardeşlerine de böyle ihanet ediyor musun!!"

Girayın başı suçlulukla eğilirken diğerlerinden de çıt çıkmıyordu.Elaya baktığımda gözü dalmış bir şeyler düşündüğünü belli ediyordu ama düşen kaşları onun da bu durumdan memnun olmadığını vurgular nitelikteydi.

Sefa ayağa kalkıp yanıma geldiğinde eliyle omzumu sıvazlayıp bana destek verdiğini belli etti.

"Özür dilerim"

Giray başını kaldırmadan fısıldadığında gerçekten pişman olduğunu gösteriyordu ama kalp pil değil ki bozulunca yenisi hemen yerine gelsin. 

 "Giray"

Kafasını kaldırıp bana baktığında bir umut arıyordu gözleri. Küçücük bir umuda tutunmak ister gibi arayışa çıkan gözlerine boş bakışlarla karşılık verdim.

"Pişman olacağın şeyler yapmamak için iki kere düşün"

Kafasını onaylar anlamda sallayıp gözlerime cevap arar gibi baktı ama onu hala affetmiş değildim.

"Artık gidin!"

Sefa yanımda düz sesiyle onlara hitap ettiğinde hepsi ayağa kalkıp bir şey demeden çıkıp gittiler.Kapının kapanış sesiyle otomatik olarak omuzlarımda düşünce Sefa gelip sarıldı.

"Düşürme o omuzları.Sen olması gerektiği gibi davrandın."

Ellerim belindeki yerini alırken evet diye düşündüm.Ben doğru olanı yaptım peki o zaman bu içimdeki huzursuzlukta neyin nesiydi.Sefadan ayrılıp hafif güldüğümde oda gülüp saçlarımı karıştırdı.Bir şey demeden arkamı dönüp odama doğru ilerledim.Nezarethanedeki iki gün boyunca doğru düzgün uyuyamadığım için felaket derecede uykum vardı.Odama girdiğimde hemen yatacakken çalan telefon sesi buna engel oldu.

"Puff.."

Baygın adımlarla masanın üstündeki telefonu elime aldım.Doktorumun aradığını görünce kaşlarımı çatarken bu konu tamamen aklımdan çıkmıştı.Kapıya doğru bir bakış atıp kapalı olduğundan emin oldum.Pencerenin önüne sakin adımlarla ilerlerken telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim Sezer Bey?"

"Buğlem.. Şükür sonunda cevap verebildin.Geçen gün aradığımda neden konuşmadan kapattın telefonu."

Kaşlarım çatılırken ne demek istediğini anlamaya çalıştım.Tedaviyi bıraktığım günden beri doktorumla konuşmamışken şimdi neden bahsediyordu ki.

"Anlamadım"

"Seni arayıp neden tedaviyi bıraktığın konusunda uyardım ama sen hiç bir şey söylemedin bile"

Dediği şeylerle bazı gerçekler kafama dank etti.Demek Savaş bu sayede biliyordu unutkanlığı mı. Telefonumu izinsiz açmasına sinirlenirken sakin olmaya çalıştım.

"Bıraktım işte.Devam etmeyeceğim tedaviye en azından şimdilik"

"Çocuk oyuncağımı bu Buğlem. Canın istediğinde bırakabileceğin bir şey mi bu.Bana dediğin son şey bir şeyler hatırlamaya başladığındı. Ne olduğunu bile söylemeden aniden nasıl bırakırsın tedaviyi"

Ciğerlerime derin nefes çekerken bu konuşmanın hemen bitmesi için saniyeleri saymaya başladım.

"İrdelemeyin lütfen, ne diyecekseniz diyin artık"

Kızdığını hissedebiliyordum ama umursamadım.Artık başkalarını umursamayı ikinci hatta üçüncü sıraya atmıştım.

"Bana bir ara annemi gördüğümü hatırladım diye söylemiştin demiştin değil mi"

Dediği şeyle donarken göz bebeklerimin titremesine engel olamadım.İşte yine oluyordu.Yine bir şeyler başıma bela olmak için açılıyordu.

"E..Evet"

Sesimin titremesine engel olamazken Sezer Beyin dediği şeyle keşke demez olsaydım dedim içimden.

"O günden sonra küçük bir araştırma yaptım.Bir kaç kişiyi arayarak bazı kameraların görüntülerine ulaştım. Seni yetimhanenin önüne bırakan kadın daha sonralardan tekrar tekrar yani bir çok kez yetimhaneye gelmeye devam etmiş.Eğer yetimhaneye dönüp biraz araştırırsan bir sürü bilgiye ulaşacağına eminim.."

Karanlık aydınlığa sen benim karanlığıma bulanacaksın demiş.O gün bu gündür benim hayatımda aydınlığa yer olmadı.

---------------

Yeniden merhaba canlar👐

Bölümün geciktiğinin farkındayım ama bazı şeyler üst üste geldiği için yazmaya fırsatım olmadı.

Parmağınızın altındaki yıldıza dokunmadan geçmeyin😊

Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi mutlaka bekliyor olacağım😉

Kendinize iyi bakın

Seviliyorsunuzzz❤❤

Continue Reading

You'll Also Like

22M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
175K 16.1K 45
Kerem Aktürkoğlu & Kumsal Yıldız
339K 12.8K 62
Bir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bilebilirdi ki bu ka...
3M 162K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...