Asgarte 2. Kitap
Bölüm 11 - Hatırlamıyorum!
"Aslında hatırladığım pek bir şey yok.Sadece Tanrılar ile birlikte olduğumu hatırlıyorum."Tron yaktıkları ateşi elindeki dal ile karıştırırken gerçekten de yaşadıklarını unuttuğunu farketti.Emilia ile yürümeye başladıkları zamandan üç dakika sonra arttırılmış gücü de gitmişti."Hatırlamaman tuhaf değil mi?Sonuçta Tanrılar ile birlikte olmak unutulacak bir şey değil."Emilia ateşin yanına uzanarak gözlerini yıldızlara dikti.Tanrılar ile olmak nasıl bir şeydi merak ediyordu."Aslında biri bana isimleri ve yaşadığım olayları unutacağımı söylemişti.Aklımda kalan tek şey büyülerimin ve yeteneklerimin değişmiş olması."Tron şu anlık içgüdüsü ile ilgili bilgi vermese daha iyi olur diye düşünüyordu.
Emilia'nın sesi gelmeyince Tron bir şeyi olduğunu sandı ama sadece uyuyordu.Emilia'nın çıkarıp yanına koyduğu pelerini alarak üstüne örttü.Tron yorgundu ancak uyursa iyice savunmasız olacaklardı.
Birkaç saat geçmesine rağmen yakınlardan hiç ses gelmiyordu.Ateş zaten yanmayı çoktan bırakmış, kor hale gelmişti.Kor halde olan bir ateş daha az duman çıkarır ve daha az görünürdü.Bu yüzden Tron biraz uyumayı düşünebilirdi.Eleonora şu an yeni adamlarla peşine düşemezdi.
Rahatlayıp çimlere uzandığı zaman uykuya dalmakta güçlük çekmedi.Son bir haftada yaşadıkları inanması güç ve aynı zamanda yorucu şeylerdi.
Sabah...
Emilia yeniden kapüşonlu pelerinini giymiş ve yola çıkmak için gerekli olan her şeyi hazırlamıştı.Tron'u sağ omzundan dürterken yine etraf dikkatini çekmişti.Tron uyanmasına rağmen onu dürtmeye devam ediyordu."Şunu yapmayı keser misin?Uyandım sonuçta."Emilia gelen sesle irkildi.Tron bir şeyler döndüğünü anlayınca direk"Ne oldu?"diye sordu ama cevap alabilir miydi pek emin değildi."Orman dün geceden beri sessiz hem de fazla sessiz."Tron Emilia'nın hala olanları atlatamadığını düşünüyordu.Ormanın en dış kısımları olduğu için canlı bulunmaması normaldi."Sonuçta ormanda sadece yarım saat ilerledik ve kamp kurduk.Ormanın dış kısımlarında olduğumuz içinde herhangi bir canlı ile karşılaşmamamız veya seslerini duymuyor olmamız normal."Tron ayağa kalkarak sırtını gerdi ve uzunca bir esneme safhası geçirdi.
Emilia ise çoktan hazırlanmış olduğu için onu bekliyordu.Şu an onu daha dikkatli incelemek için iyi bir zamandı.Vücudunda herhangi bir değişiklik yoktu, aynı şekilde gücünün verdiği histe bile dün gece dışında pek bir fark yoktu."Tron, bir şey sorabilir miyim?"Tron başını Emilia'ya çevirdiğinde kendisine dikkatle baktığını gördü hatta bakmaktan çok incelemek gibiydi."Tanrılar ile ilgiliyse bir şey hatırlamıyorum ama başka bir şeyi merak ettiysen sorabilirsin."Emilia Tron'un yüzünü görünce kesinlikle sormaya karar vermişti."Dün gece gözlerin kırmızıydı ama şu an eskisi gibi siyah."Tron şaşırarak baktı.Biraz düşündü ama bununla ilgili bir şey hatırlamıyordu."Öyle miydi?Tuhaf ama bununla ilgili bir şey hatırlamıyorum."
Emilia sessiz kalarak konuyu kapattı.Tanrıların yanındayken ve oradan dönüşünde olan olayların neredeyse hiçbirini hatırlamıyordu.Şimdilik Engel'ın yanına dönmenin en mantıklı şey olacağını ikisi de biliyordu."Engel'ın öldüğümden haberi var mı?"Emilia evet anlamında başını salladı."Engel'a açıklama yapmam gerekiyor ama hatırladığım hiçbir şey yok."Emilia da bunun farkındaydı ama bir şey demiyordu.Engel çok fazla soru soracaktı ve Tron bunların hiçbirini cevaplayamayacaktı."Şanslısın ki bugün yola çıkma günümüz.Engel seni fazla tutamaz."Tron'un tamamen aklından çıkmıştı ama bugün yolculuğa başlayacakları gündü.
Antholos onlar için 10 tane güzergah hazırlamış ve uğrayacakları 10 yer içinde kesenin içine 10 adet küçük sembol bırakmıştı.Bu semboller farklı maddelerden yapılmış her biri farklı bir şekle sahip sembollerdi.Engel'ın dediğine göre gittikleri yerde onları bekleyen insanlara doğru sembolü verecekler ve devamında onlar ne diyorsa onu yapacaklardı.
"Tron, şimdiye kadar vakti olmadığı için soramadım ama ustan nasıl biri?"Tron gelen soru karşısında yürümeye başladı.Emilia içinde kendisiyle birlikte bu yolculuğa çıkmasına izin vermiş olsa bile ona anlatmalı mıydı?Engel ustasını tanıyordu ama Emilia'ya anlatmadığına göre anlatmaması daha iyi olmaz mıydı?"Neden merak ettin ki?"Tron ne yapması gerektiğini bilemiyordu.Bir yandan ustası ona izin vermişti ama diğer yandan Engel ona hiçbir şey söylememişti."Ne kadar güçlü olduğunu merak ettim."Tron aslında Emilia'nın diyeceğini umursamıyordu sadece zihnini toplamak için biraz vakit kazanmaya çalışıyordu.
Sonunda zihnini toplandığında anlatmanın en iyisi olacağına karar verdi.Antholos hakkında yanlış bir düşünceye kapılması iyi olamazdı."Vlarjmor Krallığının Başkomutanı olacak kadar güçlü olan ve yine aynı şekilde yüzlerce askerin arasına girip Vlarjmor Kralını öldürdükten sonra hala yaşayan tek insandır.Savaşta aldığı ünvan ve lakaplar sayısızdır ama şu an bütün lakapları ve ünvanları ondan alındı.Onun dediğine göre son girdiği savaşı kaybettikten sonra Kral ona Baltacı Antholos diye seslenmeye başlamış sonucunda ise uzun bir süredir bu lakap üzerinde kalmış.Balta kullanarak savaşması ayrı bir ironi olsa da eskiden oduncu olduğu için böyle seslendiğini söyledi.Daha önce hiç büyü kullandığını görmedim hatta bana anlattığı anılarında bile büyü kullandığından bahsetmiyordu.Bu yüzden elementini bilmiyorum ama gücünden kesinlikle eminim!"
Emilia dikkatle onu dinlerken Antholos'un nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyordu.Tron hala anlatmaya devam ederken Emilia'nın aklına bir şey takıldı."Bütün ülkelerde hain sayılıyorsa nasıl oluyor da bizim için yol haritası hazırlayıp oradaki insanlarla anlaşmaya gidiyor."Bunu Tron da düşünmüştü ama bulabildiği en mantıklı cevap tıpkı Engel gibi tanıdıkları olduğuydu."Belki Engel gibi tanıdıkları vardır.Belki Kjumiro Lee ve Jespargas'ı tanıyordur hatta Oatau'yu bile tanıyor olabilir."Tron bu yolculuktan beklentilerini yükseltmişti.Antholos onlarla Tron için konuşmuşsa ve işaretlenmiş yerlerden birisi onların yanına gidiyorsa Tron kim bilir onlardan neler öğrenirdi.
"Tron bu söylediğin insanlar da kim?"Tron çenesinin düştüğünü farkedince kendini toplamaya çalıştı."Eee şey aslında tanımaman normal değil ama zaten ben de onları görene kadar tanımıyordum.Oatau yanlış hatırlamıyorsam Trakai Krallığının Başkomutanıydı.Jespargas ise Dortzak Krallığının Başkomutanı olmalı.Kjumiro Lee ise bütün dünyada ki en büyük paralı asker ordusuna sahip olan komutan.Kendisi de bir paralı asker olduğu için bu duruma şaşırmamak gerek."Emilia onların statüsüne şaşırmıştı ama daha çok şaşırdığı şey Tron'un onları görmüş olmasıydı.
Birkaç dakika boyunca sessizce ilerlediler ama Emilia dayanamayarak sordu."Tron sen onları nerede görmüş olabilirsin ki.Alucard Krallığının dışına çıktığını hiç sanmıyorum.Tanrıların yanında görmüş olsan bile hatırlamazdın."Tron dikkatsizce dinliyordu çünkü meditasyon onun için önemli değildi.En azından gizli tutması gereken bir şey değildi."Aslında bakarsan Engel'ın benimle birlikte Arto'yu soktuğu meditasyonda onlar arasında bir savaş olacağını duyduğum için oraya gitmiştim.Bu savaşta onları detaylıca izleme fırsatı bulduğum için de onları tanıyorum.Bu arada Oatau'nun büyülü yaratık ortağı Agile şu ana kadar gördüğüm en güçlü büyülü yaratık olabilir."Tron yine heyecanlanmıştı ve bu durum Emilia'nın canını sıkıyordu.Tron duruma bozulan Emilia'yı farkedince sustu.Neden bozulduğunu anlamıyordu ama bir şeyler olduğu belliydi.
"Bu arada Emilia dün gece nasıl öldüğümü unuttuğumu farkettim.Bana nasıl öldüğümü anlatır mısın?"Emilia garipseyerek başını çevirdi."Nasıl unutmuş olabilirsin ki?"Tron yeniden hafızasını yokladı ama gerçekten hatırlamıyordu.Sadece öldüğünü ve altı gün boyunca Tanrıların yanından olduğunu biliyordu."Hiçbir fikrim yok."Emilia bunun Tanrılarla ilgili olduğunu düşünüyordu ama Tron'a söylemek istemedi."Madem öyle sana anlatayım.Şöyle ol..."Emilia birden durdu.Sözleri ağzında kalmıştı."Be...ben ş...şey."Emilia olduğu yerde durdu.Elleriyle başını tutuyordu.Sanki bir şey onun hafızasıyla oynuyordu.
Tron arkada kalan Emilia'nın yanına koştu.Emilia başındaki ağrılar yüzünden bağırmak üzereydi ki ağrı aniden kesildi.Ellerini başından çekerken üzüntüyle Tron'a baktı."Hatırlamıyorum!"Ne olduğunu anlamıyordu ama bir şeyler olduğu kesindi."Hatırlamıyor musun?Bu nasıl mümkün olabilir ki?Sende benimle birlikte değil miydin?"Emilia derin derin nefes alıp verdi ama diyecek bir şey bulamıyordu."Sadece bilmiyorum.Sanki,sanki bir şey bunu hafızamdan sildi."Tron garipseyerek baktı.Bunun normal olmadığını biliyordu ama bunu Tanrılar yapmış olabilir miydi?"Belki de Tanrılar bunu unutmamızı istiyorlardır."Şu an en mantıklı gelen şey buydu."Yani zamanla öldüğünü de unutacak mıyız?"Tron başını evet anlamında sallayınca Emilia sinirle yürümeye başladı.Emilia'nın arkasından bakmanın bir faydası yoktu ama şu an yalnız bırakması gerekiyor gibi hissediyordu.
Yol boyunca ne Tron ne de Emilia bir şey dememişti.Emilia Tanrılara sinirlenmişti çünkü istediği gibi anılarını silmeleri ona aciz olduğunu hissettirmişti.Bir gün başka yaşadığı şeyleri unutursa o zaman ne yapacaktı?Belki ustası Engel'ı belki Tron'u ona unutturabilirlerdi.Belki Tron kollarında ölürken yaşadığı duyguları unutacaktı.Emilia birden durdu.Tron'un kollarında olduğunu ve o zaman olan konuşmaları hatırlıyordu."Bir şeyler hatırlıyorum."Emilia o anı gözünün önüne getirmeye çalıştı.Tron kollarında yatıyordu ve göğsünde kocaman bir yara vardı.Yarasından durmadan kanlar akıyordu bu yüzden yerde kan gölü oluşmuştu.Bu yara nasıl oluşmuştu diye düşünüyordu ama bir türlü hatırlayamadı."Sen kollarımda uzanıyordun.Göğsünde kocaman bir yara vardı ve yerde bir kan gölü oluşmuştu.Sen bana bir şey sordun ama ne sorduğunu hatırlamıyorum."
Tron o anı hatırlar gibi oldu.Emilia'nın ağlayan yüzünü hatırlıyordu.Kendi çektiği acıyı ve üşüdüğünü hatırladı."Üşüdüğümü hatırlıyorum.Bunu sana söylediğimde pelerinini benim üzerime örttün."Bu sefer hatırlama sırası Emilia'ya gelmişti.Pelerinini çıkartırken önce ok sadağını* çıkarmıştı ve sadak neredeyse boştu."Oklarımı bir şeyde harcamış olmalıyım çünkü örtmek için pelerinimi çıkaracağım zaman ok sadağımı çıkartmıştım ve neredeyse boştu."
Tron Emilia'nın oklarını düşündü.Sonradan gözünün önüne onun yaptığı atış geldi ve onu gördü, Lanetli Yaratık gözünün önüne gelmişti."Lanetli Yaratık ile savaşıyorduk!Sonra sen onu kuyruğundan vurdun ve değişti.Sonra bir süre savaşıp diğer kuyruğunu indirdik."Tron daha fazlasını hatırlayamadı ama Emilia şimdi hatırlamıştı.
"Elinde alevler gördüğümü hatırlıyorum.Yaratık sana doğru koşarken büyü yapmaya hazırlanıyordun.Sonra vazgeçtin ve kendini kenara çekmeye çalıştın, ancak başaramadın ve yaralandın.Sonra ben diğer kuyruğunu vurdum ve normal bir Büyülü Yaratığa dönüştü.Sonra kılıcımı boynuna geçirdim ve yanına koştum."Emilia sonunda ölürken olan bütün eksik parçaları tamamlamıştı.Tron'un nasıl öldüğünü sonunda ikisi de hatırlamıştı.
"Ben hatırlıyorum.Orada büyümü tamamlamak yerine bir şey bana kendi gücüm ile bu saldırıdan kurtulmamı aksi takdirde bir hiç olduğumu söyledi."Tron saldırıdan kurtulamadı ama bir hiç değildi en azından kendisine göre."Peki ama kollarında olduğumu nasıl hatırladın?"Emilia utanarak başını yukarı kaldırdı.Onu unutmak istemediğini düşünürken birden kollarında Tron varken hissettikleri aklına gelmişti."Bilmem, birden geldi işte."
O Sıralarda Benjiro...
"Beni şaşırttın Alluriana!"Alluriana başını çevirdiği zaman karşısında duran Atsushi'yi gördü."Bütün anılarını almak istemedim en azından Tron'u seven kızın duygularını alamazdım."Alluriana dikkatlice kızı izlerken Atsushi yanına geldi."Şimdi her şeyi birlikte hatırlamış olsalar bile bir sorun çıkmayacağını düşünüyorum.Benim merak ettiğim bunu neden yaptığın, Alluriana?"
Alluriana arkasını dönüp giderken sebepsizce cevap vermek istedi."Sen söylemiştin, ben Lütuf Tanrısıyım."Atsushi anlayışlı gözler Alluriana'nın gidişine baktı.
Alluriana köşeyi dönüp gözden kaybolunca Atsushi yeniden önüne döndü.Tron ve Emilia unuttukları anıyı hatırlayınca keyifleri yerine gelmişti."Sonunda Lütuf Tanrısı olduğunu kabul ettirecek kişiler siz oldunuz demek."Atsushi gülerek Emilia'ya baktı.Onun duyguları Alluriana'yı etkilemiş olmalıydı."Aferin küçük kız! Alluriana'ya kendisini bulmasında az da olsa yardım ederek büyük bir iş başardın.Eminim yanındaki Gekies de senin sayende güçlenir ve bize katılır."Atsushi de odayı terk edince geriye sadece Tron ve Emilia'nın yansımaları kalmıştı...
---------------------------------------------------------
Başta Tron ile Emma shipleyenler nerede?
Kevın ile Tron'u shipleyenler hala yaşıyor mu?
Yazar kitaba Yaoi koyar mı?
Eskisi gibi sorular mı başlıyor?
Hepsi ve daha sonrası bir sonraki bölümde sizlerle olacak...
Şimdilik Görüşürüz...
*****
1647
*****