TÖRE SONUCU EVLİLİK

Per Melis_Angel

492K 13.6K 816

Nefret ile başladı... Aradan zaman geçti. Kalbimin kilitli kapılarını Kelebekler çaldı. Kalbim kelebeklere ı... Més

BAŞLANGIÇ
1.bölum
2. bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6. bölüm
7.bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10.bolum
11.bolum
12.bolum
Bölüm 14
15. bolum
16.bolum
17. bölüm
18.bölüm
Bölüm 19
20. bolum
21. Bolum
22. Bölüm
ÖNEMLİ DUYURU
karakterlerimiz
23. bölüm
ÖNEMLI DUYURU
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
-Kesit-
27. bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
Duyuru
35. bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
🌟DUYURU🌟
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
Öyle birşeye ihtiyacım var ki...
52. Bölüm
~•FİNAL•~
~TEŞEKKÜR~
🌹🤚🏻

53. Bölüm

3.8K 124 4
Per Melis_Angel

Beyaz, masumiyetin en güçlü temsiliydi sanki. Kusursuz bir renkti. Siyah kadar asil miydi? Orası tartışılırdı ama beyaz olan herşey anlamlıydı. Bana göre uyum demekti, beyaz.
Her rengin yanına yakışıyor, herşeyle bir olabiliyordu.

"Rahat ol biraz, bu kadar heyecana gerek yok."

Dedim, arabayı süren Baran'ın arkadan omzunu sıkarak.

"Nasıl rahat olayım yenge? Birkere evleniyorum sonuçta."

Dedi, dikiz aynasından bana bakarak.

Bugün, genç çiftimizin düğünü vardı. Arya'yı babasının evinden almaya gidiyorduk. Baran'ın heyacanı ve telaşı her halinden belli olurken, Emir bütün tecrübesiyle gayet rahattı. Arada sırada Baran ile uğraşsada eğer arya onun için doğru kişiyse evlilik hayatının güzel olacağını da söylüyordu. Gerçekten de en önemlisi, doğru kişiyi bulmaktı.

"Baran bey, artık gece hayatı bitti."

Dedi Emir, yanında arabayı süren kardeşine bakarak.

"Bitsin, ben hayatımın kadınını bulduktan sonra karıyla kızla ne işim olur? Yıllardır bu günün hayalini kuruyordum ben."

Baran'ın söyledikleriyle ona hayran olurken alkışlayıp 'adaaammmm' diye bağırasım geldi.

"Helâl be, kardeşim."

Diyince Emir, Baran gözlerinin ucuyla abisine bakarak konuşmaya devam etti.

"Tabi ya, ne sandın Emir Hanzade? Çapkınlıkta bir yere kadar."

"Benim küçük kardeşim büyümüşte, akıllanmış. Keşke şuanki aklını ergenken kızlarla buluşup, babalarını üstümüze göndermeden önce kullansaydın."

Diye, iğneleyici bir tonla konuştu Emir.

"Geçmiş geçmişte kalmıştır abi, doyumsuzduk işte."

''Doyumsuzluk değil abiciğim o, yavşaklık.''

Baran dik dik abisine bakınca Emir dayanamayıp 'ne var?' dercesine kafasını salladı.

''Sen neden hergün başka kızlarla takılıp, gönül eğlendiriyordun o zaman?''

Dedi Baran bana da kısa bir bakış atıp gözlerini yola çevirirken,

''Ya! Neden geçmişi açıyorsunuz? Biriniz evlisiniz, diğeriniz saatler sonra resmi bir evli olacak. Şuan burada eski zamanlardaki abazalığınızı konuşuyorsunuz, çocuklarınızdan utanın!''

Diyip arkama yaslandığımda, bu ani çıkışıma ben bile şaşırmıştım.

''Senin dilin bu aralar fazla uzadı sanki,''

Emir'in ters ters bakıp söylediği cümlenin devamını;

''Kafamı bozma benim.''

Diyerek tamamlamıştı.

Kaşlarımı çatıp, kollarımı göğsümde birleştirdiğimde Baran araya girdi.

''Kadın haklı abi, evli ve çocukluyuz tartıştığımız meseleye bak.''

''Tamam Baran. Herneyse, geçmiş geçmişte kalmıştır. Anlaşıldı mı Eda Hanım?''

Diyip bana döndüğünde, gözlerimi kaçırıp cevap vermedim.

''Sana söylüyorum!''

''Anlaşıldı!''

Diye, sesimi yükselttiğimde

''İyi, aferin.''

dedi ve önüne döndü.

Ben erkek olsam ve bir kadına aşık olsam ona bağırmazdım, emir vermezdim, terslemezdim. Pekala benim kocam sinirliydi fakat işine gelince süt dökmüş kedi gibi şirinlik yapıyordu. Dengesiz ruhuna deli oluyordum, her ne kadar severse sevsin kendinden asla taviz vermiyordu.

Baran müzik açıp, sesinide yükseltince kendimi şarkıya kaptırdım. Sezen Aksu'nun harika eselerinden biri olan Geri Dön parçasını Muazzez Abacı ve Serkan Kaya söylüyordu. dinlerken içim erimişti resmen bu kadar başarılı seslendirmeleri insanı mest ediyordu. Emir'in dudakları kıpırdarken, şarkıyı mırıldandığı duyuyordum. Sesinin nasıl olduğunu bilmiyordum, sadece birkaç mırıldanmalarını duymuştum o kadar.

''Biraz kıssana.''

diye fısıldadım, Baran'ın tarafına geçip Emir'in görmemesini sağlayarak.

''Uzanıp tutuver elimi birgün, utanır diyemem ne olur geri dön..''

sırıtmamla, Emir Baran'a dönmüştü. Ses kısıldığı için Emir'in ağzından bir parçasını duymuştum ve mırıldanıyor olmasına rağmen benim kocamın sesi gerçekten çok güzeldi..

''Niye kısıyorsun?''

Diye Baran'a sorduğunda, ben devreye girdim.

''Ben istedim çünkü.''

''Neden?''

''Sesini duymak istedim, nasıl şarkı söylediğini merak ettim.''

''Aç şunun sesini.''

dedi Baran'a

''Hayır, açma Baran! Senin söylemeni istiyorum.''

Dedim, Emir'e dönerek.

''Sonra özel olarak söylerim ben sana istediğin şarkıyı.''

''Söz mü?''

''Ne zaman söylediğimin aksini yaptığımı gördün?''

''Söz olarak kabul ediyorum o zaman bunu.''

dediğimde, Emir gözlerini devirdi ve müziğin sesini tekrar açtı. Bende abiye elbisemle rahat oturmaya çalışıyordum fakat saçım bozulur, makyajım akar, elbisem zarar görür diye neredeyse hiç hareket etmemeye çalışıyordum. 'Elti' sıfatında olduğum için güzel görünmeli, bakımlı olmalıydım. Geçen gün kınadan sonra Nihal Hanım yani annem beni yanına çağırmıştı. Giderken, bir sorun mu var acaba? Diye düşünsemde söyledikleri herhangi bir sıkıntı olmadığını kanıtlayıp beni rahatlatmıştı. 'Bak kızım, seninle anlaşamadığımız çatıştığımız zamanlar oldu tabii her gelin ve kaynana gibi. Ancak hakkını inkar edemem ki hiçbirzaman sesini yükseltip saygını bozmadın bana karşı. Gönlümde çok güzel bir yer edindin.. Kınada kimse gözünü alamadı senden, çok güzel iltifatlar duydum. Gerek hanımefendiliğin, gerekse güzelliğin büyüledi herkesi. Onların içinde benide. Kendinden emin duruşun, Emir'e olan sevgin, torunuma karşı tutumun gözümden asla kaçmıyor. Seninle gurur duyuyorum kızım.' Demişti bana. Söyledikleriyle gözlerim dolarken, belki de bana evlendiğimden beri ilk defa kızım kelimesini kullanmıştı. Samimiyetle sarıldığımda bana aynı sıcakkanlılıkla karşılık vermişti, annem.

Arabadan indiğimizde, ben yüksek topuklum yüzünden düşmemek için Emir'in koluna girdim. Arya'nın babasının tuttuğu eve doğru yürürken, Baran'ı oynamak için ortaya almışlardı. Hanzade Aşireti'nin çevresi çok genişti. Kalabalık sebebiyle evin olduğu sokağa trafiği kapatmışlardı resmen. Bu çevrenin nedeni ise, şerefti tabiki.
Davul ve zurna sesi kesildikten sonra zılgıtlar eşliğinde eve girdi Baran. Bizlerde arkasından girince, Emir'in kolundan çıkmış kendi başıma düşmemeye çalışarak yürüyordum. Erkeklerin olduğu bir ortamda, kadın olarak kocamın koluna girmek hoş karşılanmayabilirdi.

Arya, tüm asaletiyle babasının koluna ellerini dolamış Baran'a doğru gelirken gerçekten çok güzel olmuştu.

"Benim kızım birtanedir, evlat. Onu üzecek, kıracak, ağlatacak durumlarda külahları değişiriz haberin olsun. Sen buraların ağasıysan, benimde İstanbul'da bir Şerefim var yani demem o ki; karşında beni değil, İstanbul'u bulursun. Şimdi, sana kızımı değil canımı emanet ediyorum."

Arya'nın babasının söyledikleri gözlerimi doldururken, gerçekten duygulanmıştım. Bir baba için kızı, kız için de babası çok farklıydı. Ben Arya ile babasının arasındaki güçlü sevgi bağını görüyordum..

"Mithat Bey, size şu kadarını söyleyeyim; ben ölsem Arya ağlar, Arya ağlasa ben ölürüm."

Baran söyledikleriyle adamın güvenini tatmin ederken, gerçekten öyleydi. Bana gelip Arya'yı anlattığı ilk gün şahit olmuştum ben onun aşkına.

Baran, Mithat Bey'in elini çöktükten sonra Arya'yı alıp evden zılgıtlar içerisinde çıktılar. Bir süre kapının önünde oynadıktan sonra, Emir'inde ortaya girdiğini farkettim. Normalde oynamayı pek sevmediğini dile getirmişti ama kardeşinin düğününde, birlikte oynamaları hem çok değerli hemde en kıymetli vazifeleriydi. Ben ise, kenarda alkış tutanların içerisindeydim.

"Kız, geçsene kocanın karşısına. Eltisin sen şöyle geçin bir dörtlü oynayında Mardin görsün oğlanlarımızla gelinlerimizi. Düşman çatlatın biraz."

Nurşen ablanın söyledikleriyle ona dönerken,

"Sağol Nurşen abla, Emir kızmasın."

"Ya, düğün bu. Ne olacak?"

Israrlarına daha fazla karşı koymayıp, Nihal annemin kucağındaki oğluma göz atıp Emir'in karşısına geçtim. Birlikte oynarken, az sonra silahların sesini duymamla buraların bir geleceğinin daha yerine getirildiğini anladım. Anlamsız buluyordum aslında ben, gürültü kirliliğinden başka hiçbirşey değildi. Emir'in silah taşımasından bile rahatsız oluyordum.

Başımızdan aşağı uçuşan yeşilleri görünce, Halil babamın üstümüze dolar saçtığını farkettim. Bir kez daha zılgıtlar çalınıp, silahlar sıkılınca sesler kesildi ve artık konağa dönme vakti geldi. Her silah sıkıldığında Arya'nın babasının yüz ifadesi değişiyordu. E tabi, adam modern.

Düğünün başından beri bir dakika olsun oturmamış, sürekli ayakta kalmıştım. Misafirlerle ilgilen, oyna, koşuştur derken düğünün sonlarına gelmiştik bile. Konağın geniş bahçesi misafirlerle doluyken, her kafamı çevirdiğim insanla göz göze gelmekte garip hissettiriyordu. Şuan ise Arya'nın yanında takılan altınları ona yardımcı olup boynunda ve kolunda düzenlemeye çalışıyordum.

"Of ya, taşıyamıyorum. Çok ağır."

Diye yakınınca Arya, boynundaki gerdanlığın zincirini diğer kolyeden ayırmaya çalışıyordum.

"Sabret, az kaldı zaten."

"Emir abi sana bakıyor."

Gülümsediğimde, Emir'e baktım. Erkeklerin olduğu kısımda oturmuş bir ayağını diğer bacağının üstüne atmış kirli sakalı ve bıyığıyla, ağır duruşuyla tam bir ağaydı. Gerçekten, bunca erkeğin içerisinde birtaneydi.

"Erkek misafirlerimizden son bir halay alıp kapanışı yapıyoruz. Damat bey'in arkadaşlarını, akrabalarını, özellikle ağabeyi Emir Hanzade'yi halaya davet ediyorum."

Sanatçının söyledikleriyle millet sahneye akın ederken, Emir ağır ağır yerinden kalkıp etrafındaki aile büyükleri sebebiyle ceketinin önünü ilikledi. Oradan ayrılıp, sahneye doğru yürürken tekrar açtı ceketinin düğmelerini. Bu sırada ona aç kurtlar gibi utanmadan bakan kızları yolma istediğim gece boyunca olduğundan, tekrar doğmuştu.
Emir başa geçerken, birçok kişiden daha uzun ve heybetliydi.

Ben ise bu sırada Arya'nın takılarını düzeltmiştim.

"Otursana yanıma,"

Dedi Arya, Baran'da halaya kalkmıştı.

Halay müziği çalmaya başlarken, başta Emir yanında Baran ve daha uzunca bir halay kuyruğu vardı.
Yavaş yavaş hareket etmeye başladıklarında, Herkes Emir'e ve müziğe ayak uyduruyordu.
Biz evleneli bir seneyi geçmişti fakat ben daha kocamın bu kadar güzel oynadığını bilmiyordum. Resmen tüm herkesin gözü Emir ile dört dönüyordu. Müziğin sonlarına doğru Baran'la halaydan çıkıp ortaya girdiklerinde, o an gidip ona sarılmak istedim. Ben, bu adamı çok fena seviyordum.

"Çok sağolun... Şeref verdiniz."

Gülümsemekten çene kaslarım uyuşmuş, el sıkmaktan ise parmaklarım ağrımaya başlamıştı. Düğün bitmiş, misafirleri uğurluyorduk. Hayır yani, gidin işte. Ne bu hoşgeldiniz güle güle fasılı?

"Hadi gelin, fotoğraf vakti!"

Arya, bize doğru seslenince son misafiride uğurlayıp yanlarına gittik. Ortada gelin ve damat, sağ taraflarında annem ve babam, sağ taraftada Emir ve ben vardık. Miran bey ise babasının kucağındaydı.

"Yakınlaşın biraz."

Fotoğrafçının uyarısıyla hepimiz birbirimize yaklaştık, Emir ise elini omzuma koyup beni kendisine çekti.

"Gülümseyin, çekiyorum!"

Arya'nın;

"PATATEESSSS!"

diye bağırmasıyla hepimiz kahkaha atarken, fotoğrafçı tam o anda yakalamıştı fotoğrafımızı. .

Bu gece, burada, bu Konak'ta, bu bahçede herkes gerçekten mutluydu.. Bir zamanlar mutluluğa muhtaç olan biz, şimdi doya doya, içten gülüyorduk. Ben olarak girdiğim bu Konak'ta biz olmuştum. Ruh eşimi diğer yarımı bulmuş, yeni anne ve baba edinmiştim. Beni sık sık güldürüp canımın sıkılmasını engelleyen bir erkek kardeşim olmuştu, sonradan tanışmış olsakta. Abimin eşi, yengem olarak değilde abla olarak gördüğüm bir insan girmişti hayatıma. Ve sonradan, kadroya sürpriz olarak eklenen bir diğer birey ise geldiği günden beri bana bu Konak'ta en iyi arkadaş, kız kardeş olmuştu. En değerli varlığım, oğlum, canım olmuştu bu Konak'ta. Beni büyüten burada yaşadıklarım, ağladıklarım, güldüklerim oldu. . .

Ben, Eda Hanzade.

Ağlayarak, umutsuzca, yabancı olarak girdiği ailenin biricik kızı, gelini olmuştum. Birbirimize olan duygularımızın nefretten ibaret olduğu kocamın, kalbindeki en güzel yer olmuştum. .

FİNAL GİBİ BİR BÖLÜM OLDU, NE DERSİNİZ? Benim içime sindi umarım sizde beğenirsiniz. (Final sürpriz!)

Görüşürüz ❤️

Continua llegint

You'll Also Like

5.5M 186K 99
Basit bir TikTok akımı en fazla ne sonuçlar doğurabilir ki ?
429K 15.3K 22
Genel Kurgu içinde ilk 100. °(Sürekli değişiyor.) Gücünü yörenin gerçeklerinden alan ve uzak geçmişin kokusunu taşıyan bir töre...Hızla değiştirilen...
12K 524 29
Fırat ve Dicle'nin buluştuğu nokta; Mezopotamya. Kurak toprakların hışırtılı rüzgarları iki gencin yüreklerine soğuk yeller estirirken Mardin'in doğ...
4.4M 329K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...