50. Bölüm

3.5K 140 7
                                    

Zaman neleri getiriyor insanların hayatına, hiç beklemediğimiz şeyler oluyor bir anda. Şaşırıyoruz, üzülüyoruz, seviniyoruz, acı çekiyoruz ama sonra hepsinin üstü kapanıyor, toz olup uçuyor. Sonra ne sevinç kalıyor ortalıkta, ne de hüzün.

Geniş salonda herkes oturmuş, başları eğik genç çifte odaklanılmıştı. Emir tamamen iyileşmiş olduğu için artık her ortama katılıyor, yataktan çıkıyordu. Halil ağanın çatık kaşları Baran'ın üstünde gezinirken, biz dün Arya'nın bir buçuk aylık hamile olduğunu öğrenmiştik. Nihal hanım kendinden taviz vermemeye devam ederek başladı söze,

"Olan olmuş, rahat duramamışlar, bu durumda yapılacak tek şey var. Zaten evleneceklerdi daha yakın bir tarihe alınacak mecburen."

Arya utançla ellerini yüzüne kapatırken, Baran evlilik kelimesini duyar duymaz gözleri parlamış, Nihal hanımı desteklemişti.

"Aynen anneciğim. Bencede, en iyisi evlendirin siz hemen bizi."

Diye hevesli hevesli konuşmuştu,

"Sus, terbiyesiz."

Diyerek hevesini kursağında bıraktı Halil ağa.

"Boşver baba, boşver. Bunlar mercimeği çoktan fırına vermişler zaten. Birde ben hastanedeyken.. Utanmadın mı lan?"

Dalga geçercesine konuşunca Emir, abisine gözlerini kısıp bakarak üfledi Baran.

"Sünnet olduğumda sen konağın arka bahçesinde komşunun kızını sıkıştırırken utanmış mıydın? Abi."

Dedi Baran zevkle gülümseyip Emir'e göz kırparak.

Ben çıldırmış gibi direkt Emir'e dönüp bir açıklama bekliyordum.

"Hayatım bakma öyle, on yıl önce olmuş olayı ısıtıp önüme koyuyor aptal. Ayrıca ben kimseyi zorla arka bahçeye sıkıştırmadım kız birşey konuşucam bahanesiyle çekti beni."

Dedi Emir son cümlesini Baran'a öldürücü bakışlar atarak söylerken.

"O kızın hâlâ komşunuz olduğunu söyleme sakın bana Emir."

Dedim sinirle..

"Yok yenge, rahat ol. İki sene önce Diyarbakır'a gelin gitti o."

Diye atıldı Baran. İçim rahatlarken geçmiş geçmişte kalmıştır diyerek geçiştirdim meseleyi.

"Yeter, kesin. Belli ki siz şeytana uymuşsunuz.. Nikâhta keramet var derler. Bir haftaya kalmaz kıydırırız nikâhı sonrada görkemli bir düğün yaparız. Seninde karnın belli olmadan gidin gelinlik bakın kızım, kimse gebe olduğunu duymadan halledelim şu işi. Millete kepaze olmaya niyetimiz yok."

Arya kafasını sallarken gözlerini kucağında birleştirdiği ellerinden ayırmıyordu.

"Canım, hadi siz odaya gidip dinlenin biraz. Kıpkırmızı oldun sen."

Dedi Baran.

"Siz derken?"

Diye sordu arya.

"Sen ve bebeğimiz işte, hadi kalk ne duruyorsun. Bak düğün işleri falan çok yorulacaksın zaten.

"Baran ilk defa haklı, sen git dinlen."

Dedi Nihal hanım Arya'ya. Bu kıza hâlâ tam olarak ısınamamıştı, bariz bir şekilde ortadaydı.

"Peki."

Diyerek kalktı Arya yerinden.

"Ya, Arya! Öyle kalkış mı olur? Görende Sabiha Gökçen havalimanında uçuşa geçen uçak sanacak seni. Yavaş ol biraz, çocuk var senin karnında, düşer falan mazallah."

TÖRE SONUCU EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin