30. Bölüm

6.6K 225 20
                                    


Merhaba arkadaşlar.. Bölüme açıklama ile başlıyorum. Öncelikle önceki bölümlere kıyasla Vote ve özellikle 'yorum' lar kesinlikle düştü. Ve tahmin edersinizki bu durumda benim yazma hevesimi kırıyor. Kendi düşümcemle ve sizlerin söylemesiyle güzel yazıyorum. Peki ya neden bu kadar az vote ve yorum geliyor? Lütfen bu konuda biraz daha duyarlı olalım..
Multimedya:Halil Miran

IYI OKUMALAR..😌

Anlamıyordum hayatımı.. Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı...
Kaderin bir cilvesimi bilmem ama mutluydum.. Sık sık mutlu olan insanlardan değildim ben. Belki garip gelebilir ama mutlu oluncada sonunu düşünüp mutsuz olurdum. Nasıl olsa hevesimi ve mutluluğumu kaçıran birşey olur kaptırma kendini eda diye uyarır ve eski mutsuz pozisyonuma geri geçerdim..

Ve şuan değişik hissediyordum.. Nefret ile başlayan evliliğim Aşk'a dönüşmüştü. Birçok insanın uyuyupta belki yıllarca belki de hiç uyanamayacağı insanı kendisine haps eden uykudan '3' ayda uyanmıştım.. Ama ben herşeye rağmen mutlu ve umutluydum.. Şaşırıyorum aslında bünye mutluluğa alışkın olmayınca ilginç bir şekilde garipsiyor insan.

"Eda, artık mutluyuz dedim diye daldın gittin dakikalardır camdan bakıp duruyorsun iyi misin?"

Emir aniden konuştuğunda önce bir irkilsemde geri dönüp emir'e cevap verdim.

"Ha, iyiyim ya havuzda yüzen insanlara bakıyordum. Dalmışım öyle.."

"Tamam. Çıkalım mı artık.. Uçağa gec kalmayalım.."

"Tamam"
Dedim ve miran'ın pusetini ve çantamı alarak çıktım otel odasından..

Dün geceye dair tek hatırladığım emir'e içki içmek için yaptığım ısrarlarımdı..
Uyandığımda ne kadar başım çatlasada ilaç içip toparladım kendimi. Yaptıklarımı merak edip anlatmasını istediğimde ise bana yaptıklarımı anlattı. Önce gülsem bile sonra utandım.. Resmen otelde bağıra çağıra adama şarkı söylemişim..
Emir den bunları duyduğumda ise içki içmemeye bir kez daha Yemin etmiştim.

Bugün gidiyorduk.. Emir'in işleri dolayısıyla çok kalamamıştık. Zaten masaja havuza denize hatta diskoya bile gitmiştik. Yapacak birşey de kalmamıştı. Tüm bunlar için de iki gün yetmişti..

******

"Saat 17:25 uçağın kalkmasına 5 dakika kaldı hadi binelim artık."

"Tamam"
Dedim. Ve uçağa doğru adımladık..
Bu sefer gelişimiz kadar korkmuyordum. Hem çokta korkunç birşey değilmiş uçak.. Hatta bir yerden sonra eğlenceli oluyor.

Yerimize oturduğumuzda ben gene pencere tarafına geçtim..
Sonra kafamı sola doğru çevirerek Emir'e bakıp gülümsedim. O kucağında miran ile ilgilendiği için beni pek fark etmemiş diyecektim ki bana dönüp

"Neden gülüyorsun"
Diyene kadar beni fark ettiğini anladım.

"Teşekkür ederim.."
Dedim fısıldayarak.

"Hem çocukluk hayalimi gerçekleştirdin hem de uçağa olan korkumu yenmemi sağladın. Seni çok seviyorum"
Diye de devam ettim..

O da aynı şekilde gülümseyerek bana yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Ta ki hostes kızın gelip ingilizce birşeyler saçmalamasına kadar..

Ben hemen kendimi düzeltip camdan bakıp kızaran yanaklarıma soğuk ellerimi dayadım ve utancımın geçmesini sağladım.. Resmen kız bizi öpüşürken görmüştü.

"Merak etme. Emniyet kemerinizi taktınız mı? Diyor."

"Ya sen beni niye öptün ki.. Bak rezil oldum."

"Allah Allah. Karımı öpüyorum herhalde. Bu benim en doğal hakkım"
Diyerek beni susturdu ve dikkatini miran'a verdi.

***********

Uçak indiğinde saat gece 10'du. Bizi almaya baran gelecekti.. Biz 20 dakikadır baranı bekliyorduk ama ortada kimse yoktu. En sonunda Emir sinirlenip aradı.

"Neredesin oğlum sen 20 dakikadır seni bekliyoruz."

"Abi, sizi şoför almaya gelecek, Iki dakikaya orada olur."

"Senin sesin neden böyle? Birşey mi oldu?"

Duyduğum kadarıyla baran'ın sesi soğuk ve mutsuz çıkmıştı. Halbuki o çok eğlenceli bir çocuktu. Ne olmuştu ki?

"Gel kendi gözlerinle gör abi."

Dedi. Ve arkamızdan 'Emir ağam' diye seslenen şoförü duyunca emir telefonu kapattı ve arabaya doğru yürüdük.

Konağa geldiğimizde bahçenin çardağında bir eliyle başını ovan diger elinede rojdanın kolonya sürüp onu sakinleştirmeye çalışan nihal hanım vardı. Halil ağa ise bahçede resmen volta atıyordu. Ve.. Bahcedeki koltuğun birine oturmuş, başını öne eğmiş bir kadın vardı. İşin garibi kadın hamileydi. Nerden baksan çocuk 5-6 aylık vardı.

Halil ağa emir'e yaklaştı. Tam önüde durup

"Bunuda mı yapacaktın!"

Diye bağırdı.

Ardından nihal hanım da halil ağanın yanına geldi.

"Ne yaptın sen oğlum!"

Dedi.. Ben birşey anlamıyordum.

"Nediyorsuz siz ana baba?"

"Bu Kadın Senden Hamile Emir!"

Dedi. Halil ağa
Ve sadece ben duydum.. Yıkılan hayallerimi ve kalbimin parçalarının kırılıp etrafa saçılan seslerini..

YENI BIR BOLUMLE KARSINIZDAYIIMM💗
BIRAZ KISA AMA HEYECANLI BIR BOLUM OLDU..
BIRDAHAKI BOLUM GORUSMEK UZERE.
SIZLERI SEVIYORUM💜💓💕

TÖRE SONUCU EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin