43. Bölüm

3.7K 142 13
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜME BAŞLARKEN YAN KİTABIM YİNE SEVEBİLİRİM'e DE BAKMANIZI İSTİYORUM VE İLGİNİZİ ÇEKECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

IYI OKUMALAR😇

Çok mutlu bir anda, herşeyin yolunda gittiği, acıların biraz olsa üstünün kapandığı zamanda herşey yerle bir oluverir. Ve sen artık yaşamak istemezsin. Düşünürsün kendi kendine.. biraz mı mutlu olmaya hakkı yok insanın? Tam mutluyum kelimesini doya doya hakkıyla söyleyecekken niye hep birşeyler eksik kalır hayatta?
Neden bağıra çağıra 'Çok Mutluyum!' Demek yerine 'Yeter Artık, bıktım.' Diye haykırır insan? Niçin sürekli iyiler kaybeder bu hayatta? Herkes aynı hayatta değil mi sonuçta? Niye ayrımcılık var bu dünyada? Neden kötüler kazanır ki! İyi olan sefalet çekerken kötü olan niye hayatını hakkıyla yaşıyor? Çünkü adalet Yok bu dünyada.

Eve geleli neredeyse bir saat oldu. Ben oğlumla ilgilenirken Emir odada dinleniyordu. Neredeyse hiç konuşmamıştık son diyalogdan sonra. Miran'ı gördüğünde pek bir tepki vermedi tanımıyordu bile. Bir kaç dakika kucağında beklettikten sonra Baran'a verip yanıma gönderdi. Bu durum benim için gittikçe zor bil hal alıyordu. Benimle sanki karısı değil de bir yabancıymışım gibi bile muamele yapmıyordu. Yokmuşum gibi davranıyor beni kaale almıyordu ve bu benim canımı daha çok yakıyordu.

Saat üç sularında kaynanam ben oğlumla oturma odasında vakit geçirirken yanıma geldi.

''Nasıl hissediyorsun kızım?''

''Boşluk.''

''En kötüsüdür o. Hissetmemek.''

''Ne zaman geçecek?''

''Geçecek kızım, az kaldı herşey yoluna girecek.''

''Umarım''

Dedim umutsuzca.

Yukarıya yemek götüren yardımcıyı görünce seslendi Nihal hanım.

''Kızım gel''

''Buyurun hanımım''

''Eda kalk kızım al sen götür yemeği kocana.''

''Nihal hanım gerçekten istemiyorum bu aralar yeterince azar işitiyorum.''

''Kızım böyle Böyle alışacak. Hadi ben dururum torunumun yanında''

Çaresizce kalkıp tepsiyi aldım ve odaya doğru yürüdüm. Belki de ilk defa heyecandan titriyordum onun yanına giderken.
Kapıya hafifçe vurdum ve içeri girdim.

''Ne var?''
Dedi soğuk bir ses tonuyla.

''Yemek getirdim.''

''Getirecek başka insan kalmadı mı?''

''Ben getirdim''

''Yemeyeceğim.''

''Yemen lazım''

''Sana mı soracağım!''

Bir iki adım daha gelerek tam yanında durdum.

''Bana yardım mı etmeye çalışıyorsun?''

''Tabi ki. Ben senin karınım ve iyiliğini düşünürüm.''

Elinin tersiyle tepsiye vurmasıyla tüm tepsidekiler yere saçıldı.

''İyi, topla o zaman şunları.''

Sinirlenmiştim. Gerçekten sinirliyim. Her an delirip buraları dağıtabilirim.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen. Ya bi insan olsana. Anlamaya çalış. Sana değer verdiğimi görsene. Bu kadar çabama karşılık bu mu? Seni bu kadar önemserken gördüğüm muamele adil mi?''

''Bitti mi?''

Yüzüne hayretle bakarken devam etti.

''Çıktıktan sonra birilerini gönder toplasınlar. Yada sen topla iyilik meleğisin ya sonuçta.''

''Bir kişilik bu kadar başka biri haline dönüşemez.''

Dedim ve odadan çıktım.

Bu sırada gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Tamamen değişmişti. Hareketleri huyları düşünceleri tavrı sanki kendisi gitmiş bir başka biri gelmiş gibi. Tanımakta zorlanıyorum artık onu. Kötü bir insan olmamasına rağmen öyle davranıyor ve bu benim sinirimi bozuyordu.

Aşağı indiğimde kaynanam telaşla sordu.

''Ne oldu kızım? Ne bu hal?''

''Demiştim size bakın yine azarladı beni acımasızca.''

''Ben bir bakayım''

Dedi ve odaya çıktı kaynanam

Aradan on beş dakika sonra indiğinde odaya yardımcılardan birini gönderdi ve yanıma oturup beni teselli etmeye başladı.

''Bak kızım Emirin şuan sana olan bu tavrının geçici olduğunu unutma tamam mı? Onun sana gerçek hisleri bu değil. O seni seviyor bunu unutma e mi yavrum?''

Kafamı salladım. Gerçek hislerinin bu olmadığını biliyordum ama canım yinede yanıyordu. En acısıda sevdiği tarafından incitilmesiymiş insanın. Bunu anladım ben bu süreçte.

TÖRE SONUCU EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin