38. Bölüm

4.6K 151 11
                                    

Aşk... İnsanın en büyük nefreti ve tutkusu. Olsa da olmuyor, olmasa da.
Hani derler ya; olsa bir dert olmasa bir dert diye. Bir anda içini bahar bahçesine çeviriyor bir anda ise cehennem ateşinin kor lavlarına. Dengesiz bir duygu işte bir çok güzel, bir çok berbat.

O geceden sonra emir ile bağlarımız çok daha kuvvetlendi ara sıra tatlı tartışlamalarımız dışında büyük kavgalarımız yoktu.
Ama konakta sular durulmuyordu.. Baran bana daha önce bahsettiği kız Arya'ya fena halde takmıştı. Onunla evlenmeyi bile istiyordu. Ama bu konuda kaynanam ve kayınbabam tepkiliydi. 'Tanımadığımız etmediğimiz o İstanbullu kızı konağa gelin olarak getiremeyiz' diyorlardı.

Onlarda haklılar aslında. Hiç tanımadıkları buraya ait olmayan bir kızı gelin olarak getirmek istemiyorlardı. Ama Baran ille de aşk diyor, başka birşey demiyordu. Kıza kendini affettirmişti. Bunun verdiği rahatlık ve aşkla evlenme teklifi etmek istiyordu. Istediğini yapmış, etmişti. Kızda buna sonradan aşık olduğundan kabul etti tabii teklifi.
Bunu duyan ev halkı ise haliyle çıldırdı. Ve şuan Baran kızı almış buraya tanıştırmaya geliyordu.
Bende şuan mutfakta yemeklerle ilgileniyorum.

"Herşey dört dörtlük olsun. Elin kızına rezil olmayalım. Görsün bizim nasıl bir aile olduğumuzu"
Diyerek girdi mutfağa kaynanam.

Bugün nurşen abla da burdaydı malum Arya geliyordu.

"Merak etme ana biz ilgileniyoruz edayla" dedi nursen abla.

"Ay Allah'ım delirtecek bu oğlan beni! Ama yok olmaz bu iş misafir diye sesimi cikarmadim bu sefer ama birdahakine kesinlikle kabul etmem! İstanbullu kızı ben evime gelin olarak almam."

Nurşen abla kayımvalidemin yanına gitti ve şunları söyledi.

"Anne.. Bak hem belki iyi bir kızdır. Neden gelin olarak görmek istemiyorsun kız gelsin hele bir tanıyalım"

"Yok! İstemem ben öyle. Kendim seçeceğim gelinimi!"

"Tamam anne tamam. Benim ki ağlıyor bir bakayım"

Dedi ve yeğenimin yanına gitti.

Tabii ki her anne ister kendi seçtiği, oğluna layık gördüğü kızı gelin olarak almayı. Fakat aşk ışte.. Laftan anlamıyor ki. Baran Arya'ya aşık başka bir kızla evlense bile mutlu olmayacak çünkü aklı da kalbi de Arya'da.

********

Tüm hazırlıklar bitmiş, masa kurulmuştu. Biz ise çardakta baran ve arya'nın gelmesini bekliyorduk. Kaynanamın suratı beş karıştı. Halil ağa için birşey değişmemişti. Onun için yabancı da olsa buralıda olsa gelin gelindi. Farketmiyordu.

Emir kucağında miranla ilgileniyordu. Bende yeğenimi seviyordum.

"Öf! Nerede kaldı bunlar?"

Kaynanam tam bunu derken kapı açıldı.

"Biz geldik ev halkı"

Diye baran girdi içeri. Yaninda da uzun boylu çok güzel bir kız..

Bize doğru yaklaştılar.

"Merhaba.. Ben arya"

Kayınbabama yaklaştı zarifçe elini öptü. Kaynanamada yöneldi. Çekiniyordu çünkü biliyordu az da olsa istenmediğini ama dişli bir kıza benziyordu, pes etmezdi.

Kaynanam elini tersçe uzattı ve kafasını çevirip göz ucuyla ona baktı.

"Hoş gelmişsin."

Dedi soğuk ve alay içeren bir ses tonuyla.

O da elini öpüp

"Hoşbulduk efendim"

Dedi.

"Merhaba abi."

"Hoş geldin bacım."

Diyerek emir ile de selamlaştıktan sonra sıra bana geldi.

"Merhaba abla"

"Merhaba hoşgeldin canım"

"Hoşbulduk"

Dedi. Bende onu gayet samimi bir şekilde karşılayıp sarıldım. İyi bir kıza benziyordu gayette samimiydi..

Nurşen ablaylada selamlaştıktan sonra masaya geçildi. Yemekler yenildi ve tanışıldı. Kayınvalidem hariç herkesin keyfi yerindeydi ve konuşup gülüyorduk. O ise sohbete bile pek fazla dahil olmuyordu. Arya bu durumun farkında olsada bozmuyordu. Baran annesi ile de sevdiği kız ile de ilgileniyordu. Onun içinde biraz zordu sonuçta evlenmek istediği kızı annesi kabullenemiyordu. Bu durum onuda zor durumda bırakıyordu.

Yemekler yendikten sonra masadan kalktık ve içeriye salona geçtik. Arya ortama hemen ayak uydurmuştu. Sanki yıllardır bu evde yaşıyormuş gibi samimi davranıyordu.
Aslında bu onun içinde bizim içinde iyiydi. Sonuçta ona alışmamız uzun sürmemişti.

Sohbet muhabbet yiyecek içecek derken saat çoktan 11'i geçiyordu. Halil ağa odasına çekilmiş, nurşen abla evine gitmiş, emir ile baran ise çalışma odasında iş konuşuyorlardı. Yani Arya ve ben salonda tek başımızaydık.

"Eee aryacım.. Söyle bakalım evlenip mardin'e hiç tanımadığın yabancısı olduğun bu şehre gelmeye cesaret edecek kadar çok mu seviyorsun Baran'ı?"

"Burada biz bizeyiz.. Doğruyu söylemek gerekirse Baran'ı ilk başta hiç sevmiyordum. Kıskançlık yapıp beni ortamda rencide etmesine çıldırıyordum. Ama sonra nasıl oldu bilmiyorum.. Bu hareketleri hoşuma gitti. Görünce kalbimin heyecandan sıkıştığını, görmeyince endişeden sıkıştığını farkettim. Sonra sordum kendi kendime 'Bu ne?' diye. Cevap veremedim.. Birkaç gün sonra bir arkadaşımla konuştum. Anlattım hislerimi.. Ona da sordum 'Bu Ne?' diye. Işte o zaman emin oldum hislerimden Bu aşk dedi bana. Bu...Aşk.."

"Vay be.. Çok iyiymiş. Sonrada buralara kadar geldin. Aferin iyi yapmışsın aşkının arkasında durmuşsun"

Beni başıyla onayladı ve güldü.
Sonra cebimdeki telefonumun titremesiyle 'bir saniye' diyip telefonu çıkardım.

Mesaj bildirimi gelmişti. Açıkçası şaşırmıştım. Çünkü emir dışında kimse bana pek mesaj göndermezdi.

Gelen Mesaj;

Özel numara

'Yarım kaldığımız yerden en yakın zamanda devam edeceğiz. Direkten döndüğün yere dönmemek adına şutlanmaya hazır mısın?'


MERHABA SEVGILI OKURLARIMM..
Beni ozlediniz mi? Ben sizi cok özledim..

Biliyorum. Haklısınız. Çok beklettim sizi. Ama yazamadim ışte sinavlar falan derken çok yıprandım. Değil yazmak okumak için bile giremiyordum wattpad'e.
İyi değildim. Bana ne olduğunu da bilmiyorum ama iyi değildim ışte. Gerek ruhen gerekse bedenen. Ama en yakın zamanda bomba gibi geri döneceğim. Yeter ki sizde benden desteğinizi azaltmayın. Toparlayamam..

Sizleri çok seviyorum..💗💓💕
Görüşürüz💗💗💗

TÖRE SONUCU EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin