KARANLIK SIRLAR

By KarTanemm06

133K 10.2K 2.3K

"Kaşınıyorsun kızıl!!" "Kaşısana" "Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!" Söyledikleri... More

..TANITIM..
1.Bölüm《Kaçış》
2.Bölüm《Boncuk göz》
3.Bölüm《Arkadaş》
4.Bölüm《Yarasa》
5.Bölüm《İşkence》
6.Bölüm《İntikam》
8.Bölüm《Izdırap》
9.Bölüm《Geçmiş》
10.Bölüm《Dengesiz》
...Karakterler...
11.Bölüm《Ölüm》
12.Bölüm《Bahadır》
13.Bölüm《Vaveyla》
14.Bölüm《Doğu》
15.Bölüm《Katil》
16.Bölüm《Sessiz Çığlık》
17.Bölüm《Özgürlük》
18.Bölüm《Savaş》
19.Bölüm《Nefret》
20.Bölüm《Kaza》
21.Bölüm《Anne》
22.Bölüm《Belirsizlik》
23.Bölüm《İlk adım》
24.Bölüm《İlk aşk》
25.Bölüm《Affetmek》
26.Bölüm《Gözler》
27.Bölüm《Helena》
28.Bölüm《Biz Kimiz? 》
29.Bölüm《Hayal kırıklığı》
30.Bölüm《Lanet》
31.Bölüm《Heyecan》
32.Bölüm《Davetsiz misafir》
33.Bölüm《Cehennem》
34.Bölüm《Örümcek》
35.Bölüm《Kaçırılma》
36.Bölüm《Ameliyathane》
37.Bölüm《Terör》
38.Bölüm<<Yolculuk>>
39.Bölüm<<Teslim oluş>>
40.Bölüm<<Batak>>
41.Bölüm<<Silüet>>
42.Bölüm<<Ölüm Haberi>>
43.Bölüm <<Kargaşa>>
44.Bölüm<<Geçmişin izleri>>
45.Bölüm<<Kızıl Gelin>>
46.Bölüm<<Uyanış>>
47.Bölüm<<Yeşiller>>
48.Bölüm<<Mutlu saatler>>
49.Bölüm<<Tugay>>
50.Bölüm<<Küçük umutlar>>
51.Bölüm<<Soğuk>>
52.Bölüm<<Göz Yaşları>>
53.Bölüm<<İntihar>>
54.Bölüm<<11 Çocuk>>
55.Bölüm<<Ölüm Kokusu>>
56.Bölüm<<Annemiz...>>
57.Bölüm<<Seni Seviyorum>>
58.Bölüm<<Saf canilik>>
59.Bölüm{Korku}
60.Bölüm{Eray}
61.Bölüm{Utku}

7.Bölüm《Hare》

3.3K 274 75
By KarTanemm06

Hazırladığım içkiyi önümdeki adama uzattım.Bar her zamankinden daha coşkuluydu.Herkes kafasına göre takılıyor istediğini yapıyorlardı.Gözlerim en uzak masada dolandı.Grup toplanmış tedirgin bir şekilde oturuyorlardı.Savaş ise içkisini tek yudumda bitirip sertçe masaya bıraktı.Yüzündeki siniri okuyamamak imkansızdı.Benim keyfim yerine gelirken sinsice sırıtıp Savaşa baktım.O kadar öfkeliydi ki bunu ona kimin yaptığını bulamamak onu daha fazla kudurtuyordu.Ben içimden kahkahalar atarken üzerimde hissettiğim soğuk bakışlarla Utkuya çevirdim gözlerimi.

Duvara yaslanmış elleri cebinde ifadesizce bana bakıyordu.Ona baktığımı fark edince başıyla lavaboların olduğu kısmı işaret etti.O gözden kaybolunca bende omuz silkip lavabolara yürümeye başladım.Ne yapacağını az çok tahmin edebiliyordum.Gözleri benim yaptığımı bilir gibi bakıyordu.Ama açıkçası umursamıyordum.Beni ele verse şimdiye kadar vereceğini bildiğim için bunu bilmesini sallamıyordum bile.

Kolumdan tutulup temizlik odasına çekilmem bir oldu.Bunlarda iyi alışmıştı beni bir yerlere çekmeye.Kapıyı kapatıp üzerime yürüdü.Ben ona tepkisizce bakarken gelip karşımda dikildi.Bir süre yüzümde gezindi gri gözleri.Ne olduğunu anlamadan kolunu yaslandığım duvara dayayıp iyice dibime girdi.Ne yapmaya çalıştığını hala anlayamıyordum.Gözleri yüzümü süzerken ben söyleyeceği şeyleri bekliyordum.

"Bunu yapmamalıydın!"

"Neyi"

Bilmemezlikten gelişime sinirle tıslayıp burnunu burnuma sürttü.

"Çete dışında kendi çıkarlarımız için kullanmayacaktık bize öğretilenleri.Ne çabuk unuttun bunu!"

Kaşlarım çatılırken Utkunun kim olduğunu düşünmeye çalıştım.O çetede değildi buna emindim ama çete hakkında bu kadar bilgiyi nerden biliyordu ki başka.Kafam daha çok karışırken bir hamlemle onu hızla uzaklaştırdım.Yaptığımı umursamadan yüzüme o buzlarını dikmişti.

"Artık o çeteden değilim.Her şeyi bilen beynin bunu bilmiyor mu yoksa"

Dalga geçercesine söylediğim şeylerden sonra ilk defa yüzündeki ifadeden ödün verdi.Şaşırmış gibiydi.Kaşlarını kaldırarak tekrar yanıma geldi.

"Kaçtın mı yoksa"

"Evet"

Hiç tereddüt etmeden söylediğime bir süre tepkisiz bakmakla yetindi.Neden şaşırdığını anlıyordum.Eğer o ekipte başarılıysan seni bırakmazlardı.Hatta kaçan bir kaç kişinin bile ölüm haberi gelmişti.Bizimde peşimize düşeceklerdi bunu biliyordum zaten.Ama bize ulaşabilecekleri yolları kapatmıştık.İşleri öyle kolay değildi.

"Sizi bulurlarsa ne yapmayı planlıyorsun.Biliyorsun kaçanlar sapa sağlam geri dönmedi hiç."

"Biliyorum ama orada daha fazla duramazdık.Sürekli onlar için bir şeyler yapmaktan bıktım.Nerdeyse her günüm eziyetle geçerken ne tavsiye ederdin ki"

"Ne yaparsan yap umrumda değil ama Savaşa bulaşmayacaksın!"

Alay dolu bakışlarımı üzerine tuttum.Olanlardan sonra susup oturmamı mı bekliyordu benden.

"Ne o Utku arkadaşını mı korumaya çalışıyorsun"

Dudağını sinsice kıvırıp ağır adımlarla dibime girdi.Elini kaldırıp önüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına itti.Sonra da yavaşça eğilerek tüyler ürperten sesiyle kulağıma fısıldadı.

"Onu değil güzelim seni korumaya çalışıyorum.Savaş en kısa zamanda bunu senin yaptığını öğrendiği zaman sana yapacaklarını söylüyorum"

"Ne varmış arkadaş bu adamda bu kadar ,ne kadar büyüttünüz bunu"

"Bu kadar saf olduğunu tahmin etmemiştim Yarasa.Onun şuana kadar sana davrandığı en nazik haliydi.O senin bulaşacağın adamlardan değil, seni mahveder!!"

Bişey demeyip tepkisiz kaldığımı gördüğünde benden uzaklaşıp sırtını döndü.Kolunu yakalayıp gitmesini engelledim.Hala daha ona soracak sorularım vardı .Böyle kaçamazdı benden.Vücudunu bana dönmeden başını çevirdi sadece.

"Kimsin sen! Benim o çeteden olduğumu nasıl biliyorsun"

"Ben Utku güzelim.O ekipte sürekli göz göze geldiğin kişiyi hatırlamaman normal asılda"

Sırıtıp önüne döndü.Bir şey dememe izin vermeden kapıyı çarpıp çıktı.Kafamı çok fazla karıştırıyordu.Onunla göz göze geldiğimi dile getiriyordu,böyle bir şey olsa bunu bilirdim.Başka bir şey vardı ama bunu şimdi demeyeceğini anlamıştım yakında çıkardı kokusu.Arkasından bakmayı kesip bende çıktım peşinden.Masalarının önünden geçiyorken Giray beni görüp durdurdu.

"Gelsene güzelim sende"

"İşimin başına dönmem gerek Giray"

Gözleriyle bana Özlemi işaret ettiğinden bende Özleme baktım.Müşteriler azalmış bir kaç kişi kalmıştı. Onlarla da Özlem rahatlıkla ilgileniyordu.Bişey demeden Girayın yanına gidip oturdum.Kolunu omzuma attığında bişey demedim.Herkes masada bir köşeye dağılmıştı.Utku bana hiç bakmadan telefonuyla ilgileniyordu.Almam gereken çok cevap vardı ama beni umursamıyordu bile.

Savaşa baktığımda içkisini yudumlayarak bana bakıyordu.Gözlerimi kaçırmadan ben de ona baktım.İlk gördüğümdeki siniri yerini ifadesizliğe bırakmıştı.Gerçekten bulabilirmiydi beni.Eğer bulursa ne yapardı?

Sorular kafamda dönüp dururken cevaplarını bulamıyordum.Yanımıza bir çocuk gelip Savaşa selam verdi.Savaş gözlerini benden ayırıp kıvırcık saçlı çocuğa dikti.

"Ne buldun"

Çocuk bakışlarını içimizde gezdirip benim üstümde durdurdu.Kaşlarını çatarak gözlerime baktığında beni bulduğunu anlamıştım ama takmıyordum istediğim olmuştu, illaki öğrenecekti bunu zaten.Kendimi saklamıyordum.

"Bilgisayarı bulduk abi.Tugay Arslan diye birinin üstüne kayıtlı."

Kulaklarıma dolan isimle içimin ürpermesine engel olamadım.Ekibe alınan bütün elektronik aletler Tugayın üzerine kayıtlıydı.

"O mu yapmış"

Çocuk tekrar bana bakıp derin bir nefes aldı.

"Hayır abi.Bilgisayar onun üzerine ama o yapmamış."

Savaş çatık kaşlarını çocuğun üzerine dikince çocuk bir kaç adım geri attı.

"Lan taksit taksit mi sorayım illa!!"

"Buğlem Öztürk"

Çocuk korkarak adımı verdiğinde ben gayet rahattım.Bunun olacağını elbette biliyordum.Ben gözlerimi etrafta gezdirdiğimde Utku ve Savaş hariç herkes bana şok içinde bakıyordu.Savaş gözlerime ifadesizce bakarken ben bir tepki vermesini bekledim.Hadi ama Savaş hiç eğlenceli hale getirmiyorsun bu durumu.Böyle tepkisiz bakarsan anlayamam ki halini.

"Bu doğrumu Buğlem"

Giray omzumdan kolunu çekmiş şüpheyle gözlerime bakıyordu.Omuz silktiğimde gözlerini daha da açarak bana baktı.

"Neden yaptın bunu "

Bu sefer Ela lafa atlarken gözlerinde beni anlamaya çalışır gibi bir ifade vardı.Nefret veya öfke yoktu gözlerinde.Sadece bunu neden yaptığımı öğrenmek istiyordu.

"Bunun cevabını Savaşa sorsanız daha iyi olur"

Bakışlar benden Savaşa döndüğünde Savaş kimseyi umursamadan gözlerime bakıyordu.Eğer gözleriyle adam parçalanabilseydi şuan bin parçaya bölünmüş olurdum.Gözlerinde parlayan nefret tüm iliklerime kadar işledi.Nefret ediyordu benden,benim ondan ettiğim gibi!!.

"Bir hırsızı işe aldığını öğrenmiş oldun Savaş"

Selin iğrenir gibi bana bakıyordu.Bana hırsız denmesine alışmıştım ama bu kızın dediği her lafa ayar oluyordum.Yalan yok kimse olmasa burada çoktan kafa göz girmiştim bu kıza.Ama etraftakilere dua etsin.

"Ben hırsızlık yapmadım sarışın sadece Savaşın hayır işlemesine yardım ettim."

Dalga geçercesine söylediğim sözlerden sonra Savaş ağır adımlarla yerinden kalkmıştı.Herkes onun ne tepki vereceğini izlerken o yanıma gelip beni kaldırdı.Yine bir yere götüreceğini anlamıştım.Tahmin ettiğim gibi kolumdan sürüklemeye başladığında bardaki kendi odasına götürmüştü beni.İçeri girdiğimizde kapıyı kitleyip beni fırlatırcasına yere attı.Hızlı attığı için kalçam yere sertçe çarpmıştı.Acıyla yüzümü buruşturdum.Hayvan diyorum da yalan diyorum sanki.Öküz gibi güç vardı adamda.Elimi yere koyup kalkmaya çalıştığımda beni şoka sokacak şeyi yaptı.

Ayakkabısını elimin üstüne götürüp sertçe baskı uyguladı.Elim ayağının altında ezilirken acıyla çığlık attım.Acı elimden yayılarak bedenime sinerken diğer elimle itmeye çalıştım ayağını.Bu seferde eliyle elimi engellerken dizinin üstüne çömelerek bana daha çok yaklaştı.Gözleri o kadar soğuk ve acımasız bakıyordu ki korkmaya başlamıştım.Bu kadar cani biri olduğunu düşünmemiştim.Gerçi adam öldüren birinden bahsediyoruz Buğlem ne bekliyordunki.

Çömeldiği için elimdeki baskı daha çok artarken gözlerim dolmuştu.Elim kırılacak gibi acıyordu.Elini saçlarıma getirdiğinde avuçlayıp geriye çekti.Saçımın kökleri koparcasına acıyorken korkudan ağzımı açıpta bir şey diyemiyordum.Korku bedenimi ele geçirmiş yönetiyordu.

Savaş elimin üstündeki ayağını çekerken elim rahatlamaya başlamıştı.Gözlerim acıdan dolarken öfkeyle dolan gözlerini yüzüme dikti.

"Benimle oynayan o parmaklarını kökünden kopartırım güzelim.Beni daha tanıyamamışsın ama tanıyacaksın buna emin ol!!"

Hafifçe geri çekildiğinde burunlarımız bir birine değiyordu.Gözlerime nefretle bakarken aynı şekilde karşılık verdim bende.

"Anladın mı"

Tıslarcasına söylediğine karşı başımı olumlu anlamda salladım.Evet anlamıştım ama bu tekrar ona karşı gelmeyeceğim anlamına gelmiyordu.

Bakışlarını yavaşça yüzümde gezdirdiğinde benimde gözlerim yüzündeydi.

Sertti..

Acımasızdı..

Duygusuzdu..

Sen ona bir zarar versen o sana bin zararla geri dönüş yapardı.Bunu öğrenmiştim artık.

"Senden nefret ediyorum Savaş!"

Gözlerinde ki şeytan yeniden kendini gösterince sinsice kıvırdı dudağını.Bu hali hem korkutucu hemde çekici geliyordu.Onu anlayamıyordum.Zaman zaman iyi davransa da yeri gelince gözü kimseyi görmüyordu.

"Hislerimiz karşılıklı bebeğim"

Elimi saçımdaki eline götürerek bırakmasını istedim.Çok sert tuttuğu için saç köklerimi hissedememeye başlamıştım

"Bırak saçımı"

Tıslayarak söylediklerime karşı donuk şekilde bakmaya devam etti ama elini çekmeyi bırak daha fazla asıldı saçlarıma.Başım arkaya giderken inlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Bitmiyordu.. Siktiğimin acıları bir türlü bitmiyordu.

"Sakın Kızıl! Sakın bir daha bana elini sürmeye kalkma yoksa bu kadar ufak zararla atlatamazsın"

Kendimi zorlamaya çalışarak alay edercesine ses çıkardım.

"Ne o Savaş bey, bu kadarcık kayıp fazla mı geldi sana!!"

"Aksine o parayı tınlamıyorum bile"

"O zaman sinirlendiğin ne Savaş!"

Saçımdaki elinin baskısını azalttığında başımı düzeltip yüzüne baktım.Düşünceli bakıyordu yeşilleri.Kaşlarını hafiften çatmış gözleri dalmıştı.Bir şeyler düşündüğü belliydi ama ne?

Cevap vermediğini farkettiğimde tam ağzımı açıp bir şey diyecektimki ellerini üzerimden çekerek hızla ayağa kalktı.Soruma cevap vermemesi elbetteki ilgimi çekmişti ama tekrar sormayacaktım.Bir şeyleri direterek ona yaptıramayacağımı anlamıştım.Bana hiç bakmadan cebinden sigarasını çıkarıp cam kenarına gitti.Sigara içse de sık sık içmediğini görmüştüm.Uzun boyuyla pencerenin önüne dikilmiş dışarıya bakıyordu.

Elimi acıyan saç köklerine götürürken yavaşça yerden kalktım.Artık çıkmam gerekiyordu ama Savaş kapıyı kilitlemişti.Anahtarı almam gerekiyordu.Seri adımlarla yanına giderek elimi uzattım.Tek kaşını kaldırmış sorgulayıcı gözlerini gözlerime dikmişti.

"Anahtar?"

Cevap vermeden sigarasından derin bir nefes daha çekti.O kadar rahat davranıyordu ki sanki biraz önce olanlar hiç yaşanmamış gibi hissettiriyordu.Yeşillerini tekrar bana çevirip bir süre gözlerimde oyalandı sonra tekrar sigarasını ağzına götürecekti ki ileri atılıp hızla elindeki sigarayı alıp pencereden dışarıya attım.Beni umursamaması canımı sıkmaya başlamıştı.Bir saattir bir şey demesini beklediğim halde o umursamamış sigarasını içmeye devam etmişti.

Sigarayı attığım elimi geri çekecekken bileğimden yakalayıp sertçe kendine çekti beni.Bedenim sert göğsüne çarparken diğer elimle aramıza mesafe koymaya çalıştım.Yüz hatları gerilmiş dişlerini sıkıyordu.Yakışıklı ve çekiciydi bunu hiç bir zaman inkar etmemiştim ama bu görüntüsünün altında da karanlık sırların saklandığı apaçık ortadaydı.Nasıl bir geçmiş geçirdiğini merak ediyordum.Şuan ki halleri geçmişinin bir yansımasımıydı yoksa gerçek karakteri hep böylemiydi.

"Kaşınıyorsun kızıl!"

Tehditkarca söylediklerine karşı dudağımı kıvırıp sırıttım.İfadesiz gözleri dudaklarıma sonra tekrar gözlerime kayınca tepkilerini izlemeye çalışıyordum.

"Kaşısana"

Bir cesaretle söylediğime karşı duraksadım.Aferin kızım sana,daha demin adamın elleri saçlarına asılmıştı şimdi ne bok yemeye tersine gidersin ki adamın.Kendimi boğma isteğimi yok sayarak hala sırıtmaya devam ettim.Bunun sonunda boğazıma sarılırsa hakkı vardır.

Kaşlarını çatarak ters bakışlar atıyordu.İşte dedim içimden şimdi boku yedim.Hala ifademi bozmazken o elini kaldırıp çeneme götürdü.Sıksa da acıtacak derecede değildi.Boş gözlerle gözlerime bakıp dilini dudaklarının üstünde gezdirdi.Bu hareketiyle bakışlarım dudaklarına kayarken vücudumdaki karıncalanmayı yok saymaya çalıştım.Her yakınlaşmamızda meydana gelen bu tepkiler artık sinirimi bozmaya başlamıştı.Ne vardı en küçük şeye tepki verecek ki.Hissettiklerimi yok saymaya çalışırken dudaklarını oynatmaya başladı.

"Benim kaşımam kimseninkine benzemez izi kalır haberin olsun!"

Söylediklerinden etkilenmezken gözlerinin en derinine baktım.Karanlıktı..İçinde kaybolacak kadar boşluğa sürüklerdi seni.Rengi yeşil olsa bile arkası karanlık,koca bir boşluk gibiydi.

"İzi kalanından istiyorumdur belki.."

Soğuk bakışları fısıldama mı içine çekerken çenemdeki elinin baskısını artırdı.Hafif sızlamaya başlayan çenemi umursamıyordum.Bütün ilgimi gözlerine çevirmiş beni boşluğa sürüklemesine izin vermiştim.

"Tehlikeli sularla oynuyorsun kızıl yanarsın!!"

Kolumu yavaşça kaldırarak ceketinin üsten beline yerleştirdim.Artık daha fazla yakın olmuştum ona.Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda anlamsızca bakıyordu bana.Ne yaptığımı anlamıyormuş gibiydi.Yüzümü yüzüne yaklaştırmaya başlayınca ayak parmak uçlarımın üstüne çıktım.Savaşın gözlerinde son anda gördüğüm afallama bana keyif verirken kulağına yaklaşıp dudaklarımı kulağına sürttüm.Vücudu ellerimin altında kasılırken sırıtıp kulağına fısıldadım.

"O tehlikeli sularda ben çok yandım Savaş, alışığım yani yapacağın şeyler fazla etki yaratmaz üzerimde"

Hızla geri çekildiğimde çenemdeki elide boşluğa düşmüştü.Ben ona sırıtarak geri geri kapıya doğru yürümeye başladım.Kaşlarını çatmış anlamamış gibi bana bakıyordu.Elimdeki anahtarı kaldırıp salladım.

"Anahtar için saol Savaş"

Arkamı dönüp kapıyı açtım.Ona yakınlaşmam sadece ceketinin cebinden anahtarı almak içindi.

"Kızıl!"

Savaşın arkamdan seslenmesiyle durup başımı çevirdim.Tek kaşımı kaldırıp sorarcasına gözlerine baktım.Ellerini cebine sokmuş rahatça duvara yaslanmıştı.

"Ne kadar kavrulursan kavrul,Benim ateşimin şiddetine dayanmaz o harelerin!"

Bir süre daha gözlerine tepkisizce baktım ama diyecek bişey bulamayınca kapıyı çarpıp çıktım.Yanmaya alışıktı bünyemiz sonrakilerde deprem etkisi göstermezdi.Her şeyin bitmediğini hissediyordum zaten.Sanki her şey yeni başlayacak gibi.Bu zamana kadar yaşadığım her şey bunun bir fragmanı gibiydi.

Kafamı hızlıca sağa sola sallayıp bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım.Düşünmek istemiyordum.Her şeyi oluruna bırakmıştım ben.Odaların önünden geçerek çocukların olduğu masanın başına geldim.Kendi aralarında bir şeyler tartışıyormuş gibi derin bir sohbete dalmışlardı.Gözlerim her kesin üzerinde gezerken Haleye takıldı.Ne zaman geldiğini bilmiyordum.Muhtemelen Savaş beni götürdükten sonra gelmişti.Mavi şirin elbisesiyle çok tatlı görünüyordu.O günün izleri kaybolmuş gibi enerjik ve rahat görünüyordu.Bu beni de mutlu etti,o günkü halini hatırlayınca yüzümü buruşturdum.

"Aa Buğlem abla!!"

Hale beni fark edip yanıma geldi.Kollarını boynuma sardığında bende belinden tutup sarıldım.Özlemiştim bu boncuk gözü

"Nerlerdesin sen hayırsız"

Geri çekilip dudak büzerek alttan alttan bakmaya başladı.Bu hali o kadar masum görünmüştü ki bana gülmeden edemedim.

"Yapma ama Buğlem abla,İzmirdeki arkadaşlarımla takıldığım için bara fazla uğrayamadım."

"Bu seferlik görmezden geliyorum ozaman"

"Söz daha sık uğrayacağım yanına"

Sevinçle benden ayrıldığında beraber masaya gidip oturduk.Gözlerini bana dikmiş temkinlice bakıyorlardı.Yaptığımın yanlış olduğunu yüzüme vuruyorlardı sanki.Ama umrumda da değildi,daha konuşmak istemezlerse anlardım.

"Neden Savaşa karşı böylesin"

Kaşlarımı kaldırıp anlamamış gözlerle Serkana baktım.Bunu en iyi onun bilmesi gerekirken neden yaptığımı sorguluyordu.O adamlar Sefanın yanına geldiğinde Serkanda onların yanındaydı.Serkan Sefayı engellememiş olsaydı şimdi bu duruma gelmiş olmazdık.

"O adamın Sefaya yaptığını görmezden gelecek değildim Serkan.Anlamazmış gibi konuşma!"

"Her şeyin bir karşılığı vardır,iyi yada kötü"

Söylediklerine içten içe sinirlenirken alay dolu gözlerle ona baktım.Her şeyin karşılığı olduğunu söylüyorlar ama ben karşılık verince yanlış yapmış oluyordum.

"Her şeyin bir karşılığı olduğu için yaptım bende Serkan"

Savaş yanımıza geldiği için susup cevap vermedi.Savaş Halenin yanına tam karşıma oturduğunda benden tarafa hiç kafasını çevirmedi bile.Etrafıma göz gezdirdiğimde Salih abinin bize doğru yaklaştığını gördüm.Ellerini önünde birleştirmiş Savaşa bakıyordu.Herkes susmuş ne diyeceğini beklemeye başlamışlardı.

"Efendim sizi görmek isteyen kişiler var"

"Kim onlar"

Salih abi yan tarafa çekilip arkaya işaret verdi.Gelenleri çağırıyordu sanki.Tahmin ettiğim gibi girişten iki kişi girip bizim masaya doğru yöneldi.Yüzlerini görmemle vücudumun gerilmesi bir oldu.Kanım sanki kaynamaya başlamış gibi bedenimi ateş basmıştı.Elimi bacağımın üstünde yumruk yapmış sıkarken sakinleşmeye çalıştım.Olamazdı.. Burada bu şekilde karşılaşamazdık.Ben afallamış gözlerle onlara bakarken onlar psikopatça sırıtıp yüzüme bakıyorlardı.

İşte şimdi boku yemiştim...

---------------

Continue Reading

You'll Also Like

99.7K 8.7K 20
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.
25.5M 1.3M 54
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
2M 122K 59
Mine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı b...
304K 9.3K 43
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonuc...