Lyssa | KAI ✓

Da Elyios

686K 70.6K 29.7K

Hayran Kurgu #1 Gerçeği saklamak istiyorum, Seni her şeyden korumak... Ama biliyorsun, İçimizdeki kötülüklerl... Altro

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Final Part 1
Final Part 2
Teşekkürler
Yeni Kitap | Elyora

Bölüm 13

12.3K 1K 282
Da Elyios

"Selam, ben geldim."
Bugün de Danla Bilic olarak giriyim dedim. Aldırmayın. #14 olmuşuz, umarım #1leri de görürüz askdksksk O yüzden vote ve yorum atmayı unutmayın.
Sizi seviyoreğ 🍷

İsteği o muydu bilmiyordum ama aramızda bir iki adım kaldığında sağ elimi ensesine getirerek kafasının bana doğru eğilmesini sağladım ve dudaklarımızı birleştirdim.

Üst dudağını dudaklarımın arasına almamla hareketime ayak uydurmuş, sağ elini sırtımdan aşağıya doğru kaydırarak belime indirmişti.

Gerçekten bunu bekliyor gibiydi. Bilseydim daha önce yapardım ama abartmak istememiştim. Ayrıca kafam hala intikam için bedenimi sunmam gerekip gerekmediği konusunda karışıktı.

Hızlı bir hareketle beni duvara doğru iteklemesiyle diğer elimi de ensesine götürerek alt dudağımı dudaklarının arasına almasına izin verdim.

Bedenlerimiz arasındaki boşluk sıfıra inmiş, göğsüne çarpan göğüslerim ve dudakları arasında ıslanan dudaklarım beni oldukça tahrik etmişti. Yine de ilk inleyen olmayacaktım.

Dudaklarımdan ayrılıp hızlıca boynuma inen dudaklarıyla yutkundum. Ben de ensesindeki tek elimi omuzlarına kaydırıp yavaşça göğsüne doğru götürdüm. Benimle aynı hızda tenimi dişlerinin arasına almasıyla bu acıyı özlediğimi fark etmiştim. Güzel hissettiriyordu.

Elimin hareketini kesmeden aşağıya doğru inmeye devam ettim. Parmaklarım tişörtünün üstünden kayarken vücudunun gerildiğini fark etmiştim. Ben aşağıya doğru indikçe o da dudaklarıyla aşağıya doğru iniyordu. Dediğim gibi ilk inleyen ben olmayacaktım.

Aniden gelen hırsla elimin altındaki şişliğe baskı uyguladım, Kainin dişleri ise hızlı bir şekilde boynuma görülmüştü.

Ses çıkarmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım ama başarılı olmuş muydum emin değildim.

Ben kendimden geçmek üzereyken belimden aşağıya doğru kayan ellerini bacaklarımda hissetmiş, çok geçmeden de kendimi onun kucağında bulmuştum.

Belirginleşen şişkinliğini beline dolanan bacaklarım sayesinde bana doğru bastırınca kafamı boyun girintisine gömdüm. Yukarıda olmak daha güzeldi.

Kucağında olduğum için eğilmesine gerek kalmadan kafasını göğüslerime gömüp dilini açıkta kalan kısımlarda dolaştırdı. Bir taraftan da yürümeye çalışıyordu.

Kafamı boyun girintisinden çekip çenesine elimi yerleştirerek kafasını kaldırdım ve göz göze gelmemizin hemen ardından dudaklarını dudaklarımın arasına aldım.

Soğuk dudakları dudaklarımızın hareketiyle ısınırken tek elimi yanağına çıkarttım. Erkekler bu gibi zarif dokunuşlardan hoşlandığı için onu moda sokmaya çalışıyorum denebilirdi. Gerçi şu an kadınlığımın üstünde hissettiğim şişkinlik bana modda olduğunu gösteriyordu ama yine de daha istekli bir erkek görmek fena olmazdı.

Bacağımın altından kayan eli bir kapıyı açacakken sabahtan beri yanıp sönen ışık bir anda tamamen söndü ve Kainin ayağının takılmasıyla kendimi ışık hızıyla yerde buldum.

"Siktir"

Sızlanmamaya çalışıyordum ama kafam yerle o kadar hızlı buluşmuştu ki beyin sarsıntısı geçirdiğimi düşünmek üzereydim. Ayrıca Kainin ağır bedeni de bedenime iyice zorluk çıkartıyordu. Altında ezilmiştim.

"İyi misin?"

Gözlerimi yavaşça açtım. Beni soktuğu odanın camından içeriyi aydınlatan sokak lambasının zayıf ışığı yüzüne vuruyordu ama yine de tam olarak görüyorum denemezdi.

Bedenini üstümden kaldıracakken onu kendime doğru çekip dudaklarımızı tekrar buluşturdum. Ben başladığım işi asla yarım bırakmazdım. Ne kadar canım yansa da.

Dokunuşları az öncekinin aksine biraz daha yavaşlamıştı. Her ne kadar rahatsız hissettirse de yüzüme çıkardığı tek eli yanağımı okşayınca öpüşürken gülümsemiştim. Benim gülümsememle onun dudaklarının da yukarı doğru kıvrıldığını hissedecektim ki çok geçmeden benden ayrılmıştı.

Yüzümdeki elini çekerek eline baktı ve tekrar kulağımın yukarısına doğru götürdü.

"Siktir, çok hızlı düşmüş olmalıyız"

Bir anda tamamen üstümden kalkmasıyla hızlı bir şekilde doğruldum. Ayağa kalkıp odanın içindeki lambayı yakınca gözlerim karanlığa alıştığı için kısmak zorunda kalmıştım.

"Sorun ne?"

Tekrar diz çöküp yanıma oturdu, çenemin atına götürmeye çalıştığı elinde kan görünce ondan önce davranarak elimi kulağımın üst kısmına götürdüm.

"Canın acıyor mu?"

Tam alnımın biraz aşağısıyla kulağımın başlangıcı olan bölgede bir yanma hissediyordum. Ben arka üstü düşmemiş miydim? Nasıl oluyor da bu şekilde yaralanabiliyordum aklım almıyordu.

"Acımıyor"

Dilini dudaklarının üstünde gezdirip sıkıntıyla nefes alınca hayattaki en nefret ettiğim durumun içine düştüğümü fark ettim. Bir erkeğin bu şekilde bunaldığını görmek, özellikle benim yüzümden, katlanamayacağım şeyler listesinde ilk sıralardaydı.

Elimin tersiyle yanağıma doğru akan ıslaklığı sildim. Yerimden kalkacaktım ki benden hızlı hareket etmesiyle kendimi yine onun kucağında bulmuştum.

Ergen kızlar gibi indir beni diye ağlamayacaktım tabiki. Taşımak istiyorsa taşırdı. Bu tip adamları tanırdım, kendi bildiklerini okuyacakları açıkken gereksiz atmosfer oluşturmaya gerek yoktu.

Benimle beraber dışarı çıktı ve karanlık olan koridoru bu sefer daha dikkatli geçerek mekanda dans eden insanlara aldırmadan merdivenlere yöneldi.

Ben şanslı olacağımı söylemiştim değil mi? Bugünden sonra her şey değişecekti? Hepsini geri alıyordum.

Canımın acısıyla gözlerimi yumdum. İntikamımı alamadan beyin kanaması geçirip öldüğümü düşünüyordum da baya komik olurdu.

'Abisinin intikamını alırken seks aşamasında ayağı takılan partneriyle yere düştü ve beyin kanaması geçirerek öldü.'

Onun odasına geldiğimizde beni yatağa bıraktı ve hiçbir şey demeden dışarı çıktı. Geri geleceğini bildiğim için sakince oturmayı tercih ettim.

Yatağın tam karşısındaki aynadan kendimi görebiliyordum. Düzleştirdiğim saçlarım dağılmış ve saçlarımın kızıllığına koyu kan lekesi bulaşmıştı.

Yüzümü buruşturarak tekrar elimin tersiyle yanağıma bulaşan kanları temizlemeye çalıştım. Tam o sırada da Kai içeriye girmişti.

Ona aldırmadan yüzümü silmeye devam edecektim ama yanıma oturup beni kucağına aldığında tüm dikkatim dağılmıştı.

Elini elimin üstüne koyarak kanayan yerden çektiğinde sesimi çıkarmamıştım.

"Yüzünü elinle temizleyeceğini bilseydim bunları getirmezdim."

Alayla konuşunca getirdiği pamuklara baktım. Cidden tam bir baş belası durumuna düşmüştüm ama bunda suçu olan asla ben değildim. Ayağı takılan kendisiydi.

"Kucağında oturmak zorunda mıyım?"

İfadesiz kalarak getirdiği pamuğa bir şeyler döktü ve yüzüme bulaşmış olan kanları temizledi.

"Rahatsız gibisin? Az önce aletimin üstünde oturacaktın halbuki."

Yediğim lafın ağırlığı tüm kanıma karışırken derin bir nefes aldım. Sessiz kal Iseul, şu an olmaz.

Tüm yaramı temizleyip işini halletmesini sabırla bekledim. Canım o kadar yanıyordu ki bu halde tepkisiz kalmak çok zordu. Özellikle Kai canımın yanması için ekstra hızlı bastırıyorken.

"Tamam, gözlerini aç. Bitti"

Gözlerimi ne zaman kapattığımı bile bilmiyordum. Buraya geleli çok kısa bir zaman olmuştu ama önce elim sonra alnım her yerimi sakatlıyordum.

Teşekkür yerine kısa bir kafa selamı verdim, yaptığımı görünce kaşlarını yukarı kaldırıp kollarını belime doladı.

"Kucağımda D.O olsa senden daha çok kadın gibi davranırdı"

Surat ifademi onunla aynı tutup kaşlarımı kaldırdım. Belimdeki ellerine karşılık kollarımı boynuna doladığımda belli etmemeye çalışsa da şaşırmıştı.

"Şimdi nasıl?"

"Evet, şimdi de yattığım diğer kadınlara benzedin."

Zoraki bir şekilde gülümseyerek sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Haklı sayılırdı, şu an onun orospusu olmaya çalışmıyor muydum?

Ne zaman yüzüne çıkardığıma anlam veremediğim elimi kontrol edemeden işaret parmağımla yanağına derin bir tırnak izi bıraktım.

Sakin olacaktım değil mi? Benliğim kabul etmiyordu.

Hiçbir tepki vermeyip sadece gözlerini yumunca biraz gerildiğimi hissetmiştim. Yine de pişman değildim. Benim dışımda kimse bana orospu muamelesi yapamazdı.

Derin derin aldığı nefesler yüzüme çarpmayı nihayet bıraktığında gözlerini açarak kenardaki düğmeye uzandı ve ışıkların kapanmasını sağladı.

Üstümdeki elbisenin fermuarını aşağıya doğru indirdiğini hissederek kollarımı boynundan çektim. Az önce koridordaki rahat halim sarhoşluktan olsa gerekti ki şu an asla rahat hissetmiyordum.

"Kendini kötü hissedersen beni uyandır."

"Ölsem bile seni uyandırmam bunu biliyorsun değil mi?"

Yüzünü benden uzaklaştırıp tüm bedenimi süzdüğünde kafasını aşağı yukarı sallamıştı. İyi, en azından biraz da olsa beni tanımış sayılırdı.

"Kendi odama geçsem diye ısrar etmiyorum?"

Belimdeki elleri yardımıyla beni yatağa sırtüstü bıraktı ve üstümden kalkarak yatağın diğer tarafına geçti.

"Sabah yanağımda iz görürsem olacakların sorumlusu sensin."

Sinir mi olmuştu o? Biraz daha sinirlendirirdim ben de.

Usulca yatakta ona doğru yaklaşarak tek kolumu beline doladım. Elimde karnının üstündeydi.

"Kai-ssi acı bana"

İncelttiğim ses tonuma sinirimi bozarken kendimi öldürmemek için ayrıca bir çaba göstermeye başladım. Gerçekten canımı sıkıyordu şu olay.

Ayrıca kendimi böyle davranmak zorundaymış gibi hissediyordum. Kainin daha önceden yattığı kızlardan biriyle muhattap olmuşluğum vardı. Tam olarak cici bir kızdı. Belki de öyle kızlardan hoşlanıyordu, eğer öyleyse baya sıkıntı yaşayacaktım.

Çünkü ben alfa denilen kadınlardandım.

Hiçbir tepki vermeyince bacağımı bacağının üstüne atacaktım ama elbisem rahatsız hissettirdiği için sarılmayı kestim.

Hızlı denebilecek bir şekilde üstündeki elbisemden kurtulmuştum ama bu sefer de iç çamaşırlarımla kalmak üşümeme sebep olmuştu.

Az önceki pozisyonumuza geri dönmek için ona sarıldım ve bacağımı bacaklarının üstüne attım. Arkadan sarıldığım için benim özel bölgem onun kalçasıyla tamamen temas halindeydi.

Of, gerçekten hiçbir tepki vermiyordu. Salaklığımla kalıyordum. Şimdi bacağımı çeksem trip olarak anlaşılacağı için pozisyonumu bozmadan uyumaya karar verdim. Böylesi daha mantıklıydı.

Hiçbir şey olmadan bir adamla aynı yatağı paylaşmak zor değildi. Peki ya vücuduma sahip olduğunda nasıl olacaktı?

Iseul'ü seviyor musunuz? JAJDKSKSK


Bu arada bölü(M) 14 çok şekiL. (: Haberiniz olsun :*

Continua a leggere

Ti piacerà anche

nefha Da tali

Fanfiction

51K 4.5K 23
sevişirken saçını seveceğim küçük kız, patenlerinle çizdiğin o buzları ensende eriteceğim, ringte seni düşleyeceğim, senin için yanacağım küçük kızım...
1.9K 255 9
yerimiese: seni sildim jeon jungkook. → başlangıç: 28.11.2020 → bitiş: 03.12.2020 「 jungri fanfiction by ©valeshle from ©cadavres 」
11.7K 2K 54
[Tamamlandı] Avustralya prensesi Roséanne ve Joseon Hanedanlığı'nın yegâne kralı Jungkook'un büyüleyici aşk hikâyesi... ♛...
157K 16.2K 30
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️