Lyssa | KAI ✓

By Elyios

686K 70.6K 29.7K

Hayran Kurgu #1 Gerçeği saklamak istiyorum, Seni her şeyden korumak... Ama biliyorsun, İçimizdeki kötülüklerl... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Final Part 1
Final Part 2
Teşekkürler
Yeni Kitap | Elyora

Bölüm 11

11.7K 1.1K 397
By Elyios

Merhaba, keyifli okumalar :)

Ortam iyice kalabalıklaşırken terlemeye başlamıştım. Kai yanımdan ayrılalı yaklaşık bir saat kadar olmuştu ve şu aptal ikizlerden hala haber yoktu.

Bunlar bara gelmeyecek miydi Tanrı aşkına? Ölmeme az kalmış gibi hissediyordum.

"Iseul bana bir vokta çek"

Çek? Baek yine formundaydı bugün anlaşılan.

"Tabi"

İçten olmayan bir gülümseme ile istediği içkiden doldurup ona uzattım. Suho gittiği için hem bardak siliyor hem içki uzatıyordum. Bir de kenarda günlerdir adını ezberleyemediğim içki şişeleriyle şekil şükül hareketler yapan çocuk vardı.

Keşke aptal gösteriler yapacağına bana yardım etseydi.

"Keyfiniz yok gibi"

Baekhyun içkiyi bir dikişte bitirdiğinde kaşlarımı çatmıştım. Gerçekten canı sıkkın olmalıydı.

"Bir tane daha doldur"

"Tabi"

Dediğini yaparak bir tane daha doldurdum ve ona uzatacağım sırada bardak başka biri tarafından elimden alındı.

"Sana ben yokken içme dedim"

Chanyeol bardaktaki içkiyi kafasına diktiğinde bana sinirli bir bakış attı. Pardon bana neden sinirli bakıyordu o?

"Ona bir daha içki vermeyeceksin"

Bakışlarımı ondan Baek'e çevirdim. Onun düşüncesi benim için daha önemliydi. Uke olsa da konuşmaya hakkı vardı.

"Ben ne zaman içmek istersem o zaman içki vereceksin"

Chanyeol'e bakmadan kafamı salladım. Gülümsemem de yüzümdeydi. Nedense ben her zaman ukelerden yanaydım.

"Çocukluk ediyorsun ve bu beni sinirlendiriyor"

Baek asla ona bakmıyordu. Demek ki gerçekten sinirlenmişti.

"Seni başka biriyle öpüşürken gördüm"

Oha ama. Gerçi neye şaşıyorduysam. Her bad boy gibi Chanyeol de şerefsiz olmalıydı. Ya da istemeden bu duruma düşeceği bir olay yaşamış olmalıydı.

"Sana bunun açıklamasını yaptım"

Chanyeol Baek'in bar taburesini kendine doğru çekince gülümsedim. Onları izlemek nedense beni eğlendiriyordu.

"Ben de açıklamandan tatmin olmadım"

Baek ayağa kalkıp yürümeye başlayınca Chan onun arkasından bakmaya başladı. Yüzünde inanamıyorum sana der gibi bir bakış görüyordum. Normalde kız olsa peşinden git diyecektim ama ukelerin de peşinden gidilmeli miydi acaba?

İşime dönecekken Chan'in yerinden fırlamasıyla kafamı kaldırdım. Baek bir çocuğun üstüne yürüyordu. Hem de kendinden uzun bir çocuğun.

Olacakları görmek istemiyordum ama merak duyguma da yenik düşmek üzereydim. Benim minik ama sevimli Baekhyunum. Yazık olacak.

Çocuk aradaki farkı kapatıp ona vuracağı sırada Baekin eğildiğini ve karşısındaki çocuğun tam suratının ortasına yumruk attığını gördüm.

Kesinlikle çocuğun burnu kırılmış olmalıydı. Tecrübelerime dayanarak bundan emindim.

Baekhyun bu kadar şirinlikle nasıl yumruk atmıştı asla beynim algılayamıyordu. Belki de sinirli olduğu için denk gelmişti, emin değildim.

Chanyeol onu kolundan tutarak dışarı doğru sürüklemeye başlayınca izlediğim kısa filmin bitmesine üzülmüştüm. Bardak silmekten yıldığım için iyi gelmişti.

Ne olurdu biraz daha takılsalardı?

"Benden önce Kaiyle yatmış olman gururumu kırdı"

Biri gidiyor ve diğeri geliyor
Seksi İseul asla yalnız kalmıyor

Sehun bar tezgahına yaslanarak bana doğru eğilince gülerek ona baktım. O da gülüyordu, birbirimizi eğlendiriyor muyduk ne?

"Çok eğildiğin için gömleğinin açıkta kalan düğmelerinden vücudunu görüyorum. Ah, kafam karıştı şu an."

Dalga geçtiğimi anlayarak kafasını göğüslerine indirdi. Kendi vücuduna bakarken mutlu mu olmuştu o? Gerçi o vücut benim olsa ben de mutlu olurdum.

"Dokunmak ister misin?"

Dudaklarını yalayıp gülünce ona doğru yaklaşarak dekoltesinden içeri doğru baktım.

"Baya iyi"

"Biliyorum. Fark ettin mi?" anlamayarak doğruldum ve ona baktım. Neyi fark etmem gerekiyordu?

Surat ifademe alayla bakıp gözleriyle göğüslerimi işaret etti. Ben de eş zamanlı olarak bakışlarımı kendi göğüslerime indirmiştim. Bir şey mi vardı?

"Ne?"

"Benimkiler seninkilerden büyük"

Kafamı kaldırarak suratına bir iki saniye ifadesizce bakıp kahkaha attım. İçten bir kahkahaydı çünkü sarhoşken de aynısını söylemişti.

"Benimkiler dediğin ne tam olarak?"

"Göğüs işte, memeler falan" gülmeye devam ettiğim sırada o da bana katılmıştı. Cidden komikti.

"Ah, neyseki Kai bunları dert etmiyor"

Kaşları hayretle yukarı kalkarken gülmeye devam ediyordu. Cidden hala şaka yaptığımı anlamadıysa onu dövmem gerekecekti.

"Kai büyük göğüs sever. Bana yalan söylüyormuşsun gibi geldi"

Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Sen nereden biliyorsun?"

"Hiç, bir ara üçlü yapmıştık"

Yüzümdeki gülümseme tamamiyle yok olduğunda arkasını dönerek mekanı izlemeye başlamıştı. Gerçekten üçlü mü yapmışlardı?

"İşte geldiler"

Sehun kendi kendine konuşunca onun baktığı yere döndüm.

Sonunda, Black Twins mekana giriş yapmıştı. Cidden bacaklarım o kadar yorulmuştu ki onları beklerken uyuyakalacaktım neredeyse.

Eskiden tanıdığım birkaç düşmanı görmek vücudumdaki kan dolaşımını hızlandırmıştı. İşte olmam gereken ortamlar böyle olmalıydı.

Kendimi sevdirmek, aralarına karışmak için olduğumdan daha sıcak davranmaya çalışıyordum ama bu bazen beni zorluyordu.

Kim düşmanlarıyla yakın olmak ister ki?

Sehun içkisini bitirerek tabureden kalktı ve kalabalığın arasında gözden kayboldu. Şu an ekipten kimseyi görmüyordum her yere bakmıştım. Bakmaya da devam ediyordum.

Bir çift göz ile buluşana kadar.

Jackson?

Onu gördüğümü anlayarak maskesini tekrar yukarı kaldırdı. Bilerek bana gözükmek istediğini anlamıştım zaten ama keşke buraya kadar gelmeseydi.

Yanımda aptal aptal hareketler yapmaya devam eden çocuğu dürterek benim yerime bakmasını istedim. Odama mı çıkmalıydık yoksa tuvalete mi girmeliydik?

Kısaca düşünme aşamasından sonra adımlarımı tuvalete yönlendirdim. Arkamdan geldiğine adım kadar emindim çünkü.

O her zaman gelirdi, tıpkı eskisi gibi.

Kapının önünde öpüşen çiftleri görmezden gelerek boş kabinlerden birinin içine girdim. Arkamdan yürüyen birinin varlığını zaten hissediyordum.

İçimden yirmiye kadar saydım. On sekizinci saniyede kapı açılmış, ve görüş açıma kafasındaki kapüşonu çıkartarak ellerini cebine koymuş olan Jakson girmişti.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirerek gülümsedim. Gözleri anında dudaklarımı bulmuştu.

Ona doğru yaklaştım. Her ne kadar onu zor duyuyor olsam da bağırmanın lüzumu yoktu.

"Eğleniyorum"

Bir adım gerileyerek alayla beni süzdü. Sanki bu yaptığıma inanamıyormuş gibi bir hali vardı. Beni asıl tanıyan kişi oydu, bu yüzden rol yapmayacaktım.

"Tehlikede olduğunun farkında mısın?"

Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Benim olan koltukta bir şey yapmadan boş boş beklemen canımı sıkıyor. Abimin emanetine böyle sahip çıkamazsın"

Sert ses tonum ve ifadesiz yüzümle oldukça ciddi göründüğümü düşünüyordum. Ben ciddi olmak istediğimde mutlaka olurdum.

"Boş boş oturduğum için Black Twins geldiğinde bara geliyorum öyle değil mi?"

Yüzümdeki ciddiyet birden gülümsemeye dönünce onun ifadesinin de yumuşadığını gördüm. En azından o kadar da aptal değildi. Gerçi abimin sağ koluyken baya işe yarıyordu.

"Eski Jackson olmanı isterdim." İşaret parmağımı yanağına sürterek çenesinden aşağıya doğru kaydırdım. Onca yılın ardından bile elimin altında garip bir hale bürünüyordu.

"Ama eski Jackson olman seni bağışlayacağım anlamına gelmiyor. Bana ait olan yerdesin ve bu yaptığını unutmayacağım. Her şey mutlaka benim istediğim gibi olur bunu biliyorsun."

Omzuna dokunmama karşılık bakışlarını elime çevirdi. Yüzüme bakmıyordu.

"On yıl önce olanlar gibi mi? O zaman da mı her şey senin istediğin gibi gitmişti?"

Yüzüne bakarak elimi koyduğum omzundan çektim. Eş zamanlı olarak kafasını kaldırıp benimle göz teması kurmuştu.

"Doğru ya, sen benim tanıdığım gibi biri olmayı uzun bir zaman önce bıraktın. Biliyor musun, seni ayağımın altında ezeceğim günler geldiğinde bana yalvaracaksın Jackson."

Kapı kolunu tutup çıkmak için hareketlendiğimde bileğimi saran eliyle durmak zorunda kaldım.

"Kendine olan güvenin hiç değişmemiş. Seni anında ifşalayıp ölümüne sebep olabilecek tek kişi benim. Bunu biliyorsun"

Ona doğru dönerek gülümsedim.

"Yapmazsın"

"O kadar emin olma"

Bana iyice yaklaşarak yüzüme doğru eğildi. Uzun zamandır onu bu kadar yakından görmemiştim, garip hissettiriyordu.

"Yapmazsın." Elimi göğsüne doğru götürerek kalbinin üstüne koydum. Eskiden olduğu gibi hatta belki daha da hızlı atıyordu.

"Çünkü bana hala aşıksın"

Buruk bir şekilde gülümseyip benden uzaklaşmasının ardından kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Beni riske atmayacak ve arkamdan birkaç dakika gelmeyecekti.

Ve dediğim gibi de oldu.

Bir insan bana neden "aşık" olurdu anlam veremiyordum. Tamam güzellik olarak tamdım ama bir erkeğin bana aşık olmasını gerektiren ne özelliğim vardı bilmiyorum. Jackson bende ne buluyordu?

Düşüncelerim eşliğinde bar köşesine geçip Suhonun yokluğundan faydalanarak biraz oturdum. Birgün Suhoyu bizim mekana almak biraz işkence ettikten sonra da kafasında bardak kırmak istiyordum. Yapmadığım şey değildi ne de olsa.

Arkadan gelen tiz bir kız çığlığı eşliğinde bakışlarımı o tarafa çevirdim.

Kavga? Baya seviyordum doğrusu. Black Twins şaşırtmıyordu.

Müzik kesildiği an ortamda oluşan sessizliği Sehun'un sesi bozmuştu. Yalnız biraz daha yaklaşsam hiç de fena olmaz gibi gelmişti.

"Bizim mekanımızda yapmamanız gereken şeyleri yapıyorsunuz orospu çocukları. Bir sonrakinde bu kadar insafla olmayacağım"

Yumruk yediğini gördüğüm ikizlerden erkek olanı ağzındaki kanı yere tükürdüğünde memnuniyetle gülümsedim. Sehunu ilk kez yavşak olmayan bir durumda görmenin şaşkınlığını üstümden atmam zor olacaktı.

İkizlerden kız olanı ise kahkaha atarak ellerini birbirine çarptı ve kısa bir alkış bıraktı. Şu an o sürtüğü öyle bir döverdim ki öldür beni diye yalvarırdı. Ama sabırlı olacaktım, her şeyin bir zamanı vardı.

"Ah, Seksi Sehun sinirlenmiş mi? Gel buraya bebeğim"

Kız ona doğru adımlayıp dudaklarını hızlıca Sehunun dudaklarıyla buluşturdu ve üst dudağını ısırarak geri çekildi. İfadesiz kalmaya çalıştığını on metre öteden anladığım Sehunun dudağı kanadığında kız ona tekrar yaklaştı ve dilini akan kanın üstünde gezdirdi.

Evet, bu klasik hareketleri Las Vegasta da görmüştüm. Aptal ikili asla değişmiyordu.

"Bak her şeyi güzellikle halledebiliyoruz." Erkek olan alayla güldüğünde kız kardeşi de yanındaki yerini almıştı.

Kardeşini işine geldiğinde başka erkeklere meze yaptığını bildiğimden sadece film izler gibi izlemekle meşguldüm.

"Şimdi mal satışını biz aldığımıza göre düşündüm de" yanında duran adamının elinden içkiyi alıp kafasına dikti ve bardağı arkasına bakmadan havalı bir şekilde geriye fırlattı.

Evet orospu çocuğu. O fırlattığın bardağı toplayacak ben olduğum için seni öyle bir benzeteceğim ki aklın hayalin şaşacak.

"Bir yarışa ne dersiniz?" Ellerini iki yana açıp Sehun ve Kaiye doğru adımladı.

"Bize karşı siz?"

Kaiyle Sehunun gözleri birbirini bulduğunda onlar adına üzülmüştüm. Bu iki gerzek araba yarışında benim kadar olmasa da fena değillerdi. İki kez aynı yarış ortamında bulunmuştuk, tabi o zaman saçlarım siyahtı ve imajım gereği yüzümü göstermemeyi tercih ediyordum.

Yani aslında abim zorluyordu.

"Kabul ediyor musunuz?"

Kaiyle Sehunun aynı anda ibnece sırıttığını görünce kaşlarım çatılmıştı. Şu durumda gülmeleri ne kadar mantıklıydı ki?

"Sizinle oyun oynar gibi araba süreceğimizi düşünmüyorsun herhalde?"

Kainin alaycı sesi ortamdaki sessizliği sağladığında, erkek olan ikiz kaşlarını kaldırdı. "Bizim mekanımızda, bize yarışmayı teklif ettiğinize göre vazgeçebileceğiniz bir şeyler vardır diye düşünüyorum?"

Vay be, Kai tüm pezevenkliğine rağmen gerçek bir lider gibi görünüyordu. Bir yarışı kabul ederken bile buralar bizim edasında olması iyiydi, güçlü davranmak yanında güçlü olmayı getirirdi.

"Bir Bugatti Veyron? Özel üretim ve şimdiye kadar hiç yarış kaybetmemiş."

Sehunun çaldığı ıslığa eşlik etmek istiyordum, büyük oynamak bu olsa gerekti. O arabanın garajda olduğunu hayal etmek bile güzeldi, Black Twins bu arabayı koyduysa demek ki kaybetme gibi bir ihtimalleri yoktu.

"Peki siz? Kaybetmenin bedelini ödeyeceğiniz bir şeyler vardır diye düşünüyorum?"

Kızın ince sesi ve konuşmasındaki ukalalık tek tek tenime batıyor gibiydi, bu kızı döverek öldürmek istiyordum ve bunu tam şu an yapmak istiyordum.

Kai ve Sehundan bir ses gelmeyince kaşlarımı kaldırdım. Hadi ama sert çocuklar, ortaya önemli bir şey koymadıkça sizi nasıl ciddiye alacak bu insanlar?

"Kazanırsanız, neyi istiyorsanız onu alırsınız "

Tamam, önemli bir şey koyun dedim ama bu da abartı değil miydi? Krisin kaybetmekten korktuğu bir şeyleri yok muydu?

Az önce Kainin lider havasıyla ilgili söylediğim her şeyi onla çarparak Kris hakkında düşünüyordum, ortama girdiği yer bile mükemmeldi.

Gerçekten iyi bir liderdi, iyi bir ekip ve iyi bir sağ kol seçmişti. Bu kadar emeğe yazık olacaktı, onların sonu olurken bu mükemmel kurulmuş ekibe üzülecektim.

"Benim ne istediğim belli."

Sehun'a bakarak dudaklarını yalayan kız sinirlerimi bozuyordu, yanındaki kardeşi ise ondan daha fazla sinir bozucuydu. Sehun ayaküstü kardeşini becerse sırıtarak izleyecek gibiydi.

"Pekala, kimi yeniyoruz?"

D.O. gülümseyerek bir adım öne çıktı ve rahat bir tavırla elini cebine koydu. Bu ikili onun için büyük rakipler olmasına rağmen iyi saklıyordu, takdir etmiştim.

"Bize yeniliyorsunuz."

Gözleri benimle buluştuğunda şaşkınlıkla ona baktım. Benden mi bahsediyordu?

"İseulle yarışacağım."

Tepkisizce durmama karşılık tüm bakışlar bana döndüğünde yapmam gerekeni bildiğim için D.O.'nun yanına yürüdüm.

Tabiki onu geri çevirmeyecektim, onlara yardım ettiğim her şey benim için artı puandı. Karşıdaki rakibi benim kadar iyi tanıyan yoktu. Her ne kadar yenilmiş olsam da bir kez onları mağlup etmişliğim de vardı.

Ayrıca bu kızı yarış pistine gömmek ve üzerinden geçmek oldukça zevkli olacaktı diye düşünüyordum.

"O zaman size karşı biz"

Wattyde sorun vardı arkadaşlar, giremedik. Bölümler atılmıyordu, mesajlara cevap veremiyorduk. Ne oldu biz de anlamadık yani. Hazalın ceza hukuku dersinden kalması dışında sorunumuz yok ajsjsks
#yastayız

Continue Reading

You'll Also Like

11.7K 2K 54
[Tamamlandı] Avustralya prensesi Roséanne ve Joseon Hanedanlığı'nın yegâne kralı Jungkook'un büyüleyici aşk hikâyesi... ♛...
157K 16.2K 30
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
42.4K 2.2K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
19.3K 2.2K 36
"Kalbimdeki acının bir gün dinecek olması beni korkutuyor. O acı dindiğinde yanımda olacak mısın?" Lalisa Manoban x Jeon Jungkook