3G

By hayalperestnevrotik

232K 14.3K 2K

Birbirine bağlı iki kardeş ve bir kuzen. Gökçe, Göksu ve Gece. Göksu'nun kıskanç pandaları, Gökçe'nin en kıym... More

"Yakışıklı muavin!"
"Kurdu kuzuya emanet ediyor!"
"Senin ruhun aptal sarışın!"
"Sarı çıyanım, kumral çiçeğim ve esmer şekerim..."
"Kardeş kardeş gidin!"
"Sadece Sarışın!"
"Siz öpüşenler utanacaksınız!"
"Hayır Parliment!"
"Belki de kendimi abin olarak görmüyorumdur!"
"Didem?"
"Berk! Videoya al!"
"Terbiyesizler!"
"Çok uyumlu değil mi?"
"Onu Benimlen Garı Bilir Sen Ne Bilecen Ki!"
"Kenka bildim ben seni!"
"TUNÇ!"
"Adana Merkez Patlıyor Herkes!"
"Fotoğraf meselesi."
"Kötü Kız!"
"Empati."
"Bülent Arslan olmak bunu gerektirir!"
"Sürpriz."
"Ya çayı bırakın da..."
"Belalar!"
"Romantik."
"Değişik bir karşılaşma."
"Oyun usulü."
"Kaza."
"Haklısın!"
"WOWOW HARAM!"
"Cicikuğğğş!"

"Duygusuz, Ruhsuz."

3.8K 215 125
By hayalperestnevrotik

Merhabalar efendim ben geldim!

Öncelikle hepinizin  ramazan ayı mübarek olsın. Allah tuttuğunuz oruçları kabul etsin.

Çok uzun süre beklettiğimin farkındayım. Ama sınavlar falan gerçekten vakit bulamıyorum. Vakit bulsam istediğim gibi yazamıyorum. Bu bölüm de tam istediğim gibi olmadı. Beklentinizi karşılar mı gerçekten bilmiyorum.

Bu yıl sınava hazırlanacağım yıl arkadaşlar. Bölümler hangi aralıklarla gelir hiçbir fikrim yok. Pek ilham da gelmiyor zaten.

Anlayışınız için çok çok çok teşekkür ediyorum ve geç gelecek bölümler için şimdiden hepinizden çok özür diliyorum.

Bölümü ben beğenmedim ama umarım siz beğenirsiniz.

-yazarişkonuz

GÖKSU

Hepimiz donmuş bir şekilde Gökçe’nin söylediğini idrak etmeye çalışırken ilk kendine gelen Buğra oldu.
“Ulan ne oturuyorsunuz kalkın gidelim!” dedi.

Kendimize geldik ve hızlıca kalktık. Arabaya bindik ve Gökçe’nin söylediği hastaneye gittik. Görevli kadına sorduk. Hala acil bölümünde olduğu için hemen oraya geçtik.

Gece kapının önünde öylece duruyordu. Hemen yanına geçtim. Beni görünce durdu ve boynuma sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Gece’nin bu haliyle benim de gözlerim doldu. Ama kendimi toparlamam gerek. Ağlayarak kimseye yardımcı olamam burada, öyle değil mi?

“Canım… Gel oturalım.”

Ne kadar ağladı bilmiyorum. Daha sonra amcam ve Tunç’un annesiyle babası geldi. Daha sonra polisler geldi. Nasıl olduğunu sordukları kişi Gece’ydi ama Gece’nin konuşabilecek hali yoktu.

“Farkında mısınız bilmiyorum ama kızın şu an konuşacak hali yok. Sorgunuzu daha sonra da yapabilirsiniz.” Diye çıkıştı Murat. Bir saat sonra doktor çıktı.

“Tunç Adal’ın ailesi?” dediğinde hepimiz toplandık.
“Oğlumun durumu nasıl doktor bey?” dedi Tunç’un babası.

“Durumunda ters bir şey yok. Kolunda kırık var ve karnında bir yarası var. Eğer daha önceden kanaya tampon yapılmasaymış durumu daha kötü olabilirmiş. Siz yaptınız sanırım.” Dedi Gece’ye bakıp. Gece kafasını salladı.

“Bir de 3-4 gün müşahade altında tutmamız gerek. Özel odaya alındığında görebilirsiniz. Geçmiş olsun.” Dedi ve gitti. Tunç’un annesi bir anda Gece’ye sarıldı.

“Çok teşekkür ederim kızım.” Dedi. Gece gülümsemekle yetindi. Daha sonra Tunç’un odasının olduğu yere gittik ve Tunç’un uyanmasını bekledik.

GECE
Yatakta uyuyan Tunç'a baktım. Ya bir şey olsaydı ona? Ne yapardım o zaman ben? Nasıl yaşardım?

O anı bile aklımdan nasıl çıkaracağım, hiçbir fikrim yok.

Derin bir nefes aldım ve şükrettim. Tunç şu an iyiydi ve benimleydi. Yatağının kenarına oturdum ve yüzünü incelemeye başladım. O kadar kusursuzdu ki...

Gözlerini araladı.

"Gecem?"
"Buradayım sevgilim..." belli belirsiz bir gülümseme oluştu yüzünde. Daha tam olarak kendinde değildi. Ve sanırım bende değildim.

Aslında o kadar gereksiz şeylere takılıyoruz ki canımızın kıymetini bilmiyoruz. Öylesine küçük şeylere alınıyoruz. Kaybetme ihtimalini düşünmeden.

Gözlerinde kaybolduğum adamı tamamen kaybedebilirdim.

Sanırım bundan sonra bu düşünceyle yaşayacağım. Yanımdakilerin kıymetini bileceğim. Kaybetme ihtimalini düşünmek istemesem de...  O ihtimal her zaman peşimizde, öyle değil mi?

GÖKSU

Allah’ım... Gerçekten buna nasıl dayanırım bilmiyorum...

Çok üzgünüm, çok çok çok.

“Göksu artık yetmez mi sence de?” dedi Buğra. Kafasına yastık fırlattım.

“Ya ben o telefona gönül bağıyla bağlandım diyorum. Nasıl bozulur...”

Gökçe ‘yeter’ diye çığlık attı. Ne bağırıyorsun ya aşkım ne gerek var?

“Ulan hem telefonumdan sıkıldım diyorsun bozulunca da burada başımızın etini yiyorsun. Salak salak hareketler yapma git şu pijamalarından kurtul. Ondan sonra Tunç’un yanına gideceğiz.” Dedi. Dudaklarımı büzdüm ve odaya gittim. Üstüme beni hiç yalnız bırakmayan kot pantolonumu ve gri tişörtümü giydim. Hızlıca makyaj yaptım ve makyaj malzemelerini çantama koyup aşağıya indim.

“Çıkalım hadi.” Dedim. Buğra’nın arabasına bindik. Buğra’nın usb sini çıkartıp kendiminkini taktım. İşte böyle bu işler kardeşim.

Pera’nın Kahpe Geceler şarkısını açtım. Hayatta mükemmel iki şey varsa biri Buğra -benimle beraberken tabii- diğeri ise Pera’dır.

“Öyle bir içelim kendimizden geçelim... En güzeli biziz bak bu kahpe gecelerin!” kısmını söyledim ve Buğra’nın yanağından öptüm.  Şarkıyı iki kez zorla dinlettirdikten sonra Mor ve Ötesi’nin Cambaz şarkısını açtım. Huheğğ!

Hastaneye gelince arabadan indik ve hemen Tunç’un odasının olduğu kata çıkmak için asansöre bindik.
Tek dileğim bir daha böyle bir şey yaşamamamız. Hiçbirimize zarar gelmemesi. Çünkü hepimiz birbirimize çok fazla bağlanmıştık. Ve birimizin canı yansa hepimiz çok mahvoluyorduk.

Odaya girdiğimizde ise gördüğümüz manzara fazlasıyla güzeldi. Tunç ve Gece uyuyordu. Gece, Tunç’un yanına yatmış ve elini tutmuştu. Bizimkiler uyandırmadan Buğra’nın telefonunu alıp fotoğraflarını çektim. Çok güzeller ya. İlk gözünü aralayan Gece oldu. Ve arkasından Tunç.

“Gençler hastanede ayıp olmuyor mu?” dedi Buğra ve göz kırptı. Tunç,

“Siz daha beraber uyumadın değil mi?” dedi ve yamuk bir gülüş attı.

“Şey de uyumuştuk ki. Dağ evinde!”

Nasıl zekalıyım... Gerçi o aynı odaydı ama olsun.

“O aynı odaydı Göksu. İlla bende mi hastaneye düşeyim?”

“Salak sus Allah korusun. Ama zaten aşkım atıyorum biz beraber uyusak sen zaten ya hastaneye ya öbür tarafa yani...”

Hepsi krize girdi. Tunç,

“Lan tamam... Yaram acıyor.” Dedi. Müge,

“Kız Gece... kaynanan sevdi seni.” Dedi. Güldüm.

“Tanıyordu zaten ama iyice bir sevdi.” Dedi Buğra. Bunların aileler tanıştı ama bizde bir şey yok. Neyse... Daha erken zaten ya.

Acaba Buğra’nın annesi beni sevecek mi? Didem’i seviyor muydu ki? Didem... Bu ara pek sesi çıkmıyor. Çıkmasa iyi eder. Yoksa seve seve o sesini keserim.

“Sarışınım?” Buğra’ya döndüm.

“Efendim?”

“İyi misin sen?” kafamı salladım. Kendine gel Göksu. O Didem yellozundan kat kat süpersin sen kızım.

“Eee şimdi ne olacak? Düğün ne zaman?” dedim ve sinsi gülüşümü attım. Murat,

“Ulan var ya şu Tunç benden önce evlenirse kafayı yerim. Gökçe evlenelim mi hemen yavrum?”

Gökçe güldü. Bir şey söylemedi. Daha sonra muhabbet etmeye devam ettik.
**
Gece de eve bizimle geldi. Annemler bu akşam yoktu. Bizde bunu fırsat bildik ve toplandık.

“İyi misin minik kuşum?” dedim Gece’ye. Gece bunu dememi beklermişçesine boynma sarıldı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.

“Ben çok korktum... Çok korktum... Bir kendinizi yerime koysanıza... Öyle yattı kucağımda kanlar içinde...”

“Yaaa... Kıyamam sana ben...”

Sarılıp saçlarını okşadım. Gökçe’nin gözleri dolmuştu bir de.

“Kaybedeceğim sandım bu... Çok kötüydü...” Öyle hıçkırarak ağlıyordu ki Gökçe de ona ayak uydurmaya başlamıştı bile. İkisi ağlarken ikisine de destek vermeye çalıştım.

Galiba şu an benimde ağlamam lazım.
Ağlayamıyorum.
Soğan mı doğrasam, parmağımı gözüme mi soksam ne yapsam...
Yalnız aşırı dram oldu şu an bir yere kusmak istiyorum.

“Arkadaşlar... Tunç iyi. Murat’ın da bir şeyi yok. BİR SAKİN OLUR MUSUNUZ LÜTFEN LAN?!”
İkisi de inanmayarak bana baktı.

“Duygusuz!”
“Ruhsuz!”

Göz yaşlarım akmıyor ise suçlusu ben olmamalıyım bence....

Continue Reading

You'll Also Like

57.3K 2.8K 22
Hayatımdaki şanslarını hepsini kullanmış olabilirim.Çünkü bunun bir tek böylece açıklması olabilir!. Sıkıntıdan telefonumdan rastgele numara sallarke...
625K 27K 43
"Biliyor musun, geçen üniversiteden kalma notlarımı okurken bir bilgiyi hatırladım." Araba kullanırken normalde tüm dikkatini arabaya verirken bu def...
60.4K 2.1K 20
deli dolu bir asistan doktor, kendinden ve ciddiyetinden asla taviz vermeyen asker...
5K 411 31
Minho: kız arkadaşın benimle flört etmeye çalıştığını öğrense seni mahveder. Chan: Kız arkadaş mı? Sakin ol ben gay'im. Yoğunluk Texting