3G

"Kenka bildim ben seni!"

Heyoo! Ben geldim civcivlerim! Çok bekletmeden yeni tatlış bir bölüm getirdim! Diğer bölüm de sınav haftası başlamadan gelir ama sınav haftası gelince ben iptal olacağım için iki hafta falan yeni bölüm gelmeyecek.

Hikayeye yaptığınız yorumları cidden sırıtarak okuyorum artık :D O yüzdeen güzel yorumlarınız için çook teşekkür ederim! İyi ki varsınız tatlış civcivlerim!

Bu arada hikayede geçen bir kaç espriyi bilmeyen yoktur diye düşünüyorum ama gene de açıklayayım.

Medya da hikayede yapılan espriler var.

-Sizi çoh seven yazarınız.

GÖKSU

Gözlerimi açtığım da oldukça heyecanlıydım. Çünkü, bugün Buğra'yla bir yere gidecektik. Yataktan kalkıp neşeyle elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra Gökçe'nin odasına daldım ve onu da uyandırdım. Misafir odasına gidip Gece'yi de dürtükledim ki şimdi tuvalet kavgası yapsınlar. Kendi kendime sırıtıp aşağıya indim. Babam sinirle konuşuyordu,

"Ne demek bulamayız?! Bulacaksınız! O adam cezasını çekecek!" diye bağırdı. Sinirden çok bağırmaya dönmüştü. Aşağıya indiğim de telefonu kapatmış oturuyordu. Yanına indim ve yanağından öptüm.

"Günaydın babaların en yakışıklısı! Kim kızdırdı seni?" dediğim de gülümsedi ve yanağımdan öptü.

"Günaydın prensesim, işler işte," dedi babam. Kafamı sallayıp onayladım. Bunu karıştırmak isterdim ama babamı daha fazla sinirlendirmek istemedim. Gökçe'yle Gece de savaşarak geldikten sonra kahvaltımızı yaptık. Babam bizden erken çıkmıştı. Telefonum titrediğin de arayana baktım. Buğra'ydı.

"Sarışın, uyandın mı?"

"Evet, çoktan."

"Bugün, önemli işlerim var. Seni biraz daha geç alabilirim."

"Tamam, sorun değil. Yarın da olur. Sen konuşacaksın sonuçta."

"Trip atmayacaksın değil mi sarışın? Yarın kesin gideceğiz."

"Hayır."

"Neyse, öpüyorum."

"Ben de."

Tüm havam soldu, gitti şu an.

"Yarın gidecekmişiz. Hadi dışarıya çıkalım," dediğim de onay aldıktan sonra hızlıca hazırlandık ve evden çıktık. Sahil de yürürken Didem'i görünce tüm havam kaçmıştı açıkçası. Ne işi var bunun burada ya? Niye burada bu?

"Aaa Cide'nin güzelleri de buradaymış!" dedi giydiği kısacık eteğiyle yanımıza gelirken Didem. Evet, senin aksine güzeliz biz.

"Aaa Didem!"dedim ben de yapmacık bir sırıtışla. Allah biliyor hiç sevmiyorum bu kızı. Şu tipe bak ya. Çirkin.

"Buğra'yla barıştığımız haberini görmüşsündür. Ah çoğu kişi gerçek sanıp mutlu oldu. Özellikle Birce Annem," dediğin de sinirlenmeden edemedim. Birce Teyze, Buğra'nın annesiydi ve o 'anne' diyordu.

"Eminim, çok sevinmiştir," dedim. Abimlerin anlattıklarına göre pek sevmiyormuş. Ama ben de asıl olayı tam olarak bilmiyorum. Didem'in yapmacıklıklarına katlanamadığımız için Aras'lara gitmek için yol aldık. Malum, dün kim olduğu bilinmeyen kişiler tarafından dayak yemişti.

Eve girdiğimiz de Asiye Teyze, yemek yapıyordu. Ona selam verdik ve Aras'ın odasına geçtik.

"Aras!" diyerek üstüne atladı Gökçe. Hepimiz sırayla Aras'a sarıldıktan sonra yere oturdum.