"Sürpriz."

5K 365 45
                                    

Selam bebişlerim! Ne yapıyorsunuz bakalım? 

Yeni bir bölümle gene karşınızdayım. Bu bölüm Murat'ı hepiniz affedeceksiniz. Çünkü hak ediyor bence. Buğra deseniz... Onun icabına sonra bakacağız. 

Medya'ya Murat'ın söylediği şarkıyı koyuyorum. Gökçe'nin kısmından başlayıp açabilirsiniz. Dilerseniz hikayenin başından açabilirsiniz. Ama dinleyin ya şarkı valla çok güzel. 

Şarkı: Pera- Sevgilim İyi Ki Doğdun

-Yazarişkonuz.

GÖKSU

"Ya sus nefret ediyorum senden. Nasıl bir pisliksin sen ya? Hayır, gece planı anlatacağım diye uyutmadın. Bir de sabahın köründe uyandırıyorsun. Nesin sen ya? Valla yıkarım her yeri!" dedim karşımda oturup gülen Murat'a.

"Ya bak hala gülüyor. Uykumu alamadım diyorum pislik insan!" dediğimde 'yav he he' diyerek kafasını salladı ve Müge'ye döndü.

"Sen biliyorsun ne yapacağını. Göksu sen buraya getireceksin eks yenge," dediğinde kafasına elime gelen süslerden fırlattım.

"Bırakır giderim salak salak konuşma," dediğim de güldü ve yerine oturdu. Saçlarımı tepeden topuz yaptım ve görüntüme baktım. Bu nasıl bir çirkin görüntüdür?

"Ya sizi Allah kahretmesin birinizde çirkinsin git bir kendine bak, dememişsiniz. Sizin gibi arkadaşlar olmaz olsun," dedim ve orda bulduğum sandalyeye oturdum. Bu mekan güzelmiş ama. Kocaman camlarla çevirili ve camdan dışarı bakınca üç cam da denize bakıyor. Deniz temalı bir doğum günü olacağı bas baya ortadaydı bence.

"Neden deniz teması?" dediğim de Murat derin bir iç çekti ve gülümsedi.

"Çünkü onu ilk öptüğüm yer deniz," dediğinde gülümsedim. Ne kadar da romantik. Mesela Buğra doğum günüm de bana ilk sevdiğini ima ettiği yeri düşünse tuvalet gibi bir yerde olacaktı bence. Düşünsenize Buğra'nın tuvaletin önünü süslediğini...

Neyse şu an kahkaha atarsam muhtemelen deli damgası yerim. O yüzden sakinim. Kapı açıldığında gelen kişiye baktım. Buğra. Üstünde takım elbisesi vardı. Koyu lacivert bir takım, açık mavi bir gömlek ve lacivert-krem çizgili bir kravatı vardı. Ulan bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olur takımın içinde? Açıklaması falan yok bunun. Bir de benim şu anki tipime bakın arkadaşla... Dar kot pantolon ve süngerbob baskılı tişört. Evet arkadaşlar ben susuyorum. Ulan bu işe böyle mi gidiyor şimdi? Orada ki sekreter kızlar buna bakmıyordur inşallah. Gebertirim o kızları. Biz şu an arkadaş bile olsak Buğra benim. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez. Şu doğum günü işi geçsin de arkasından ayarlayacağım yani. Gerekirse kaçırırım gene ama o Buğra beni affedecek arkadaş!

"Öldün mü Göksu?" diye öküzce omzuna vurdu Murat. Kafamı kaldırdım ve ona baktım,

"Ya ben neden o akşam konuşmaya geldim ki? Gece gelseydi de onunla uğraşsaydınız. Ben neden geldim? Neden buradayım ben?" dediğimde tekrar kahkaha attı. Daha sonra karşıma geçti ve oturdu.

"Asıl zorlu görev seni bekliyor. Abinlerden izin alır mısın?" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Şu kılıkta hiçbir yere gitmem. Anca eve gitmem lazım," dediğim de Murat, Buğra'ya baktı ve sırıttı.

"Kardeşim benim bee! Canım kardeşim tabi ki sen şimdi Göksu'yu eve götürürsün ve sonra da şirkete?" dediğinde Buğra gözlerini devirdi.

"Yani kardeşim illa hayır diyorsan Çetin'den falan rica edeyim?" dediğinde Buğra'nın gözünden ateş çıktı arkadaşlar. Şimdi kıskandı mı bu beni? Yerim şu tipe bak.

3GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin