CORDELIA

By Beyza_sari_

41.8K 2K 610

Cordelia, bir İzmir kızının ismidir... İzmir'in Karşıyaka'sındaki kızın ismi... Karşıyaka'nın ismi... More

CORDELİA
İzmir'e Merhaba...
Büyük Buluşma
Şüphe...
Bırak Yansın!..
O Benim!..
Okyanusta Bir Damla
Tanık
İşte Şimdi Yandım!
Plan
Yapalım Şu İşi
Kurtulduk
Oyun
Günün Sonunda, Hayat Bir Ders
Günün Sonunda Hayat Bir Ders (Part II)
Teklif
Başlıyoruz
Tehlike Çanları
Sen Nerden Çıktın?
Kuzen (!)
Dayımın Oğlu!
İşler Karışıyor
Yarış
Gidemem!
Kaçış Biletlerim
Gidelim Bu Şehirden
Hayat Devam Ediyor
Dönmek mi?
Düğün (part I)
Yüzleşme
Bitmeyen Gecenin Laneti
Suçlu Kim?
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak
Gerçekler
Umarım Bir Elveda Değildir
SONUN BAŞLANGICI (FİNAL)
Teşekkür
Ben geldim :)
Özel Bölüm

Düğün (part II)

677 46 15
By Beyza_sari_

Multimedya: Ela ve elbisesi.

***

Caner'in sesi beynimi deldi geçti.

"Bora, Ela geliyor.."

Zaman durdu benim için. Gözlerimi kırpıştırdım ve ağır çekimdeymiş gibi arkama döndüm. Ela bütün asaletiyle karşımdaydı.

Hiç vakit kaybetmedim. Hızla ona yöneldim. O da bana doğru gelince ciğerlerimdeki havanın dışarıya çıktığını hissettim. Sımsıkı sarıldım ona. Başımı boynunun girintisine gömdüm. Yüzüme gelen saçlarının kokusunu içime çektim.

Bir aydır bu anı bekliyordum! Ela'ya nasıl doyacaktım?!

"Bora.. Nefes alamıyorum.."

Gerçektende onu fazla sıkmıştım. Ama kollarımı gevşetirsem kaçar diye korkuyordum. -Fazla bırakmamak şartıyla- kollarımı gevşettim. Şaçları benim omuzlarımdan yavaşça ayrıldı.

"Seni çok özledim." Yutkundum. Böyle bir cümleyi söyleyen ben miydim. Bora Yetkiner? Hiçbir kıza bu kadar bağlanmayan ben, Ela'yı tanıyınca ne değişmişti?

Değişmiştim. Değişiyordum. Ve bu durumdan çok memnundum. Gözlerinin içine baktım. Mavi renkli gözleri pırıltılarla doluydu.

Bir dakika! Ela'nın kişiliğine o kadar yoğunlaşmıştım ki ne giydiğine bakmamıştım bile!

"Ela ne bu elbise!" Ela benimdi. Ve benden başka kimsenin onu görmesini istemiyordum.

"Bora bunda birşey yok ki. Normal elbise işte." Normal elbiseymiş! Bal gibi o da biliyordu.

"Ne bu kısalık."

"Bora abartıyorsun. Bu kısa değilki."dedi masum sesiyle. İşte o, bu ses tonunu kullanınca herşeyin rengi değişiyordu. Ama hayır! Bora, Ela'nın sesinin seni etkilemesine izin verme.

Ceketime uzandım. Ela bana şaşkınca bakıyordu. Ceketimi çıkardım ve Ela'nın beline bağlamaya başladım.

Elleriyle bana mani olmaya çalışıyordu.

"Bora saçmalama! Bu bir düğün ve elbisem de çok uygun. Çek şu ceketini."

"Hayır." Onu sinir etmek hoşuma gidiyordu. Sinirlenince çenesini kasıyordu ve gamzeleri kendini belli ediyordu.

"Off Bora. Daha yeni geldim ve sen hemen kıskançlığa mı başladın?! Al ceketi istemiyorum."

Pes edip ceketi aldım. "O zaman bu gece yanımdan ayrılmayacaksın. Sana bakan o gözleri üşenmem tek tek oyarım!"

Benim onu kıskanmam da onun hoşuna gidiyordu. "Tamam." dedi gülümseyerek.

"Caner'in morali nasıl sence?"diye sordu.

Ela, Caner'i önemsiyordu. Bunu inkar edemez ve değiştiremezdim. Ne kadar sinir olsamda aralarındaki arkadaşlıktı. Caner ileriye gitmeyi planlasa da, Ela beni seçmişti. Benimdi!

"Emir'le kardeş oluyor, bence psikolojisi bozulmuştur."dedim. Emir kolay bir insan değildi. Onu kısa bir zamanda tanımaya çalışmıştım. Allah Caner'e sabır versin.

Uzanıp elini tuttum. Ve masalara doğru ilerlemeye başladık. Elini elimden kurtarmaya çalışınca kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Annemler seni tanımıyorlar Bora. Yani bu şekilde." Mahçup bir ifadeyle birleşmiş ellerimizi işaret etti.

"Tanışayım o zaman."dedim rahat bir tavırla. Ama sadece dışarıdan rahat görünüyordum. Oysaki içimde heyecan dalgaları dans etmeye başlamıştı. Hayatımdaki hiçbir kızın ailesiyle tanışmamıştım ben!!

Gözleri kocaman olmuş bir şekilde bana döndü. "Sen ciddi misin?"

"Eğer elini rahatça her yerde tutabileceksem evet, bir an önce tanışmalıyım."dedim. Hadi bir an önce yapalım bitsin bu iş.

"Bora, Antalya'dan yeni geldim. Şimdi hemen annemin karşına geçip seni gösteremem."

"Ne yani bütün gece benden uzak mı duracaksın."dedim hayal kırıklığıyla. Aslında biraz rahatlamıştım. Yani pat diye bir anda tanışma fikri soğuk su atılmış hissi uyandırmıştı.

"Birazcık."dedi en tatlı haliyle. Bir ay boyunca yüzünü bile görmemiştim. Sanırım 2-3 saat elini tutmadan da durabilirdim değil mi? Umarım dururdum.

Ela önden bende arkasından insanların içine karıştık. Annemlerin olduğu masaya baktım. Ve İpek'le göz göze geldim. Lanet olsun! Hemen başımı çevirip Ela'nın arkasından gitmeye başladım.

(...)

Yaklaşık bir saat geçmişti. Caner sağ olsun -böyle diyeceğim hiç aklıma gelmezdi- ailelerden uzak bir masayı sırf biz gençler için ayırmıştı. Ela'nın yanına oturmuştum. Bu masanın gençlere ait olduğunu yeni fark eden yaşıtlarımız -İpek ve Emir dahil- buraya doğru geliyordu.

"Ela hadi kalkalım."

"Nereye?"

"Sana bir süprizim var."dedim kulağına doğru. Geri çekilip -fazla değil- yüzüne baktım. Gülümsedi. Yanakları kırmızılaştı. İpek keyfimizi kaçırmadan buradan çıkmamız gerekiyordu.

Ayağı kalktı bende hemen arkasından ayaklandım. Bu elbiseyle tek başına dolaşamazdı!

Alandan uzaklaşınca yine uzanıp elini tuttum. Parmaklarımı iyice eline sardım. Elleri elimin içinde kaybolmuştu.

Mekanın arka tarafını hazırlatmıştım. Oraya doğru ilerlemeye başladık.

"Nereye gidiyoruz?"

"Süpriz."

"Yaa Bora söyle."

"Hayır, zaten göreceksin birazdan."

"Peki.."

ELA'NIN AĞZINDAN:

Ama burası harikaydı. Bora'yı o kadar çok özlemiştim ki! Elbisemle uğraşması çok tatlıydı. Ama abartılacak kadar kısa değildi ki. Elim elinin içinde kaybolmuştu.

Her yer ufak mumlarla doluydu. Yerde iki tane minder vardı. Yanında da bir çift battaniye...

Bora'ya döndüm. "Seni çok özledim."dedim belli belirsiz.

"Ben daha çok özledim."dedi tek kaşını kaldırıp iyice yaklaştı. "Antalya'da bir yaramazlık yapmadın inşallah?"

Başımı yana yatırdım. "Kim? Ben? Yaramazlık? Ahaha, hiç yaparmıyım?"

Ellerini belime koydu. "Bilmiyorum artık. Eğer yaptıysan.."

"Yaptıysam..?"

Elleri belimi biraz sıktı. "Eğer yaptıysan, ve ben oraya gelirsem, o şehri yakarım."

"Hımm. Çok iddialı oldu."dedim ellerimi omuzuna yerleştirdim.

"Olabilir. Ama burada sensiz ne kadar darmadağın olduğumu bilmiyorsun. Resmen son bir ayı yaşamadım ben."

Kafamı göğsüne yasladım. Tam kalbinin üstüne.. Hayatımda duyduğum en rahatlatıcı sesti. Kafam sanki oraya aitmiş gibi tam uyuyordu.

"Bende son bir ayımı yaşayamadım Bora. Senden uzak kalınca anladım. Beraber geçirdiğimiz günlerin kıymetini hiç bilememişiz.. Emir'le İpek'le uğraşmışız.. Düşününce o kadar aptalca geliyor ki.."

Başımın tepesine öpücük kondurdu. "Haklısın. Hiç kıymetini bilemedik.. Ama bu anın bileceğiz. Hadi gel."

Başımı göğsünden istemeyerek de olsa ayırdım. Elimden tutarak beni minderlere oturttu. Tamam kabul, elbisem biraz kısaydı. Ama biraz! Bana mindere oturman gerekiyor deseler daha uzun giyerdim.

Tabi oturunca biraz daha kısaldı. Bora bana baktı. "Bu elbiseye sadece bugünlük izin var. Bir daha görürsem kötü olur." Sertçe yutkundum. "Tamam."

"Ela şu an kendimi kaybetmek üzereyim."dedi. Ne olduğunu anlamadan battaniyenin birini bacaklarıma örttü. "Böyle daha iyi."dediğinde dudağımı dişledim. Utandırıyorsun Bora beni.

"Tekrar gitmeni istemiyorum." Sesi o kadar yalvarır biçimdeydi ki.

"Bende gitmek istemiyorum."

"Gidecek misin?"

"Bora.. İnan ki bilmiyorum. Ama 3-4 gün buradayım. Bence bu günlerin keyfini çıkaralım."

"Gidiceksin dimi? Yine beni bırakacaksın?"

"Ben sanki çok mu memnunum? Bende senden ayrılmak istemiyorum." Bu sefer uzanıp elini ben tuttum. "Seni seviyorum."

Şak! Şak! ŞAK!

"Bakın burda kimler varmış?! Çifte kumrular! Ne oldu?! İçeride bunaldınız mı?! Yoksa benden mi çekindin Bora?!"

İpek'in alaycı sesiyle ve alkışlarıyla gözlerimi yumdum. Lanet olsun! İçkiliydi.

"Ne saçmalıyorsun İpek?! Git burdan!"

"Hiçbir yere gitmiyorum Bora! Yeter anlıyor musun yeter! Ela! Ela! Ela! Herkesin dilinde." Yalpalayarak bana doğru geldi.

"Sen bir cadısın! Millete kendini aşık edip ortadan kayboluyorsun! Bana sürtük diyorsun ama esas sürtük sensin!"

"İpek ne dediğini bilmiyorsun! Defol!"diyen Bora'yı durdurdum.

"Ne demek milleti kendine aşık etmek?"

Kahkaha attı. "Sanki bilmiyorsun! Bora'yı elimden aldın sen! Ama ne var biliyor musun?! O zaten benim olacak!"

Gözlerim doldu. "Caner'le çok mu yakın arkadaşsınız Ela?"

"Ela onu dinleme!" Yuh Caner ne ara buraya geldi?

BORA'NIN AĞZINDAN:

İşler ciddiye binince Caner'e mesaj attım. O da tam zamanında geldi.

"Ela onu dinleme!"dedi çaresizce.

"Hayır dinleyecek! Ne olduğunu bilmeyen masum kız tavırlarıyla ortalarda dolanıyor!"

"İpek hemen git buradan!" Caner'in sesini ilk defa bu kadar kesin ve sert duyuyordum.

Kolumu olayların ne olduğundan bi haber izleyen Ela'nın omuzuna atıp kendime çektim. Hemen itaat edip yine başını göğsüme yasladı. Sanki kafası buna göre yapılmış gibiydi. İki göğsümün arasına tam uyuyordu.

"Hiçbir yere gitmiyorum!"diyip tepinmeye başladığında Sena'yı buraya doğru gelirken gördüm. Ela ile araları yarıştan sonra eskisi gibi olmamıştı. Bu durum Tuna'yı da benide üzüyordu.

"Ela."

Ela, adını Sena'nın ağzından duyunca başını kaldırdı. Ve direk sarmaştılar. İkisininde yüzü gözükmüyordu. Birbirlerinin saçlarında kaybolmuşlardı.

"Bozacının şahidi şıracı!" İpek yine çığırmaya başlayınca Sena ve Ela ayrıldılar.

İpek Sena'ya doğru parmağını salladı. "Adın neydi tatlım?! Ah nedense hep unutuyorum! E ne de olsa bazı isimler ve kişiler unutulmaya mahkumdur."

İpek artık iyice saçmalamaya başlamıştı. Sena ve Ela İpek'e bakmaya devam ederken İpek'i buradan götürmek için ayaklandım.

Ama Ela'nın öldürücü bakışlarıyla karşılaştım. Ama İpek'i buradan götürmezsem daha kötü şeyler olacaktı. Ben götüremezsem Caner götürebilirdi. Tuna hangi cehennemdeydi?!

Caner'e İpek'i götürmesini işaret ettim.

Caner İpek'in yanına doğru ilerlerken İpek bombayı patlattı. "Gel bakalım aşık çocuk. Ah Ela! Çocuğa neler çektirdin! O seni severken sen ona Bora'yı sevdiğini söyledin!"

"B-beni m-mi?"dedi Ela şaşkınca. Ah hayır olamaz!

Duyduğumuz sesle Sena ve Ela tiz bir çığlık attılar. İpek Caner'in vurduğu tokatla birlikte yerdeydi.

Vote ve yorumları dört gözle bekliyorum! :D

Continue Reading

You'll Also Like

2M 96.8K 54
"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi...
25.4M 904K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
248K 16.1K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
834K 57.9K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...