TÖRE SONUCU EVLİLİK

By Melis_Angel

492K 13.6K 816

Nefret ile başladı... Aradan zaman geçti. Kalbimin kilitli kapılarını Kelebekler çaldı. Kalbim kelebeklere ı... More

BAŞLANGIÇ
1.bölum
2. bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6. bölüm
7.bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10.bolum
11.bolum
12.bolum
Bölüm 14
15. bolum
16.bolum
17. bölüm
18.bölüm
Bölüm 19
20. bolum
21. Bolum
22. Bölüm
ÖNEMLİ DUYURU
karakterlerimiz
23. bölüm
ÖNEMLI DUYURU
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
-Kesit-
27. bölüm
28. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
Duyuru
35. bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
🌟DUYURU🌟
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
Öyle birşeye ihtiyacım var ki...
52. Bölüm
53. Bölüm
~•FİNAL•~
~TEŞEKKÜR~
🌹🤚🏻

29. Bölüm

7.5K 219 9
By Melis_Angel

1 AY SONRA

Emir'in bana 'kız dövmeyi yasaklaması' ve 'şilan şeytanının evden kovulmasından' tamı tamına 1 ay geçmişti. Bu süreçte kaynanam Nihal Hanım'a ayrı eve çıkma fikrini sunmuş ve sunduğumuza kesinlikle pişman olacağımız bir tepki vermişti.. Öyle de olmuştu. Resmen pişman olmuştuk..

"Olur mu öyle iş! Biricik torunum, paşam, veliahtım benden ayrı büyüyecek öyle mi!? Hayatta olmaz. Ben torunumdan ayrı kalamam! Çıkarın aklınızdan"

Diye adeta bize çemkirmişti.

"Anne saçmalama Allah aşkına. Ne ayrı kalması, tabiki de geleceğiz. Sadece aynı evde yaşanmayacak."

Diye de devam etmişti Emir.

"O niyemiş canım! Bizim evimiz herkese yeter. Çıkarın aklınızdan konu tartışmaya kapalıdır."

Diyip bize yüz çevirmişti.

Tabiki de vazgeçmedik. Ama en azından bu fikri bir süreliğine askıya aldık diyebilirim.

*****

"Eda ben çantaları arabaya koymaya gidiyorum, sende Miran'ı al gel. Kaçırmayalım uçağı"

Bugün tatile gidiyorduk.. Ve küçüklükten beri hayalim olan yurt dışına çıkıyorduk.

Nereye mi gidiyoruz..? Tabiki Brezilya! Bu hem Emir için hemde benim için iyi olmuştu. Emir özellikle orada maçı canlı canlı izlemek için, ben ise çok güzel ve modern bir yer olduğu için seçmiştim.

Miran'ı pusetine koyup merdivenlerden indim. Belki buradan uzaklaşmak yeni yerler keşfetmek bana iyi gelecekti. Son yaşadıklarımdan sonra ailemizin böyle bir tatile gerçekten ihtiyacı vardı.. Oğluşum artık 4 aylık olduğu için sesler çıkarıyor ve etrafına gülücükler saçıyordu.

Bahçeye geldiğimde sırasıyla bizimle vedalaşmak için dizilmiş Halil ağa, Nihal hanım, ve Baran duruyordu. Önce halil ağanın elini öpüp

"Bir isteğiniz var mı baba?"
Diye sordum.

"Yok kızım, gençsiniz siz gezip tozupta torunumu ihmal etmeyin aman ha."
Dedi şakaya vururcasına.

Gülerek onaylanıp. Nihal hanım'a yaklaştım. Onunlada öpüp sarıldıktan sonra baranlada sarıldım ve konaktan arabaya doğru yürüdüm. Emir ön koltuğa kurulmuştu. Benim Miran olduğundan beri öne binmeme izin vermiyordu. Bebek için arka daha güvenliymiş. Çok bilmiş kocam benim!

Araba havalimanının önünde durunca şoföre teşekkür edip indik. Uçağımızın kalkmasına 15 dakika vardı. Ve biz bekleme yerinde valizlerimizle bekliyorduk..
Beklemeye devam ederken

"Miran burda mı kalsaydı?"

Dedi emir.

"Neden ki?"
Diye kaşlarımı hafif çatarak sordum

"Bilmem, rahat olurdun. Yada bakıcı mı tutsak geçici süreliğine bizimle gelse. Gelincede geri çıkar işten."

"Ay bana bakıcı deme Allah aşkına Emir. Ayrıca 10 dakika kalmış nasıl yetişecek?"

"Haklısın" dedi kafasını sallayarak.

Bizim uçağımız anons edilince kalkıp uçağa doğru yol aldık. Valizlerimiz yerleşince bizde 53-54 numaralı olan koltuklarımıza geçtik. Ben derin bir nefes alıp camdan baktım. İlk defa uçağa biniyordum ve bu durum beni heyecanlandırmıştı. Yolcular tamamlanınca hostes yolculara yapmaları gerekenleri söylüyordu. Ben dikkatle dinlerken Emir hiç duymuyordu bile. Defalarca bindiği için sıkılmış olmalı bu sözlerden.

Uçak kalkmaya hazırlanırken Miran Emir'in kucağındaydı. Uçak yavaş yavaş kalkarken ben farkında olmadan Emir'in kolunu sıkıyordum.

"Eda, kolumu sıkıyorsun"
Diye fısıldadı.

"Ha pardon, ya ben çok heyecanlandım."

"Heyecanlanmanı gerektirecek bir şey yok, şimdi gözlerini kapat ve kendini iyi hisset. Bak Miran bile korkmuyor."

Dedi bana sırıtarak.

Bende dediğini yapıp gözlerimi kapatıp iyi hissetmeye çalıştım.

Uçağın önü yavaşça kalkarken benim kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Ama sonra uçak tamamen havalanınca ben tam tersi pencereden bakıp etrafı inceliyordum. Sağ tarafımda ise emir ve kucağında uyuyan bir adet Miran vardı.

Ben gözlerimi kapatıp, kafamı koltuğa yaslayarak

"Emir?"
Dedim sorarcasına

"Hm?"

"Ben ölseydim evlenir miydin tekrar? Yani sonuçta gençsin, yakışıklısın."

"Evlenirdim."
Dedi gülümseyerek. Ama benim gözlerim kapalı olduğu için bu gülümsemeyi farkedememiştim.

Ve sol dirseğimi karın boşluğuna geçirdim.

"Ha unuturdun yani hemen! Nankörsün işte. Benim kadar seni çeken olursa baş tacı et. Uyuzluklarını gıcıklıklarını her kadın çekmez çünkü."

Dedim sertçe.

"Tamam bulursam ederim."
Dedi gülmeye devam ederek.

"Küstüm!"
Dedim çocukça. Ve sırtımı dönerek pencereden bakmaya başladım.

"Eğer seni sevmeyipte başka kadınlarla evlenmek isteseydim şayet zerda'yı kovup delirmesine sebep olmak yerine, onu evime alır ve nikahı basardım. Bilmem anlatabildim mi karıcığım..?"

Dediğinde ona doğru yavaşça döndüm. Ve kafamı aşağı yukarı salladı. Zeki bir adamdı ve herşeye mantıklı bir cevap bulması beni şaşırtıyordu.

********

"Uyan."

Yine aynı ses ve yine aynı uyandırma şekli.

"Geldik mi?"

Dedim bitkin sesimle.

"Az kaldı uçak iniyor"
Dedi.

Kafamı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım.

"Miran mızmızlanıyor, sanırım acıktı."

Yanımızdan geçen hostesi durdurup sıcak su rica ettim.
Ve biberonun içindeki mamaya biraz sıcak su ilave ettim. Çalkaladıktan sonra Miran'ı kucağıma alıp mamasını içirmeye başladım. Aslında isterdim her anne gibi bende bebeğimi emzirmeyi, o hissi yaşamayı.

***************

Otele girdikten sonra ben odaya çıkıp eşyaları yerleştirmeye başladım Emir ise vakit kaybetmeden Miran ile birlikte havuza indi. Kırk kere söyledim ' 4 aylik çocuk havuza girdirilmez ' diye ama nafile.
'birşey olmaz süt çocuğu değil benim oğlum alışır zaten sende gelirsin hemen.' dedi ve indiler. Burası yaz olduğu için hava sıcaktı. Bende bu sıcakta rahatlamak için hemen bikinimi üzerime giydim ve üstünede pareyoyu geçirdikten sonra havuza indim.

Emir ve Miran'ı görünce yanlarına yaklaştım. Şenzloklarda güneşleniyorlardı.

"Ben geldimm..."

Dedim neşeli bir şekilde. Ve oğlumun yanağına bir buse kondurdum.

"Geri git."
Dedi emir. Ve ben ona boş boş bakıyordum.

"Duymadın mı ? Geri git."

"Niye?"

"Düzgün bişey giy ve sonra tekrar gel."

"Düzgünden kastın ne emir?"

"Kapalı."

"Saçmalama, hava 40 derece ve havuza gireceğim."

Deyip pareyoyu çıkarınca emir bir adımda yanıma varıp

"Kızım, giy hemen şunu."
Dedi tıslayarak.

"Ya buradaki herkes böyle ve görüyorsan hemen hemen herkesin yanında sevgilisi veya eşi var."

"Allah'ım sabır"

Dedi ve Miran'ı alıp otele doğru yürümeye başladı.

"Nereye?"

"Otelin çocuklar için bakım ve oyun kısmı var, özel olarak tutulan uzman bakıcılar var. Bari rahat yüzelim."

Dedi. Ve yürümeye devam etti. Benimde gözüme çarpmıştı o kısım. Girip bir göz attığımda harika bir şekilde ilgilenen ve Miran'dan küçük bile bebeklerin olduğunu gördüğümden güvenerek birşey dememiştim.

Havuzdan yorgunca çıktığımızda masaj yaptırmak amacıyla masaj bölümüne gelmiştim. Icerisi nane aromalı kokuyordu. Ortada büyük bir uzanma yeri vardı. Oda buharlı ve az ışıklıydı. Çekik gözlü kadın gelip bana gülümsedi. Ve birşeyler söyledi. O değilde Brezilya'da japon kadının ne işi vardi?

"I don't understand" seni anlamıyorum

Dedim. Çok iyi olmayan ingilizcemle..

Ve " I'm from Turkey."
Diye de devam ettim.

Japon olduğunu tahmin ettiğim kız bana gülümsedi.

Ortadaki uzanma yerine geçince ortamın enerjisiyle şimdiden gevşemiştim. Burnuma dolan mentol kokusu nefesimi açarken bana iyi geliyordu. Masör kız sırtımda ellerini sanki sihirliymiş gibi gezdirip rahatlatırken ben daha çok mayışıyordum. Sanırım bu masajla ben son 1 senenin vücuduma verdiği gerilimi attım..

********

Miran'ı uyutup otelin bakıcı personeline emanet etmiştim. Birde şansıma personel türkçe yi yarım yamalakta olsa biliyordu yahu!
Biz emir ile birlikte diskoya inecektik. Bakıcı yı miranla odada bıraktıktan sonra emirin koluna girdim ve büyük oldukça gösterişli otelimizin asansörüne doğru yürümeye başladık.

Asansörün kapıları açılınca asansörden indik ve yüksek müzik seslerinin geldiği yöne doğru yürüdük. Diskonun içine girdigimizde çılgınlar gibi eğlenen insanlar vardı. Emir pek şaşırmamış hatta ortamda saatlerdir varmış ve herzaman geliyormuş gibi davranıyordu lakin ben böyle ortamlarda hiç bulunmadığımdan alışık değildim tabi.

Barmenin hemen önüne oturunca Emir barmene

"Winston Kokteyl" dedi.

Barmen kafasını sallayıp onayladı. Emir ingilizceyi çok iyi konuştuğu için buradakilerle anlaşması zor olmuyordu.

Ani bir cesaretle

"Bende ondan istiyorum!"
Diye bağırdım çocukça.

Hayatımda hiç içki içmemiştim. Ama nedense şu an icmek istiyordum!

"Saçmalama, kalbin durur ölüp kalırsın başıma."

"Ya banane banane! İstiyorum ışte."
Dedim küçük mız mız bir çocuk gibi.

"La havle ve la kuvvete"
Dedi Emir yüzünü ovarak.

"Lütfen"
Dedim, adeta bir köpek yavrusu gibi bakarak.

"Hayatında ilk ve son içişin olacak."
Dediğinde kabul ettiğini anladım ve kendimce sevindim.

"Mariachi."
Dedi barmene tekrar dönerek.

Barmen ikimizinde içkilerimizi verdi.
Barmene dönüp
"Eyval-"
Diyecekken durup

"Yani şey.. Thank you."
Dedim.

Emir bana gülüp içkisini yudumlayınca bende içkimi birden kafama diktim!

OMG! Boğazım yanıyordu! Ama bu acı nedense hoşuma gitmişti.

"Birdaha istiyorum!"

"Eda.."
Dedi emir uyarıcı ses tonuyla.

"Ya zaten ilk ve son içişim değil mi? Bırak içeyim işte!"

Dedim ve bardağı tekrar barmene uzattım. Ve doldurmasını işaret ettim...

*******

"Hava bugün daha sıcak!
Seni gördüğüm o andan beri..
Kafesi parçalayıp attım
Özgürdüm sevebilmek için seni!"

"Eda sus! Etrafımızdakiler bize bakıyor. Kırk kere dedim bu kadar içme diye. Düzgün bile yürüyemiyorsun. Hadi hızlı olda girelim şu lanet odaya."

"Yaz meyvesi tadında!
Dondurma gibisin..
Birazcık yesem çok çabuk erir misin?
İki tane almayalım
Paylaşmak güzeldir!
Dudaklar buluşsun
Yooooooook!
Dur demeyelimm.."

"Eda sus diyorum sus!"

"Emiiir!! Seniiii seviyorum...."

"Dur düşeceksin!"

"Kapı kilit kartı nerede! Hah buldum. Gir şu odaya gir, gir."

Girdim. Ve kendimi yatağa attım.. Kafam tam anlamıyla 1 milyondu. Çok mutlu hissediyordum.. Kahkaha atmak şarkılar söylemek istiyordum. Çok enerjiktim!

Emir bakıcıyı yolladı ve uyuyan miran'ı kontrol etti. Odada beşik vardı bebeği olan ailelere veriyorlardı.

"Ben bir kahve yapayım."
Diyen emir'i kolundan tutarak yatağa çektim. Ve tam olarak üstüme düştü. Gözleri dudaklarımdaydı.. Yaklaşarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ve gözlerimizi kapattık.. Ben gözlerimi kapattığımda birdaha açamadım, yorgun düşmüş ve alkol dolayısıyla uykuya dalmıştım.. Veya bir başka deyimle Sızmıştım..

BEN GELDIM! Bölüm nasıldı?
BOL BOL YORUM ISTIYORUM ONA GÖRE CANLARIM💕
BAKIN SIZI IHMAL ETMEYIP HEMEN HEMEN HERGÜN BÖLÜM YAZIYORUM.. EMEĞE KARSILIK LÜTFEN💗💓💕💜

SIZLERİ SEVIYORUM..😍😘

Continue Reading

You'll Also Like

302K 7.4K 49
Hayatın ne getireceğini kimse bilemez Töre dedikleri lanet şey her kızın hayatını çalmak zorunda mı? Hayat bu kadar aciz ve acımasız mı olmalı? Kale...
407K 10.3K 42
Ben ne yapmalıyım şimdi Bütün hayatımdan vazgeçip bir kızın hayatını mı düşünmeliyim ? yoksa O kızı hiçe sayıp vicdanımla bütün bir ömür boyu mu yal...
354K 9.9K 57
Alın yazımmiş kim bilirdi dehşetin içinde benim gibi töre kurbanı olan rezan ağanın esiri olacağım ben kim miyim TUJELA .... Gizem -gerilim20 Genel...
1.1M 29.8K 65
Zine Beritan . Beritan aşiretinin namsalmış güzellikteki yegane incisi. Töreye kurban edilmiştir. Mirhan Bayki . Bayki aşiretinin ağası. Adaletli ve...