Medya: Damlanın bar'da giydiği elbise.
Bu bölümü en sevdiğiniz şarkıyla okuyun.
Aşk nasıl birşeydi? Peki ya sevgi? Mutluluk? Heyecan? Hayatım boyunca yaşamadığım o duyguları şimdi aynı anda yaşıyordum. Hayatım boyunca hep kendi halimde yaşadım. Benim bu yanlızlığımın arasında Aşık olmaya fırsatım olmadı hiç.
O kahverengi gözler gözlerimi esir almaya devam ediyordu. Hissettiğim duygular çok karışıktı. Heyecanlıydım çünkü nefesini hissedebiliyordum. Daha önce abim dışında hiç bir erkekle bu kadar yakınlaşmamıştım. Bi taraftan da abime yakalanma korkusu vardı içimde.
Arkamı dönüp elimi arabanın kapısına koydum açmak için bir hamle yapacakken benden önce davranıp elini kapıyı koydu ve beni tekrar kendine döndürdü.
Neden işi bu kadar zorlaştırmak zorunda? Abim yakalamadan gitmeliydim. Ama bırakmıyordu.
"Görkem bırak beni. Gitmeliyim."
Dedim tedirgin sesimle.
Kafasını iyice kafama yakılaştırdı. "Burada ne işin vardı?" Nefesi yüzüme çarparken yutkundum. Cevap vermek için Dudaklarımı aralamıştım ama tam kapının önünde telefonla konuşan abim görüş açıma girdi.
Arkası dönük olduğu için beni göremiyordu.
"Lanet olsun! Çekil lütfen." Gözlerim tekrar arkamızdaki abime kaydığında görkem de gözlerini oraya çevirdi.
Arkaya dönmesini fırsat bilerek süzülüp arabayla arasından çıktım. O bana anlamayan bakışlar atarken hızla arabaya binip çalıştırdım.
Umarım beni görmemişdir. Hem görkemin orada ne işi vardı? Neden dövüşüyordu?
Sonunda eve gelebildiğimde hemen odama çıkıp pijamalarımı üzerime geçirdim.
Alev ortalıkta görünmüyordu. Kaç gündür onu da çok ihmal etmiştim. Alevin odasına gidip kapıyı araladığımda mışıl mışıl uyuduğunu gördüm. Onun bu haline gülümsemeden edemedim. Kapıyı kapatıp tekrar odama geçtiğimde telefonumun zil sesini duydum. Yatağımın üstüne fırlattığım telefonumu elime Aldım. tam aramaya cevaplandıracakken kapanmıştı.
Yabancı bir numara aramıştı hemde 12 defa. Tekrar aramak için arama tuşuna basacakken aynı numaranın tekrar aradığını gördüm. Telefonu açıp kulağıma tuttum.
"Efendim?" Dedim sakince.
"Bana orada ne işin olduğunu ve neden kaçıp gittiğini söylemen için 10 saniyen var!" Görkemin sinirli sözleri üzerine derin bir nefes aldım.
"Numaramı nerden buldun?" Diyerek konuyu değiştirdim.
"5 saniyen kaldı" dedi beni takmayarak.
"Bunları sonra konuşalım. iyi geceler." Diyerek aramayı sonlandırdım. Görkemin numarasını da rehberime 'Tescilli öküz' diye kaydettikten sonra kendimi yatağa bıraktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Damla! Uyan!" Gözlerimi aralayıp karşımda bağıran Aleve baktım.
"Neler oluyor" dedim ayılmaya çalışırken.
"Yine Kâbus görüyordun. Ben Yemeği hazırladım yüzünü yıka da gel." Deyip odadan çıktı.
Terden sırılsıklam olmuş kıyafetlerimi çıkartıp kirli sepetine attım ve duş'a girdim.
Güzel bir duş aldıktan sonra üzerimi giyindim. Tam dışarı çıkacakken telefonumun bildirim sesiyle gelen mesaja baktım.
Kimden; Tescilli öküz
Akşama hazırlan seni bir yere götüreceğim.
Kime; Tescilli öküz
Nereye gideceğiz?
Mesajı atıp bir kaç dakika bekledikten sonra cevap gelmişti.
Kimden; Tescilli öküz
Benim mekâna. Soru sormaya kes ve hazırlan."
Görmeyeceğini bilsemde gözlerimi devirdim.
Dolabıma yönelip kıyafetlerime göz gezdirdim. Gözüm dizimin iki karış üstünde krem rengine benzer elbisemde takıldığında elime Aldım ve yatağımın üzerine koydum.
Elbisenin hangi renk olduğunu tam çözemesemde güzel bir elbiseydi.
Mutfağa girip birşeyler atıştırdıktan sonra hazırlanmak için odama çıktım Aleve söyleyememiştim çünkü güney ile buluşmak için çıkmıştı.
Bugün çok güzel olmak istiyordum. Evet çok zor biliyorum ama görkemi etkilemek istiyorum. Gerçi görkem görünüşe önem veren biri değildi. Ayrıca neden onu etkilemek istiyorum onu da bilmiyorum.
Elbiseyi üzerime geçirdikten sonra saçlarımı Dalgalı bir model yapmayı tercih etmiştim. Makyajımı da yapıp Topuklu ayakkabılarımı giydim. Üzerime biraz parfüm sıktıktan sonra boy aynasına geçip kendime baktım.
Güzel olmuştum. Hemde fazlasıyla dudaklarımda hafif bir tebessüm oluştu. Genelde makyaj yapmazdım. Ve elbise tercih etmezdim pantolon her zaman favorimdi.
Telefonumun zil sesini duyduğumda elime Alıp aramayı cevapladım.
"Geldim Dışarı çık." Dedikten sonra birşey dememe fırsat vermeden telefonu suratıma kapattı.
Kendime aynada son kez bakıp dışarı çıktım. Siyah arabasına yaslanmış bekliyordu.
Üstünde beyaz tişort siyah Pantolon ve ceket vardı. Ve mükemmel görünüyordu. Bu kadar kusursuz olmak zorunda mı? Yavaş adımlarla yanına ulaştığımda beni baştan aşağı süzüp gözlerini gözlerimde sabitledi. Etkileyici bir şekilde sırıtarak arabaya bindi.
Tabiki kapımı felan açmamıştı. Bu öküzden bunu beklemiyordum zaten. bende arabaya binince yola çıktık.
Yol boyunca konuşmamıştık. Arada sırada gözlerini üzerimde yakalamıştım. Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım. Burası bir Bardı. Neden beni bara getirdiğini merak etsemde bir şey sormadım.
Arabadan inip bar'ın içine girdiğimizde Yoğun sigara ve Alkol kokusu burnuma gelmişti. istemsizce yüzümü buruşturdum. Bütün bar tıklım tıklım doluyken görkem için ayrılan yer boş ve güzeldi. Görkem elimi tutup beni oraya yönlendirdiğinde bardaki insanların bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Tabiki hepsi görkemi tanıyordu. Hem benim mekân demişti. Yani demekki burası onundu.
Görkem beni oturtup kendiside yanıma oturunca görkemin arkadaşları da karşımıza oturdu. Ortamda sessiz bir bakışma geçiyordu. Müzik sesi fazla olduğu için görkeme yaklaşıp kulağına fısıldadım.
"Neden buradayız?" Bana sırıtarak baktıktan sonra "eğlenmek için" diyerek cevapladı sorumu.
"Eğlenelim o zaman. Dans edelim mi?" Diye sorduğumda "Ben dans etmem." Diyerek cevapladı.
Ona gözlerimi devirerek diğerlerinin sohbetini dinlemeye başladım. Anlamsız şeyler konuşuyorlardı yada ben anlayamıyordum.
Görkemin kulağına yaklaşıp "Tuvalete gitmem gerekiyor." Dedikten sonra ayağa kalktım. Kafasıyla beni onaylayınca masadan uzaklaşıp tuvalete doğru yol aldım.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra elimi kağıt havluya silip tekrar içeri döndüm. Gözlerim bizim olduğumuz masaya kayınca öylece yerimde kalakaldım. Dolmaya başlayan gözlerimi umursamadan bakmaya devam ettim. Görkemin kucağında bir kız vardı! Görkem kızı takmadan grubuyla konuşuyordu ama kız onun boynunu sömürüyordu ve o da izin veriyordu.
Sinirliydim. Hem ona hem kendime. Beni buraya neden getirdi? Bunun için mi? Bir yanım gidip kızın pestilini çıkartmak istesede diğer yanım hemen burdan gitmem gerektiğini söylüyordu. En baştan burda olmamalıydım onunla.
Kırgındım. Fazlasıyla. Adımlarımı dışarı yönlendirdiğimde görkemin arkadaşlarından biri beni görmüştü. Hiç takmadan dışarı çıktım. Eve gitmek ve yorganımın altında saatlerce yatmak istiyordum. Bir taksi bulmak için bakındım ama burası ıssız bir yer olduğu için taksi geçmiyordu. Boşverip yürümeye başladım.
Kolumun çekilmesiyle o tarafa döndüm.
"Derdin ne senin! Ne işin var burada?! Nereye gidiyorsun?" Görkem sinirle soluyordu. Ama ben daha sinirliydim.
Kolumu tutan elini hızla ittim.
"Asıl senin derdin ne?! Ne için geldim ben buraya görkem? O kızlarla yaptıklarını izlemek için mi?" Bağırmıştım. içimde Alevler saçan volkanları söndüremiyorum. Sinirliydim.
Bütün gücümü kullanarak onu hızla ittim. Ama yerinden oynamadı tabi.
"Sakın bana yaklaşma!" Dedikten sonra tekrar gitmek için arkamı döndüm. Ama çok geçmeden kolumdan tutulup süreklenmeye başladım.
"Ne yapıyorsun?! Bırak beni!" Dediğimde beni hiç takmayarak yürümeye devam etti. Barın içine girdiğimizde kolumu bırakıp bağırmaya başladı.
"Herkes lanet olası çenesini kapatsın. Müziği kesin!" Diye kükrediğinde herkes olduğu yerde durmuş müzik kesilmişti.
Kimse konuşmuyor sadece bizi izliyordu. Üzerimdeki bakışlardan rahatsız olsamda belli etmedim.
Görkem bana döndüğünde yanıma ulaşıp gözlerini gözlerime dikti.
"Seni buraya getirdim çünkü..." dediğinde devamını getirmedi. Çünkü Duygusal bir şarkı çalmaya başladı. Elini elime uzatıp elimi tuttuktan sonra beni kendine çekti. Bedenim onun bedenine çarpınca sanki elektrik çarpmış gibi olmuştum. Şoktaydım böyle birşey yapmasını beklemiyordum.
Şarkı yavaş ritmiyle çalmaya devam ederken ellerini belime koydu benim ellerimi de alıp boynuna koyduktan sonra dans etmeye başladı. Şaşkınlıktan öylece kalsamda sonunda bende ona katılarak dansa eşlik ettim.
Biz Barın ortasında dans ederken herkes şaşkınlıkla bizi izliyordu.
"Dans etmem demiştin." Dediğimde yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu. Yavaşça kulağıma yaklaşıp nefesi kulaklarıma çarparken konuşmaya başladı.
"Etmezdim. Şimdiye kadar kimseyle dans etmedim. Şu ân'a kadar."