CORDELIA

By Beyza_sari_

41.8K 2K 610

Cordelia, bir İzmir kızının ismidir... İzmir'in Karşıyaka'sındaki kızın ismi... Karşıyaka'nın ismi... More

CORDELİA
İzmir'e Merhaba...
Büyük Buluşma
Şüphe...
Bırak Yansın!..
O Benim!..
Okyanusta Bir Damla
Tanık
İşte Şimdi Yandım!
Plan
Yapalım Şu İşi
Kurtulduk
Günün Sonunda, Hayat Bir Ders
Günün Sonunda Hayat Bir Ders (Part II)
Teklif
Başlıyoruz
Tehlike Çanları
Sen Nerden Çıktın?
Kuzen (!)
Dayımın Oğlu!
İşler Karışıyor
Yarış
Gidemem!
Kaçış Biletlerim
Gidelim Bu Şehirden
Hayat Devam Ediyor
Dönmek mi?
Düğün (part I)
Düğün (part II)
Yüzleşme
Bitmeyen Gecenin Laneti
Suçlu Kim?
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak
Gerçekler
Umarım Bir Elveda Değildir
SONUN BAŞLANGICI (FİNAL)
Teşekkür
Ben geldim :)
Özel Bölüm

Oyun

961 59 19
By Beyza_sari_

MULTİMEDYA : CANER

Basketbolu anlamama yardımcı olan arkadaşım Furkan'a teşekkür ediyorum :)


İyi okumalar :))


Ela'nın ağzından:

"Ah!" Yüzüme çarpan yastık! Ahsen bu sefer bittin. Gözümü açmadan başımın altındaki yastığı fırlattım.
"Yuh! Yavaş kızım ya!" Gözümü açtım. Ayy Sena'yı unutmuşum.
"Kafamı kırdın Ela!" Gülümsedim.
"Böyle kaldırırsan öyle olur."
"Tamam ya of! Zaten kafamı kırdın. Hadi hazırlan bekliyorum."

(...)

Okula girdiğimizde bütün gözler bize döndü. E normal yani. Geldiğim günden beri kavga oluyordu. Başkası olsa bende dönüp bakarım. Ama bu çok rahatsız edici bir duygu. Yani insanlar böyle bakınca acaba kulaklarımla gözlerim yer mi değiştirdi diye düşünmüyor değilim. Sena 'takma' dercesine kolumu sıktı. Gülümsedim.

Sınıfa girdiğimde Büşra ve İpek yine bakışlarını ok gibi fırlattılar. Umurumda mı? Hayır, pek sanmıyorum. Onlara gözümü devirerek sırama oturdum. Caner'in kapıdan içeriye girdiğinde surat ifadesi çok donuktu. Daha sonra gözleri beni bulunca gülümsedi, yanıma oturdu.

"Merhaba." Dedi.
"Merhaba. Nasılsın bu gün? Canın acıyor mu?" Endişelenmiştim. Çünkü Bora dün karnına tekmeyi basmıştı.

"İyiyim. Merak etme. Bil bakalım bu gün ne var?" dedi. Ona gülümsemek yakışıyordu. Keşke Bora'nın hediyesi olan şu yara dudağında olmasaydı.

"Imm. Bilmem."

"Bu gün beden dersi var." Benim için normal bir dersti ama Caner sporcu olduğu için onu sevindirmiş olmalı. Fazla tepki vermediğimi görünce surat astı.

"Unuttun değil mi?"

"Neyi?" Neyi unutmuş olabilirdim ki?

"Sana basketbol öğretecektim hani? Ela unuttun değil mi?" Aslında tamamıyla unutmuştum. Ama Caner öyle bakınca dayanamadım.

"Aslında unuttum." Dudağımı dişledim. "Ama öğret." Gözlerim sınıfa giren Bora'ya kaydı. Yanımda Caner'in oturmasına aldırmadan geldi.

"Günaydın Ela. Bu gün daha iyi hissediyor musun?"

"Evet, daha iyiyim sağol." Caner' e bakış atıp yerine oturdu. Caner, bana soru soran gözlerle bakıyordu.

"Dün basit bir bayılma geçirdim de."

"Bilmiyordum. Şimdi iyi misin? Neden bayıldın?"

"Bu kadar endişelenecek bir şey değil. Dedim ya basit bir şey."

"O yanında mıydı?" Gözleriyle bize bakmakta olan Bora'yı işaret etti.

"Tesadüf olarak, evet."

Ders matematikti. Çok severim(!). Dinlesemde anlayamadığım için kafamı sıraya koydum. Kafama bir şeyin çarptığını hissettim. Biri kağıt atmıştı. Kafamı sola döndürüp baktığımda İpek'in bana baktığını gördüm. Kağıdı açtım.


'AFERİN BORA'DAN UZAK DURUYORSUN. BÖYLE DEVAM ET YOKSA CANINI YAKARIM.'


Of! Yine mi? Buz gibi bakışlarımı İpek'e çevirdim. Ne hakla tekrar tehdit ediyordu?

"Evet gençler burayı da anladıysanız geçiyorum." Dedi hoca. Ela, hızlı düşün diye komut verdim kendime.

"Durun hocam!" dedim.

"Ela anlamadıysan tahtaya gel." Ne? Hayır!

"Yo, hayır. Ben anladım da İpek anlamamış. Yani bana öyle dedi." Evet bu saatten sonra ölü bir insanım ben. Sena bana döndü. Şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuştu. Ve bütün sınıf dönüp İpek'e baktı. Bende tek kaşımı kaldırarak ona döndüm.

"İpek gel bakalım tahtaya." Hoca tahtaya soruyu yazdı.

"Hocam şey, ben aslında anladım." Hadi bakalım İpek tehdit etmek kadar kolay mı soru? Sanırım beynimi şeytan işgal etmişti.

"Tamam o zaman anladığını göster." Hoca'nın sesinden sinirlenmeye başladığı belliydi. "Akşama kadar seni bekleyemeyiz İpek. Şimdi, hemen buraya gel."

İpek oflayarak ayağı kalktı. Geriye yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım. İpek beni adeta gözleriyle olduğum yere çiviledi. Tahtaya doğru yürüdü. Ve zil çaldı. Zaten bende de şans yok ki. İpek hocaya yapmacık bir gülümsemeyle kalemi geri verdi. İşte şimdi öldüm ben. Sena kolumdan çekişirdi ve sınıftan çıktık.

"Ne yaptın öyle?"

"Derste bana kağıt attı. Yine tehdit etmeye kalktı. Bende kendimi ezdirmedim."
Güldü. "Rezil oluyordu az kalsın."

"Sena bir dakika bakar mısın?" Tuna'nın sesiyle gülmeyi kestik. Sena ona doğru döndü ve birkaç adım uzaklaştılar. Artık Tuna ne söylediyse gözleri kocaman oldu. Sonra bana dönüp sırıttı. Allah allah acaba ne oldu ki? Tuna bana selam verip gitti ve Sena oldukça heyecanlı bir şekilde yanıma geldi.

"Çıkışta Karşıyaka'ya gidiyoruz."

"Bu da nerden çıktı?"

"Hiç ya gezeceğiz işte biraz."

"Sena, kaseti ne çabuk unuttun? Hani bu gün yakacaktık?"

"Kaçmıyor ki evde duruyor zaten. Hadi kabul et."

"Of. İyi tamam."

(...)

Son dersteyiz. Nihayet! Ve ders beden. İpek matematik dersinden sonra bana daha da kötü bakmaya başladı. Korktum açıkçası. Ama bana bulaşmasaydı bende ona bulaşmayacaktım. Yani kendi kaşındı.

Spor salonuna girdim. Herkes bahçedeydi ve bana da Caner basketbol öğretecekti. Elinde top beni bekliyordu.
"Hadi Ela başlayalım. Hazır mısın?"
Derin bir nefes aldım. "Hadi başlayalım."

Caner'in ağzından:

Ela'dan hoşlanıyorum. Bora'nın da benimle aynı duyguları taşıdığını tahmin ediyorum. Hatta eminim. Bana okulun ortasında yumruk attığında daha da emin oldum. Aramız hiçbir zaman iyi değildi. Maç sırasında olurdu kavgalarımız. Ama bu sefer maç yoktu ortada. Bu... başka bir meseleydi.

Aslında Bora'nın bana yumruk atması işime gelmişti. Ela bana daha da yaklaşmıştı. Ve o an iyi ki Bora'ya karşılık vermedim diye içimden geçirdim. Kızlar şiddetten hoşlanmazdı. Bana pansuman yaparken gözlerimi o mavi gözlerden alamıyordum. Bu ip üzerinde yürümek gibi bir şeydi. Yanlış yaparsam düşerdim ve Bora galip olurdu. Ela'yı ona kaptırmaya hiç niyetim yok.

Spor salonunda ben derin düşüncelere dalmışken bana melodi gibi gelen o küçük ayak seslerini duydum.

"Hadi Ela başlayalım. Hazır mısın?"
"Hadi başlayalım." Dedi. Topu elime alıp sektirmeye başladım.

(...)

Ona pas atmayı öğrettim. Aslında oldukça iyiydi. Hareketleri çabuk kavrıyordu. El değiştirme taktiğini de kapmıştı.
"Daha önce oynamadığına emin misin?"

"Kesinlikle eminim. İlk defa seninle oynuyorum." İlk defa benimle oynuyordu! Yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım.

"Şimdi atışlara geçelim." Dedim.

Gülümsedi. "İstersen bu gerçek bir maç olsun." Dedi. Gülümsediğinde beliren gamzeleri gördüm. Hep gülsün istiyordum. Onu ben mutlu etmek istiyordum.

"21'de bitsin mi? Daha fazla yorulmanı istemem." Dedim. Nefes nefeseydi.

"Tamam." Dedi ve beni şaşırtarak bir üçlük attı.

"Vayy! Çok iyi!" dedim. Tekrar gülümsedi.

Ona öğrettiğim taktikleri çok güzel kullanıyordu. Onun 18 benimse 19 sayım vardı. İyice hırslanmıştı. Sürekli el değiştirip beni şaşırtmaya çalışıyordu. Hamlesini tahmin edebiliyordum. Sonuçta ben öğretmiştim. Sağa doğru yöneldiğinde bende yöneldim. Ama ani bir hareketle soldan tekrar üçlük attı. Hayretle ona baktım.

Çığlık atıp yerinde zıplıyordu. Hızını alamayıp bana sarıldı. Çok ani olmuştu. Kendime gelmem bir iki saniyemi aldı. Bende ona sarıldım.

Öksürük sesiyle kendime geldim. Bora kapıda durmuş bizi izliyordu. Gözlerinden bir duygu geçti. Kıskançlık mı? Ela benden ayrılıp Bora'ya baktığında fark ettim; Bora'nın elinde bir tane kırmızı gül vardı...


Continue Reading

You'll Also Like

A0023 By ruhperver

Science Fiction

842K 71K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...
SEVDAM By arzu ozer

General Fiction

1.7K 237 24
Yaşı değil yaşadıkları büyütürmüş insani;bende yaşarken büyüdüm. Mutlu olmaktı tek hayalim;bilemedim kaderin başıma getireceklerini...Hayatım acıdan...
785 191 6
Acı güçlendirdi beni, sen ise benim en büyük acımdın. Alper ve Emina Psikoloji 3.sınıf öğrencisidir. Birbirini 17 yaşından beri tanıyan iki kişi, Al...
2M 96.8K 54
"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi...