YENİ PATRONUM 2

By sarviyan

1.3M 72.5K 10.9K

TÜM KİTAP YAYINDA !! More

YP 2 / BÖLÜM / 1
YP 2 / BÖLÜM / 2
YP 2 / BÖLÜM / 3
YP 2 / BÖLÜM / 4
YP 2 / BÖLÜM / 5
YP 2 / BÖLÜM / 6
YP 2 / BÖLÜM / 7
YP 2 / BÖLÜM / 9
YP 2 / BÖLÜM / 10
YP 2 / BÖLÜM / 11
YP 2 / BÖLÜM / 12
YP 2 / BÖLÜM / 13
YP 2 / BÖLÜM / 14
YP 2 / BÖLÜM / 15
YP 2 / BÖLÜM / 16
YP 2 / BÖLÜM 17
YP 2 / BÖLÜM / 18
YP 2 / BÖLÜM / 19
YP 2 / BÖLÜM / 20
YP 2 / BÖLÜM / 21
YP 2 / BÖLÜM / 22
YP 2 / BÖLÜM / 23
YP 2 / BÖLÜM / 24
YP 2 / BÖLÜM / 25
YP 2 / BÖLÜM / 26
YP 2 / BÖLÜM / 27
YP 2 / BÖLÜM / 28
YP 2 / BÖLÜM / 29
YP 2 / BÖLÜM / 30
YP 2 / BÖLÜM / 31
YP 2 / BÖLÜM / 32
YP 2 / BÖLÜM / 33
YP 2 / BÖLÜM / 34
YP 2 / BÖLÜM / 35
YP 2 / BÖLÜM / 36
YP 2 / BÖLÜM / 37
YP 2 / BÖLÜM / 38
YP 2 / BÖLÜM / 39
YP 2 / BÖLÜM / 40
YP 2 / BÖLÜM / 41
YP 2 / BÖLÜM / 42
YP 2 / BÖLÜM / 43
YP 2 / BÖLÜM / 44
YP 2 / BÖLÜM / 45
(Sezon Final - İkinci Serinin Sonu)
3. KİTAP İSİM İSTEKLERİ - 3 ADET ÖNEMLİ DUYURU

YP 2 / BÖLÜM / 8

29K 1.9K 288
By sarviyan


"Ama... Ama sen... Sen...?"

"Evet, ama ben? Devamını getir, eee?"dedi üzerime yürüyerek. Kızgın bakışları, çatık kaşları, sinirden kızaran yüzü ve evet o parfüm kokusu.

"Aras..."dedim dolan gözlerimle. Bir kaç saniye daha öylece göz bebeklerine baktıktan sonra boynuna atladım.

"Bilemezsin, sen yokken ne çektim bu evde bilemezsin. Sana her şeyi anlatacağım Aras. Söz veriyorum."dediğimde sarılmama karşılık bulamamıştım. Üstüne üstlük kollarımdan tutulup itilmiştim.

"Ne yani? Kaçırıldıktan sonra Mert'e mi aşık oldun? Bu musun sen?"

Boynundan kollarımı attıktan sonra tekrar üzerime yürümeye başlamıştı. Ne diyeceğimi bilemiyordum, gördüğü durum her ne kadar yanlış anlaşılmaya müsait olsa da, ben onun için yapmıştım her şeyi, onun ve Sibel'in için.

"Aras, çok yanlış anladın sen... Be-Ben..."

"Sen ne Ayza!"dedi bağırarak. İşte o damarlar çıkmıştı.

Hasret gidermenin zamanı değildi lakin şu anda dökülen göz yaşlarımın ona kavuşmanın verdiği mutluluk gözyaşları olduğuna adım gibi emindim. Düşünsenize, aylar sonra kocanızı ve en çok özlediği siniriyle karşı karşıyasınız.

"Aras bey, polis Ayça'yı yakalamış."

Arkamı döndüğümde büyük cüssesi ile öylece kapıda duran Cihat, adeta gözlerime hitap ediyordu aylar sonrası.

"Cihat, inanmıyorum. Sen."dedim gülerek.

Ona sarılmak için hızlıca koşarken duyduğum sesle ikinci adımımda çakılı kaldım.

"Koşmak yasak!"

Adeta mutfak inlemişti.

"Cihat, Sibel'i yukardan al arabaya götür."

Kafasını onaylar anlamda salladıktan sonra kapı pervazından ayrılan Cihat hızlıca yukarı çıktı. Bense... Hala olduğum yerde çakılıydım.

Arkamdan duyduğum ses kulağıma adeta rüzgar gibi girmiş, bütün vücudumu ürpertmişti.

"Demek ona aşkım diyorsun ha!"

Kulağıma eğilen Aras, sesini olabildiğince kısarak söylemişti.

"Aras anlamıyorsun. Ben sana..."

Uyuşuk adımlarla karşıma geçen Aras, ellerini cebine koyup beni alayla dinliyormuş havasına büründü.

Çalan telefon sesiyle eline telefonunu alıp konuşan Aras, bütün cümleleriyle adeta beni iğneliyordu.

"Evet, iki yüzlüyü bulduk."

"..."

"Evet, odası hazır mı? Etrafına korumalar yerleştirdiniz mi?"

"..."

Duyduğu cümleyle gözlerime baktı.

"Oraya gittiğinde buradakinden bir farkı olmadığını anlayacak. Ona çıkmak yasak. Doğuma kadar orada kalacak. Doğumdan sonra ise..."

Sinirle kaşlarımı çattıktan sonra omzuna vurdum.

"Yeter artık, kes şunu! Benden şüphelenmeyi sana olan aşkımı sorgulamayı kes. Buna hakkın yok, beni aylarca bu evin içine tıkılı bırakıp bulamadın, neler çektiğimi hayal bile edemezsin."

Telefonu kapattıktan sonra yavaşça buzdolabına doğru yürüyüp buzdolabının kapağını açtı ve kaşlarını kaldırarak çilek dolu tabağı çıkartıp yere fırlattı.

"Bana pek de zor durumda kalmışsın gibi gözükmüyor."

"Anlamıyorsun... Ben Mert'le..."

"Kes şunu."

"Aras, Sibel'in yiğenimin olup olmadığını söylemem için elime herhangi bir fırsat geçmemişti. Müsade etmemiştin. Bu da ona dönüyor. Sakin ol ve dinle."dediğimde karnıma giren müthiş bir sancıyla çığlık attım.

"Ah...!"

"İyi misin?"

Korkuyla göbeğimden tutup beni doğrultmaya çalıştı.

Gözlerimiz arasında bir kaç milim vardı. Sancı geçmişti, lakin şu anda yüreğimdeki sancı kesintisiz ağrı pompalıyordu.

"Evet iyiyim. Son zamanlarda çok sık sancı giriyor."

Göbeğimde oluşan bir kaç dalgalanmayla birlikte çocuklarımın uyandığını anlamıştım. Tekme atıyorlardı. Aras beni umursamadan eğildi ve göbeğime kafasını koyup dinlemeye başladı.

Bir kaç dakika boyunca onu izledim. Hissediyordum, kuşkusuzca kötü bir şeyler hissediyordum, sanki onu bir daha bu kadar uzun süre izleyemeyeceğimi, ona bir daha bu kadar yakın olamayacağımı keskin bir şekilde hissediyordum.

"İkizler."diyebildim sonunda.

Birden bire başka bir dünyadan bizim dünyamıza gelmişcesine irkildi ve kafasını kaldırıp göz kontağı kurdu. Sesi her ne kadar sert çıkmak istese de yumuşuyor ama kaşları sesine zıt gitmekte ısrar ediyordu.

"Cinsiyetlerini Tufan abi söylemiyor, cinsiyetleri ney?"

"Bir koşulla söyleyeceğim. Bana olanları anlatmak için bir fırsat vereceksin."

Kaşlarını çatarak kafasını sağa çevirdi ve düşünmeye başladı.

Mutlulukla üzüntüyü, korkuyla heyecanı, sevgiyle huzursuzluğu aynı anda hissediyordum şu anda. Esasen karışık bir şeyler hissetmeli ve stres olmalıydım, lakin bu bütün duygularımın arasında en ağır basan Aras'a olan özlemimdi ve o da şu anda çok güzel bir şekilde gideriliyordu. Bu yüzden ne Aras'a şu anda ona olan aşkımı sorguladığı için kızabiliyordum, ne de bana olan güvensizliği zoruma gidiyordu. Şu anda hissetmek istediğim tek duygu AŞK.

Bir kaç adım atıp yaklaştım terleyen bedenine, omuzlarından tuttum ve yüzünü bana çevirip gözlerime bakmasını sağladım.

"Ben hala eski Ayza'yım, seni çılgınlar gibi bekleyen, bu evin resmini sana çizen, seni deli gibi isteyen... Ben O'yum. Ve sen yine her şeyi yanlış anlayarak kaderimizi değiştirmeye çalışıyorsun. Yine beni üzeceksin, yine sebepsiz düşmanlık, yine sebepsiz mesafe olacak aramızda."

Kaşlarını çatarak bütün bu olanları dinlerken elleri omuzlarında olan ellerime kaydı.

"Birincisi..."dedi ellerimi omuzlarından çekip tekrardan boşluğa iterek.

"Eskiyi bahane edip yeni yarattığın kusurları kapatamazsın. İkincisi, seni asla affetmeyeceğim."

Bana olan güvensizliği, aşkla değilde sinirle bakan gözleri kırıyordu. Nefes nefes kırıyordu yüreğimi.

Arkasını dönüp kapıya yetiştiği sırada konuştum.

"Bana bunu yapamazsın."

Arkasını dönmeye gerek bile görmedi. Kafasını yan çevirip konuştu.

"Bu yaptığın zoruma mı gitti sanıyorsun, sence buna üzülecek kadar değer veriyor muyum sana?"

Aldığım nefes bıçak gibi söylemem gereken sözleri bir bir keserken, söylediği cümle kulaklarımda yankılanıyordu.

Dengemi sağlayamayıp, yanımdaki sandelyenin sırt kısmından destek aldım.

Oluşan stres karnıma ve bebeklerime saplanırken, hissettiğim acı... Aylarca bu evde olmama rağmen bu kadar üzülmemiş, kırılmamış, harap olmamıştım.

"Ayza hanım."dedi koluma giren Cihat.

Ağlamaktan yavaş yavaş kızarmaya başlayan gözlerimi Cihat'a çevirdim.

"Sen bana inanıyor musun Cihat?"

"Ben Mert'in bu amacını biliyordum Ayza hanım, sizi elde etme amacını. Eminim bu yaptığınız Aras beye ulaşmanız için bir yoldur. Lakin bunu Aras beyin sindirmesi biraz zaman alacak. Sizin sadece sakin olmanız ve çocuklarınıza bakmanız gerek."

Gözümden akan bir kaç damla yaşla birlikte kafamı onaylarcasına sallayıp Cihat'a yaslanarak yürümeye başladım.

Kapıdan dışarı çıktığımızda derin bir nefes aldım. Aylarca içime çekemediğim derin özgürlüktü akşamın soğuk nefesi.

"Cihat, Sibel'i kendi arabanla götür. Ben Ayza'yı alırım."deyip cebinden anahtarı çıkarttı ve arabaya doğru yöneldi.

"Aras baba."

Duyduğu sesle yerinde çakılı kalan Aras, arkasını dönmekle dönmemek arasında gidiyordu.

Cihat'ın arabasının önünde olan Sibel hızla Aras'a koşup bacaklarına sarıldı.

"Baba geldi anne. Bak baba."

Aras ne bir tepki veriyor, ne de en ufak bir özlem belirtisi gösteriyordu.

"Baba Mert bana kızdı."

Duyduğu cümleyle hiddetle kafasını Sibel'e çevirip eğildi ve gözleriyle bağ kurdu.

"Ne yaptı sana?"

"Mert kızdı ama annem ona bağırdı. Kavga ettiler. Mert anneme çok kızdı. Baba korktum Mert annemi dövecek diye."dedi ve büzülen dudağıyla Aras'ın boynuna sarıldı.

"Baba Mert anneme daha önce vurdu."dediğinde çatılan kaşları beni buldu.

Aslında vurmamıştı, sadece sinirlendiği için kolumdan tutup mutfağa götürmüş ve bana göz dağı vermek için bir kaç tabak kırmıştı. Lakin tuttuğu kolum ertisi gün mosmor halka halindeydi.

Bir kaç saniye boyunca gözlerime öyle baktıktan sonra beni dinleyip dinlememe kararını artık ona bırakmıştım. Eskisi gibi zorlamayacak, defalarca lafımın bölünmesi zorunda kalmayacaktım.

"Sen Cihat abiyle git. Geliyoruz babacığım."

İşte, Sibel ilacını almıştı.

Aslında ilaç alma sırası bendeydi...

ŞİMDİDE, MİZAH SEVERLER İÇİN, PROFİLİMDEKİ KAŞINTI KİTABINA KOŞALIM BAKALIM =) 

Continue Reading

You'll Also Like

7.2M 414K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
LİDER By Ally

Teen Fiction

941K 38.6K 56
Yüzünde bu zamana kadar hiç görmediğim tuhaf bir ifade belirdi. Yana doğru bir adım atıp kulağına doğru eğildiğimde sessizce fısıldadım: ''Sana bir s...
813 253 44
Kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve zorluklara rağmen hayatına devam etmeye çalışan bir kızın hikayesi.