Hypnotic | nico di angelo

By F3LICIAHARDY

15.4K 1K 313

"Koruduğun hayatı öldürebilir misin?" [0.1 ve 0.2'yle birlikte çünkü neden olmasın.. Bu arada cidden 5 yıllık... More

giriş: ölü kızın gemisi
bir: uyku problemi yaşayan insanlar
iki: güneşin gözlerine girmesiyle uyanmak
üç: bir kişinin zamanını üslenmek
dört: cevaplanmayan birkaç soru
beş: kuğu gölü
altı: ölü hayaller, yaşayan hayaletler
yedi: savaşçı ve siyah
sekiz: içini dökmek
dokuz: göze alınabilecek şeyler
on: melek etkisi
on bir: laviana solange
on iki: efsaneler
on üç: halattan kolyeler
on dört: yürüyen ölüler gecesi
on beş: altın ve kan
on yedi: cehennemdeki melek
on sekiz: leo'ya göre ciddiyet her şeyi çözmez
on dokuz: fedakarlık ne kadar zarar verebilir?
yirmi: sevmek söylemek kadar zor değil
0:0 » karekterler
0:0 » karakterler
bir: başıboş tanrı
iki: kuzgun kral
üç: melezler ırkçıdır
dört: paralı asker
beş: mahşer
altı: kapılar ve kapılar

on altı: yarına kalanlar

245 23 3
By F3LICIAHARDY

İlk olarak şunu belirtmek isterim ki, gelmiş geçmiş en saçma bölüm sanırım. Kafanız karışabilir çünkü bu bölümde olan her şey giriş ve Civil War'a ancak bu gün gidebildim bozmayın mutluluğumu en az spoiler yemeye dikkat edin! Şarkı Arctic Monkeys 505. Yukarıda zaten We Heart It'de gezinirken bulduğum çok hoş bir kolaj var. Aşağıya da ilerki bölümden gayet anlamlı (!) bir Carmen koyuyorum, görüşürüz.

"Yeraltından gidebiliriz." diye mırıldandı Nico. Hepsi aynı anda başını iki yana salladı. Nico homurdandı ve göz devirdi. "Peki nasıl gitmeyi düşünüyorsunuz o zaman?" genç oğlan çok doğru bir soru sormuştu fakat hiçbiri bilmiyordu.

Leo'nun en büyük icatlarının patlama gibi kötü bir huyu vardı ve şimdi yapacakları ulaşım aletinin nereden gideceğine karar vermeye çalışıyorlardı. Her gün melezler kaybolurken onların bu kadar rahat olması içler acısıydı doğrusu.

Romalı bir Hephaistos çocuğu elindeki birkaç planı depoya getirdi. Onu gören Andromeda derin bir iç çekti. Leo onun göreve neden çıktığını tam olarak bilmiyordu, bunun Carmen'a yardım edeceği ile ilgili olmayacağından o kadar emindi ama.

Kahverengi gözlü kız bakışlarını ona doğrultmuştu. Üzerindeki kahverengi hırkayı hafifçe kendine çekmişti. Elindeki birkaç sarı kağıt parçasına bir şeyler karalıyordu. Burayla o kadar ilgisizdi ki..

Leo Valdez onu tanıdığı kadar rahatını bozan biri değildi. Daha çok Andrea özverili değildi. Belki dost kazağı falan yemişti sebebini bilmiyordu ama kimseye yardım etmek için kendinden ödün vermezdi. Hele ki işin ucunda bir şey kaybedecekse.

Şimdi bir bozuk parada yazı gelme olasılığı kadar şansları olduğu bu göreve katılması ya kızın yıllar içinde değiştiği ya da bir oyun içinde olduğunun kanıtıydı. Leo oyunu ikinciden yana kullanıyordu.

"Kara taşıdı yerine havadan gitsek hem daha hızlı olur, Nico'nun aurasını gizleyecek bir şey yapabilirsin değil mi Leo?" Blake başını iki yana salladı. Leo ise onun bu haline içinden güldü.

"İstesen de yapamam özellikle çıkışta beni dövmeye karar veren şu kara ikili varken." ikisi ona kötü kötü bakarken oturduğu yere iyice sindi.

"Nico gölge yolculuğu yapabilir misin?" diye söze başladı kenardaki Romalı çocuk. Nico Leo'ya attığı şaka niyetli bakıştan iliklerine kadar donduracak bakışa geçiş yaptığında hafifçe yutkundu.

"Hayır." diye mırıldandı Nico. Blake kahverengi gözlerini kıstı. "Ben yapabilirim." dedi oğlan ve parmaklarını kütletti.

Leo Nico'nun gölge yolculuğundan 'gölge ishali' adını verdiği bir hastalık yüzünden uzaklaştığını biliyordu. Oğlan bir kez gölge yolculuğu yaptığı zaman abuk subuk yerlerde kendini bulabiliyordu ya da hiç yapamıyordu.

"Bizi göndermen için oldukça fazla güç gerek." dedi Nico. Blake gözlerini ondan kaçırdı.

"Bunu yapabilirim zaten Carmen'nın aurası oldukça güçlü o da bana yardım edecektir." dedi Blake. Nico koyu renk saçını hafifçe karıştırdı ve önüne düşen bir tutamı itti.

"Bu akşam gece yarısından yarım saat önce Büyük Ev'in önünde buluşalım o halde. Blake güzel bir uyku çek çünkü bizi Fransa, Paris'e götürmen gerek. Bu arada Percy kehanet bulmuş mu diye bak Leo." dedi Nico.

Nico'nun gözlerindeki endişe fırtınaları yerlerine geçerken, Leo onu ilk defa böyle gördüğünü düşündü. Soluk ellerini dizine vuruyordu, gözlerinin üzerine düşen birkaç tutam koyu renk saç, rengini belli etmek istemeyen Nico'yu onlardan ayırıyordu.

Andrea aralarında ilk harekete geçen oldu. Uzun adımlarla depodan çıkarken Leo harekete geçmek için fırladı. Koşarak depodan uzaklaşırken Andrea onu fark etmiş olacakki durdu. Leo adımlarını yavaşlattı ve derin derin nefes aldı.

"Neden bu göreve katılıyorsun?" dedi Leo. Andrea kaşlarını kaldırdı ve sakin bir sesle konuşmaya başladı.

"Çünkü Carmen'a hayatımı borçlu.." Leo 'hah' sesi çıkardığında Andrea somurttu. Leo haklı olduğunu görünce dudağı hafifçe sağa kıvrıldı fakat bunu kızdan kısa sürede gizledi. "Bunu sana sonra anlatacağım ama şunu bil ki, herhangi bir art niyet yok." dedi Andrea ve arkasına bakmadan kaçtı.

Leo ise öylece arkasından bakakaldı.

✖️✖️✖️✖️

Carmen kalktığı zaman bedenine ait olmayan bir şey hissediyordu. İlk olarak dizindeki kesiklerden akan kan sarı renkti. Kalbi oldukça düzensizdi ve tırnakları bembeyazdı. Ayağa kalktığında ise değişimi tamamen gördü.

Bakışları eskisi gibi değildi biraz daha renk gelmişti. Yüzü daha çok bir heykele ait gibi soluktu. Gül kurusu dudakları ise ilk bahardaki çiçekler gibi capcanlıydı. O kadar tezat bir güzelliği vardı ki.. Daha ince ve uzundu, giydiği beyaz elbise ise sarı renkle kaplanmıştı.

"Sana yaptığım şeyi beğenmiş gibi gözüküyorsun." dedi Eros kapının ucundan. Carmen yutkundu ve onun olduğu tarafa baktı. "Benimle kalabilmen için bunu yapmak zorundaydım, Lavinia." sesi oldukça huzursuz çıkıyordu.

"Bana ne yaptın?" dedi Carmen ses tonu daha kendinden emindi. Eros bakışlarını kaçırdı sanki Carmen'nın ısrarcı sözlerinden kaçmak istemiş gibi bir hali vardı.

"Bedenini ölümsüz yaptım, Lavinia." dedi Eros. "Fakat bu seni benim yanımda tutmayacak bunu biliyorum, en sonunda ruhun bu bedende ezilecek ve seni tekrar kaybedeceğim"

"Yani beni öldürecek bir şeye mi dönüştürdün, bir canavar mı yaptın?" Eros hâlâ yere bakıyordu ve bu Carmen'ı deli edecekti.

"Seni sonsuz bir güçle kutsadım eğer bu güçleri kullanmak istiyorsan şatodan altın elmayı çalmalısın, Lavinia." Eros bir anda tam gözlerinin içine baktı. Carmen yutkunmadan edemedi. "Hayatını kurtarmak için bunu yapmak zorundasın."

"Sonra buraya neden döneyim ki?" altın çerçevelerle bezenmiş bir aynada Nico ve Will'in bulanık görüntüsü oluştu. Karanlık bir ormanda ilerliyorlardı ve ellerindeki silahlarla ağaçları kesiyorlardı.

"Çok basit sevgili Lavinia. Sen gelmezsen onlar ölür." dedi Eros gözleri koyu bir kırmızıya bürünmüştü. Carmen gözlerini ona dikti tekrar.

"Peki şato nerede?" adam bir kahkaha attı ve kızın yanına yaklaştı.

"Sadece siz üçünüz biliyorsunuz çünkü başkalarıyla paylaşmayacak kadar bencildiniz. Bu yüzden onlarla buluşman gerek." dedi Eros ve parmaklarını şıklatıp kızı beyaz bir dumanın içinde bıraktı.

✖️✖️✖️✖️

Nico eline aldığı koyu yeşil -Percy'den aldığı- çantaya özel eşyalarıyla doldururken gözü kapıda dikilmiş olan Will'e takıldı. Oğlan oldukça dalgın duruyordu, gözleri oldukça hüzünlüydü. Nico, Carmen'la ikisi arasındaki benzerlikleri o kısa an için yakalayabildi.

Bakışları birbirlerine oldukça yakındı. Göz renkleri ya da gözlerindeki enerji değil -ki bu zaten imkansızdı, Carmen'nın gözleri yıldızları çalmak için uğraşırken Will kendi başına güneşti- ikisi de hüzünlü ya da kırık olduğunda zaman donmuş gibi bir hale bürünüyorlardı. Gözleri dolmasada o canlı -ya da ürkek- bakışlar matlaşıyor ve ikisini bir buzdan heykele çeviriyordu.

"Ne oldu Will?" diye mırıldandı Nico. Will sanki buraya gelen Nico gibi ona şaşkınca baktı.

"Hiçbir şey, sadece yardım gerekiyor mu diye bakmaya gelmiştim." Will'in sesi oldukça isteksiz çıkıyordu. Yalan söylüyordu. Nico onun cebine aceleyle bir şey tıkıştırdığını görmüştü.

"Sanırım biraz siyah ya da gri olmayan tişörte ihtiyacım var." dedi Nico. Will omuz silkti.

"Elbette sana o güzel Havai gömleklerinden bulamayacağım ama şansımı bir denerim." dedi ve göz kırptı. Kapıdan çıkarken Nico derin bir nefes verdi yatağa koyduğu çantaya tekrar baktı.

Benden ne saklıyorsun, Solange.

Continue Reading

You'll Also Like

94.7K 10K 12
jjk: affedersin, tavşanımı hamile bırakan senin tavşanın mı? semetae / texting+18 (ağırlıklı) / text ~ #1-taekook {020524} #1-vkook {120424} {030524}...
11.3K 336 12
Loş bi yerdeydiler toprak kuraktı Yağmur yağıyordu.Sonra Boruto'nun Kalbine birşey şaplandı bir katana Saradaya baktı ve ka...
213K 20.6K 23
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
28.8K 4K 137
"Yeniden bir araya gelen ekip üyeleri, bu sefer daha güçlülerdir. Savaş yakındır, ellerini çabuk tutmaları ve hazırlıkları bitirmeleri gerekmektedir...