Hypnotic | nico di angelo

By F3LICIAHARDY

15.4K 1K 313

"Koruduğun hayatı öldürebilir misin?" [0.1 ve 0.2'yle birlikte çünkü neden olmasın.. Bu arada cidden 5 yıllık... More

giriş: ölü kızın gemisi
bir: uyku problemi yaşayan insanlar
iki: güneşin gözlerine girmesiyle uyanmak
üç: bir kişinin zamanını üslenmek
dört: cevaplanmayan birkaç soru
beş: kuğu gölü
altı: ölü hayaller, yaşayan hayaletler
sekiz: içini dökmek
dokuz: göze alınabilecek şeyler
on: melek etkisi
on bir: laviana solange
on iki: efsaneler
on üç: halattan kolyeler
on dört: yürüyen ölüler gecesi
on beş: altın ve kan
on altı: yarına kalanlar
on yedi: cehennemdeki melek
on sekiz: leo'ya göre ciddiyet her şeyi çözmez
on dokuz: fedakarlık ne kadar zarar verebilir?
yirmi: sevmek söylemek kadar zor değil
0:0 » karekterler
0:0 » karakterler
bir: başıboş tanrı
iki: kuzgun kral
üç: melezler ırkçıdır
dört: paralı asker
beş: mahşer
altı: kapılar ve kapılar

yedi: savaşçı ve siyah

561 42 2
By F3LICIAHARDY

Multi Blake ve Carmen. Vee şarkı The Neigbourhood Bir Sweater Weather.

Siyah masaya oturan küçük kızın arkasına geçti, genç adam ve uzun kahverengi saçları yavaş yavaş taradı. Bazen yolsa dahi kız hiç ses çıkarmadan kırılmış aynadan gencin narin hareketlerini izliyordu. Uzun ıslak saçların topaklarını eline aldığı makasla keserken, kahverengi saçlar daha düzensiz bir hal alıyordu ve kuş yuvasına dönüyordu.

Kızın saçını iki yana ayırdı ve uzun parmaklarıyla bir kez daha taradı saçları. Parmakları zarar vermemek için oldukça yavaş hareket etmesine karşın bir o kadar güzel örüyordu biçimsiz saçları belli bir uyuma sokuyordu. Yeşil iki tokayla sağlamlaştırdı ve eserine uzun süre baktı.

Eteğini düzelterek kalktı Carmen ve eskimiş daireden buldukları temiz çarşafı kalıplayıp sırt çantasına koydu. Onay beklercesine oğlana baktığında başını salladı çocuk ve o da siyah çantasını sırtına geçirip ses çıkarmadan otel dairesinden çıktılar.

Merdivenleri inip rutubetli girişe vardıklarında onları izleyen biri var mı diye etrafa baktı. Sessizlik onlara yanıt olurken, genç adam şapkası biraz daha çekiştirdi ve yüzünü kapattı kız da onu taklit etmeye çalıştı.

Kızın elini sıkı sıkıya sardı genç adam ve canı kadar çok sevdiği kuzenini hızlı yağan yağmurdan korumak için siyah şemsiyesini açtı. Issız sokaklarda yalnız ikisinin sessiz adımları vardı.

Kendinden emin adımlarla sokağın sonundaki eskimiş eve ilerlediler. Yıkılacak gibi duran evde bir mum ışığı naif naif karanlıkla dans ederken çocuk yutkundu ve cebindeki maymuncuğu çıkarıp zorlanmadan kapıya açtı. İçeriye ilk kız girdi ve elini kabarmış tahta duvarın üstüne koydu. Kızın parmakları üstündeki çizimler beyaz bir ışık saçarken kedi mırıltısı sustu.

Siyah saçlı çocuk yavaş adımla gıcırdayan merdivenleri tırmandı ve arkasındaki kıza baktı. Kız başını sallayıp ona güvence verirken önüne döndü ve ikişer üçer çıkmaya başladı.

Hafif bir mırıltı duyulan odaya ilerlediğinde yavaşça kapıyı itti. Mum ışığı gölgesine sığınan o kişi yoktu. Kafasını iki yana çevirip baktığında yatağına tuhaf bir şekilde yıkılmış çocuğu gördü.

Annesi tarafından melez kampına yollamaya bile tenezzül edilmemiş melez çocuk bir deri bir kemik kalmıştı. Uzamış kirli saçları iki yanına savrulmuştu. Kemikli yüzüne gelişi güzel savrulmuş çilleri ve küçük gözleri vardı.

"Bu o mu?" diye sordu çocuk. Kız gözlerini kapattı ve elindeki siyah izler yavaşça ateş alıp beyaz beyaz parladı.

"Evet bu Nicolas." dedi kız ve elindeki alevlerin rengi değişti kıpkırmızı olup bir kan gibi yavaşça kızın elinden tahta zemine damladı.

Çocuk nefesini verdi ve inip kalkmakta olan göğsü yavaşça durdu. Carmen kısa bir süre etrafa baktı ve çocuğun masasına ilerledi. Blake ise çocuğun solgun yüzüne bakıyordu. Küçük kız kısa sürede elinde bir tomar kağıt ve renk renk kalemleri çantasına tıkarken elleri mavi renk mürekkebe bulanmıştı.

Yaşına yakışmayacak bir küfür savurup masanın üstünde duran deri defteri eline aldı. Defter küçük parmak izleriyle kaplansada Carmen izleri kolaylık çıkarırdı. Küçük kız odada gezinirken tahta kapı gürültülü sayılabilecek bir şekilde açıldı ve iki çift ayak sesi zeminde yankılandı.

"Nicolas, uyan!" diye gür sayılabilecek bir erkek sesi geldi. Ses Blake'ten ya bir yaş büyüktü ya da eşitti. Çocuk belindeki siyah renk kılıcı çekti ve susması için Carmen'a işaret verdi. Kız sessiz sessiz Nicolas'ın yanına giderken sarışın bir oğlan kapıdan içeri girdi. "Nicolas?" dedi çocuk kedi mırıltısı gibi.

"Kimsin sen?" dedi Blake ve kapının arkasından çıktı. Sarışın çocuk arkasını döndüğünde kılıcı boğazına dayadı. Carmen ise çoktan Nicolas'ın yanından çıkmış küçük bir parfüm şişesini oğlana doğrultuyordu.

"Ben Luke Castellan. Hermes melezi ve sizde...?" dedi ve tek kaşını kaldırarak Blake baktı.

"Blake ve Carmen Smigilkin Hypnos ve Thanatos melezleri." dedi oğlan ve kılıcı çekti. Luke sevinçle güldü.

"Sizi gemime davet etmekten onur duyarım." dedi ve güldü genç adam. Carmen parfüm şişesini tekrar kemerine astı ve oğlanın yanına ilerledi.

"Neden bunu yapalım ki?" dedi Blake. Luke kaşlarını çattı.

"Çünkü bana bir melez borçlusunuz ve sizi temin ederim hayatınız daha güzel olacak."

✖️✖️✖️✖️

Nico ne kadar süre uyuduğunu bilmiyordu ama kafasını kaldırdığında kısık sesle Carmen'la Luke'un tartıştığını duydu. Gözlerini açtı ve kükürtlü havayı içine çekip kıza baktı. Pantolonunun diz kısmı parçalanmıştı ve kolu fena halde kanıyordu. Luke onun kolunu sarmaya çalışıyordu fakat pek işe yaradığı söylenemezdi. Bez parçası öylece çocuğun silik elinden düşüyordu.

Uyuklayan kafasını kaldırdı ve kızın yanına ilerledi Nico. Luke onu görünce gözlerinde çiçekler açtı fakat Carmen kendi kendine zorlukla sarmaya çalışıyordu. Nico kızın elinden nazikçe bezi aldı ve yere attı. Bez hem kan içinde kalmıştı hem de toprakla kaplanmıştı. Kazağını çıkardı ve kılıçla iki kolunu da dirseğine kadar kesti. Kazağı yere koyup uzunca dört parçaya ayırdı.

Carmen çatık kaşlarını serbest bıraktı ve parça pinçik olan ceketi çıkardığında Nico kalın parçayı iyi sayılabilecek bir düğümle kızın koluna bağladı. Sonra eğilip kızın parçalanmış dizlerine yöneldi.

"Pantolonunu dizine kadar kesmem lazım." dediği Nico ve kafasını kaldırdı. Carmen başını salladığında oğlan işine adapte olmuş bir şekilde kızın pantolonunu dizine kadar kesti.

Kot parçalarını ayağından çıkarırken karşılaştığı manzara korkunçtu. Kızın bacaklarındaki eski beyaz yara izleri vardı ve yanıklar. Bunların yanında çizikler ve kanayan yaraları da eklemek gerekirdi.

Nico cebinde taşıdığı küçük su şişesini çıkardı ve yaraya döktü. Yaralar ortaya daha net çıktığında sağ dizine güzelce düğüm attı sonra diğerine. Ayağa kalktı ve elinde olan son bez parçasını kızın bileğine bağladı.

Yerden aldığı kazağını giydi ve küçük şişeyi cebine geri tıktı. Will'e bir ara gerçekten teşekkür edecekti. Carmen'a ufak bir bakış attığında kızın dudaklarından sıralı cümleler döküldü.

"Teşekkürler." dedi kız ve zoraki bir şekilde güldü. Yaraları oldukça canını yakıyor olmalıydı. Nico başını salladı ve kızın yeşil gözlerinin içine baktı. "Nico senden bir şey isteyebilir miyim?" Carmen'nın ses tonunda belli belirsiz bir yalvarma vardı. Nico hızla başını salladı. "Kimseye söylemeyeceğine söz ver." dedi kız bu sefer. Nico tekrar başını salladı.

"Yemin ederim." dedi kısa ve öz bir şekilde. Carmen ısırdığı dudağından dişini çekti ve hüzünle ona baktı.

"Kapılar kapatıldığını duyduğum zaman aklıma bir fikri gelmişti ama şey bunu sana sormaktan çekiniyordum. Blake hâlâ buradaymış, öldükten sonra onun nerede olduğunu Luke biliyor ve şey onu kurtarmak istiyorum." dedi kız ve umut dolu gözlerini oğlana dikti. Nico kısa bir süre bile duraklamadan başını salladı. Kız elini pantolonunun cebine soktu ve siyah bir grup anahtarı cebinden çıkarıp salladı. Anahtarlar birleşip kılıç olurken Nico nefesini tutup öylece anahtara bakıyordu.

✖️✖️✖️✖️

Genç adam uzamış kıvırcık tutamlarını kulağının arkasına itti ve üzerindeki paltoya daha sıkı sarındı. Nereye gittiğini bilmeden yürüdüğü sokaklarda atıştıran yağmur kıvırcık saçlarını sıyırıp sokağa düşüyordu.

Tanıdık olan caddeleri ve sokakları geçip etrafı turlayan bir ilanı ezdi. Gece lambasının aydınlattığı sokakta krem rengi evin önünde durdu. Yıllar önce kaçtığı evin ahşap kapısını vurdu. Gecenin geç saati olmasına karşın ev sahibesinin yorgun adımları oğlanın kulaklarına doldu.

Kapı açıldığı zaman hafif toplu bir bayan kaşları çatık oğlana baktı. Kısa bir süre sonra tanıdık simayı çıkardı ve sıkı sıkı sarıldı. Oğlanı içeri davet edip ayakkabılarını çıkartıldıktan sonra içeri girebilmişti genç adam.

"Annie'nin odasına geç bu akşam gösterileri olduğu için geç gelecek." diye onu kışkışladı ve Leo yorgun argın merdivenleri çıkıp ezbere bildiği odaya girdi. Etrafa göz gezdirmeden kendini yatağa attığında uyuyakalmıştı bile.

İlk önce bir çığlık sesi duydu sonra da sarışın bir kızın ona bön bön baktığını gördü Leo. Kızı görünce dudakları masumca kıvrıldı ve kızın ismini ağzına almaktan bir an bile çekinmedi. "Andromeda."

Continue Reading

You'll Also Like

210K 7.9K 75
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
5.6K 562 9
rosé, gittiği bir rock grubunun konserinde gitarist jungkook ile tanışır. ★rosékook
7.9K 601 17
"Bize ikinci bir şans verdiler ve bu sefer daha iyi insanlar olacağız." Dedi Bellamy Clarke'a gülümseyerek.
78.5K 7.9K 23
"Canımın yanacağını bile bile neden hala sana ihtiyaç duyuyorum?" Hayran Kurgu~3 19.06.2020