SİYAHIM

Por vavelolas

1.3M 48.8K 4.3K

Ruhumda dolaşan, bir günlük kelebeğin cesedini ellerimle taşıdım kalbime. Parmak uçlarımla son kez okşayıp ko... Más

TANITIM
*1*
*2*
*3*
*4*
*5*
*6*
*7*
*8*
*9*
*11*
*12*
*13*
*14*
*15*
*16*
*17*
*18*
*19*
*20*
*21*
Çok mu Çok Önemli Duyuru
*22*
* Önemli *
MÜJDE!!!!
*23*
*24*
*Baran Andaç Özel*
*25*
1 MİLYON!
*26*
Siyahım: Playlist
*27*
*28*
*29*
*30*

*10*

36.9K 1.6K 166
Por vavelolas

"Beni içeri almayacak mısın?" diye sordu elini saçlarına daldırırken. Bir çok duygu aynı anda gün yüzüne çıkıyordu içimde. Bu bir rüya olabilir miydi? Belki de hala uyuyordum. Sessizce yutkundum. Kenara çekilip geçmesine müsaade ettim. O, oturma odasına girerken bile ben kapıda dikilmeye devam ediyordum. Buradaydı! "Bana güvenmeyenlerle işim olmaz." demesine rağmen gelmişti.


Kelebeğim milyonlarca parçaya bölünüp kalbime hücum ederken sakin olmaya çalışarak odaya girdim. Oturduğu üçlü koltuğun karşısındaki tekli koltuğa oturdum.

"İçecek bir şey ister misin diye soracaktım ama biliyorsun alışverişe zamanım olmadı."

O yüreğime tatlı bir tebessüm yollarken, canım acıdı. Gülme Baran. Sen gülünce kalbim acıyor, gülme...

Kollarını dizlerine dayayıp öne doğru eğildi.

"Biz sırdaşız değil mi? Bu gece sıra bende Asya. Ben anlatacağım sen dinleyeceksin."

Kaşlarımı çattım. Sesinde gizli bir ima var gibi hissediyordum. Belki sadece benim hayal ürünümdü.

"Nasıl?" diye sordum.

"Basit." diyerek kullandığı sert ses tonu ürkmeme sebep oldu. Bakışlarında da çözemediğim bir farklılık vardı.

"Aşk ne demek Asya?"

Sorduğu soruyla bakışlarımı yerdeki halıdan kaldırıp yüzüne baktım. Bu nasıl bir soruydu? Amacı neydi?

"Bilmiyorum." diye mırıldandım. Kelebeğimin seni görünce kalbimi sızlatması Baran, diyemezdim. Ya da saçlarına her dokunmak istediğimde ağlama isteğiyle dolup taşmam da diyemezdim.

Dayanamayarak "Neden bunu bana soruyorsun?" diye sordum.

"Çünkü," dedi elini saçlarına daldırırken.

"Birinden hoşlanıyor olabilirim. Bu başıma hiç gelmedi. Biz sırdaşız değil mi?"

Şimdi burada sessizlik içinde ölmeyi diledim. Baran birinden hoşlanıyordu. Sırf sırdaşı olduğum için bana anlatıyordu.

Tedirginliğimi sesime yansıtmamaya çalışarak "Kimden hoşlanıyorsun?" diye sordum.

"Yasemin."


Tek bir isim kelebeğimin kanatlarını koparmaya yetmişti. Hiç var olmamış bir aşkın bitişine mi üzülüyordum yoksa bu aşkı Baran'ın dudaklarından dökülen bir ismin bitirmesine mi? Sahi, o ismi ne de yumuşak ve sevgi dolu söylemişti öyle... Ben hiç böyle dökülmeyeceğim dudaklarından değil mi Baran? Beni hiç dinlediğin şarkılara saklamayacaksın değil mi?


Yutkunup neler söylemem gerektiğine karar vermeye çalıştım.

"Yasemin, iyi kızdır. Onu görünce aynı anda onlarca duyguyu yaşıyorsan, ismini duyduğunda kalbin titriyorsa bu aşktır. Hoşlanmak ise ona karşı duyduğun basit bir ilgiden ibarettir. Bu ikisini birbirine karıştırmaksa aptallıktır."

Uzun bir süre gözlerimin içine baktı. O böyle bakınca heyecanlanmamak mümkün değildi. Öyle bir bakıyordu ki belki sever beni diyesi geliyordu insanın. Umutlanma kelebeğim, bu aralar çok yara aldın. Baran'ın gözlerine bakma, kapa gözlerini.


"Pekala, hazırlan!" deyip ayağa kalktı. Ben de peşinden kalkarak "Neden?" diye sordum. Elleriyle saçlarını dağıtırken "Alışverişe." dedi.


Caddenin üç sokak aşağısındaki markete gitmiştik. On dakikadır marketin içinde alışveriş arabasıyla dolanıyorduk. Baran önünden geçtiğimiz her raftan bir şeyler alıp arabaya atıyordu.

"Bu kadar masrafa gerek yok." dedim kasaya geldiğimizde. Omuz silkip "Ne olur ne olmaz." diye mırıldandı. Kasiyer kız ürünleri adını bir türlü hatırlayamadığım makinenin önünden geçirirken durmadan Baran'a bakıyordu. Bir şey söylemeye hakkım olmadığı için kafamı başka yöne çevirdim. Aldıklarımızı poşetlere doldururken Baran'ın arka cebinden cüzdanını çıkardığını gördüm.

"Ne yapıyorsun?"

Kaşlarını çatıp parayı kasiyere uzattı.

"Sence ne yapıyorum Asya?"

"Ödemeyi ben yapmak istiyorum."

Öyle bir bakış attı ki tek bir söz daha söyleyemedim. Elimizdeki poşetlerle marketten çıkarken somurttum. Neden bu kadar cömertti? Zengin değildi ama Begüm'ü otele götürecek, lüks bir yerde kahvaltı yapacak ve benim yerime her şeyin parasını verecek kadar varlıklı gibiydi. Ah, hayır kesinlikle başka bir iş dönüyordu. Kahretsin! Annemin teklifini kabul etmiş olabilir miydi? Vicdanını rahatlatmak için bana böyle davranıyordu belki de?


Saçmalık, diye geçirdim içimden. Baran'a güveniyordum. Ona inanıyordum. İnanmayı seçiyordum.

Düşüncelerim Baran'ın sesiyle toz bulutu oldu.

"Efendim?" dedim ne dediğini anlamadığım için.

"Sence Yasemin'le konuşmalı mıyım, diye sordum ki bir baktım yine hayal dünyana geçiş yapmışsın."

Koluna vurup "Dalga geçme!" dedim. Kafasını eğip sırıtınca ben de gülümsedim. Cümlesindeki Yasemin ismini hatırlayınca dudaklarım düz bir çizgi haline geldi. Kız kusursuzdu. İyi bir insandı, güzeldi, uyumluydu, samimiydi, zekiydi, sosyaldi. Lanet olsun! Kendimi avutabileceğim hiçbir kötü özelliği yoktu. Baran'la onu yan yana düşündüm. Bu görüntü kelebeğimin ruhumun en derin köşelerinde deli gibi çırpınmasına sebep oldu.

"Konuşmalısın. Zaman hızla akıp geçiyor. Bekleme." dedim kalbimin söyledikleri aksine. Kendi ellerimle itiyordum onu bir yabancıya. Kendi filmimde bile başrol değildim. Yine ve yeniden...


Konuyu değiştirmek için bende şüphe uyandıran ve merak ettiğim şeyi sormaya karar verdim.

"Bu kadar parayı nasıl kazanıyorsun. Yaşadığın yeri gördüm. Çalışıyor musun?"

"Bir kafede gitar çalıp şarkı söylüyorum. Haftada üç gece. Seni eve bıraktıktan sonra da gideceğim."

Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi oldu. Şarkı söylüyordu! Konuşurken ses tonu fazla çekiciydi zaten. Onu şarkı söylerken görmek isterdim. Yaptığı işten memnun bir hali vardı. Gözlerindeki hoşnut ifadeyi fark etmiştim.

"Ben de gelebilir miyim? Lütfen."

"Hayır."

"Lütfen."

"Hayır dedim."

"Lütfen dedim."

"Asya!"

"Baran!"

"Tamam!"

Galibiyetin verdiği sevinçle dişlerimi göstere göstere gülümsedim.

Eve geldiğimizde hemen kapıyı açıp tüm poşetleri mutfak tezgahına bıraktım. Koşar adımlarla binanın önünde bekleyen kehribar saçlımın yanına gittim. Fazlasıyla heyecanlıydım. Kafasını iki yana sallayıp "Sessiz sakin bir kızdın sen." dedi.

"Ne demiş ünlü düşünür Baran Andaç; Şeytan ol demiyorum ama melek de olma. Melekler fısıldar, insanlar duyamaz." diyerek bana söylediklerini ona hatırlattım.

Takdir edercesine başını salladı.

"Çabuk öğreniyorsun ama benim silahımla beni vuramazsın."

Bakışlarında tehlikeli bir taraf vardı. Geçmişte çok kötü şeyler yaşadım, beni alt edemezsin der gibi. Çok yara aldım uzak dur der gibi... O yaralardan öpmek isterdim. Her şeyini bana anlatmasını, beni sevmesini isterdim. Onunla aşk hikayelerine konu olmak isterdim. Tabi hüzünlü biterdi sonu. "Adam hiç sevmedi, kadın ona ölürken bile." yazardı finalinde. Ondan hoşlanmak bile aklımın ucundan geçmezken ona aşık olmuştum ya da aşık olduğumu sanıyordum.


"Geldik." dedi beni duygu kasırgamdan kopararak. Önünde durduğumuz kafeye baktığımda daha önce buradan defalarca geçtiğimi anımsadım. Bir gün rüzgarlarına kapıldığım adamla geleceğimi hiç tahmin etmezdim oysa.

İçeri girdiğimizde iki genç hemen yanımıza geldi. Baran'ın selamlaşmasından arkadaş oldukları sonucuna vardım.

"Sen sahnenin önündeki masaya geç."

Söylediği masaya oturup etrafı izlemeye başladım. Yüzümde aptal bir tebessüm olduğuna emindim. Beş dakika sonra kehribar saçlarını sevdiğim adam sahnedeki yerini aldığında kafede bir alkış tufanı koptu. Baran gitarını eline aldı. Kulaklarıma dolan melodi tüylerimi diken diken ederken onun bu işte gerçekten iyi olduğunu anladım. Baran mikrofona eğildiğimde tüm dikkatimi o masal diyarlarına sürükleyen sesine verdim. Şarkının sözleri en az Baran'ın sesi kadar mükemmeldi. Bir süre sonra ela gözleri bir yere sabitlendi. Neye baktığını görmek için bakışlarını takip ettim. Kalbim anında acıyla şekillenirken keyfim yerini hayal kırıklığına teslim etti. Yasemin halinden hoşnut bir ifadeyle kehribar saçlıma bakıyordu. Baran resmen şarkıyı ona söylüyordu. Bu acı vericiydi. Kelebeğim ruhumun gölgelerine saklanırken boğazımda bir düğüm oluştu. Gözlerime biriken yaşları geri göndermeye çalıştım. Başımı, dizlerimde duran ellerime indirdim. Elimin üstüne gelen bir damla yaşla gözlerimi sımsıkı yumdum. Allah'tan saçlarım yüzüme perde gibi düşmüştü. Yoksa bu kafedeki üç beş insan ağladığımı görecek ve durumu anlayacaktı. Belki de zavallı olduğumu düşüneceklerdi. Aslında tam olarak öyleydim. Zavallı. Acizdim. Ağlamak acizlik miydi sahiden? Güçsüzlüğün göstergesi miydi?


Ağlamam durduğunda saçlarımı geriye savurdum. Sonra...bir şey oldu. Tuhaf bir şey. Baran şarkının son nakaratını bana bakarak söyledi. Biçimli kaşları çatıktı. Yasemin'e baktığı gibi bakmıyordu. Onunla ilk karşılaştığım gün baktığı gibi bakıyordu. Hayır, bu bakıştan aptalca sonuçlar çıkaracak değildim. Öyle bakmadı o ela gözler. Anlayamadım ne demek istediğini. Şarkının sözlerini düşündüm.


"Beni benden çok sevdi."

Ona karşı bir şey hissettiğimi anlamış olabilir miydi? Sanmıyorum. Anladığı an bu arkadaşlık biterdi. Bunu kendi söylemişti.

Şarkı bittiğinde Baran selam verip sahneden indi. Tek dileğim anlamamış olmasıydı. Yanıma geldiğinde gitmek için ayaklandım.

"Asya eve tek gidebilir misin? Ufak bir işim var. Burada bekleme boşuna."


Bir yanım rahat bir nefes alırken diğer yanım sıkıntıyla iç geçirdi.

"Tamam, iyi geceler." dedim.

Kafeden çıkıp bir taksi durdurdum. Esendal sokağın adresini verip derin bir nefes aldım. Hayat garipti. Hislerim garipti. Baran garipti. Annemle olan ilişkimiz de garipti. Hiç beklenmedik anda tahmin edilmeyecek şeyler yaşıyorduk. Karanlığa saklanırken güneşi arıyorduk. Yanmaktan korkarken kendimizi ateşlere atıyorduk. Yaşamadığımızı dile getirirken ölümden korkuyorduk. Küçük insanlar için büyük cümleler kuruyorduk.

"İnsanoğlu garip." diye mırıldandım.

Taksi Esendal sokağın girişinde durduğunda hemen indim. Eve gidip uyumak istiyordum. Yarın şirkete gitmem gerekiyordu ama gitmeyecektim. Okula gidip Esma'yı görecektim. Belki sonrasında şirkete uğrardım.


Yavaş adımlarla apartmana doğru yürüdüm. Binaya girip asansörü çağırdım. Kapılar iki yana açıldığında daha önce görmediğim bir adamla karşılaştım. Biraz tedirgin olsam da ifadesiz bir suratla asansöre bindim.

"İyi akşamlar. Siz yeni kiracı olmalısınız. Ben Emre."

Adamın uzattığı ele soğuk bir bakış attım. Yüzünde çapkın bir gülümseme vardı. Ben konuşmayınca "Suskunsun demek. Peki." dedi. Sert görünmeyi umut ederek adama baktım. Bu kadar laubaliliği sevmiyordum. Hiç tanımadan bir insana nasıl böyle samimi davranıyordu? Asansör durduğunda hemen çıktım ve anahtarımla kapıyı açtım. Arkamdan kapıyı kaparken Emre denen adamın sırıttığını gördüm. Bu gece kapıları kilitlesem iyi olacaktı.


Sabah uyandığımda saat öğlene geliyordu. Aceleyle kalkıp üstüme kot bahçıvan tulumumu giydim. Saçlarımı açık bıraktım. Koşar adımlarla mutfağa gittim. Dün Baran'la aldıklarımız öylece tezgahta duruyordu. Beni tok tutacak bir kaç parça kahvaltılığı ağzıma attım. Kırmızı spor ayakkabılarımı giydiğim gibi merdivenleri indim. İçimde bir sıkıntı vardı. Değişik bir his kalbimi sıkıştırıyordu. Güne kötü başladığım için olabilirdi.

Arabama binip gazı kökledim. Hız yapmaktan hayatım boyunca nefret etmiştim. Ama bugün farklıydı. Neden acele ediyordum, neye yetişiyordum bilmiyorum. Tek bildiğim içimdeki sesin çabuk olmam gerektiğini söylemesiydi.


Üniversiteye geldiğimde arabadan hemen indim. Esma'nın dersi olan dersliğe doğru giderken karanlık bir toz bulutu da peşimdeydi sanki. Sınıfın aralık olan kapısından baktığımda ruhumun da, kelebeğimin de öldüğünü hissettim. O his bedenime tekrar hücum ederken tüm duygular tek bir soru halinde önüme sunuluyordu; Neden?



Merhaba arkadaşlar. Bölüm çok geç geldi biliyorum. Hepinizden özür dilerim. Baran'ın söylediği şarkıyı multimedyaya yükledim. Şarkının adı Redd- Beni Sevdi Benden Çok. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Yorumlar benim için daha önemli. Görüşmek üzere :))

Seguir leyendo

También te gustarán

1M 43.2K 41
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
1.3M 59.2K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
571K 73.7K 26
"Leyla!" Günlerin yer değiştirdiği o saatlerde, gecenin en karasında, bir ruhun kilitli kalmış sokaklarındaydık. "Burada ne arıyorsun?" Başkası içi...
1.1M 69.2K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.