18.Bölüm

7K 666 355
                                    


Keyifli Okumalar...


  Ellerindeki torbaları yavaşça yere bırakıp cebindeki anahtarı alarak kapıyı açtı ve yere bıraktığı torbaları tekrar eline alarak eve girdi.

"Kurşun!" Geldiğini belirtmek istercesine son ses Kurşun'a seslenerek mutfağa yöneldiğinde içeriden beklediği karşılığı aldı.

"Odadayım." Nergis, aldığı cevaba karşılık tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi. Üzerini değiştirmek ve annesinin yaptıklarını almak için eve gitmesi gerekiyordu ancak Kurşun, yatakta yatıp dinlenmek yerine kalkıp dolaşmak konusunda fazlasıyla ısrarcı olduğu için onu sıkı sıkı tembihleyip ancak evden çıkabilmişti. İşlerini halledebileceği en kısa zamanda halledip koşarcasına soluğu Kurşun'un evinde almıştı.

Torbaları mutfağa bırakıp Kurşun'a bakmak için odaya yöneldi. Odaya girdiğinde Kurşun'u yatağında oturur vaziyette bilgisayara bakarken buldu.

"Söylediğin gibi yataktan kalkmadım."

"Aferin, o bilgisayarı da bırakıp güzelce dinlensen daha iyi olur."

"Yok artık, Nergis. Sıkıntıdan patlayacağım yakında."

"Önemli olan burada senin sıkılman değil iyileşmen. Unuttuysan diye hatırlatma yapıyorum, sen vuruldun."

"Sayende unutmam mümkün olmuyor. Her seferinde hatırlatıyorsun."

Nergis, 'Bu daha başlangıç' diye içinden söylese de dışarıdan gülümsemekle yetindi.

"Karnın acıktı mı? Annem çok güzel yemekler yapmış, acıktıysan ısıtıp getireyim."

"Pek aç değilim aslında." Kurşun sözlerini bitirmişti ki zilin sesiyle sessizce birbirlerine bakmaya başladırlar. "Birini mi çağırdın?"

"Hayır. Sakın yataktan çıkma, kim gelmiş diye bakıp geleceğim." Nergis, defalarca yaptığı gibi yine Kurşun'u uyarıp odadan çıktı. Kapıyı açmadan önce kimin geldiğini görmek için delikten baktığında gördüğü yüz ile yüzü istemsizce buruştu. Zile eşlik eden kapıya vurulma sesi üzerine istemsizce kapıyı açıp kaşlarını çatmış kendisine bakan yüz ile karşı karşıya geldi.

"Senin ne işin var burada?"

"Allah Allah inanır mısınız, aynı şeyi bende sizi görünce düşündüm."

"Burası benim oğlumun evi." Nergis, Salih Baba'nın dudaklarından dökülen 'oğlum' kelimesi üzerine hiç saklama gereği duymadan yüzünü buruşturdu.

"Keşke Kurşun vurulurken de 'oğlunuz' olduğu aklınıza gelseydi."

"Aklının ermeyeceği konularda konuşma, Kurşun'u göreceğim. Çekil." Adamın, çöp iter gibi elindeki bastonu kaldırıp Nergis'i itmeye çalışması karşısında Nergis sinirle derin bir nefes alıp bastonu sıkıca kavradı.

"İlk önce ayakkabınızı çıkarın." Nergis, kavradığı bastonu sertçe itip kendisinden uzaklaştırdıktan sonra birkaç adım geriye çekilerek adamın ayakkabısını çıkarmasını bekledi. Kendisini dizi ya da filmde sanıyor olmalıydı ki eve ayakkabılarıyla girme teşebbüsünde bulunmuştu. Gerçi adamdan o kadar nefret ediyordu ki nefes alsa Nergis'e batıyordu.

İnsanlar, özellikle sevmedikleri insanlarda kusur aramak için her davranışlarına istemsizce dikkat ederlermiş, Nergis de bu adamın yaptığı her şeye istem dışı dikkat edip kafasının içindeki yargı mahkemesine çıkarıyordu.

"Salih Baba." Salih Baba'nın biraz ilerisinde bekleyen orta boylarda fazlasıyla yapılı olan adam konuştuğunda Nergis'in bakışları adama kaydı.

KURŞUNWhere stories live. Discover now