30. Bölüm

5.5K 609 77
                                    

Keyifli okumalar... ☃️

Gökyüzünden süzülen kar taneleri bazen bir camın kenarına bazen arabaların üstüne bazen de yere konarak yitip gidiyordu. Birbirlerine karışıyor ve birike birike insanlara bir görsel şölen sunuyorlardı. Güneş ise belli belirsiz varlığını gökyüzünde korumaya çalışıyordu, sanki bugün sizin gününüz dercesine kar tanelerine izin vermişti.

Elindeki kahvesinden koca bir yudum alırken bakışları hâlâ gökyüzünden yere süzülen kar tanelerinin üzerindeydi. Kızaran gözlerini ovuşturmaktan kendini alamayarak birkaç kez sızlayan gözlerinin üzerinde parmaklarını dolaştırdı. Sabahın ilk ışıklarına kadar bilgisayarın başında olması sadece gözlerini değil, vücudunu da mahvetmeşti. Bütün bedeni taş kesmiş gibiydi. Elindeki bardağı camın kenarına bırakıp vücudunu esnetmek için ellerini iki yana doğru açmıştı ki ellerinin tanıdık bir bedene çarpmasıyla hızla toparlanıp başını arkasında duran Kurşun'a çevirdi.

"Günaydın, erkencisin. Çok mu ses yaptım?"

"Günaydın. Hayır, tam tersi ev fazlasıyla sessiz. İşin bitti mi?"

"Evet."

"Günlerdir bu iş ile uğraşıyorsun, bitmesine sevindim. Bir süre iş alma ve biraz dinlen. Gözlerinin altı uykusuzluktan ve bilgisayara bakmaktan morarmış."

"Haklısın bu iş beni gerçekten çok yordu ama biliyorsun ücreti çok iyiydi."

"Borçlarımızın çoğunu ödedik ve bu aralar ben de yeterince para kazanıyorum. O yüzden çalışmaya biraz ara ver."

"Tamam." Nergis, oturduğu sandalyeden ayağa kalkıp bir elini Kurşun'un yanağına koydu. Tenine temas eden kirli sakallarla yorgun yüzünde bir gülümseme oluştu. "Benimle birlikte uykusuz kalmanı sevmiyorum."

Nergis, günlerdir sabahlara kadar kendisiyle oturan Kurşun'a defalarca gidip uyumasını söylesede onun inatla yanında oturmasına engel olamamıştı. Nergis olmadan uyuyamadığını söyleyerek çocuk gibi inat ediyordu. Sabaha doğru iyice yorgunluktan pes etme noktasına geldiğinde Nergis onu zorla yatağa götürebiliyordu.

"Ben gayet iyiyim. Ayrıca sana kaç defa dedim bu saatte kahve içme diye. Senin için bir sürü meyve suyu aldım, onlardan iç." Kurşun söylenerek camın önündeki kahve bardağını aldığında Nergis bir kahveye bir de Kurşun'a baktı.

"Beni uyanık tutuyor."

"Hayır, kahve artık senin için bir alışkanlık. Ve hiç de sağlıklı olmayan bir alışkanlık. Geçenlerde okudum, aşırı kahve tüketimi kalbe ve mideye ciddi zarar veriyormuş."

"Ama ben kahve içmeyi seviyorum."

"Taze sıkılmış portakal suyunu da seveceğine eminim." Nergis'in kahve bardağında dolanan bakışlarına aldırmadan eğilerek dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı. "Elini yüzünü yıka da kahvaltı yapalım."

Nergis, oturma odasından çıkan adamın arkasından bakmaya bir son verip başını pencereden dışarı çevirdi. Kar hâlâ bütün güzelliği ile yağmaya devam ediyordu. Dudaklarına yayılan hoşnut gülümseme ile banyoya gitti. Saçlarını hızlıca bir topuz yapıp elini yüzünü yıkadı.

Kurşun'a yardım etmek için mutfağa girdiğinde onun çay suyunu koymuş, dolaptan kahvaltılıkları çıkarmaya başladığını gördü.

"Tavada yumurta yapayım mı?"

"Olur. İki tane kırsan yeter." Nergis, Kurşun'un dolaptan çıkarıp kendisine uzattığı yumurtaları alıp bir kaba kırdıktan sonra biraz tuz ekleyip çırpmaya başladı. "Bugün bir yere gidecek misin?"

KURŞUNحيث تعيش القصص. اكتشف الآن