*Giriş*

23K 1.2K 282
                                    

Keyifli Okumalar...

  Bir elini göğsünün üzerine koymuş diğer eliyle şemsiyesini sıkıca kavramış yağmura inat hızlı adımlarla ilerlemeye çalışıyordu. Kalbinin üzerine koyduğu elini mümkün olsa göğüs kafesinden içeri sokup kalbini söküp çıkarır ve yağmurun ıslattığı bu sokağa fırlatırdı.

Kalp, neden en olmadık kişiye gidip tutunurdu? Neden sevecek onca adam varken canını yakan kişiye bağlanırdı? Sorunu neydi?

Nergis, akan gözyaşlarını silme girişimine bile bulunmadan ilerlerken kalbindeki acının büyüklüğü her adımında onu daha da boğuyor ve tüketiyordu. Acı, hiç bu kadar can yakıcı olmamıştı.

Sevda'nın ona verdiği aşk romanlarını düşündü. Dalga geçtiği karakterleri... Aşkları için ağlayan, kendi gururlarını hiçe sayan karakterleri... Sahi gurur neydi? Birine tutunmaya çalışmak, onu sevmek gurursuzluk muydu? İki günlük dediğimiz dünyada sahiden gurur neydi?

Aşkı için ağlayan kadınlar... Her sayfada alaycı ve iğneleyici sözlerini hiç çekinmeden yazarın ve karakterin üzerine eleştiri okları haline getirip acımasızca saplarkenki sesi kulaklarında çınladığında olduğu yerde durdu.

Derin nefesler alıp sımsıkı yumduğu gözlerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Biliyordu, buradaydı. Konuşmasına gerek yoktu. Ses çıkarmasına gerek yoktu. Varlığı, bütün her şeyi bir kenara itip ruhunun yanında yer alırken sese gerek yoktu. Nergis, onun geldiğini her zaman hissederdi. Öyle ki Sevda'nın çoğu zaman ona bu konuda takılmasına bile razı olurdu. Öyleydi çünkü. Nedeni veya nasılını bilmiyordu sadece Kurşun geldiğinde Nergis hissediyordu.

Sevmek, ne bela bir şeydi böyle.

"Nergis." O kulaklarından hiç çıkmayan tok sesi yağmurun sesine karıştığında gözyaşlarına inat başını dikleştirdi ve göz kapaklarını araladı. Gözleri Kurşun'un pişmanlık, utanç ve daha birçok duyguyla harmanlanmış gözlerini bulunca dudakları sanki duygularına inat yukarı kıvrıldı.

Mutlu muydu? İnsan sadece mutluluktan mı gülümserdi? Hayır, bazı gülümsemeler içindeki acıyı dışarı vurmak için vardır. Gözyaşı mutsuzluğa, gülümseme mutluluğa esir edilmişti.

"Gerçek mi?" Sesini zar zor sindiği derinlikten çıkarıp konuştuğunda Kurşun'un başını önüne eğip yutkunmasını izledi.

Söze gerek yoktu işte. Duruşundan anlıyordu artık onu. Genç kızken kalbine işleyen adamı tanımaz mıydı?

"Yalancı. Sen yalancısın."

"Evet." Tek kelime, inkâr yok. İşte Kurşun buydu. Hata yapsa da inkâr etmezdi. Kabullenir ve sonucu beklerdi.

"Neden? Neden bana gerçekte ne yaptığını söylemedin?" Ses tonu yükselirken içindeki alevin nasıl olurda etrafı yakıp yıkmadığına şaşırdı. İçinde bir fırtına varken dışı bir çöl kadar sessizdi sanki. Bu sessizliği bozdu!

Sabırla cevap beklerken aradan geçen dakikalar sorusunun cevapsız kalacağını ona gösterir gibiydi. Elindeki şemsiyeyi bir kenara fırlattı. Yağmur damlaları sabah özenle düzleştirdiği saçlarını bozarken kararlı adımlarla Kurşun'a doğru ilerledi ve onun yakalarını kavrayıp kendisine bakmasını sağladı.

"Bana açıklama yap!"

"Korktum."

"Korktun mu? Sen mi? Bana hâlâ yalan mı söylüyorsun?! Seni tanıyorum, Kurşun. Sen korkmazsın."

"Korktum. Öğrenirsen, benden tiksinirsin diye korktum." Nergis, dürüstçe gözlerinin içine bakan gözlere karşılık Kurşun'un yakasındaki ellerini gevşetti.

"Sen..." Sustu, harfler kendisine yüz çevirmişti. Bir araya gelmemek için direniyorlardı. O harfleri birer birer yakaladı ve zorlada olsa bir araya getirip konuştu. Konuşmalıydı. "Sen, aptalsın. Beni hâlâ tanıyamamışsın." Yakasındaki ellerini tamamen çekip ondan uzaklaştı ve arkasını dönerek ilerlemeye başladı.

Saniyeler sonra arkasındaki adım seslerini işiten kulaklarına inat yürümeye devam etti ve yüzünü döven yağmur damlaları ansızın kesildi. Kurşun, yere fırlattığı şemsiyeyi almış kendisine tutuyordu.

İşte yine yapmıştı. Tek bir hareket, bazen birçok şeyi etkilerdi. Nergis, vücudunun aksine zayıf olan karakterinden nefret etti. Bu adama karşı olan zayıflığından nefret etti. Okuldaki herkesin onun bir hırsız olduğunu söylemesinden nefret etti.

En çok kendisinden nefret etti. Onu savunamadığı için. Onu kimseye anlatamadığı için. Onu bilmedikleri için.

Kısa bir girişle sizlerleyim... Bu hikayeyi çok istediğiniz için bu girişi yazdım. Sen Benim Romanımsın adlı hikayemi final yapar yapmaz bu hikayeye başlayacağım ^^

Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum ^^

Not: Mahallemin Polisi kitabımdaki karakterlerin hikayesidir!

Kendinize çok iyi bakın, sizi en güzel sevene ve kollayana emanet ediyorum canlarım...

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin