7.Bölüm

8.6K 717 137
                                    

Keyifli Okumalar...

Ellerini ceketinin cebine sokarken bozulmuş ruh durumuna eklenen beklemenin verdiği asabiyetle topuklu ayakkabısının ucunu kaldırımdaki taşa vurup duruyordu. Bakışları ay ışığının ve sokak lambalarının aydınlattığı sokakta dolaştı.

Pembe, beyaz, kahverengi apartmanların yanan ışıklarına ve balkonlara asılan çamaşırlara baktı. Her zaman görmeğe alışık olduğu bu klasik manzarayı sanki ilk kez görüyormuşçasına inceledi. Nergis, apartmanların balkonlarını incelemeye devam ederken aydınlık olan sokak daha da aydınlandı. Işığın geldiği yere bakmak yerine duruşunu bozmayıp bakışlarını apartmandan ayın gözüktüğü, yıldızların saklandığı gökyüzüne çevirdi.

Birkaç dakika sonra araba yanında durduğunda Nergis hâlâ gökyüzüne bakıyordu.

"Ben her seferinde şaşırtıyorsun." İşittiği ses tonuna karşılık olarak yüzünü buruşturarak yanına gelmiş gülümseyen bir yüzle kendisine bakan Cenk'e bir süre sessizce baktı.

Kaşının yanındaki yara bandını, dudağının kenarındaki morluğu görünce içinde şiddeti seven tarafın uyandığını hissetti. Nergis, küçüklüğünden beri kavga etmekten garip bir haz alırdı. Çevresinden biraz kız gibi ol lafını bu yüzden ne kadar da çok işitmişti. Peki kız gibi olmak ne demekti tam olarak? İnsan, insanları hapsettiği gibi kelimeleri de belli bir kalıba hapsetmeye çalışıyordu.

"Seninle çok uzun zamandır tanışıyoruz değil mi Cenk?"

"Evet, o yüzden şaşırdım. Senin beni aramanı beklemezdim."

"Yani beni tanıyorsun?" Nergis yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirirken cebindeki ellerini çıkardı.

"Tanı-" Nergis yumruk yaptığı sağ elini Cenk'in yüzüne geçirdiğinde Cenk geriye doğru giderek arabaya yaslandı. İnleyerek bir elini kan akan burnuna götürdüğünde Nergis sakin bir şekilde Cenk'in yanına giderek bir eliyle gömleğinin yakasını tuttu ve onun kendisine bakmasını sağladı.

"Biliyorsun, ben biraz manyağım. Hatırlarsan seni küçükken de dövmüştüm ve konu yine Kurşun'a zarar vermendi. Hiç akıllanmıyorsun Cenk, eyleme geçmeden önce defalarca düşün ki sonun benim elimde bitmesin. Bu söylediklerimi anlayabiliyor musun yoksa senin için heceleyeyim mi?"

"Manyak, sen kime bulaştığını bile bilmiyorsun."

"Geç bu ezber lafları. Asıl sen kime bulaştığının farkında değilsin. Bak bana." Nergis sözlerine devam etmeden önce Cenk'in bakışlarını üzerinde dolaştırmasını bekledi. "Topuklu ayakkabılarım ve elbisemle güzel ve sakin bir kız olmak için uğraşıyorum ama senin gibiler benim içimdeki şiddet seven yanımı ortaya çıkarıyor. Biz ailecek yumruklarımızı kullanmayı severiz, bir daha senin Kurşun'a zarar verdiğini duyarsam seni ailemin spor salonuna kum torbası olarak asarım." Nergis elini Cenk'in gömleğinden çektikten sonra birkaç adım atarak ondan uzaklaştı ve çantasından çıkardığı ıslak mendille elini sildi.

"Sen pembe gözlüklerinin arkasından bakmaya devam et. Salih baba seni mahvedecek, Kurşun'u da çeviren sensin zaten."

"Sana bir sözlük almam lazım çünkü bir araya getirdiğin kelimeler hiçbir anlam ifade etmiyor."

"Bu yumruğun bedelini misliyle ödeyeceksin diyorum."

"Şimdi ödetsene yoksa korkuyor musun benden? Isırmam merak etme." Nergis masum bir ifadeyle gülümsediğinde Cenk karşısındaki kıza şaşkın bakışlarla bakmaktan kendini alamadı. Bu kızın kafasından normal olmadığını biliyordu ama bugün tescillemişti. Sorunluydu ve bunun farkında olması onu daha da tehlikeli yapıyordu.

KURŞUNWhere stories live. Discover now