22. Bölüm

7K 708 95
                                    

Keyifli Okumalar...☁️

Mutluluk... Evin içine hâkim olan bu yoğun duygu âdeta elle tutulur gibi hissediliyordu. Nergis, oturma odasındaki sohbeti dinlerken dudakları bütün gün olduğu gibi mutluluktan yukarı kıvrılmıştı. Gülmekten yanak kasları ağrıyacaktı. Kendisi bu kadar mutluysa kim bir Sevda ne kadar mutluydu. Bakışları istemsizce arkadaşına kaydı. Ertuğrul ile bakışmalarını görünce yüzündeki gülümseme daha da büyüdü ve sandalyesini daha da köşeye çekerek elindeki telefonunun kamerasını açtı. Kimseye sezdirmeden birkaç doğal poz yakaladığında etrafa bir kahve sözü yayıldı ve Sevda'nın bakışları üzerine çevrildi. Uyarıyı alarak ayağa kalktı ve Sevda'nın peşinden mutfağa gitti.

Sevda'nın gergin yüz ifadesini görünce az önceki olaydan dolayı moralinin bozulmuş olabileceğini düşünerek, "Sonay teyze iyi toparladı ama." Nergis söze girdi. Kırık dökük cümleleriyle arkadaşını biraz olsun teselli etmeye çalışırken Sevda da kahve yapmak için iki büyük cezve çıkarıyordu.

"Kahvelerin birazını sen yapsana."

"Hepsi sade mi içiyor?"

"Bizimkiler sade içiyor. Ertuğrul ve ailesi de öyle."

"Şükür. Ben birine sade yaparken diğerine şekerli yapma işini hiç beceremiyorum." Nergis söylene söylene kahveleri yapmaya başladığında Sevda üzerindeki gerginliğe rağmen gülümsedi ve kahvelere başladı.

"Sevda, sen şimdi ciddi ciddi nişanlanıyorsun?! Benden önce nişanlanacağın hiç aklıma gelmezdi." Nergis, cezveyi ocağın üzerine koyduktan sonra tezgaha yaslanarak arkadaşına baktı. İçinde hem mutluluk hem de garip bir hüzün vardı. Ne zaman büyümüşlerdi?

"Valla ben de sen önce nişanlanırsın diye tahmin ediyordum Nergisim."

"Adı batasıca Kurşun. Çürüdüm onu beklerken." Nergis, sahte bir kızgınlıkla söylendiğinde Sevda gülerek başını öne eğdi.

"Doğru ya sizin Kurşunla aranız nasıl? En son ona yakın olmak için spora başlamıştın."

"Sporu falan bırak önünde amuda kalksam umurunda değilim. Görünmezlik pelerinimi omuzlarıma atıp sanki adamın önünden geçiyorum. Bu kadar umursamaması normal olamaz çünkü. Bugün senin günün ama ben sana kendimden dert yanıyorum ya."

"Saçmalama ne zamandır konuşamıyorduk zaten. Ayrıca başka şeylerden bahsetmek beni rahatlatıyor. Yoksa gerginlikten bayılacak gibi hissediyorum."

"Ah, Sevda kuşum seni şuan çok kıskanıyorum. Sevdiğin adamla yollarını birleştiriyorsun ben ise hala Kurşun'un yolunu arıyorum birleştirmek için."

"Başkası olsa vazgeçmişti, sen çok sabırlısın Nergis."

"Sabır da bir yere kadar gidiyor kuşum. Mahallede arkamdan yüzsüz diyenleri duyuyorum ama onlar bilmiyor Kurşunla beni. Ben tanıyorum Kurşun'u o gerçekten beni sevmese ben anında yolumu, yönümü değiştiririm. Öyle ki ona giden bütün yolları kapatır, arkamı dönerim. Ama ben Kurşun'u tanıyorum. Benim de imtihanım Kurşun olmuş ete kemiğe bürünmüş kuşum. Bana da sabretmek düşmüş işte. Neyse sen boşver beni şimdi çenem açıldı yine. Getir şuradan tuzu da biraz damadın kahvesini tatlandıralım."

Nergis daha fazla Kurşun ve kendisinden bahsetmek istemediği için konuyu değiştirdi, şuan aralarındaki belirsizliği kendisi bile anlamıyorken Sevda'ya tam olarak neyi anlatabilirdi ki? Sözleri üzerine Sevda'nın istemsizce tuzu getirdiğini gördü ve dudakları şeytani bir düşünce ile kıvrıldı. Oysa Sevda, onun aksine endişeli bir sesle "Nergis katmasak mı tuz?" Diye söylenmeye başlamıştı bile.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin