25. Bölüm

6.2K 590 45
                                    

Keyifli Okumalar...

Nergis, dağılan eşyaları toparlayıp raflara yerleştirirken telefonun sesiyle elindeki işi bırakıp cebindeki telefonunu aldı ve gelen mesaja baktı.

"İşin bittiyse beraber akşam yemeği yiyelim mi?" Okuduğu mesaj ile yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Parmakları ekranın üzerinde hızlıca hareket ederek çoktan onayladığını belirten mesajı göndermişti. "Yarım saate oradayım." Nergis mesaja karşılık kalp atarak telefonunu kapattı ve cebine koydu. Hızlıca kalan eşyaları da toparlayıp rafa yerleştirdikten sonra çantasını alarak dükkandan çıktı ve dükkanı kilitledi. İşi bittiğinde bakışları hâlâ açık olan bakkala çevrilmişti. Kurşun gelene kadar Sevda ile sohbet edebilirdi. Bugün onun kayınvalidesi ile güne gideceğini hatırlayınca gülerek bakkala yöneldi. Nergis, böyle ortamlardan çıkacak haberlere de olaylara da bayılıyordu.

Bakkaldan içeri girip Sevda'ya selam verdikten sonra gününün nasıl geçtiğiyle ilgili birkaç soru sordu. Sevda'nın bakışları ise tedirgince bakkalın içerisinde dolaşıyordu. Daha doğrusu bir kişinin üzerinde... Nergis, simsiyah giyinmiş oldukça yapılı bir vücuda sahip olan adamın elindeki malzemelerle kasaya yaklaşmasını izledi. İçine garip bir huzursuzluklar çökmüş, kaşları kendiliğinden çatılmıştı. Adam aldıklarını kasaya bıraktığında Sevda, sert bir şekilde adamın aldıklarını kenara iterek ellerini kasaya koydu.

"Amacınız ne?" Sevda'nın sert çıkan ses tonuna karşılık karşısındaki adam alay edercesine gülümsedi. Nergis'in içindeki huzursuzluk tavan yapmıştı.

"Sevda kuşum ne oluyor?" Nergis'in dillendirdiği soru havada asılı kalmıştı çünkü adam arkasını dönüp yavaş ve temkinli adımlarla bakkalın çıkışına doğru ilerledi. Nergis bir an için adamın çıkıp gideceğini düşünmüştü ancak saniyeler sonra bu düşüncesinde yanıldığını anladı. Çünkü adam rahat bir tavırla bakkalın kapısını kapattıktan sonra tekrar kendilerine döndü.

"Düşündüğümden daha zeki çıktın. Sadece biraz canını yakacağım, korkmana gerek yok." Adam, Sevda'ya bakarak sözlerini dillendirmişti ki Nergis kendisine engel olamayıp kahkaha attı. Bu adam ya kafayı yemişti ya da yürek... Yoksa mahallenin göbeğinde bulunan bir bakkala girerek böyle aptalca tavırlar sergilemesinin bir izahı olamazdı.

"Adamdaki özgüvene bak. Sen kimin canını yakıyorsun?"

"Seninle işim yok, çekil kenara." Adamın sözlerine karşılık dudaklarında alaycı bir gülümseme yer etti. Sevda'yı öylece bırakıp kenara mı çekilecekti yani?

"Ah, öyle mi? Hemen çekiliyorum." Sözlerine tezat olarak adama doğru bir adım atmıştı ki Sevda'nın elinde sopayla yanına geldiğini gördü.

"Beni neden takip ediyorsun?" Sevda'nın sorusu üzerine şaşkınca arkadaşına bakmak ve 'ne takibi' diye sormak istedi ancak kendisine engel olup bakışlarını karşısındaki adamın üzerinde tutmaya devam etti. Biraz oyalaması yeterdi, birazdan Kurşun burada olurdu. Kurşun'u düşününce içi rahatlamıştı ki adam Sevda'ya doğru bir hareket yaptı. Nergis, önünü arkasını düşünmeden arkadaşının önüne geçerek yumruk yaptığı elini adamın yüzüne indirdi.

Elinin acısıyla inlemek istese de dişlerini alt dudağına geçirerek sustu. Adam ise Nergis'in yumruğundan hiç etkilenmemiş gibi yana düşen başını sakince Nergis'e doğru çevirdi ve Nergis ne olduğunu anlamadan kolunu tutan parmakları hissetti. Tepki vermesine kalmadan adam onu boş bir çuval misali raflara doğru fırlattı.

Sırtı raflara çarptıktan sonra bedeni yere düştüğünde Nergis acıyla inleyerek yattığı yerde iki büklüm oldu. Aniden gelen acı nefesini kesmiş ve onu hareketsiz bırakmıştı. Kalkmak için bir denemede bulununca acı daha da arttı ve Nergis hiç kıpırdamadan, nefesini tutarak düştüğü yerde bekledi. Acı katlanabileceği bir hâl alınca Sevda'ya yardım etmek için tekrar kalkmayı denemişti ki bakkalın kapalı olan kapısı aniden açıldı ve arkaya doğru savruldu.

KURŞUNNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ