14.Bölüm

6.7K 682 129
                                    

Keyifli Okumalar...

Çatal, bıçak sesleri, hep bir ağızdan konuşan insanlardan yükselen anlamsız gürültülerin arasında kendilerine köşede bir yer bulup oturmuşlardı. Nergis, verdikleri siparişlerin gelmesini beklerken dirseğini masaya koyarak başını elinin üzerine koydu ve etraftaki insanlara bakmaya başladı. Hemen çaprazlarındaki karı kocanın hararetle birbirlerine bir şeyler anlatırken yanlarında sessizce oturmuş önündeki ekmekle oynayan küçük çocuklarına, başka bir masada kırklarını geçmiş üç adamın hızlı hızlı yemeklerini yerken bir yandan gülerek sohbet etmesine ve en köşedeki ikili masalardan birinde tek başına yemek yiyen bir adama bir süre baktı. En çok da tek başına yemek yiyen adamın üzerinde oyalandı bakışları. Mutlu mu yoksa mutsuz mu seçilemeyen düz bir yüz ifadesiyle sanki bir görevi yerine getiriyormuşçasına yemeğini yiyordu. Nedense aklına Kurşun geldi. O da çoğu zaman yemeklerini tek başına ve aynı böyle bir yüz ifadesi içerisinde yerdi.

"Nereye bakıyorsun?" Sevda elindeki telefonunu masanın üzerine bıraktıktan sonra Nergis'in baktığı yeri görebilmek için başını çevirdi ve yemek yiyen adama baktı. "Tanıdığın biri mi?"

"Hayır, sadece bakıyordum."

"Anladım, iyi ki gelmişiz canım uzun zamandır balık yemek istiyordu."

"Çok uzun zamandır da gelmiyoruz buraya değil mi?"

"Evet, son zamanlarda birlikte pek vakit geçiremedik. En son evin için eşya bakıyordun karar verdiğin bir şey oldu mu?"

"Koltuk takımı almaktan vazgeçtim, şu anlık bu benim için lüks bir şey. Bir tane büyük üçlü koltuk alacağım. Bir de odamdaki pufu koyarım olur biter."

"Mantıklı düşünmüşsün aslında. Sonra paran olunca alırsın, acele edip kendini borcun altına sokma."

"Evet, aylarca borç ödemek istemiyorum o yüzden çok az ve öz eşya alacağım. Hem bu aralar minimalist yaşam popüler ben de bu popüler akıma uyabilirim." Nergis'in gülümseyerek söylediği sözler karşısında Sevda da gülümsedi ve bakışlarını arkadaşının yüz hatlarında dolaştırdı.

"Gerçekten mutlusun."

"Ne?"

"Uzun zamandır seni böyle mutlu görmemiştim. Şu an gerçekten mutlusun ve bu durum beni de mutlu ediyor."

"Evet, mutluyum çünkü seninle güzel bir yemek yiyeceğiz ve sohbet ediyoruz. Şuan için başka hiçbir şeye ihtiyacım yok ama sonrası için sütlü bir kahveye hayır demem."

"Kahve güzel bir fikirmiş, Nergis, sana bir şey soracağım. Kurşun'la hiç görüşüyor musunuz ya da konuşuyor musunuz?"

"Hayır, o kadar ayrı noktalardayız ki yollarımız bile kesişmiyor zaten. Ayrılığımızın üzerinden aylar geçti. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki bazen şaşırıyorum. Açıkçası bazen onu çok özlüyorum ve içimde onunla konuşmak, onunla sohbet etmek için büyük bir arzu duyuyorum. Başımdan geçen ufak tefek olayları ona anlatmak için elim telefona gitse de kendimi durduruyorum. Galiba yokluğuna alışma konusunda çok iyi gidiyorum. Sence?" Nergis, dudaklarından sakince dökülen sözler üzerine hafifçe tebessüm ederek arkadaşına baktı.

"Bence de çok iyi idare ediyorsun. Açık olmak gerekirse senin Kurşun konusunda bu kadar çabuk pes etmeni beklemiyordum."

"Pes etmedim. Sadece kısa bir mola verdim, yoruldum Sevda. Onun beni sevdiğini biliyorum ama sanki ben tek başıma çabalıyormuş gibiyim. Bir araya gelelim diye kendimi yıpratarak ilişkiye başladığımızda yorgun, yıpranmış bir Nergis olmak istemiyorum. Sonuçta bu bir ilişki ve iki tarafında bir şeyler yapması gerekiyor. Ben de köşeme çekildim. Bana hep zamana ihtiyacım var deyip duruyor ben de ona istediği zamanı verip neler yapacağını gözlemleyeceğim."

KURŞUNWhere stories live. Discover now