THT 46 ESİR KRAL

75 14 6
                                    

Yeni bir bölüm yeni bir heyecan sizleri bekliyor 🦋

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız✨

Ledan komutanları askerleri bir araya toplamıştı. Askerler Jeyan Prensesinin kılıcında olan Ledan Kralına bakıyordu. Ledan kralı ise askerlerine bakmıyordu. Onlara karşı içinde büyük bir utanç vardı. Hem yenilgiye uğramış olmanın getirdiği utanç hem de askerlerinin ona ihanet etmesinin verdiği öfke vardı.

"Şimdi size şartlarımı sunarım. Bize ait olan Jeyan topraklarını terk edin halkımı sağ bir şekilde özgür bırakın. Aksi olursa kralınızın kellesini sizin önünüze atarım." Prenses sertçe konuştu. Kralın saçlarını tuttu ve kılıcını boynunda daha da bastırdı. Hazer Alpar ise hiçbir tepki vermeden sadece üzerinde bulunduğu toprağa bakıyordu. Ayaklarına ve kollarına saplanan oklar ile canının acımaması için kendisini sıkıyordu. Prenses tekrar konuştu." Bir de Ledan'da esir tutulan canına kast ettiğiniz halkımı Jeyan topraklarına sağ salim getireceksiniz. Ayrıca öldürmüş olduğunuz her bir Jeyanlıyı da getireceksiniz." Prenses öldürülen Jeyanlıları ailelerine teslim etmek istiyordu. Çünkü ailelerine verdiği bir söz vardı ölü ya da diri hiçbir Jeyanlıyı Ledan topraklarına mahkum etmeyecekti. Kendisine elçi gönderip şartlarını sıralayan Ledan kralına itafen bunu demişti. Kendi Krallığında Prensese şartlar sunmuştu.

"Topraklarım da oluşan hasarın ve halkıma yaptığınız zulm için Jeyan'a yüklü bir miktar da vergi ödeyeceksiniz. O vergiyi Kralınızı sarayım da ağırlar iken Kralınızla konuşacağım. Unutmayın tahtta biri oturmadığı takdirde çok iyi bir hedef olursunuz. Taht kavgaları peyda olur. Kralınız Krallığına gitmediği takdirde çıkacak olan isyanı düşünemüyorum bile" Ledan komutanları Prensesin sözlerinin doğru olduğunu biliyordu. Ama hiçbiri yenilgiyi hazmedemiyordu.

"Kralı Jeyan'a götürmeden de halledebiliriz" Ledan Komutanı Prensese bir teklif sunmuştu. Ama Prenses Ledan'a güvenecek kadar saf değildi.

"Topraklarımı ve halkımı bıraktığınız vakit hallolacaktır. Şimdi Jeyan askeri ile birlikte geri çekileceğiz. Eğer olur da bir tuzak kurmaya kalkar iseniz Kralınızın kellesini alırım. Kralınızın varisi olmadığına göre Krallığa bir sürü akbaba uğrayacaktır ve peyda olacak isyanın demlerini atmış olacaksınız." Ledan komutanları Krallarına bakıyordu. Ledan kralı ise vücudu uyuştuğundan kendinde değildi. Gözleri yavaş yavaş kararıyordu. Komutanlar ise Kralın kan kaybetmesinden korkuyorlardı.

"Kralınız kan kaybeder başka çareniz yoktur." Komutanlar aralarında bir süre konuştuktan sonra Prensese döndü.

"Komutan Batıray size elçi gönderecektir. Krala topraklarınızdan çıkana kadar iyi bakasınız. Eğer Kralımıza bir şey olur ise topraklarınız da kim var kim yok yakıp yıkarız." Prenses komutanın sözleri ile memnun olmuştu başını salladı. Kalkan ile önünde duran askerlere komut verdi.

"Okçu birliklikleri harcinde tüm Jeyan askerleri yavaş yavaş geri çekilsin. Okçu birlikleri biz sağ salim uzaklaşmadan geri çekilmeyecek. Eğer bir tuzak kurmaya kalkan olur ise ıslık oku ile haber edesiniz. Krallarının kellesini alacağım." Prenses sert ve netti. Komutan Arat Ledan Kralının ellerini önde bağladı. Prenses atına bindiğinde Komutan Arat Ledan Kralının bağlı olduğu ipi Prensese uzattı. Kral tüm yolu yürüyerek gidecekti. Prenses önce ipe sonra Ledan Kralına ondan sonra ise arkasındaki Ledan askerlerine baktı.

"Askerlerinin yanında bir Kralı böyle götürmek ne Jeyan'a ne de Jeyan'ın Prensesine yakışmaz Komutan Arat, bir at ayarlayasın Krala yardımcı olun ata binsin." Prenses tüm kötülüğe rağmen ne merhametini ne de bir yiğide yakışacak savaş saygınlığını kaybetmişti. Komutan Arat gururla eğittiği kadına baktı. Tam bir savaşçıydı.

TEHLİKELİ TOPRAKLAR 1 VE 2. SERİWhere stories live. Discover now