THT 20 ÖLMEYİ HAK ETMİYORSUN

218 22 4
                                    

Askerler korkuyla komutanlarına baktıklarında af diliyorlardı. Ama komutan onları duymazdan gelerek kızın bulunduğu çadıra girdi. Kız acıyla kıvranmaya devam ediyordu.

"Ledan'dan senin için şifacı getirtirim." Kız utanç ile örtüyü kafasına kadar çekmişti.

"Ölmek istiyorum öldür beni" Komutan duyduğu sözler ile içi acımıştı.

"Ölmeyi hak etmiyorsun" Komutana bakmıyordu.

"Böyle yaşamayı hak ediyor muyum?" Komutan gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Zor duruyordu.

"Benimle beraber 25 kadında hak etmiyordu." Komutan ağır utanç içindeydi. Bu durumda olmaktan nefret etmişti.

"Ledan'dan gelecek hiç bir şifacıyı istemem. Ledanlı insanların daha fazla bedenime dokunmasınıda istemem." Kız kalan takatiyle zar zor konuşmuştu. Komutan zaten bunun farkındaydı. İstemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden karısının gelmesini istemişti.

"Gelen şifacı Ledanlı değildir. Bunu kimseye söylemeyesin." Kız komutana baktığında anlamamıştı. Sormakta istememişti. Komutan çadırdan çıktı.

Komutan Ertinay'ın dikkatini bir şey çekmişti.

"Jeyan topraklarını fet ettikten sonra Kral Hazer Alpar, 60 askerin burada kalmasını istemişti. 30 asker dizlerinin üstünde elleri bağlı olanlar ise, 20 askerde buna karşı olanlar ise, geriye kalan 10 asker nerededir."Komutanın sorduğu soru ile başları aşağıya doğru eğilmişti. Bu sorunun cevabını verecek kimse yoktu.

"Size derim 10 asker nerededir!" Komutanın bağırması ile bir asker öne çıktı.

"10 asker Komutan Batıray'ın bölüğünde ki askerlerdi komutan Batıray'ın Akraşa'ya güvenmediği için onları gönderdiğini söylemişlerdi. Fakat olan hiç bir şeyi Komutana ulaştıramadılar. Akraşa buna izin vermemişti. Akraşa'nın dediklerine karşı durduruyorlardı. En son" Komutan ciddi bir şekilde askere baktı.

"En son ne oldu!" Sesi yüksek çıkmıştı.

"Akraşa, Komutan Batıray'ın askerlerine en başından beri hep sinir olurdu. Bir kızı yere fırlattı. Komutan Batıray'ın 10 askerinin kıza tecavüz etmesini istedi. Fakat askerler bunu istemediklerini söylediklerinde onları zorlamaya devam etti. Askerler diretince de hepsini kendi askerlerine şu 30 askerinde içinde bulunduğu askerlere öldürttü. Ardından bazılarını diri diri bazılarının ise ölü bedenlerini yaktırdı." Komutanın sinirden gözü dönmüştü. Aklı vicdanı bu eziyeti bu işkenceyi kabul etmiyordu. Kadınların Jeyanlı halkında yüzüne bakacak hali bile yoktu. Olan şeylere karşın onun yüzü kızarırken karşısında ki 30 asker acımadan onları katletmişti. Komutan Ertinay hızla Karşısında duran askerlerin yanına gitti. Yumruğunu karşısında ki zalimlere vurdu. Onların acımadığı gibi o da onlara acımasızca vuruyordu. Masum kadınları ve askerleri katletmişlerdi.

"Çarkan, Komutan Batıray'a haber salasın olanları iyicene anlatasın" Komutan Ertinay sinirle bir tekme daha savurduğunda askerin ağzından kan süzülüyordu. At arabasını kullanan askerleri gördüğünde karısının geldiğini anlamıştı.

"Şifacıyı hemen çadıra götürün kızı tedavi etmeli." Karısını görünce gözleri parlamıştı. Ama mesafeli durmuştu. Askerlerinin yanında Komutanın nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranmalıydı. Belgi etrafına baktı. Kendi halkının gördüğü zulme baktı. İçi yanmıştı. Koşup sarılmak istiyordu. Fakat kimse onun Jeyanlı olduğunu bilmiyordu.

Çadıra girdiklerinde kızın halini görür görmez yanına koştu. Malzemelerini çıkarmaya başladı. Komutan dışarıya çıkmıştı.

🏹🗡️

       Komutan Batıray, Komutan Balıbars'a Krallıklarında neler olduğunu anlatıyordu. Barlıbars ve Batıray savaşı engellemenin yollarını arayacaktı. Dışarı da bir kez daha gök gürüldemişti. Aşırı yağan sağanak yağmur herkesi sırılsıklam yapmıştı.

"Kardeşim!" Bir çığlık kopmuştu kadının ağzından, kadın kardeşini göğsüne çekmişti. Sarılıyordu.

"Yardım edin ne olur çok ateşi vardır." Askerler ne yapacağını şaşırdı. Askerlerden biri komutanların olduğu çadıra yaklaşmıştı.

"Yardım edin Komutan!!" Kadın, asker çadıra giremeden yüksek sesle bağırmıştı. Çadırdan çıkan iki komutan ne olduğunu anlayamadı.

"Neler oluyor bu bağırış nedendir." Komutan neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Karşısında ki askere bakakalmıştı.

"Kardeşimin durumu iyi değildir yardım edesiniz. Ateşi vardır böyle giderse daha da kötü olacaktır." Komutan askerin yanından geçip Asral'ın yanına geldi. Kız ablasının göğsünde yarı baygın haldeydi. Eğildi kızı kucağına aldı ve çadırına götürdü. Bunu neden yapmıştı. Bilmiyordu. Askerlerinin gözünün önünde neden yapmıştı. Onu da bilmiyordu. Çadırına girdiğinde minderlerin üzerine yatırdı. Kız titriyordu. Olanları sadece izlemekle yetinen Komutan Batıray'a bu oldukça garip gelmişti.

"Ateşin ablanın dediği gibi çok yüksektir burada şifacı yoktu değil mi? Var mıydı? Hatırlamıyorum." Kız yarı baygın haldeydi sorularını tabi ki cevaplayamıyordu. Komutan dışarıya çıktı.

"Burada şifacı var mıdır?" Komutanın sorusuyla hepsi başlarını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Jeyan'da isyan çıktığında yaralıları tedavi etmek için hepsini Krallığa götürdüler." Komutan askerlerden birini şifacı getirmesi için Ledan'a yolladı. Sonra tekrardan çadıra girdi. Askerlerden birine bir kabın içinde su ve bez getirmesini istemişti. Bezi kızın arnına koydu.

"Üşüyorsun ama ateşin vardır üzerine örtüyü örtsem ateşin daha da yükselir"
Asral titriyordu vücuduna kramplar girmeye başlamıştı. Kemikleri acıyordu.

"Şifacı için Ledan'a asker yolladım en kısa zaman da gelecektir." Çadırda kenarda ateş yakılan yerde fazla olmasa da hafif bir ısı yayıyordu. Kendisini uykuya bırakmıştı. O gece komutan için upuzun bir gece olmuştu adeta, kız sürekli uyanıyor ve üşüyordu. Bezi suya sokup tekrardan alnına koyuyordu. Hiç uyumamıştı. Sabaha kadar ateşini düşürmek için uğraşmıştı. Ateş düşer gibi olmuştu ama ardından tekrar yükseliyordu. Yüzünde ki terleri silmeye başlamıştı.

"Komutan Barlıbars" Çadırın dışında kendisine seslenen asker ile dışarıya çıktı.

"Ablası kardeşinin yanına gelmek ister" Komutan karşıya baktı. Ablası meraklı gözlerle onları izliyordu.

"Çadırıma başka bir hatun giremez ona iyileşeceğini söyleyesin Komutan Batıray nerededir"

"Bir asker geldi mühim haber verince toparlanıp gittiler." Komutan kafasını salladı. Ve çadırına geri girdi. Girer girmez tekrar seslenilmesiyle dışarıya çıktı.

"Ne oldu!" Sinirle bağırmıştı asker şaşırsada kendisine gelen malumatı Komutanına iletmek zorundaydı.

"Şifacıyı getiren askerler saldırıya uğramış"

Uzun zaman sonra tekrar geldim umarım oy ve yorum yaparsınız şimdiden teşekkürler😜🤭

TEHLİKELİ TOPRAKLAR 1 VE 2. SERİWhere stories live. Discover now