Hamse-"Vurulan Yürekler" 2

685 91 125
                                    

Vurulan Yürekler|2. Kısım

Bir sokak lambası, bir şemsiye, giden Muhammed Enis ve vurulan bir yürekle kalakaldım ıssız sokakta

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Bir sokak lambası, bir şemsiye, giden Muhammed Enis ve vurulan bir yürekle kalakaldım ıssız sokakta.

Bulutlar sustu, gök inledi, yağmurlar söyledi.

Rüzgarsa fısıldadı kadının kulağına.

"Unutma bu anı.

Beyaz ışıklı sokak lambasını, şemsiyeni ve dildade yüreğini."

Yüreğim, ardından bağırarak varamam dedi. Sen görmüyorsun ama değil adımlarım, yüreğim dahi kıpırdayamaz buradan dedi. Titreyen ellerim ağzımı buldu. Sessizliği yıkmak isteyen avuçlarım hıçkırıklarıma, dur dedi.

Ama dizlerim ve şemsiyeyi tutan parmaklarım dayanamadı. Şemsiye elimden düşerken diğer elim anında bahçe duvarını buldu. Onun her bir adımında kalbim eziliyordu. Eze eze varıyordu kendi evine..
Dağılan kalbim, avucumun içinde paramparça olmuş umutlarım, onun ayağıyla ezdiği mor menekşem, hepsi acının en koyu tonlarını tadırıyordu. En çok yaralanansa sevmekten başka hiçbir şey yapmayan kalbimdi. Başımı kaldırdım, yağan yağmurla yarışan yaşlarımı hissettim. Yanaklarım üşüdükçe üşüyor, ellerim uyuştukça uyuşuyordu.
Buğulu bakışlarımı göğe diktim. Kara bulutlara, 'Hissediyor musunuz?' diye sordum.

"Onun adımlarında ezilen yüreğimin sesi oraya varıyor mu?" diye ekledim.

Artan yağmurla, hissediyoruz dedi sanki o bulutlar. Hüznü yoldaş edinmiş acı bir tebessüm kondu üşüyen yüzüme. Kulaklarıma ilişen bağırış sesleriyle başımı aşağı indirdim, dünyadan sıyrılan halimle etrafıma bakındım. Seslerin geldiği yerin bizim ev olduğunu anlamamsa ikinci bir kurşun yedirdi savunmasız vücuduma.

Endişeyle adımlarımı eve yönelttim, kapı açıktı, koridordaydı herkes, annemin "Ambulansı arayın, ambulansı arayın!" yakarışlarıyla kalbim ayazların arasında kaldı. Hızlıca insanların arasından geçtim, damarlarımdan akan korku gözlerimde okyanuslara dönüşüyordu. Hızlıca odamıza yöneldim, Rümeysa'nın nefes alamayışı, hızlı hızlı soluması, büyüyen kan çanağı gözleri, annemin perişan haliyle tüm dünyam başıma yıkıldı. Tedavi görürken bir kez daha olmuştu, kendini fazla strese maruz bırakırsa en ufak nefes alamayışı büyüdükçe büyüyor atağa çeviriyordu kendini. Zayıf olan bağışıklığı daha da dirençten düşüyordu. Bir çürük ipliğe dizildi tüm mutlu anılarım. Kalbimin damarlarına asılansa, acının her tonu oldu.
Adımlarım hızlıca Rümeysa'nın yamacını buldu, ellerimi yüzüne götürdüm.

"Şşşh sakin ol, hiçbir şey yok güzelim bak buradasın bak yanındayız sakin ol, ver elini."

Kaskatı kesilen ellerini elime almaya çalıştım, hareket ettiremiyordum, buz bir kütle gibiydi, kaskatı kesilmişti. Korkum yüreğimden gözlerime ilişti, dışarıdan gelen ambulans sireni sesiyle, bu anın gerçekliğini sorguladım. Nefes alamayışı arttı, onunla yarışan titreyişiyle benimde yüreğim titredi. Korku, en acı bıçağıyla dayandı boğazıma. Tam o an çaresizliği iliklerime kadar hissettim.

CÜDÂ | TamamlandıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt