İsne -Sevda Sarmaşıkları

1.6K 134 293
                                    


Korkuyordu adam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Korkuyordu adam.

Kalplerinin savaşından korkuyordu..

Terastan çıkınca sağa doğru yöneldi, ince uzun koridorda sağdaki ilk odanın önünde durdu. Yine bir ilkti, bir aya varan evliliklerinde ilk defa Feyza'nın odasına girecekti. Yüreği gibi adımları da tedirgindi. Kapıyı ayağıyla yavaşça ittirdi. Odayı baştan aşağı saran lavanta kokusu, onu da yıllar öncesine götürdü. Rümeysa'nın en sevdiği kokuydu bu. Hâlâ tutsaktı kadın. O elem haberi aldığı günde tutsaktı.

Yavaşça yatağına bıraktı. Kadının duru yüzüne bakmaması gerektiğini kendine telkin ettikten sonra bakışlarını çekti. Pencerenin açık kalması, odayı buza çevirmişti. Hızlı adımlarla pencerenin yanına vardı, kapatacakken bu odanın açısının bahçeyi tam görüşüne bir tebessüm belirmek istedi keskin yüz hatlarında. Acabalar içinde yüzecekken soğuk rüzgarın, vücudunu esir alışı vazgeçirdi.

Pencereyi kapattıktan sonra üşüme ihtimali olabilir diye üzerine pikeyi örtmeye karar verdi. Kadının kolunun altında olan pikeyi yavaşça aldı, onun üzerine örttü. Bir dua daha fısıldadı.

"Yüreğini de ferahlık örtsün, sarıp sarmalasın."

Ardından, kalbinin en derinlerinden bu niyetle bir inşirah okuyup yavaşça üfledi.

Adımlarını odadan dışarı yöneltirken tahta masanın üzerindeki kağıt ve mürekkep dikkatini çekti. Yazıyor mu hâlâ diye düşüncelerin içinde kayboldu.

Kafasını zar zor çevirip yavaşça çıktı ve kapıyı ardından kapattı.

Yavaş adımlarla bakışları ayaklarında terasa vardı. Yürürken aslında çok güçlü olan dizlerini titreten bu his neydi? Terasın kapısını kapatır kapatmaz kendini, kapının önüne bırakmaya meyyili ayaklarına, dur diyemedi. Neydi bu ayaklarının dahi taşıyamadığı yük? Yüreğine döndü ve fısıldadı. "Nedir bu denli yanışın? " Yüreğini saran bilinmezlik dudaklarından bir şiirin iki mısrası olarak döküldü.

"Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin."

Feyza Akca

Yüzüme çarpan soğuk rüzgara rağmen tek bir adım dahi atmadım oturduğum yerden. Asırlarca otursam itirazım olmazdı. Yürekgahıma çivilenen elem bir yıla yakındır vardı ama sanki asırlardır varlığını koruyordu. Ormanın içinde uzun kavak ağaçlarının yamacında eski bir banka kurulmuştum. Yüzüme vuran sonbahar rüzgarı ellerimi üşütüyordu, o rüzgar yüreğime de uğramak niyetindeydi. Önüme uçuşan eşarbımı, nazikçe çektim gözlerimin önünden.

İçimden bir an, çok küçük bir an "Aynı bunun gibi acı perdeleri de yüreğimin önünden çekilse, boğulmasam artık o karanlıkta." diye geçirdim.

CÜDÂ | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin