------
Yavaşça eli elimi buldu. Parmaklarımı parmaklarına kenetledi. Uçurtmalarım o kızıl göğü süsledi. Fısıldarken yavaşça bana, tutmadım kendimi ve indirdim başımı omzuna, yumdum gözlerimi ve dinledim onun sesini."Gözümün gördüğü en güzel gün batımı, seninleyken izlediğim gün batımı."
Sözüyle başımı omzundan kaldırdım, sahi mi diye inleyen kalbimin sesiyle ona baktım, gözlerini bana çevirdi aynı esnada.
Baktı.
Ve elaları "Sâhi." diye fısıldadı.
Dolan gözlerimi fark etmemesi için hemen geri eskisi gibi başımı omzuna yasladım. Ve fısıldadım ruhumla ona "Kalbimin olduğu en güzel yamaç, senin dik yamaçların Muhammed Enis." O duymadı ama bir önem arz etmedi şu an bu. Zira konuşmaya devam etti o ruhum.
Ruhumun tattığı en güzel şerbet, sevdanla zehir diye önüme koyulan şerbet oldu.
Önce ürktüm.
Korktum, çok korktum.
İçersem mahvolurum diye deliler gibi korktum.
Sonra bir ses duydum. Tüm arşı inleten bir organın sesi. Kalpmiş ismi, çocuklar öyle fısıldadı.
"İç." dedi bana. "Sevgiliden gelen zehir de olsa iç." dedi.
Kana kana içerken buldum kendimi. Sonrası böyle işte. Omzum omzunda, kalbin kulaklarımın duyacağı tonda hızda. Sözlerin berceste.
Bu sefer sahiden fısıldadım ben de usulca.
"Uzun aylardan sonra, ruhumun dinlendiği nefeslendiği ilk an."
O da benim gibi yaptı, gözlerini bana çevirdi ama ben bakamadım ona. Çünkü gözlerimin penceresine vuran huzur yağmurlarıydı. Görmesini istemedim o an. Ama o da bunu istemedi. İşaret parmağını yavaşça çeneme değdirdi ve yüzümü kendine çevirdi. Engel olamadım o an görmesine, baktı öylece çehreme. Ama değdiremedim gözlerimi gözlerine. Korkuyordum, onu öncesinden bu denli sevdiğimi bilmesinden korkuyordum. Sanki yakalanırmışım gibi sanıyordum.
Gözümün kenarına vuran, derince ortaya çıkan çukurlarıydı. Tebessüm mü ediyordu. Bu sefer kaçmadım ve baktım ona. Onun da gözlerinin doluluğuyla elim ayağım titrer gibi oldu. Oysa dolan gözleri eşliğinde parmağını yanağıma getirdi ve o yaşları tek tek sildi.
YOU ARE READING
CÜDÂ | Tamamlandı
Spiritual|Gerçek Yaşanan Bir Hikayeden Esinlenilmiştir.| Sonbaharın usulca şehirden uzaklaştığı bir akşamüstü. Son demini döken yapraklar. Bulutların ağlamaya hazırlandığı dakikalar. Güneşin, bir daha kızın yüreğine açmayacağına and içeceği lahzalar. Kar...