|Gerçek Yaşanan Bir Hikayeden Esinlenilmiştir.|
Sonbaharın usulca şehirden uzaklaştığı bir akşamüstü.
Son demini döken yapraklar.
Bulutların ağlamaya hazırlandığı dakikalar.
Güneşin, bir daha kızın yüreğine açmayacağına and içeceği lahzalar.
Kar...
"Ruhumun sızısını, tek bir gülüşüyle dindirendi o."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hayatınız boyunca unutamayacağınız anlar olur. Tam şu lahza, bana acıyı kanaya kanaya içiren şu lahza, işte tam öyle bir andı. Ne kadar zaman, yıl geçerse geçsin silinmezdi acısı. Küçükken yere düşüp dizlerinin yaralanmasına kıyamadığım meleğim, şimdi ölümle burun burunaydı. Savaşıyordu, şu yaşında durmadan savaşıyordu. O daha savaşı anlayamadan kendini içinde bulmuştu. Duvara sinmişti, boş bakışlarla yere bakıyordu. Gözlerinden eksilmiyordu yaşları. Yüreği kanıyordu, oluk oluk kan akıyordu. Gözlerimizin önünde kan kaybediyordu. Elimde onun yarasını dindirebileceğim bir bez dahi yoktu. Benim nefesim kesilirken ona nasıl nefes olurdum? Ben o kanlarla dolu bir gölün içinde çırpınırken, onun ellerinden nasıl tutacaktım. Durdurak bilmeksizin ağlıyordu. Ağlıyordum.
Kanıyordu..
Binbir kanıyordum..
Babam varmıştı yamacına, Rümeysa'nın yüzünü avucuna aldı, gözyaşlarını silerken bağrına bastı. Kendimi bıraktım, duvara toslayan sırtım oldu. Ayaklarımı kendime doğru çekip kollalarımı etrafına doladım. Babam ona sarılırken yüzü bana döndü. Siz hiç koskoca bir adamın gözlerinde biriken yaşları gördünüz mü? Dünyanın en güçlülülerinden dediğiniz birinin, en çaresiz anına denk geldiniz mi? Ben bunu, tam şu an yaşıyordum. Yüzü düşmesin, üzülmesin diye ne dese ikiletmediğim babamın, kalbi yanıyordu.. O ateş gözlerine kadar sinmişti. Lavların arasında küçük kız kardeşime su taşıyordu. Bense izliyordum öylece. Çaresizlik boğazıma lime lime dizilirken acının bedenime hakim oluşunu izliyordum.
Ansızın bir ses işittim. Sesini kar kürelerine saklamak istediğim kişiden bir ses. Hem de ismimi sayıklar bir halde..
Bense acı bir tebessümle bu hayalin tadını çıkarmaya çalıştım. O gölde boğurlurken, suyun acı tadına bakıp mutlu olmaya çalışmak gibiydi. Biri aniden önüme diz çöktü. Bakışlarını bakışlarıma getirdi. Elaları bana el uzattı. Bense dolmuş gözlerle bu lahzanın gerçekliğini sorguladım.
