Erba-"Sislerin Arasında Beliren Avuç"

696 98 131
                                    

Onun yazdığı iki satırı okuyan harelerime, acısı sonsuz olan bir kıymık battı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Onun yazdığı iki satırı okuyan harelerime, acısı sonsuz olan bir kıymık battı. Kanayan yüreğimi, üşüyen avuçlarıma bıraktı.

Gözlerimi yumdum. Elim, elem dolu kağıdı kalbime bastırdı. Zihnimden bir saniye ayrılmayan cümleyi düşünürken buldum  kendimi. 

"Sen, ayazların arasında beliren bir ufuk çizgisi, bense ayazın ta kendisi. 

İçin güzler kadar güzel, dışın kuytu kimsesiz geceler. 

        ~Muhammed Enis Ardıç " 

Tam şu an o kuytu kimsesiz geceler benim yüreğim Muhammed Enis. Karartan bizzat sen. Hareket edemeyen ellerim, gözlerimle anlaşmış gibi yüreğimin penceresinde fırtanalı yağmur olarak belirdi. Olduğum oda nefes alamadığım bir hapse dönüştü. 

Yüreğimde belirmek isteyen haykırışlarıma ve çiçeklerle büyüttüğüm sevdama, acıları mesken edinmiş denizlere ulaşması için müsaade ettim.

Zaman durdu ve ben o elemi hissettim. 

Mekan uçtu, gitti ama ben acının merkezi, bir saat kulesi yamacında yıllarca bekledim.

Hayır, zaman durmadı! Asıl şimdi başladı. Hayallerimi avuçlarımın arasından tozlu raflara kaldırılışına şahit oldum. İşte şimdi zaman başladı. Nefes almanın nasıl güzel bir nimet oluşunu tam şu an daha iyi anladım, nefessiz nasıl yaşanır, zaman bana onu gösterecekti. 

O seviyordu.

O birini seviyordu.

Menekşesine ismini fısıldadığı bir yürek vardı. 

O yüreğin, ben olmadığımdan onu nasıl seviyorsam o kadar eminim. Birini seviyorsanız öyle aniden onun sevdiği olmuyorsunuz. Bir iki defa tevafuken kütüphanede karşılaşınca, size insanlık niyetiyle şemsiye verince, onun normal gözle yaptığı bir davranış sizin diyarınızda sevda yollarına çıkmıyor. Bunlara kanmak kendi ömrünü heba etmekten öteye geçmez ki. Ben sanmadım, ben onun beni sevmediğini hep bildim, ben onun bana karşılık verişine sevdalanmadım, karşılıksızdı başından beri. Bilmediğim nokta onun bir başkasına yüreğinin atmasıydı. Ondan böyle savruluşum.. Hele ki o yüreğinin Elif olma ihtimali nefesimi kesiyordu. 

Ben bununla yaşayamazdım. Kabul edemedim, etmek istemedim. Belki de o an başka bir duruma gülümsemişti. Gözleri tevafuken onu bulmuştu. Olamaz mı? Olur tabi. Hem Elif tanımıyor ki onu, nasıl sevsin? 

Ah çekti sıkışan yüreğim. İnip kalkan göğüs kafesim acıları üstlenen omuzlarıyla çıktı karşıma.

Yüreğimden filizlenen dal, bir kağıt parçasının poyrazına rastladı. Yerle yeksan oldu o dal, o yürek..

Dakikalar geçti, saatler geçti, kollarım tutmazken nefes dahi alamazken kimseye yansıtmamak için nefes alıyormuş gibi yapmaya devam ettim. Üzerimdeki uzun polar ceketime biraz daha sarıldım, pencereme yağan damlalara takılı kaldı gözüm. Yüreğimden sevdamı gömdüğüm toprağa da yağmurlar yağıyordu, seller basmıştı o iklimi.

CÜDÂ | TamamlandıWhere stories live. Discover now