Selase- "Rüzgar Gülleri"

1K 112 219
                                    

"

O, tüm çıkmaz sokaklarımı, şehrin en güzel manzarasına çeviriyordu."



O an kalbim, sevdamın en derine gömüldü. Gömdüğüm yerde menekşeler belirdi..

Çaresizim çaremsin

Şaşırdım kaldım işte

Bilmem ki nemsin..

Sesin öyle güzel öyle nahif ki. O söylediğin kelimeler dalgalar halinde kalbimin kıyısına vurdu.

Saklamak istiyorum, sesini bir kar küresinin içerisinde saklamak istiyorum.

Hissediyorum Muhammed Enis. Hissediyorum. Şiiri okurken yüzünü esir alan tebessümünü hissediyorum.

İstiyorum Muhammed Enis. İstiyorum. Dudaklarının kıvrımında canlanan menekşeleri, ellerimle toplamak istiyorum.

Yüzümü saran kırmızılık gözlerimi de esir aldı.

Doldu.

Gözlerim anın güzelliğinden doldu.

Sallanış hızım, ayaklarımı oynatamadığımdan azalmıştı. Kaskatı kesilmiş kalbimdeki hengameyle başbaşaydım. Gözlerim yıldızlar da buğulu şekilde seyrediyordum.

Şiirini okuduğu kelimeler rüzgara karıştı, göğe doğru süzüldü. Her bir kelimesi göğüme, bir yıldız daha ekledi. O gök benim yüreğim, gecemi süsleyen yıldızlarım ise onun her bir kelimesi olmuştu. Sonsuz gülümseme isteğimi geri çevirmedim. Karanlığa karışan tebessümümle, anı yaşamak istedim. Adım sesleri doldu kulağıma. Beraberinde kalbimin ritim sesi de. Yaklaşıyor muydu o? Buraya? Yanıma?

Yaşadığım bu anın rüya olduğunu düşünmeye başladım. Evet, bu an kesinlikle bir rüya.

Yavaş adımlarla tam yanıma, salıncağın hizasına gelince anladım. Bu bir rüya değildi. Bu bir uyanıştı. Ruhumun yeniden uyanışıydı. Yanımdasın, tam yanımda. Gözlerim yıldızlardayı ama kalbimin bakışları yavaşça ona çevrildi. Karanlıkta dahi kıvrımla ışıldayan kirpik tellerinin her birinde bir ömür saklardı, bilirim. Tam o an kalbimden bir kuş firar etti.

Uçtu, uçtu, uçtu.

Yavaşça o kirpik tellerine kondu. Ama hemen gelip yamacıma vardı, yüreğimin parmaklığından içeri girmeden önce, döndü ve fısıldadı.

"Ben bir saniye dahi dayanamadım onun iklimine, güzelliğine."

Yüreğimse al yanaklarla olduğu yerde daha da büzüştü.

Yan tarafımdan gördüğüm kadarıyla olduğum tarafa gözlerini hiç çevirmeden gözlerini göğe çevirdi. Dudaklarını araladı, yıldızlara tebessümünü hediye etti ve kalbime kazınan sözler sarf etti.

"Tam şu an şairin şu sözü düştü yadıma.

Gözümün gördüğü gök, yüzün olsun.

Nasıl nahif değil mi? "

Bakışlarını, benim olduğum tarafa çevirince gözlerimiz buluştu. Hem de benim sevda iklimim de en güzel yaz yağmurunun altında. Yavaş yavaş durdu o yağmur ben de yavaşça çektim bakışlarımı. Kıyamazdım o temiz sevdayı kara izlerle karartmaya. En son gördüğüm benim gözlerimdeki şaşkınlığın ona da bulaştığıydı. Öksürdü bir kaç defa. Sesi en kısıktayken konuştu.

"Ben, çok çok özür dilerim. Sizi Gülce sandım, arkadan görünce."

Dileme Muhammed Enis dileme. Ben zaten biliyorum ki. Senin günaha göz göre göre yaklaşmayacağını, yürekgahında yetiştirdiğin menekşelerinin güzelliğini biliyorum. Her gün sen uyurken ruhum varıyor yamacına. Kokluyor o menekşeleri. Onun temizliği bağlıyor beni sana. Gözlerimi dolduruyorsun iffetinle. Bakışlarım topraptayken içimden geçirdiklerim yüzüme tebessüm olarak kondu. Bu yanlış anlaşılma olayında dahi olmama yüreğimin yanakları al al olmuştu. Bu bana da sirayet etmişti. Sonunda kendimi toparlayabildim, ben de kısıkça yanıtladım.

CÜDÂ | Tamamlandıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें