Selase Âşare- "Tut Elimden"

579 70 151
                                    

Hatırlatma🌙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hatırlatma🌙

Önümüz karanlık uzun bir yoldu, toprak bir yol, taşlarla süslenmişti. Bir yanımda o, diğer yanımda gecenin bağrında okşadığı yıldızlarla uzun bir yolda yürüyorduk şimdi. Gözlerim mütamadiyen onu buldu, onun da bakışları yıldızlardaydı, etrafta yoldaşımız yıldızlardan başka bir ışık kaynağı da yoktu, telefonun ışığını açmamıştık, çünkü buralar şehir gibi değildi, göğün ışığı az çok aydınlatıyordu önümüzü, daha karanlık anlar için saklıyordum ben telefonumun ışığını, şarjı hep lazım olacaktı. Yıldızları izlerken kalbimin hızla atışı gözlerimi ona çevirmeme sebep oldu, onun da elaları yıldızlardan bana çevrildi. Onu izlediğimi anlamasıyla şaşırmasını beklerken sanki biliyormuş gibi gözlerimin derinine bakmaya devam etti.

O an kalbim döndü ve ruhumun kağıdına bir şiir mısrası yazdı.

"Sen ki bulut gibisin,
Ay gibisin güneş gibi bazen."

Fark etmeden dudağımla bu şiirin mısrasını fısıldadım ve o an bir şey oldu, Muhammed Enis durdu ve tam bana döndü, onun da dudakları fısıldadı, sözlerine elalarını harmanladı da öyle tamamladı şiirimi.

"Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun..."

Gözlerim gözlerinin durağından ayrılmazken az önce dudaklarından dökülen şiirin mısrasıyla gözlerim doldu, bu güzel ana gözlerim doldu. Gece, bu anımıza şahit olan yıldızlar ve onun elaları karanlığımı aydınlatan meşalelerim oldu. O da çekmedi bakışlarını ben de, yaklaşık bir iki dakika sonra aniden kendimizi aynı an da konuşurken bulduk.

"Aşk Risalesi."

Şiirin ismini aynı an da söylememiz, sonsuz tebessüm etmeme müsebbib oldu, yanaklarımın ısısıyla gözlerimi toprağa çektim, bu an bir rüya mıydı? Korkuyla çarptı yüreğim, ya gerçekten rüyaysa? Endişeyle gözlerimi kaldırdım, o da aynı benim gibi gözlerini toprağa çekmiş tebessümünü gizliyordu. Binbir mısra yazmak geldi içimden ama önce bu anın gerçekliğini doğrulamalıydım. Sağ elimle sol koluma dokundum, kontrol ettim, göz kapaklarıma dokundum, iyice emin oldum, kalbimde dolan sevinç dalgaları okyanuslara karıştı.
Mutlulukla ağzımdan hafif sesli firar eden sözleri durduramadım.

"Gerçek!"

Onun da duyduğunu anladığım an elimi ağzıma götürdüm, sıkı sıkı kapadım, Muhammed Enis başını kaldırdı, kaşları merakla çatılırken nahif bir edayla konuştu. "Ne gerçek?" Elimi yavaşça ağzımdan çektim, yaptığım gafla sıcak su dalgaları tüm vücudumu ele geçirdi, gözlerimi ve başımı yere çevirdim.
"Bilmem." Gerçekten şu an bilmiyordum, tek bildiğim deli gibi utandığımdı. Şu an kıpkırmızıydım. Yanıt vermedi ama gözlerinin ben de olduğunu hissedebiliyordum.

CÜDÂ | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin