Satan | Taekook

25 | Contract

[Lara Fabian - Je T'aime]

Aşklarım selam...

Bu bölüm bayağıııııı kısa oldu çünkü yazacak bir şeyim yoktu, hemde sizin seçim yapmanızı istedim.

Ve belirtiyim daha yeni yanlışlıkla elim değdi yayımladım kusura bakmayın mdleöfşöelfögö

Oy ve yorum🥺🤧

İyi okumalar...

25 | Anlaşma

Melek kız, buruk bir gülümseme ile kapıdan çıkan Taehyung'a bir bakış atmış ve kendisi dışında kimsenin görmediği yanında ki, ağlayan bedene dönmüştüm. "Tanrım hayır, ben ölemem." diye fısıldamıştı. Yanında duran meleğin onu görmediğini sanıyordu. Depoda sadece melek ve kahve saçlı çocuk kaldığında melek kız sessizce mırıldandı.

"Merhaba Jeongguk." Jeongguk, iri gözlerini şaşkınlıkla daha çok aralamış ve yanındaki melek kıza dönmüştü. "B-beni, beni görebiliyor musun?" burnunu çekmiş ve ağlamaktan dolayı, hafif hırıltılı çıkan sesi ile konuşmuştu. Kız usulca başını sallamış ve herkesin gittiğini düşünüyordu bu yüzden Jeongguk'un elini tutmuş ve mırıldanmıştı. "Gel benimle."

Jeongguk itiraz etmeden kabul etmiş ve melek kızla birlikte havada süzülmeye başlamıştı. Şuan ne Heseok, ne de Taehyung onları göremezdi. "Sana bir teklifim var, Jeongguk." dedi kız, üzgün ikilinin arkasından giderken. "N-ne?"

Jeongguk, şaşkınca konuştuğunda kız gülümsemiş ve "Ya bir şeytan olarak hayatına devam edersin ya da..." demiş ve ikilinin önüne geçerek geri geri yürümeye başladıkları zaman "Ya da seni normal hayatına geri gönderirim ve yaşlanarak ölürsün, Taehyung'la."

***

Sarı saçlı, oturduğu balkonda dizlerini kendine çekmiş ve üşüyen çıplak ayak parmaklarını içe doğru kıvırmıştı. Yanında duran biradan bir yudum almış ve ağlamaktan şişen gözleri, artık acıyordu. Kardeşi saatlerdir kayıptır ve bu olanların hepsi ona göre Taehyung'un suçuydu. Ama, ama ona kızamıyordu çünkü saatlerdir küçük kardeşinin nerede olduğunu bulmaya çalışıyordu.

İstemeden, bir anlık dalgınlıkla Jimin, Taehyung'un özel gücünü umursamadan 'Tüm suçlu Taehyung.' diye düşünmüştü. Bunun üzerine Taehyung, Jimin'den milyon kere özür dilemiş ve onu bulacağına dair söz vermişti. Şuan ise Taehyung yoktu, Namjoon ne kadar yanına gelmek için ısrar etsede izin vermemiş ve kendi başına içmeye karar vermişti. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.

Yanında biri belirmişti, yanına bakmasa bile bu kişinin Taehyung olduğunu anlamış ve "Yarın erkenden, onu almaya gideceğim." Taehyung, kırgın ve ağlamaktan artık acıyan boğazı ile zorlukla konuştuğu zaman Jimin, sadece kafasını sallayarak onu onaylamıştı. "Ö-özür dilerim." Taehyung, ağlamaklı bir şekilde tekrar özür dilediği zaman sarı saçlı elindeki birayı kenara koymuştu.

Ağlamaktan şişen gözleri ile etrafa bakıyor, bir kere bile gözlerini sarı saçlıya değdirmiyordu, siyah saçlı. Jimin iç çekmiş ve Taehyung'a sıkıca sarılmıştı. Taehyung'un elleri anında sırtını bulurken ikiside aynı anda hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. "O-onu, onu hiç ta-tanımasaydım bunlar olmayacaktı." demişti. Ağladığı için arada kekeliyor ve sürekli burnunu çekiyordu.