13 | Would you kiss me once, but on the lip?

14.6K 1.4K 833
                                    

[Florina - Va, va, vis]

Selamlar...

Nasılsınız?

Bu kitaba daha çok bölüm atmak istiyorum fakat aklımda hiç ama hiç fikir yok🥺

Bu bölüm çok az Taekook var😙

Şuana kadar bu kitaba yazdığım en uzun bölüm oldu kontrol etmeden atıyorum kusura bakyın.

Neyse İyi Okumalar....

13 | Beni bir kere öper misin, ama dudaktan?

Kuaförden çıkan çocuk, yeni boyattırdığı sarı saçlarını geriye doğru savurmuş ve derin bir nefes almıştı. Saatlerdir kuaförde bakım yaptırıyordu. Normalde de kendine bakım yaptıran biriydi fakat bugün özel bir gündü. Bu gün sevdiği kişiyle baş başa yemeğe çıkacaklardı. Bu yüzden kendine daha çok özen göstermeliydi.

Heyecandan kasılan karnına eklene, ağrı ile birlikte gözlerini sıkıca kapatmış ve derin nefesler alarak fısıldamıştı. "Sakin ol, Jimin. Başarabilirsin, inanıyorum!" demiş ve elinde tuttuğu alışveriş poşetleri ile hızlıca eve gitmişti.

Sarı saçlı çocuk yeni aldığı siyah kot pantolonunu giymiş ve üzerine beyaz sade bir tişört geçirmişti. Pantalonun yanında süs olarak verilen demirleri ve zincirleri özenle pantolona takmış ve üzerine bir deri ceket almıştı. Yugyeom ona istediği gibi giyinmesini söylemişti sonuçta, değil mi? Derin bir nefes almış ve terleyen ellerini pantolonuna sildikten sonra erkeksi ve ağır kokulu parfümünü sıkmıştı. Kulağına taktığı küperle uyumlu zincir bie kolyeyi de taktığı zaman hazırdı. Şimdi sadece Yugyeom'un konum atmasını beklemek vardı.

Dakikalar birbirini kovalarken, sonunda beklediği mesaj gelmişti. Hızla eline aldığı telefondan gelen konuma bakmıştı. Burası, Namjoon'un işlettiği bardı. Tanıdık yere gideceği sevinciyle, hemen evden çıkmış ve arabasına binerek barın yolunu tutmuştu.

***

Jimin Hyung'un evden çıkmasıyla birlikte bende odama çekilmiştim. Saat bayağı geç olmuştu ama Taehyung hâlâ gelmemişti. Tamam belki saat hâlâ erkendi, akşam dokuza geliyordu ama onu özlemiştim. Çok özlemiştim. Bu yüzden hemen gelmeli, bana sıkıca sarılmalı, güzelce öpmeli ve sarılarak uyumalıydı. Evet, evet tam olarak bunları yapmalıydı.

Bıkkınca bir nefes vermiş ve bilgisayarımı açıp, oyun oynamaya başlamıştım. Kaç saat oyun oynadım bilmiyorum, sonunda belime giren keskin ağrıyla oyunu kapatmış ve bir ağrı kesici içtikten sonra yatağa oturmuştum. Saat gece on ikiye geliyordu. Ne ortalıkta Taehyung vardı, ne de Jimin Hyung.

İkiside yoktu.

Endişelenmeden edememiş ve Jimin Hyung'u aramıştım. Telefonuna ulaşılamıyordu. Bir kaç kere daha denemiştim ama yoktu, açmıyordu telefonunu. Daha çok endişelenirken, Jimin Hyung'u bulmak için hazırlanıyordum. O sırada telefonuma gelen mesajla, elimdeki ceketi yere fırlatmış ve gelen mesajı okumuştum.

Namjoon Hyung: Jungkook, Jimin çok içtiği için sarhoş ayakta duracak hâli yok. Bugün benimle birlikte kalsın yarın sağ salim eve getiririm. Merak etme, o iyi.

Namjoon Hyung'un attığı mesajla rahatlarken derin bir nefes vermiş kendimi yatağa atmıştım. Sırada Taehyung vardı. Ona nasıl ulaşabilirdim ki? Acaba içimden ona seslensem duyar mıydı? Saçmalama Jeongguk! Seni nasıl duysun, o sadece düşünceleri okuyor. Kendi iç sesimle savaştayken arkadan biri belime sarılmıştı. Refleks olarak ellerim direkt belime dolanan kollara gitmişti. Amacım kolunu çevirip onu etkisiz hâle getirmekti.

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now