16 | Is love purer or is it to love?

12.7K 1.3K 1.2K
                                    

[Ashe - Moral of the story]

Selam nasılsınız?

Başlamadan önce başlıktaki soruyu sizde cevaplayın istiyorum. "Aşk mı daha saftır, yoksa sevgi mi?" cevaplayın lütfen, bölümü okuduktan sonra tekrar cevaplamanız için sona yazacağım.

Oy ve yorum istiyorum😭

İyi Okumalar...

16 | Aşk mı daha saftır, yoksa sevgi mi?

"Jungkook!" odamın kapısı aniden açılmış ve içeriye Jimin Hyung girmişti. "Kalk bak, bir haftadır okula gitmiyorsun." oflayıp kafamı yastıktan kaldırmıştım. Haklıydı, okula gitmeliydim. "Tamam." diye mırıldanmış ve yataktan kalkmıştım. Jimin ise tam odadan çıkacakken durmuş ve bana dönerek "Ha bu arada, edebiyat öğretmeniniz doğum iznine ayrılmış, Bayan Son dönesiye kadar Seok Jin sizin edebiyat öğretmeniniz olacakmış." dediğinde bu zamana kadar aldığım en iyi haber olduğunu düşünerek banyoya girmiştim.

O günden sonra, Taehyung'u görmemiştim. Sesini duymamıştım. Ama biliyordum. Beni izliyordu, hissediyordum sıcaklığını, titretiyordu beni, yakıyordu tenimi, hissediyordum. Fakat görmezden geliyordum. O, o bunu hak etmişti. Benimle oynamak onun hatasıydı. Üstelik ona bir şey yapmamıştım. Ben sadece ona karşı bir şeyler hissetmiştim. Ama o, bu hislerimi görmezden geldi ve benimle oynadı. Sırf ona benziyorum diye.

Şimdi ise onu görmezden gelen bendim.

Yüzümü yıkayıp aşağıya inmiş ve Jimin Hyung'un hazırladığı kahvaltımı yaptıktan sonra formamı giymiş ve okulun yolunu tutmuştum. Jackson'ın söylediğine göre, Taehyung hâlâ okula geliyormuş. Bu yüzden gergindim. Ellerim titriyor ve terliyordu. Onu görmek istemiyordum, ama bir yanım onu çok özlemişti. Esmer tenini, bal sarısı gözlerini ve derin sesiyle ismimi söylemesini özlemişti.

Ama hayır! Ondan kesinlikle uzak duracaktı.

Evden çıkmış ve kulaklığımı takarak okul yolunu tutmuştum. Abim bu bir haftada sürekli neden Taehyung eve gelmediğini, kavga edip etmediğimiz sorup durdu. Ona anlatmadım. Sadece kendine yaşayacak bir yer bulmuş diyerek geçirmiştim. Pek inanmasada üstüme gelmemiş, beni rahat bırakmıştı.

On dakikalık yürümenin ardından okula gelmiştim. İlk dersimiz matematikdi. Yoongi Hyung'un bana kızacağına emindim. Bu yüzden kendimi hazırlamış ve sınıfama adımlamıştım. İşte başlıyorduk.

Sınıfıma girmiş ve sırama bakmıştım. Beklediğim gibi Taehyung, oradaydı hemen yan sıramda oturuyordu. İlk geldiğinde, Yoongi Hyung onu oraya oturtmuştu. İç çektim bütün gözler bana dönerken aldırmadan sınıftan çıktım. Kapının önünde Yoongi Hyung'un gelmesini bekledim. Yoongi hyung elinde kitapları ile gelirken yanına gitmiş ve "Hyung..." demiştim.

İlgilendiği telefondan kafasını kaldırmış ve bana bakmıştı. "Ya, serseri!" diye bağırmış sonra bana sıkıca sarılmıştı. "Jimin sana kızmamı söyledi. Taehyung'la kavga mı ettiniz?" gözlerimi devirmiş ve "Onun gibi bir şey. Açma onun konusunu. Rica etsem benim yerimi değiştirir misin? Taehyung'la oturmak istemiyorum." dediğimde, emin olmak için önce beni izlemiş sonra başıyla onaylamıştı.

Sınıfa girdiğimiz an Yoongi hyung "Eunwoo, Jackson'ın yanından kalk Taehyung'un yanına geç. Sende Jackson'ın yanına geç Jungkook."

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now