1 | God

60.3K 3.1K 5.2K
                                    

Umarım bu kitabıda diğer kitaplarım gibi seversiniz♡

İyi Okumalar...

1|Tanrı

Hayat denen bu şey... çok saçma değil miydi? Benim için gerçekten saçma, özellikle boktan bir şeydi. Tanrıya lanetler ediyordum ve bu umrumda bile değildi. Hayatım boyunca tanrıya bir kere bile inanmamış, kimse için dua etmemiş, kiliseye gidip ibadet bile etmemiştim. Çünkü, saçma ve gereksiz buluyordum.

Bu zamana kadar...

Şuan deli gibi koşuyor, beni yakalamak isteyenlere ağız dolusu küfürler ediyordum. Okul çıkışıdan beri kovalıyorlardı, neredeyse bir saattir peşimdeydiler ve biz salak gibi ebelemece oynuyorduk. Beni yakalamak isteme nedenleri ise baştan sona saçma bir şeydi. Aslında yapılı ve kaslı bir vücuda sahiptim, kendimi savunabilirdim. Fakat şuan arkamda altı kişi beni kovalıyordu. Üç kişi olsalar kolaylıkla hallederdim ama altı beni zorlardı.

Nefes nefese koşmaya devam ettim. Artık ciğerlerim iflas edecek duruma gelmişti. Burnumdan aldığım her soğuk nefes burnumu sızlatıyordu. Boğazımdaki acı, gözlerimim yaşarmasına neden olurken sağımda kalan sokağa girmiştim. Ben daha ne olduğunu anlamadan suratıma yediğim yumrukla yeri boylamıştım. Dudağımda hissettiğim acı ile dilimi dudağımın kenarına götürdüm. Aldığım metalik kan tadıyla dudağımın patladığına emin olmuştum.

Kalkıp, karşılık vereceğim zaman karnıma yediğim tekme ile iki büklüm olmuştum. Acıyla inlemiş ve kafamı geriye atmıştım. Arkamdan koşanlarda yanıma geldiklerinde içlerinden sadece bir kişiyi tanıyordum.

Taemin...

Lise başladığımda çok yakın arkadaş olmuştuk ama lise ikide sevdiği kızın, aslında beni sevdiğini öğrenmişti. O zamandan beri benden nefret ediyordu ve her seferinde benimle uğraşacak bir şeyler buluyordu. Bugünkü nedeni ise erkeklerden hoşlandığım, biri tarafından okula yayılmıştı. Çoğu kişi anlayışla karşılarken, çoğu iğrenmişti. Hoş, sikimde bile değillerdi.

"Bak sen, bizim küçük tavşan kaçmayı öğrenmiş." Taemin iğneleyici bir tonda konuştuğunda gözlerimi devirmemek için kendimi zorluyordum. Yanında beni tanımayan adamlarla -ne kadar adam denirse, karakter yoksunu herifler- gelmiş, beni köşeye sıkıştırıyordu. Tek gelmeye veya okuldaki tanıdıklarla gelmezdi çünkü boks ile uğraştığımı ve okulda dövdüğüm bir kaç çocuktan dolayı çoğu kişi bana bulaşmazdı. Bu yüzden beni tanımayan kişilerle gelmişti. Dudağımın kenarı kıvrılmış, önce kıkırdamıştım. Bu kıkırdama büyüyüp, kahkahaya dönüştüğü zaman Taemin'in kaşları çatılmıştı.

"Ne gülüyorsun!? Komik mi, it!?" diyip karnıma tekme attığı zaman ona karşılık vermemekte kararlıydım. İçimden inanmadığım tanrıya yalvarmış ve 'Tanrım lütfen bunların elinden kurtulayım, bir şey olsun. Jimin beni bekliyor, geç kalırsam çok üzülür.' demiştim. O sırada sokağın başında duran arabaya gözüm kaymıştı. Gülüşüm git gide artarken Namjoon Hyung'un babası, polis arabasının sirenini çalmıştı. Taemin ve o salak arkadaşları anında koşarak kaçmaya başladıkları zaman Namjoon Hyung, babasının arabasından inmiş ve koşarak yanıma gelmişti.

"Aman tanrım, Jeongguk iyi misin?" diye soru yönetirken bir yandan kalkmama yardımcı oluyordu. İyiyim anlamında başımı salladığımda zorlukla ayağa kalkmış ve "Hyung, eve gitmem lazım." dediğimde anında itiraz etmişti. "Hayır, Jeongguk. Hastaneye gidiyoruz." demişti. Karnım acıyordu fakat buna dayanabilirdim. "Olmaz, Hyung! Jimin Hyung beni bekliyor. Ona söz vermiştim." dediğimde, sıkıntılı bir nefes almıştı. Konu Jimin ve ben olduğu zaman bize ve en çokta Jimin'e kıyamıyordu.

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now