18 | Taehyung is me!

12.9K 1.3K 649
                                    

[The Neighbourhood - Daddy Issues]

Selamlar, nasılsınız?

İyi olacağım inşallah ben... Melisa için üzülüyorum. Ona yapılan iğrenç yorumlara inanamıyorum. Gerçekten, insanımız cahil. Çok cahil bir canavarlar. Yetmiyormuş gibi bir de benim biricik Yoongi'mi suçluyorlar. Yazık gerçekten, yazık. Böyle bir zihniyet olamaz, asıl suçlu sizin gibi kalbi taşlaşmış, insan olmayı hak etmeyen varlıklar.

Çok uzatmak istemiyorum, özlemişsiniz.

İyi Okumalar...

18 | Taehyung benim!


Jimin, dibi gelmiş sarı saçlarını geriye atmış ve elindeki anahtarla kapıyı açmıştı. Arkasında duran Namjoon'da onu izliyordu. O günden sonra fark etmeden daha da yakınlaşmışlardı. İkiside bu durumdan memnundu. Namjoon, ona eskisinden daha yakın olduğu için, Jimin ise ona azda olsa Yugyeom'un eksikliğini hissettirmiyor, üzülmesine izin vermiyordu.

Saat akşam 10'a geliyordu. Jimin bugün fazladan mesaiye kalmıştı. Namjoon'da onu eve bırakmıştı, sonrasında Jimin'in eve bir şeyler içmek için davet etmesiyle buraya gelmişti. İkiside sakinlikle ayakkabılarını çıkarmış ve terlik giyerken, sessiz evde sadece onların nefes alış veriş sesleri vardı.

Jimin içinden, acaba Jeongguk uyudu mu? Diye geçirdi. Havalar yavaştan ısınmaya başladığı için Jimin, mevsimlik ceketini çıkarmış ve Namjoon'a doğru "Sen salona geç, ben üzerimi değiştirip geliyorum." Namjoon kafası ile onaylarken, salona doğru adımlamıştı.

Jimin seri adımlarla odasına gitmiş ve üzerini giyinmişti. O sırada Namjoon'un "Jimin, buraya bir bakar mısın?" diye hafif yüksek sesini duymuş ve Jeongguk'un odasına girmek yerine salona adımlamıştı. Kapının önünde dikilen Namjoon'a şaşkına bakmış ve "Ne oldu?" diye sormuştu. Namjoon, eliyle koltukta oturan ve çalışmayan boş televizyonu izlediğini gördüler.

Jimin "Jeongguk?" diye seslendiği sırada Namjoon söze girmişti. "Cevap vermiyor, bende seslendim ama cevap vermedi." demişti. Jimin telaşla Jeongguk'un önüne gelmişti. Kendine çektiği dizlerine sarılmış ve çenesini dizlerine yaslamıştı. Jimin, sakince yanına oturmuş ve Jeongguk'un koluna dokunarak, "Jeongguk?" demişti. Jeongguk, sıçrayarak kendine gelirken. Jimin'in yüzünde yumuşak bir gülümseme olmuştu.

"Benim minik tavşanım, ne yapıyormuş?" diye sorduğunda Jeongguk, yorgun bir gülümseme bırakmış ve "Düşünüyor." demişti. Jimin, Jeongguk'u kendine çekmiş ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra dizine yatırmıştı. O sırada Namjoon'a gel işareti yapmış ve hemen yanını patpatlamıştı. Namjoon, sakince Jimin'in yanına oturmuş ve sessizce onları dinlemeye başlamıştı.

"Hım, ne düşünüyorsun. Söyle, belki yardımcı oluruz." dediğinde Jeongguk "Başka kim var?" demiş ve kafasını kaldırdığı gibi Namjoon'la göz göze gelmişti. Namjoon gamzeleri gözükecek kadar gülümsemiş ve "Naber, kurabiye?" demişti. Jeongguk, gülümseyerek "İyi." demiş ve tekrar Jimin'in dizine yatmıştı. Sonra "Konu Taehyung." demişti.

Jimin'in aklına hemen o güzel boynuzları gelince yüzünde bir gülümseme olmuştu. Sonrasında aklına Namjoon'un bilmediği gelmiş ve "Jeongguk, neden Namjoon'a en başından anlatmıyorsun?" demişti. Jeongguk, Jimin'in dizinden kalkmış ve oturur pozisyona geçerken, "Pekala." demişti.

***

(Jeongguk'un anlatımıyla.)

"İki hafta önce kavga ettik ve o zamandan beri konuşmuyoruz." demiştim. Namjoon Hyung beni büyük bir sakinlikle dinlemiş ve tepki göstermemeye çalışmıştı. Ama Taehyung'un bir şeytan olduğunu söylediğim zaman gözlerindeki korku ve şaşkınlığı görmüştüm. Jimin Hyung, kafa sallamış ve devam etmemi söylemişti.

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now